Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Betül Tarımandan Behçet Necatîgil ödüllü kitap dülkadir Budak galiba şu dizeleri yazmıştı: "Unutulmaz babaların oldüğü Annelcrınse onlarla gömüldüğii" Bu sorunsalı "Yol tnsanları"nda Betül Tarıman "Dul/luk" adlı şiirinde daha bir boyutlandrıyor: "ne yapsam şimdı yüzüm kaç kere zenci ve agır kılom artık günlercc dal ktrılmış rafa kaldırtlmtştır a$k açıp tiimör gibi gecede acıyı çoğaltır vuruha da yüzütne dul lekesi çeker kirpıklertmı baharlar" "Bir kız doğunca evin dört duvarı sızlar" atasözü, Betül Tarıman'ın şiirlerini okurken sık sık aklıma geldi. "Üjümüş hokaktır ev anneye Yalntzlığı obur hayat a ntspet" dizeleri eğlencesiz bir dünyanın yalnız annelerinin hayatı değil mi? Dışarıda imrenilecek bir dünyanın renkleri bütün baştan çıkarıcılığı ile akarken, o dünya ile annelerin arasında katı duvarlar vardır. Bu elbette bir kadınlıkerkeklik sorunundan çok bir sistem sorunudur. Hâkim sınıflar hayatın renklerini oburca salt kendileri için meşru kılarken, ezilen sınıflara bu hayatı yasaklar. Çünkü burjuva hukukıınun kuramsal eşitlikleri, gerçek ve büyük eşitsizlikleri gizler. Elbette bir kadın olarak Betül Tarıman radarını kadınların "zenci" oldukları gerçeği üstüne tutuyor. Bu öncelemeyi yaptığı için onu eleştirmek haksızhk olur. Betül Tarıman'ın üç kitabmda öne çıkan izleklerden biri de azınlıklara karşı duyduğu sevgi. Azınlıkların "zcncilik" konumunu da şiirlerine taşıyor. "Kardan Harfler"deki "Dikran Amca" şiiri, Cihangir'de Şimşirci sokakta evi hırpalanan Aleksandros Hocapulos'a ithaf ettiği "Güle Gece Yorumları"nın ilk şiiri olan "Keskin Bıçak ve Mesel" adlı şiiri, bu azınlıklara olan sevgisine bağlayabili Betül Tanman YOL İNSANLARI 'Yol însanları' ları onarmak isteyen militan feminist tutumuna karşı sert ve buyurgan bir edası yoktur; hüzünlü ve kırık bir eda şiirlerini biçimlendirir. "Kardan 1 Iarfler"de naif bir dünya betimlenir. Çocukluk anılarının çağrışımları ile örcr şiirlerini. Bu şiirler sanki bir çocuk tarafmdan crişkinlerin diliyle yazılmıştır. "Kardan Harfler"de "Yol Insanları"nı haber veren bir şiire rastladım. Yirmi altıncı sayfadaki "Aşk Çiplak" adlı şiir. Şiirin tamamını buraya alıyorum: "kederın pervazında iki kız kardeş makas deg'memiş saçlanna dökülüyor akşam göğüslerinde yalntzltk bir ayraç gıbı durmakta biliyorum bu kış da kuytumla sevişecek kalbime büyüyen hayalet iki kadın iki kız kardeş boyunlarında kuş desenli birfular var aşk henüz ayağa düşmemiş gözlerinde nisanın unuttuğu bir mavi durmakta unutmak fena bir mektup aşk kadar hızlı anne bak şehir düştii aşk çıplak" "Kardan Harfler"de anne, baba, abla, amca, komşularla ev ve mahalle ile çevrili bir çocuğun dünyasının hüzünlü, evet biraz da mutlu anıları resmigeçit yapar. Bu naif dünyanın mutlu renkler barındırması geçmişin mutlu anlarıyla hatırlanmasıyla izah edilebilir. Çocukluk ülkesine özlem Türk şiirinde Ziya Osman Saba'nın "Çocukluğum" çığlığıyla başlar ve uzun süre Türk şiirinin gözde izleklerinden biri haline gelir. Çocukluk bir altın ülkedir. Betül Tarıman böylesi romantize edilen bir altın ülkeden söz etmiyor. Zaten buraya da Betül Tarıman'ın ustalığa giden yoldaki güzergâhlarını saptamak için geldik. "Kardan Harfler"de tam yirmi dört kez anne sözcüğü yalın ya da birleşik halde yer alıyor. 2002 yılında yayımlanan ikinci kitabı "Güle Gece Yorumlan", verili dünyanın aşk hallcrine itirazla başlar. 1 lem feminist henı de usta bir şairdir artık Betül Tarıman. Kitabın yirmi üçüncü sayfasındaki "Plastik (iüller ve Mesel" adlı şiirindeki "Evcil aşklar yaratıyoruz Sonra tutup dallarmt kırıyoruz Her şey dıg'erınc eklenıyor Erken sabab gıbı durmadan" dizelcrinden de anlaşıldığı gibi her şeyin aynı olarak devam ettiği bir mekân ve zaman içinde kızlar annelerin, oğullar da babaların devamı, hatta aynısıdır. Salt gen haritaları belirlemez bu durumu. Kültürel ve törel dominantlar söz konusudur. Dünün dünyasında en çok haksızhğa uğrayan kadınlar bizim coğrafyamızın kadınlarıdır. Betül Tarıman, Refik Halit Karay'ın "Yatık Emine" hikâyesini okudu mu? Bu hikâye Anadolu coğrafyasındaki travmayı bütün çıplaklığı ve gerçekliğiyle izah eder. "Korkartm actya düşecek yolutn Ipmi kurtlar kemirecek Bir ben üşüyeceg'tm uzadıkça gece Tanrtm sen ytldızları üstüme ört." Bu dizeler için teşekkürler Betül Tarıman. Ağıt toplumuna özgü sembollerle algılanan bir yapısı vardır Türk toplumunun. Çocuklukgenç kızlıkannelik sürecinde devam eder ve hayat bu ağıt sembolleriyle tercüme eder kendini. Şair Ab Hüzünlü, ama kötümser bir şair değil Betül Tanman. şiirleri okurken ezgisel bir bütünlük insanı sanki bir hipnoz halinde bırakıyor. Zenci blues'larını ya da Joan Baez'ı dinlerken olduğu gibi bir tat hislerimizi kuşatıyor. 1 Hüseyin Avni CİNOZOĞLU 005 Behçet Necatigil Şiir Ödülü "Yol însanları" kitabıyla Betül Tanman'a verildi. Betül Tanman ile Necatigil'in şiiri arasında yakın olmasa da dolaylı bir akrabalık olduğu söylenebilir. Her iki şair de nesneler ve dünya ile kurdukları ilişkidc bir iç konuşma seyri içinde sesini yükseltmeyen bir biçemi terih eder. Betül Tanman bir kadın "özne" olarak kadınlığın hallerini önceleyen bir tutum içindedir. Sanıyorum Betül Tarıman'ın şiirinin kaynakları arasında Necatigil de önemli bir yer tutmakta. Odülün Tanman'a verilmesi bu bakımdan da isabetli olmuş. "Kardan Harfler", "Güle Gece Yorumları" ve "Yol tnsanlan" adlı şiir kitapları bir izlek dağınıklığı göstermeden, peş peşe Tarıman'ın şiirini derinleştiren ve adının öne çıkmasını sağlayan bir şiir serüveninin birbirine eklenen halkalan. "Yol Insanları" adının ilk çağrıştırdığı bir tasavvuf istiaresi, Doğu kültüründeki başat anlamıyla. Okur burada bir tuzağa düşebilir. Çünkü Betül Tarıman radikal bir feminist. Geleneksel toplumun verili değerlerine itiraz eden muhalif tavrını gözlemleriz şiirleriyle çıktığımız yolculukta. Kadınların en çok gadre ve haksızlığa uğradığı bir coğrafyada, çocuklukgenç kızlıkannelik sürecinde yaşadığı tanıklıklan yansıtırken, her menzilde bir özgürlük fişeği yakarak yolu aydınlatmak isteyen bir yol insanının gayreti içinde. Kitabın anlamını bu yan anlam bağlammda kavramak gerekiyor. Ama şiirlerde zaman zaman tasavvufu telmih eden sözcüklere de rastlıyoruz. 2 "Bulaşıadır her salgın ve Burkulmuş baharlar içinde Yarılıştır eve her savaş" Çok sınırlı izleklerden yola çıkarak bir merkez etrafında halkalar şeklinde bu izlekleri nüanslarla donatıyor. Orkestrasyonu "Mono" bir ses yönetiyor. Bu durum bir tekdüzelikle sonuçlanmıyor. Yalmlığı öncelemesine rağmen, özellikle "Yol Insanlan"ndaki bazı şiirleri hermetik bir yapı gösteriyor: "Zonklayan yaradır kadınlar Düşleri bulutlarla tenha Susmaktan örtünürler hep Darlıklart eve kar Her bahar düşleri stnanır acıyla Bir kapı öteler kış Masal satarlar durmakstztn Kapılarında çivilenmiş kederler Sesleri yok, dilleri yok Inerler hep bir yoktan kışa Oluk kadınlar, kıyı kadınlar Bulut kadınlar, dağ kadınlar" KARDAN HARFLER 2000 yılında yayımlanan ve Orhan Murat Arıbumu Jüri Özel Ödülü'nü aldığı "Kardan Harfler"de annc imgcsi etrafında meramını anlatmak isteyen bir tutum sergiler. Türk şiirinde "anne" imgesine ve izleğine, hatta sözcüğüne Betül Tanman kadar sıklıkla yer veren başka bir şaire rastlamıyoruz. Betül Tarıman'ın itirazını yükselttiği nokta, birincil olan aşka geçit vermeyen bir toplumun hal ve gidişatındaki kusurlu ve travmatik bölgeler. Bu kusurSAYFA 14 DALGIN BAKARKEN UFKA Türk şiirinin bu soy dizelere ihtiyacı vardı. Nâzım Hikmet'in "Bizim Kadınlarımız"ı anlatan şiirleriyle de buluşuyor bu şiir. I lerhalde şiirde gelenek dediğimiz olgu da daha önceki bir izleği, hikâyeyi zenginleştirmek. Bireyselliğin sınırındagöründüğü anlarda bile Betül Tarıman züppeleşme gibi bir hataya düşmüyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 82 2