Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler 524 s. 58 Gün Mustafa Kemal ile Filistin'den Anayurdun Dağlarına/ Mustafa Yıldırıml Toplumsal Dönüşüm Yayınları/ na karşın, modcrn bir yazılı etkinlik olarak, örneğin bir Fransız şiirı kadar köklü, yaygın ve etkılı değildir. Bu durumun çeşitli nedenleri arasında, şıır üzerine üretilmiş düşüncelerin yetersiz oluşıı ılk başta sayılabilır. Yaşar Nabi Nayır'ın, 1948 yılında, daha dar kapsamlı biçimini hazırladığı kitapta, Victor Hugo'dan tlhan Berk'e, Ozdemir lnce'den Paul Valery'ye, Octavo Paz'dan Mehmet H. Doğan'a şair ve yazarların şiir konıısundakı düşünceleri yer alıyor. Libera/ Robert Pinget/ Çeviren: N. Feyza Zaiml Yapı Kredi Yayınları/ 197 s. "(...) Demek ki evet mezarlıktaki o sabah ölümcül olnıuştıı, hcpimiz ölüm kapmıştık, mezarlık diyorsam da kilisede başlamıştı bu, tabut gelmiyordu ama cereyan yapıp soğuk geliyordu, hep birlikte vaftiz kurnasının civarında toplaşmıştık, Monnard gözlerimin önündedir hâlâ, boyun atkısı... sonra ölünün başında nöbet bekleyen Mottard, son hıçkırıklar, sonra agır aksak kızı, donmuş zavallı buruncuğu, annesinden kalan ince bir kaytanla boynuna asılı keçe bir manşona, taşvan mıydı yoksa, ellerini sokmuş, sonra tüm meclis üyeleri bir de Leventail'la yol bakıcımız, yakışık alır laflar etmeyc çalışıyorduk, merhumenin meslek hayatını yâd ediyorduk, yirmi yıllık eğitim hayatı, zaman ne çabuk geçmiş, derken son görev herkese düştügünden, ccnaze alayı güruh halinde sökün ediyordu ycniden, nasıl bir itiş kakış görmek lazımdı, analar, babalar, meslektaşlar falan, yine başlayan bir akın, tabirimi mazur görün, yeniden kendi cenazelerinde bulunuyormuş gibi, ya da bugünküler tekrardan başka bir şey değilmiş gibi, bir yirmi yıl öncede zırıldamaya başlandığından artık susturamadığı son derece yavan bir duaya yine başlayan bir insan akını, tabut başında öylc bir duaya başlayacağız ki sonsuza kadar susturamayacaklar bizı ' Durmaksızın özel adları karıştıran bir anlatıcının romanı elimizdeki kitap. Ihlamur Ağacı Ipin Ucu/ Vüs'at O. Benerl Yapı Kredi Yayınları/ 165 s. "Ihlamur Ağacı'nı farklı kılan, yüzey gerçeğinin altında yatan iç uyumsuzluğu ve bu uyumsuzluğun neden olduğu gerilimi, büyük olaylara başvurmadan aktarabilmiş olmasıtlır" diyor Sevda Şener. Ayşegül Yüksel'in yorumu ise şöyle: "Vüs'at O. Bener taşlama ve yergiyi, söz ve hareket güldürüsüne ilişkin tekniklerle yoğurarak, çağdaş Türkiye ortammm iç kapayıcı görünümünü, ince bir 'alay'a yönelcn soyut darbelerle çizer. (...) yazarın, 'dil' nesnesini ilk kez görüyormuşçasına algılayarak, yapıtını 'dili daha bir dil kılma' yolunda yoğurma ustalığı, Ipin Ucu'na üstünde titizlikle durulması gereken bir sanat ürünü niteliği kazandırmaktadır." Açık Kapı Oyunculuk ve Tiyatro Üzerine Düşünceler/ Peter Brookl Çeviren: Metin Balayl Yapı Kredi Yayınları/ 97 s. "(...) Yetmişlerin başlarında 'tiyatro' olarak bilinen yerlerin dışında deneyler yapmaya başladık. Ilk üç yıl boyunca yiizlerce kez caddelerde, kafelerde, hastanelerde, Taif, Iskenderiye, Tulkerim, Cenin, Nasıra, esSalt, Rayak, Baalbek, Halep, Katıma... Bizc çok yakın ve bir o denli de uzak kentler! 14 Eylül 1918'de Iskenderiye'nin dar sokaklarında başlayan 5S gıınlük yüriiyüşün duraklan... Bir şiirinde "...eski zaman şeyhlerinin/sona ermesin diye saltanatları/vc kurulacak diye petrol ziftine bulanmış demokrasi/ölmemeli/bir adakiler ve oradakiler' diyen Mustafa YJdırım, Ortadoğu'nun son büyük işgalinı araştırırken "Ulus Dağına Düşen Ateş"i tutuşturan kıvılcımı Filistin vadilerinde buluyor. Akdeniz kıyılarından Tukan şatosuna yürüyor, Gerizim dağında Samarit luzı güzel Asu'nun sevda çığlıgını duyuyor. Heidegger Kitabı/ Kaan H. Ökten/ Agora Kitaphğı/ 343 s. Heidegger, geçcn yüzyılın ve çağımızın belki dc cn önemli filozofu. Dünyanın her tarafında oldugu gibi Türkiye'de de Heidegger üzerine yapılan yayınlar gün geçtikçe çoğalıyor. Elimizdeki kitap da Heidegger'in hayatı, yapıtları ve düşünsel kökenlerini kapsamlı bicimde tanıtıyor. Kitap ayrıca Heidegger'in hayatı ve eserleriyle birlikte, onun felsefesini şekillendirip belli bir sorunsal çerçevesine oturtan Brentano, Braig, Lask, Husserl ve Aristotelcs gibi düşünürlerle onların Heidegger üstündeki etkisini de ele alıyor. antik Persepolis kentinin yıkıntılarında, Afrika köylerinde, Amerika'da garajlarda, barakalarda, kentlerdeki parklann bcton bankları arasında oynadık. Çok şey öğrendik; oyuncular için asıl deneyim, alışık oldukları görünmeyen seyirci yerine görebildikleri bir seyirciye oynamalarıydı. Pck çoğıı büyük, geleneksel tiyatrolarda çalışmışlardı ve Afrika'da, tek genel ışık kaynağı olan, izleyicı ile oyuncuyıı aynı ayrımsız aydınlatmaya maruz bırakan güneşın altında kendilerini seyirciyle doğrudan ilişki içinde bıılmaları büyük bir şoktu. Oyuncularımızdan biri olan Brucc Myers, bir keresinde şöyle demişti: 'Bu işi kendileri için yaptığım insanları bir kere bile görmeden, hayatımın on yılını profesyonel tiyatroda geçirdim. Birdenbire onları gö'rebilmeye başladım. Bir yıl önce, çıplaklık dııygusuyla paniğe kapdabilirdim. En önemli korunma mekanizmam climden alınmıştı ' Iran'dan Afrika'ya, Hindistan'dan Fransa'ya, pek çok farklı tiyatro gelencğini kendi bakjş açısıyla yorumlayan yazar, sahnelediği oyunlann prova süreçlerinı aynntılarıyla anlatıyor ve tiyatronun en büyük sırrını veriyor bize: "Gördüğünüz gibi, hiçbir sır yok." ıttıhatnlar \< amauıtlaı Ittihatçılar ve Arnavutlar/ Bilgin Çelik/ Büke Kitapları/ 536 s. îttihatçılar ve Arnavutlar, Osmanlı Imparatorluğu içinde ümmet anlayışından farklı bir yaklaşım ile 19. yüzyılın ikinci yarısında uluslaşma sürecıne giren