22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ceyat çapan Şiir Atlası içimiz titrer, hani bir başlasa, ve bekleriz gün be gün Eser yok bir rüzgârdan ama, gelip bizi büksün. Kızlar şarkı söyler: BÎZ uzun uzun gülüştük ışıkta, ve her biri bir öbürüne iri karanfiller ve muhabbet çiçekleri getirdi sanki bir geline şenlikte ve gırla sırları sözleri. Sonra gecenin adını andık, usulca yıldızlandı sessizlik. O zaman sanki her şcyden uyandık ve birbirimizden ayrılıp gittik: iç yakan özlemi aldık bir şarkı gibi öğrendik... KIZLAR bahçe yamacında uzun uzun güldüler ve şarkılarıyla bir de koşuşmalarıyla yorgun düştüler. Kızlar yanında selvilerin titreşiyorlar: Başlıyor vakit, o saat artık bilmiyorlar, kimin ve her şey kime ait. Biri Şarkı Söylüyor: BEN çocuktum uzak yaban, tâ ki: yoksul, kör ve kırılgan sıyrılana kadar utancımdan; bekliyorum orman ve rüzgâr ardında kesin ki çoktandır kendimi. Yalnızım ve uzak evim ve sessiz dalarım: ne haldeyim? Sorsa biri, kimim ben? .. .Tannm, ben gencim ve sarışınım ve bir dua biliyordum ve geçiyorum besbelli boşu boşuna ve yabancı gibi kendi önümden... Ve Şarkı Söyler: BİRİ bana yol göstermeli, ama olmasın bu rüzgâr; çünkü yerler ve kapılar öyle çoklar. Kime sorayım hepsini; gideyim mi hep kendi kendime ve dayanayım mı düşte gibi, yükselen dağlara şatolara her biri dayanmış yabancı göllerin eteklerine?... Ve Şarkı Söyler: BİZ hep kız kardeş gibiyiz. Ama akşamları, başlayınca üşümeye ve birbirimizi yavaşça yitirmeye ve her birimiz fısıldamak istemeye kız arkadaşlarına: Şimdi korkuyorsun. Anneler söylemiyor, neredeyiz biz, ve bırakıyorlar bizi yapayalnız, korkuların bittiği ve Tanrı'nın başladığı yerde biz belki oluruz... Rainer Maria Rilke/ Şiirler/Çeviren: Yüksel Pazarkaya Kızların sarkıları Cem Yayıneyi, Rilkenin bütün şiirlerini asıllarının yayın tarihi sırasıyla yayımlamayı sürdürüyor. İlk üç kitabın Türkçe çevirisi çıkti: İyi Ruhlara Adak, Düşten Taç, Advent. Şairin ilk kez 1898 yılında Erken şiirler adıyla yayımlayıp, 1909 ikinci basımında adını Kendime şenlik olarak değiştirdiği dördüncü kitap yakında "Kızlar şarkı Söylüyor" adıyla çıkacak. Yayımından önce bu kitaptan bir tutam sunuyoruz. Ey kızlar siz bahçeler gibisiniz akşam üstü nisanda sedef sedef: bütün yollar bahar iziniz, ama henüz yok hiçbir hedef. ŞÎMDİ artık siz de kadınsınız hepiniz. Çocuklarınız var ve yitirdiğiniz düşler, ve çocuklar dünyaya gelmişler ve çocuklar dünyaya gelmişler, ve bilirler: bu girişler içinde kederle kocanz hepimiz. Her şeyleri bir yere sahip evde. Yalnızca Avemariai*) çanları bir anlam verir canlan, ve sonra çıkarlar yorgun ele. Yollar gözlerinde büyümeye başlar, serin serin eser soluk Campagnddan(**) eski gülümsemeleri anımsarlar eski bir şarkı gibi o an... YÜRÜYÜNCE sokak arasından, oturuyor orda güneş yanığı kızlar ve bakıp şaşıyorlar bayağı adımlanmın arkasından. Biri şarkı söyleyinceye dek ve hepsi susmalarından çıkıp eğilip gülümseyerek kalkıp: Kardeşler, gösterelim ona bakıp kimiz biz diyerek. KRALİÇELERSÎNÎZ hem zengin. Daha da zengin şarkılarca çiçek açan ağaçlardan. Değil mi, bu yabancı soluk ezgin? Çok, çok daha solgun anca onun en sevdiği düşleri, C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI andırır havuzdaki nilüferleri. Bunu duyumsadınız demin: Kraliçelersiniz hem zengin. DALGA size hiç susmadı, o yüzden hiç sessiz değilsiniz siz de ve şarkı söylersiniz onun gibi; ve özünüzün istediği en derinde, olur ezgi. Ve sedasını içinizde güzellik utancının çıkardı mı? Uyandırdı mı onu bir genç kız kederi kimin yüzünden? Şarkılar geldi, özlem gibi, ve yavaş yavaş damatla geçip gidecekler... KIZLAR görüyor: sandalların yolu dönüyor limana uzak, ve bakıyorlar çekingen ve birbirine sokulu, ak sulann nasıl da ağır olduğunu: çünkü böyledir akşamın usulü, bir korku gibi olmak. Ve böylece yoktur dönüş: Gelir yorgun denizden sönmüş gemiler siyah, büyük ve boş bir düş, salınmaz yukarda flama diri: sanki hepsini yenmiş birileri. SİZ kızlar sandal gibisiniz; kıyısına saatlerin ıssız her zaman bağlısınız, bundansınız hep solgun; hiç düşünmeden bilseniz, kendinizi rüzgâra vermek istersiniz: düşünüz kendisi havuzun. Bazan alır sizi sahilde rüzgâr götürür zincirler gerilene kadar ve sonra seversiniz onu: Kardeşler, şimdi biz kuğularız, altın perçemlerinden ağarız masal midyesini. SARIŞIN kızkardeşler ördüler neşeyle yürüyerek altın samandan perçem, göz alabildiğine toprak önlerinde altın gibi korlanıncaya kadar; o zaman kendi kendilerine: tansık içine düştüğümüz yer. Akşam çiçeklere ağır gelir, kızkardeşler utanç içinde kalır ve ellerini uzatır dinlerler uzun uzun ve gülümserler boş, ve her biri hasret çeker: kimdir diye bizim güveyimiz... YÜRÜYÜNCE örücüler sarışın akşam ülkesinin parıltısında: hepsi kraliçedir onlann ve başlarlar tasarıların 822 kendi taç çelenklerine. Çünkü içinde yaşadıkları nur büyük bir lütuftur ve onlardan gelir bu, ve perçem ettikleri saman, içti kızlık gözyaşlarından hem de ağır altın oldu. BAHÇE tam başlamadan önce kendini iyiliğe teslim etmeğe, durur kızlar içinde ve sarsılırlar kararsız yaşantı karşısında, ve dar korkular arasından kaldırırlar ellerini rüzgâra iyice. Ve yürürler ürkek ayak, giysiler yapışınca üstlerine; bu ilk tavırlarıdır işte, şenlik duyguları içinde isterler düşlerine takmak... BÜTÜN caddeler götürür şimdi dosdoğru altına: Kapı önünde kızlar görür bunu böyle tam tamına. Elveda demezler yaşlılara, yine de: uzağa yürürler; nasıl da eğnik ve özgürler birbirini değişik tutmalara, ve diğer büklümlerde ışıyan endamları sara sara giysi kayar gider. HENÜZ haberin yok korunun güzünden, içinde ışıyan kızların gezindiği; bazen yalnız öper uzak, inceden ammsama gibi seni şarap kokusu, kulak kesilirler ve biri söyler hüzünlü bir kavuşma türküsü. Sakin havada filizler salınır, sanki veda el sallar. Patikada durur bütün güller düşünceli; görürler yazlan sayrılaşmada, ve aydınlık elleri düştü sessiz olgun eyleminden. Kızlar şarkı söyler: ANALARIN sözünü ettiği o zaman, yolunu bulmadı yatak odamızın, ve kaldı orda her şey düz ve temiz. Derler bize, kırılmışlar yaman fırtınaların saldırdığı bir yıl. Biz bilmiyoruz: Nedir o, fırtına? Oturuyoruz kulenin dip katında Ve işitiyoruz bazen uzaktan yalnız ormanların estiğini dışarda; ve bir kez kaldı yabancı bir yıldız durup bizim burda. Ve sonra biz bahçede olunca, (*) Katolıklerm Meryem Ana duası ransa'Ja bir bolgc SAYFA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle