23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ma isteği olan aşk, hcr zaman kısa vadelidir...Benliklerden birisi ötekisini tamamen ele geçirdiğinde duyduğumuz arzu yatişır, aşk da sona erer. Sevgi isc uzun solukludur, işgalci değildır..."(s.l97) düşüncesiyle buna engcl olmaması vc Şafak'ın geleceğini düşüne Mehmet Eroğlu, "Duş Kırgınlan'yla romanın basit, sıradan bir anlatı olmadığını/olamayacagını, edebi bir zenglnllkle ortaya konulması gerektlğini gösterlyor. rek onu terk etmesi, kısaca sahiplen(e)memesi, arkadaşları tarafından da suçlanmasına yol açacaktır. Bu dönem, yani KuzeyŞafak ilişkisinin yaşandığı 1998, birbirine bağlı vc uzun bir tarihsel arka planı kapsayan romanın, üç ayrı zaman diliminden ilkini oluşturuyor. Bundan sonra hiçbir şeyle ilgilenmeyen, ycmeyen, uyumayan, sadece alkolle günlerini geçirip Şarak'ı bekleyen bir Kuzcy var karştmızda. Bu süreç, 'parasıyla hcrkesi tek tek ele geçiren' Çiğdem'in, hem iflasın eşiğine gelmiş otelin, hem de Kuzey'in karşısına çıktığı 2003 yılına kadar devam eder. KUZEY ÇİĞDEM İLİŞKİSİ KuzeyÇiğdem ilişkisinin yaşandığı bu dönem, romanın ikinci zaman dilimini oluşturduğu gibi, Çiğdem'in sık sık KuzeyŞafak ilişkine yönelik soru ve sorgulamalarıyla bir önceki dönemi de beslemekte ve romanın ağırlıklı anlatı bölümünü oluşturnıaktadır. Tabii Çiğdem'de sever Kuzey'i ve "doğanın her kadına tanıdığı bir hakkı" kullanarak bir anlamda imkansızı ister Kuzey'den. Ancak Kuzey'in hatırladığı her şey Şafak'la tlgilidir; "çünkii, içkinin tutuşturduğu yangından arta kalan belleği" (s.144) onunla doludur. Romanın üçüncii ve içinde bulunduğumuz zaman diliminde ise Çiğdem'in isteğiyle Kuzey'in öyküsünü kaleme alan ve Kuzey gibi benzer iç hesaplaşmalarla uğraşan, aynı zamanda Karaburun'da yaşayan bir yazarla karşılaşıyoruz. Bu arada söz konusu bu yazarın, her bölümün başında okuyuculara, hem kendi iç dünyasındaki konuşmaları aktarmasının, hem de birazdan okuyacakları bölümü özetleyen bir takım açıklamalarda bulunmasının, romana ayrı bir renk ve hava kattığını belirtelim. biz(s.21)... Biliyor musunuz, en kaliteli haini olan kuşak bizimkıdır. Bana sorsalar, acı çekmeyi sevcnlerin, mazoşistlerın kuşağı derim. Sanki diinyanın tüm acılarını yüklenmeye mccburıi7...Anavatan, yetmedi Vietnam, Giiney Amerika, Atri ka, tabii Filistin de var.. .Intihar eğilımimizin, yaşamımızdan vazgeçmeye yatkın oluşumuzun ardında da işte bu acılardan kurtulma isteğı var bence" (s. 153) dıyen bir kuşak bu. 'Süreklı pahalı nesnelerdcn söz eden, değerin değil, fiyatın önemli olduğu bir dünyadan gelen, içinde düşünce barındırmayan, sığ, cılız cümlelerle konuşan' bir kuşak ve zihniyet karşısında beklentilerin boşa çıkması, hayatın tek düzeliği/anlamsızlığı, bireyin toplumdan hatta zaman zaman kendinden kaçma hali ve Kuzey'in de yaptığı gibi, modern hayattan kaçarak doğaya yöneliş söz konusu burada. Kuzey'in yaşadıkları, bir anlamda toplumsal degişim/dönüşümlere ayak uyduramamış, ideolojik çözulüşleri ve değer yitımlerini kabullenememiş bir bireyin, iç sesiyle, sıkıntılarıyla, yaşadığı 'hiç'lik ve çözümsüzlük duygularının anlaümı. Nitekim romanın bir yerinde, Çiğdem'in, "Içki unutmanızı sağlıyor muı ) " dıye sorması üzerine belleğı her daim kanayan Kuzey, "lçkı, acıyı unutturmaz, sadece katlanılabilir yapar. lçenlerın beklediği, içkiden umduğu da budur zaten" diye yanıtlar; ardından da "Kım kutsal acısından bütün iiyle vazgeçer" diye sorar. Çünkü, büyük iddialarla yola çıkan bir kişi, bir kuşağın temsılcisi için, unutma yenilgiyle eşdeğerdir; dolayısıyla yenılgiyi kabullenmemek için acıyı dındirmek ve yaraya merhem sıirmek lazımdır. Bütün bunlar, her şeyi, yaşamı bile reddediş, yabancılaşmayı gündeme getirdiğinden, çözüm Kuzey'in yaptığı gibi 'doğa'da ve 'alkol' de aranıyor. Bunun sonucunda Kuzey'in bir yarımada olan Karaburun'a yerleşmesi, bir anlamda kabuğuna çekilmesi, bir yanıyla bağımsız ve özgün durıışu simgelerken, diğer yanıyla da dcnızı, yani içinde bulunduğu toplum tarafından kuşatılmışlığı simgeliyor. Buradaki amaç ise, doğadakı kendiliğinden oluşan ve uyumlu işleyen yapı gibi, toplumun da kendisini oluşturan parçalara müdahale etmediği ve bunu dayatmadığı bir birliktelik tasavvuru oluşturmak. Falih Rıfkı Atay Atatürk'ün gerçek hatıralarını, onun en yakın çalışma arkadaşı ve sırdaşı Falih Rıfkı Atay kaleme almış ve Atatürk'ün izni ile 1926 yılında Hakimiyeti Milliye Gazetesi'nde yayınlatmıştır^ Atatürk'ün Vahidettin hakkındaki düşünceleri ve yorumları en gerçek haliyle bu hatıralardadır. Atatürk'ün Bana Anlattıkları YARIMADA METAFORU' Roınanda butun bunlar ve 'yarımada metatoru' oldukça başarılı bir şekilde ortaya konulduğu gibi, hcr şey yerli yerındc ve taşlar bilinçli bir biçimde oturtulmuş. Oyle ki Eroglu'nun akıcı anlatımının yani sıra, kahramanlarının sahiciliği romanın fonunu daha da belirginlcştiriyor. 'Hiç doğum yapmadan hcrkcsın annesi olabilen' I landan, 'yarımadanın tüm sırlarını sırtında taşıyan' Fındık, yazın bunaltıcı sıcağında bile takım clbısesini üzerinden çıkarmayan Şuayip, Gü neydoğu'da girdiği bir çatışmada hamile iki kadının ölümüne yol açtığı için çocuk sahibi olmak istemeyen ve bu yiizden hamile karısmdan kaçan Yüzbaşı Emin, felsefeci Ihsan Hoca, Erica ve diğerleri...Bütün bunlar, romana renk ve anlam katan, insan unsurunun öziimsenip başarılı bir şekilde yansıtıldığı karaktcrler. Özetle Eroğlu, "Düş Kırgınlan"yla romanın basıt, sıradan bir anlatı olmadığını/olamayacağını, edebi bir zengınlikle ortaya konulması gcrcktiğini, popüler kültürün bir çok alanda tabii ki edebiyat ve yayın dünyasında da toplumu esir aldığı bir dönemde romanın, toplumun ve daha küçük ölçekte bireyin siyasi duruşunu, zihniyet dünyasını, arzularını, beklentilerini, ınançlarını yan sıtmasını gerektiğini ve tüm bunların sosyolojik bir gereklilik olduğunu başarılı bir şekilde ortaya koyuyor. • Düş Kırgınları/ Mehmet Eroğju/ Agora Kı/ıiplığı/ 2561 f» 9 9 VAHİDETTİN pozi if yayınları internetten satış / www.kitapyurdu.com GENEL DAGITIM ARTI YAYIN DAGITIM tel. 0212. 512 48 84 belgegeçer 0212. 512 09 14 email: dcimen@turk.net MÜSTAFA KEMAL'in AGZINDAN EN KALİTELİ HAİN Eroğlu'nun bütün romanlarında çağımızın sorunlarının irdelenmcsinin büyük bir yer tuttuğunu belirtmiştim. Nilekinı bu romanmda da, kurduğu düşler birer bırer kırılmış olan Kuzey'in ruh halinde, bir kuşağın ıc dünyasını, aşk, cinsellik ve toplıım, kısaca hayata dair her şeyin izlerini görmek mümkün. " N e kadar inkar etsek boş. tktidarsızlığı kanıtlanmış bir kuşağa mensubuz M U I I D İ V C T I T İ T A D A VI SAYFA 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle