Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mizahın ruhsal supabı, kişinin kendinden memnun olmasına ve ruhsal doyumuna yo! açar... Mizah, ruhsal olgular içinde en sosyal olanıdır... Sosyal tarihin dokümanı bile olur... Gülmek... Başlı başına bir dil... Yüksek sesle, sessizce, ağzı kulaklarına vararak, kıkırdayarak, gülümseyerek, açık açık, sinsice, haince, bıkkın, kederli, uzun uzun, içten, bağıra bağıra, isterik... Mizahın ışıgı sönmesin, ne zaman söner? Aydın Boysan'ın Bilgi Yayınevi nden çıkan 'Neşeye Şarkı' adlı kitabında tastamam dediği ve insan aklının sanatına, mizaha davet ederek bu zihin açıcı eylemle bilinçlerimizin tazelenmesini sağladığı gibi mizahın vereceği neşe, sürekli sırıtma amacı gütmez. Mizah bizi ruhsal olarak silkeler. Bu, aklın sporudur, güçlenmesidir. Hem mizah, nadide sera çiçeği değildir. Kır çiçekleri gibi dünyayı kaplar. Onun zevkine varmak için, çevreyi seyretmek yeter. Ama yalnız gözle değil... Kafayı da çalıştırarak... çevremiz her zaman, her yerde, bir mizah hazinesidir. Azıcık ilgi, bu hazinenin anahtarıdır. Bu kadar değil dahası var... Dahası Aydın Boysanın Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan bir istanbul guzellemesi, kimi taşlaması niteliğindeki Nereye Citti Istanbulu... Eeee İstanbul tabii? onun yasamıdır kendi gibi müstesna istanbul... Kaçımızın ömrüne bedel omur surduğü... Az mı gördu bir ağaç kabuğunda gülen bir ağız, sallanan bir çocuk, bir duvarın sıvasında yeisli birtakım hayvanlar ve ağlaması dinmeyen bir surü maskeler, bir evin cephesinde ciddi ve huzunlü bir çift gözun ustünde çatılmış iki hançer kaş Büyükada'da evvel zaman? Karneyi gördü, kuyrukları gördü, hanım olsun bey olsun efendileri' bijiyor. Güzel yollardı yürüdüğü, temiz havalardı ciğerlerine doldurduğu, boğazda denize girdi, tuttuğu tadı yerinde balıkları yedi... Memleket karıştı, yollar bozuldu, sahiller talan edildi, kentin namusu gitti... Oradaydı, uyardı, anlattı, yazdı, konuştu dinlemediler... Bunca ahı boşuna etmedi... Ama hiçbir zaman küsmedi Istanbul'a, istedi ki tarihiyle, mimarisiyle, katledilişiyle, nasıl katledilmeyebilirdisiyle, evvel zamanlarıyla, herkes bir tamam bilsin, uyanşın, sahip çıksın. Söyleşimizin ikinci bölümünde bu kitaba yer vereceğiz. SAYFA 14 Aydın Boysan'la 'Neşeye Şarkı' ve' Nereye Citti istanbul' üzerine 'Kederden mi neden bilmem Sararmış rengi ruhsar ın umutlanma dan Mizahın Neşeye $arkı da belırttıg'ımz gı bı gur kaynak larını anlatır mnınız'' Mızahçı, "zavallTnın mızahını yap maz Ote yan dan zavallı ol mayan ne var sa, ıddıalı ne varsa, çıkıntıla rıyla, yanlışla rıyla, mizaha malzeme veımeye başlar, "zulum yapan", mizaha çanak a^ar tster kral, ısterse de Partı Cjenel Başkanı olsun' (Llbet ha nımlar da dıveceğım, dıyemıyorum) Ama mizahın en gur kavnağı, en tuken mez konusu, "polıtıkacrdır Abartı rııbsal ahlakı tuplutmalaçı lardaıı fa\dalaıımalar ba$lamında mizahın £( n kçt lc rını ci{ ıklar mnınız * Mizahın ınsanlar ıç,ın en paılak varaılı yanı, "zıhın a^masfdır Mı/ahtan mah rum bir toplumun gelışmesı, otekılere gore, ı,ok ama ı,ok daha az olabılırhk sa vılmalıdır Lskıdcn bızım "şakadan anla mak" dıye kullandığımız bir deyım vardı Aklına guvenılen, elbet mızahtan da anla yan ınsanlar ıçın kullandırdı Bir dılek vardı, okula gıdcn e,ocuklara "zıhnın açık olsun'" denırdı Hemen dıyelım kı, zıhın açıklığı, her yaşta ınsanın, her yaşaına ko şulu ıçınde, mutlak gereksınmesıdır Evet, mızah aklın sanatıdır ama, o sanat alanına çikmak ıçın de, aklı sureklı olarak çalıştırmak zorunludur Mızah, aklın da sporudur ve elbet sureklı antrenman, bu spor ıçın de vazgeçılemez gorevıdır a Camze AKDEMİR unumuzde liiğı \ondu mu J 1 mızahtn Hayır Mizah ışığının sonmesı, olanak dışıdır Insanlar yaşadıkça, ınsanlar akıl dcncn aynca lığı kullanabıldıkçe mıza hın ışığı sonmez Isterse bazı ınsanlar akıllannı kullanmasınlar Akıl kullanan ınsanların yuzdesı nc olursa olsun, ınsan lar yaşadıkça, nıızahın ışığı sonmez Çun ku "Mizah, ınsan aklının sanatıdır" Gunumuzde mizah ışığının sonmesı kuşkusu, yalnız bızım toplumumuz ıçın, yersız sayılmaz Çunku ulkemızde mıza ha, duru Turkçe karşılık olarak "Gulme ce" denmış olması, yureğe sındınlemez bir anlamsızlık oldu Kendımı tuttuğum ıçın "anlamsızlık" dıyorum Yoksa yetıştı ğım mahalle Narlıkapı dılını kullansam, başka sozcukler kullanacağım Mizahın anlamını, gulme eylemı ıle sı nırlı bir sozcukle sınırlandırmak, tam bir saçmalıktır Mizahın amacı guldurmek de değıldır, ağlatmak da Sonuçta ıkısı de olabılır ama, bu sonucun onemı yoktur Mizahın asıl amacı, ınsan aklını sılkeleye rek, gerçklen kafalara sokmaktır "Mizah ınsan aklının sanatıdır " Yoplumun her katmamna ılışkın olıı san mizah, polıttk, sosyal eğılımlerle bı çtmlenmeu çeşıtlıltk gostermesı, gucunu per^ınlemıs mıdır' Ne guzel ve doğru soyledınız Elbet te 1 tnsanlarla ılgılı hıçbır konu, mizahın dışında kalmaz elbet polıtıka ve sosyal eğılımler de 1 um dunya toplumlarıyla ılgılı olarak akla ne gelebılıyorsa her ko nu, mizah sınırlannın dışına ka^amaz Hele pobtıka ve polıtıkacı, mizahın (,en net meyvelerıdır Anıaaa hemen belırt G mek $art olur ki, mizahın amacı batırmak değıldır Mi7ah gerçeklerın, goz den kaç,ınlmasını engel Mizahın abartma ıruk unıı kullanışı, ger <,cklcıı kafalaıa daha ıyı sokaı ak anlatabılmek i(,ındır Mizahın bu yolla benzctıı' olması, hakkı dır Mizah ıpın ucunu ka {inr mı> Mızahla iaka olmaz ı anlatır mıunız1 Duzeylı mızah ıpın ucunu kac,ırmaz, edep terbıye sınırlaunı aşmış gıbı gozuken mızah da, <,oğu zaman, sınırları aş mamıştır Sınırları aşan, edep terbıye dı şına (jikmış olan, mizaha konu olmuş, ey lemler ve kışılerdıı Mızahla ^aka olmaz demeyehm Şaka da cdcp terbıye ıç.ınde kalmak koşuluy la yapılabılır dıyelım ıznınızle ancak, hemen eskı bir deyım anımsayacağım "Latıfe latıf gerek 1 " denırdı Yanı, şaka hoş (guzel) olmalıdır gıbısuıden, bir anla mı vardı Şımdı yıne, kendımı tutmadan sovleyeceğım Şaka yapılabılır ama, "eşek şakası" olmamak koşuluyla Ustelık, bu deyımımızde bıle, bir haksızlık var O eşek şakası denemelerın hepsı, ınsanlar tarafından vapılmış olanlardır Çunku eşekler şaka yapmaz DUŞLEDİCİM DUNYA Nastl hır dunyada, nasıl bir mızah ozluyor / duşunuyorsunuz? 1921 yılından ben yaşadığım dunya nın bın turlu sahnesınde, mızah açısın dan fukaralık yaşamadım istanbul Yedı kule'nın Narlıkapı'sından, Pertevnıyal Lı sesı'ne, Guzel Sanatlar Akademısı'ne (sonrakı MSU), ulkemızın dort bir yanın dan dunyanın beş kıtasına kadar, her ya şadığım mekânda, benı beynımı çatlatın caya kadar duşundurecek sahneler yaşa dım Bunlar ıçınde, guldurerek de ağla tarak da katılanları vardı Zaten mızah da, boyle sonuçlar verebılırdı Şart de ğılse bıle Ben bu dunyada, goreceğımı gordum, pışman olmayacağım gıbı yaşadım Nasıl bir dunya duşlcdığıme gelınce, sanırım artık başka bir dunyadan yenı ıstekler ıle rı surmem, şımarıklık olacak Tum hu zurlu gunler ve haftaları ya da ezıyetlı ay lar ve yıllan ıle bu dunya hesabım ta mam Yenı ısteklerım yok Pışmanlı ğım da yok' Ancak, konuyu burada bırakıp kaça mam Lğer başka bir ciunyada daha yaşa yacaksam, bu zorunluysa, cennet ıste K İ T A P SAYI 763 İNSANLARI DÜZELTMEK Uygar dunyada mızahı ve Bızım uy garlıgımız, ancak <,adır sahnelerınde sergı lenebılır sozunu açar mısımz* Dunyanın mızah anlayışındakı gelış meler de gerç,eklere uygunluk da, çok es kı yuzyıllardan kaynaklanmıyor Istısna lar hanç Orneğın Mobere gıbı Sha kespeare'ın komedyaJan gıbı Bızde de oyle Mizahın gerçek anlamıyla kıtlelere yaygınlaşması ıse, 20 yuzyılı bckledı Nı ^ın Mohere dedınV Çunku o daha dort yuz yıl once "Komedyanın gorevı, ınsan İarı neşe yolu ıle duzeltmektır" dıyordu Onemlı Ama^ ınsanları duzeltmektı, gul dunnek değil Dort yuz yıl once bde Polıtık uygarlığımızın (,adır tıyatrosu sahnelerınde sergılenebıleceğı duşunce me gelınce, derım kı Aksı duşunenler varsa neden oyle duşunduklerını soyle sınler de, once onları dınleyelım Hıç C U M H U R İ Y E T