ve kendilerini dinsel kimliğin dışında 'ulıısal kimlik' ile tanımlamak isteyen Arnavııtların, 1908 sonrasında meşrutiyetin getirdiği özgürlük ortamı içinde ulusal bilinçlenme sürecini ortaya koymayı amaçbyor. GULSEREN'BUDAYICIOĞLU Madalyonun İçi t NtU 0#t1¥ftfttfpt\ Madalyonun İçi Bir Psikiyatrın Not Defterinden / Dr. Gülseren Budayıcıoğlul Remzi Kitabevi/ 368 s. Maçka IMIf IIKİ (V.KJ'.'u < Maçka/ Ismet Zeki Eyuboğlu/ Pencere Yayınları/ 219 s. Maçka'nın, en azından, belgelere geçmiş 2400 yıllık bir geçmişi vardır. Bu geçmiş, onun, ilçe olarak değil, yerleşme yeri olarak, varlığıyla ilgilidir. Ilk bakışta Maçka köylerinin kayarak oturmuş topraklar üzerinde kurulduğu, çevrenin orman olduğu görülür. Aşağı yukarı bütün köyler dağ yamacında oturmuş, biraz eğik düzlüklerde kurulmuştur, doğal düzlük yalnız yaylalarda vardır. Sözgelişi Akarsu, Yazlık, Çeşmeler, Çatak, Ocaklı, Konaklar, Hamsiköy yöresinin yol boyunca uzanan tüm köyleri, Başar gibi birçok köy, toprağın kayarak oturmasıyla oluşan yerlerde, ötekiler orman kınlarak açılan yerlerde kurulmuştur. Şiir Sanatı/ Hazırlayanlar. Yaşar Nabi NayırSalih Bolat/ Varlık Yay.l 373 s. Aziz Nesin, "Türkiye'de her üç kişiden beşi şairdir" demişti. Bu ironik yaklaşım, şiirin neredeyse ulıısal sanatımız olduğunu vurgulaması açısından da ilginç. Ne var ki, sözlü kültiir olarak kökleri çok eski olmasıCUMHURİYET KİTAP SAYI 763 Yıllardır "panik atak" yaşayan bir işadamı... Kendinı peygamber ilan eden bir doktor... Çok temiz olmak uğruna evlerini "çöp apartman" lU'lllfl KllıltHM haline getiren üç kız kardeş... Kendini bildiği günden beri, babası başta olmak üzere, çevresindeki bütün erkeklerden dayak yiyen genç bir kadın... Ağır ceza reisi bir babanın "fahişelik" mesleğini seçen kızı... Radyo ve televizyonlardaki bütün şarkılann kendisi için çalındığını zanneden genç bir devlet memuresi... Dünyaya kız olarak gelen ancak kendini erkek hisseden bir transseksüel... Elimizdeki kitap bir yandan, başta aşk ve ölüm olmak üzere değişik nedenlerle psikiyatra başvuran her kesimden insanın hikâyelerini konu alırken, bir yandan da hastalar ve hastalıklar karşısında bir ruh doktorunun duyguları, düşünceleri, yapabildikleri ve yapamadıklarını anlatıyor. m Eski Şiirin Rüzgârıyle/ Yahya Kemal/ Yapı Kredi Yayınları/ 85 s. "Devri Sultan Selîm'i yazmak içün/ Seyfi meslul kıldı hâmesini/ Halk Yahyâ Kemâl'e rahmet okur/ Guş ederken Selimnâme'sini" Eski Şiirin Riizgârıyie'de yer aJan şjirler, "Kendi Gök Kubbemiz"de olduğu gibi, dile ve musikiye dayanıyor. Sesin ve sözün dize için anlamını yeniden kuran Yahya Kemal; anların, anıların kişiscl ve toplumsal tarih içindeki yerini de yeniden anlamlandırıp şiirine taşıyor. Kitapta yer alan ve neoklasik biçemin en değerli örneklerinden sayılan şiirler, öncü ve eşsiz nitelikler barındırıyor. SAYFA 2Z.