03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

100'e 5 Vardı... Toprak oldu bir naçiz beden daha... Gün soldu, ışık yitti, karanlık heveslendi oguşturmaya ellerinin ayasını... sandı ki buraya kadar, aydınlık yiter... Sandı ki artık kim tutar... Bir kale daha düştü ne ala... umut yitmeyecek oysa insan yitmedikçe bilmez gibi... 'Yuf etti vedat Cünyol topuna, politikacısıyla, aydınıyla maydınıyla, hepsinin ervahına, ceddine, cibilliyetine!.. gidişi sürdürenlerin, aymazların... Bu güzelim yurdun o yoksul ışıktan, bilgiden yoksun insanlarına, adları etrafında gürültüler koparmadan, ön planlara geçmeye çalışmadan, karınca kararınca, çıkarsız, iyi niyetle, yararlı olmanın yolunu aramadıkça. aramaya yanaşmadıkça... Toplumsalcı zekâsı, aklı öne çıkaran inancıyla bir vedat Günyol'u anlamak karanlığın harcı değil elbet. Ne anlayacaklar, neyi özümseyecekler. Ne bilirler ki, bilmezler ki. Bir fes üç sureden ibaret evrenlerinde aşınmaz milleri uslarının. vedat Cünyol işlerine gelmez. Durmaksızın üretmek, üretmek, üretmek eşittir çalışmak, çalışmak, çalışmak... Bir lokma bir hırkayla çok doğru... Evet bir lokma bir hırkayla... 1923 Aydınlanma Devrimi uğruna, usanmadan, yorulmadan adadığı yüzyıllık gövdesinde 18'lik filize kesmiş bir yürekle aralıksız yazmayı sürdürerek evet evet... Kesintisiz bir Yeni Ufuklar, kadim dostlarla, aldığının mislisini verdigi gençlerle el ele, denemeler, çeviriler, insanlıga armağanlar... Karşılıksız, hep insan için, insanlık için... Hep insan diye diye... Hep insan diye yaza... Hep insan hep insan... Diye yaza... Sürekli söylenen, üretmeyen ve ne yapacağını, neye karar vereceğini bilmeden ortalarda serseri mayın gibi dolaşanlardan hiçbir zaman hazzetmediğini söylüyor, vedat Cünyol'a adanan ve düşünce aşamasından gerçekleştirilmesine dek her ayrıntısıyla ilgilendiği '100e 5 Vardı' adlı kitabın yayımlandığı şu günlerde konuştuğumuz Ali Ekber Ataş. Yaşantısına yön yeren insanları düşündüğünde, karamsarlığa düşmek için hiçbir nedeninin olmadığını gördüğünü de... Bunlardan birisi. hatta en önemlisidir ilhan Selçuk'un deyimiyle yaşamı ömürle sınırlı olmayan' vedat Günyol. Ondan önceki zamanlarda da yaşamıştı. sonraki zamanlarda da varlığını her an duyuracaktır, hiç kuşkusuz. SAYFA 4 Ali Ekber Ataş ile "Vedat Cünyol'a Armağan100'e 5 Vardı"yı konuştuk Ve Tanrı ^insan'ı yarattı... n Gamze AKDEMİR OO'e 5 Vardı düşüncesı nastl olu\lu, tasanmn ilk somul adımları ne zaman atıldı? Izniniz olursa sorularınızı yanıtlamaclan öncc, konuşmamıza, küçük bir öyküyle başlamak istiyorum. I lepimizın bildiği bir öykii bu: 'Yazı yazmak için okyanus sahillcrinc gidcn bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder gibi harcketler yapan birini göriir. Biraz yakJaşınca, bu kişinin sahile vuran denizyıldızlannı okyanusa atan genç bir adam oldıığunu fark eder.' Cîenç adama yaklaşır: "Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?" diye sorar. Genç adam yanıtlar: "Birazdan güneş yükselip sular çcküecek. ()nlan suya atmazsam ölecekler." Yazar yeniden sorar: "Kilometrclerce sahil, binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?" (îenç adam cğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır. "Onun için fark etti" der. Yazar, genç adamın olup bitenleri izlemek yerine bir ^eyler yaptığını aıılar ve ona katılarak bütün sabahı okyanusa denizyıldı^* i I ~^~ zı atarak geçirir. "Varacağı limanı bilmeyen bir yclkcnli için hiçbir rüzgâr elverişli dı*ğildir" diyor Seneca. Tamı tamına 93 yıl, 4 ay, ^ gün 'yaşama ömür katıp' çoğaltmış biri için ne yapılabilirdi diye sordum kendi kendime. Bu insanın bütün zamanlannı üreterek geçirip, hep kendindcn vcrerek, karşılık beldemeksizin insanı aydınlatmaya çalrşması ve önümüzde 'ufukları' ve 'yeni ufuklar' (24 yıl) açtığını da düşünecek olursak, öyküde geçen 'kilometrelcrce sahil, binlerce denizyıldızıyla' karşı karşıya oldıığumuzu duyumsadım. Kendimi yazarın yerinde değil, yazarı heyecanlandıran ve kendi yanına çekmeyi başaran gen cin ycrinc koyup öyle diişündüm. Kaldı ki, öğretmenimizin durumu da her gcçen gün kötüye gidiyordu. ' I OO'c 5 Vardı' düşüncesine gclince: Biliyorsunuz, kitap '100'e 5 Kala' adıyla çıkacaktı ilkın. lsim babalıgını da ()ktay Akbal yapnıı^tı. Daha çok adına tutunduğunu hıs settiğim öğretnıeninıizin durumunda belir gin bir düzelme gözleniyordu. Bakımını çok olmuştu. Mutluluk gözyaşlarıydı bıınlar, daha çok. ACI BİR VEDA çok iyi yapıyordu Hüscyin Asar Ağabcy. Kış döneminde öğretnıeninıizin direncinde hep düşüşleroluyordu. Yaza doğru düzeliyor, sonbaharla birlikte hastalık ba^göstcriyordıı. Kış tan beri yataktaydı (2(K)3 kışı). Uzun süre yatakla kalnıaktan, yürüme zorluğu çekiyordu, hatta hiç yürüyemiyordu. Bu onun en büyük sıkıntısıydı. "AJı bir iyileşjp ayağa kalkabilsem" diye dcrt yanardı bize. Bu kitap, ona büyük bir moral olmuştu. Sürekli merak edip arıyordu nc oldu diye. Yeni gelişmelerden haberi olduğunda mııtluluğuna diyecek yoktu. Belli aralıklarla, gclen yazılardan scçiyor, onu gönııeye gittiğinıde kendisine okuyordıujı. Yazılanları duydukça, mudulukla hüzün arasında gidip geliyordu. Ağladığı zamanlar (îünler böyle gelip geçti. Haziranın sonlarına doğru rahatsızlığı giderek arttı. Yanını hiç boi) bırakmıyorduk. Ciece gündüz demcden, sık sık arar, durumu hakkında bilgi alırdık Hüseyin Ağabcy'den. Son bes. K İ T A P S AY I 7 69 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle