Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tecek olan benzer ilişkilere tıkılıyoruz! her ilişkiyi aynı çoğul kalıba sokup boğmayı, sıradanlığı, güvenceli bir vasathğı yeğliyoruz..." (s.117) Levent olayları, kuramlan, insanları belli referanslara körii körüne bağlı olmayan, yapıcı bir bakış açısıyla ele alıyor. Belki de düzenle uyunısuz bu nesnel tavn nedeniyle, meslektaşı ünlü eleştirmen/ yazar Vedat'ın gcrisinde kalıyor hep. Vedat'ı eleştirinin, eleştiriyi de düzcnin bir simgesi olarak kurgulamış Yiğit Bener. Depremle birlikte, düzenin biçimlendirdiği 'eleştiri' de çökmüş yazara göre. Son kitabı umduğu ilgiyi görmeyince özseverliği örselcnen Vedat da kendi kırılma noktasına vanyor ve önceki görüşlerinden farklı bir söylemle scsleniyor öğrencilerine: "Oysa eleştirmen, 'yüce sanat kuramının' bekasını savunan ve bu yüce kuramlan, kurallan yeterince bilmeden yapıt üretmeye cüret eden sanatçıyı sanık sandalyesine oturtup sorgulama yetkisine sahip bir yargıç ya da savcı değildir." (s.149) 'Kırılma Noktası'nda eleştirmen ve eleştiri sert söylemlerle sorgulanıyor. Yeni ve farklı bir eleştiri anlayışı, yani yeni ve farklı bir düzen arayışı, yüreğini yitirmemiş bir akıl özlemi içinde yazar. "Hangimiz tanrı gibi gördüğümüz anababamızdan dayak yemedik kii' Hangimiz azar işitip aşağılanmadan büyüdüki J Hangimiz 'sevgi' adına, 'iyiliğimiz için' maruz kaldığımız bu şiddete anlam vermekte zorlanmadık?..." (s.147) Bu sorulan, büyük bir koro halinde, terbiyeli bir sesle ya da utanarak sessizce yanıtlayabilirız: "Hepimiz!" diye. Doğru yola getirmek, ıslah etmek için uygulanan kutsal amaçlı (!) şiddetin ilk adrcsini işaret ediyor Yiğit Bener. Ingeborg Bachmann ünlü romanı Malina'da, asıl savaşın ve faşizmin savaşta, hapishanede, işkencede değil, iki insan arasındaki ilişkide olduğunu söylü yor. Behçet Necatigil de inanılmaz duyarİılığı ile tek dizede görüyor bu gerçeği : "Evlerde nice cinayetler işlendi." Güngör Gençay, geçen günlerde Cumhuriyct Kitap Eki'nde yayımlanan söyleşisinde "Her eleştiri, güçlü tarafından uygulanan bir şiddet nedenidir." saptamasıyla edebiyat ve düzen arasındaki bağlantıyı vurguluyor. BİR DON KİŞOT TAVRI... 'Kırılma Noktası'nın ilk ve son bölümü romanuı bütününden ayrı. Bu iki bölümü kim yazmış anlayamadım önce; 'Yazar' mı? Selin'mir' Levent mi? Hiç birisinin üslubuna uymuyordu birinci ve kırk altıncı bölümler. Bir kez daha okuyunca, bu iki bölümün, düzenin enkazı altında kırılma noktasına gelmiş 'roman kavramının sesi' olduğunu fark ettim. Yok olma tehlikesine karşı sınırlannı korumaya çalışan, bu nedenle de alttan almayan bir ses. Yiğit Bener bu kitabı sert sözcüklerle yazmış, apaçık itiraflarla. Ne okuru tavlamayı, ne de eleştirmenleri hoş tutmayı umursamış. Bir Don Kişot tavn belki bu. Akıllıca bir iş değil belki. O da zaten, 'düzenin aklı'nı ölçüt bellememiş kendine. Kırılma Noktası'ndan boşluğa doğru seslenmiş: " Yer sallanıyor hâlâ, her yerde, gezegenin dön köşesinde. Hepimiz kalacağız enkazın altında... Bu çüriik zeminli düzenleri çöktüğünde, sahipleri bile kalacaklar enkazın altında, farkında değiller... Sallıyorlar hâlâ yer küreyi... Kumbaralarını sallar gibi. .. Yok edecekler tüm yaşamı... Dur demeyecek misiniz? "(s.181) Bu kitap, 7 4 büyüklüğünde, kırk beş sanıye süren, resmi kayıtlara göre yirmi bin kişinin öldüğii bir depremden; bu kitap, düzenin dar kalıplannda her saniye ölen milyarlarca ruhtan söz ediyor. Sert sözcüklerle yazılmış bir kitap 'Kırılma Noktası'. Başka türlü yazılamazdı. Sarsıyor. • ZÜLAL KALKANDELEN son kitabı üzerine söyleşi Toprağımızın Kokusu : Filistin ve İsrail'in Sesleri KenizĞ Mourad, bu konuda yazılmış olan kitapların hiçbirine benzemeyen bu çalışmasında, Israilliler ve Filistinliler tarafından yaşanan drama, romancı duyarlılığım gazetecilik deneyimiyle birleştirerek yaklaşıyor. Kitabın bütün istediği, barışı bu kadar zorlaştıran şeyin ne olduğunu anlamamıza yardımcı olmak ve aynı zamanda, her iki tarafta da insanların barış için mücadele ettiklerini göstermek. Kenize Mourad'la 3O SANİYEDE BUSH Amerika'da Medya ve Siyaset • ABD'de başkanhr nasıl seçiliyor? Bush 2000 seçmierini nasıl kazandı? • ABD'de medyanın özellikJeri nelerdir? Büyük medya kuruluşlan toptumu nasıl biçimlendiriyor? • Cumhuriyetç Portî ve Demokrat Parti 2004 seçmlerine nasıl hazıtiantyor? • Bush ve Keny, seçmenlere neler söytüyor, kampanyalannı hangi ilkeler üzerine kunjyoriar? Zülal Kalkandelen New York'ta yaşayan bir gazeteti olarak Amerika'da medya ve siyaset dünyasındaki bütün gdismelerin bîrebir tanığı... Ve orada izlediği olayiar, Türfcye için de İlginç ve değerlı ipuçian sağlıyor. Tarih : 24 Eylül Cuma, saat: 19.00 Yer : Fransız Kültür Merkezi Istiklal Cad. N:8Taksim 0212 334 87 40 EVEREŞT www.avaraatvavlnlarl.con REMZİ KİTABEVİ SAYFA 19 CUMHURİYET KİTAP SAYI 762