03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İzel Rozentalın Uzakdoğu yazılari: Dikkat Buda! §* Dikkat mizah!.. İzel Rozental çıktığı Uzakdoğu gezisini bir mizahçı gözüyle anlatıyor. Kitabın içine çok sayıda karikatür koymuş. Okunması keyifli, neşeli bir kitap hazırlamış. Mizah edebiyatımızda bir boşluk olduğu dönemde İzel Rozental önemli bir görev üstleniyor. Yazdığı kitaplarla bu boşluğu dolduruyor. ~1 Tufan ERBARIŞTIRAN arklı kültürleri görmek, tanımak, o toplumlarla bir sürc iç içe yaşamak kişinin kendini geliştirmesi açısından çok önemlidir. Böylelikle ülkesinin dışındaki geleneklerle, yaşam biçimleriyle, farklı inanışlarla tanıştığında dünyayı daha iyi ve nct algılar. Bu gerçekliğin tadına vc zirvcsinc yurtdışı gezileriyle varılır. Hclc bir de mizahçı yönünüz varsa. Iştc o zaman hem geziden keyif alırsınız, hem de çok şey öğrenmiş olursunuz. tzel Rozental ülkemizin yüzakı karikatüristlerinden biridir. Haftalık ŞaJom gazetesiyle birlikte çizgilcri birçok kültür/sanat dergilerinin sayfalarında yer almaktadır. izcl Rozental'ın artı bir özelliği var. Kendisi sadece çizmekle yetinmiyor, mizah öykücülüğüne de katkıda bulunmaya çalışıyor. Harfler üzerine yayımlanan (F B) kitaplaruıdan sonra şimdi de çıktığı Uzakdoğu gezisini paylaşıyor okurlarıyla. Bu kitabın diğerlerinden farkı ise, oralarda gördüklerini, tanık olduklarını ve yaşadıklarını mizahi gözle anlatmasıdır. Uzakdoğu'nun kendine özgü mimari yapısı, yaşamı, geleneklcri hepimizi derindcn etkilcmiştir. izel Rozental bir tilki kurnazlığıyla oralarda sorular sorar, gözlem yapar vc yaşadıklannı mizahlaştırır. Kitap sıradan bir anı ve tanıtım kitabı değil kuşkusuz. Tayland, Japonya, HongKong gıbi yerlerdeki (bize göre) yaşam farklılıklarını, geleneklerin ilginçliğini, yemeklerini anlatıyor. Bir dc 'onların' gözünden Türkiyc'yi nasıl gördüklerini. Bir mizahçı seyahate çıkmadan önce bile bazı komik şcyler yaşayabilir, başına ilginç olaylar gelebilir. Sözgelimi, yakın arkadaşı CNN lakaplı Sienen ile daha uçağa binmcdcn trajik/komık olaylar yaşar. Binbir güçlükle yer bııldııkları uçak onları iki kez nıola sonrası ilk olarak Hong Kong'a indirir. Burada alışveriş bizc en yakın olaylardan biridir. Ne ya/'ik ki yazarımız bu ko nuda sınıfta kalmıştır. 120 dolarlık saati kendince yaptığı pazarlık sonucıında 20 dolara indirir ve satın alır. Artık bir zafer kazanmıştır. Karısı ve arkadaşları ise nercdeyse aynı ücretc oııun aldığı saatin birkaç mislini fazlasını gösterince yazarımızın neler yaşadığını düşleyin artık.. HongKong'ta ilginç olan bir diğer konu ise yenen yemeklerdir. Yenmeyen yenıek var mıdır diye sormayın sakın. Bakın yazarımız nasıl bir yanıt almıştır: "Çinliler, masasandalye hariç dört ayağı bu lunan, uçak hariç iki kanadı olan her şeyi ycrler!" Bilmem anlatabildim mi?.. HongKong'da bir diğer ilginçlik ise, 'kiralık mezarların'olmasıdır. Olen kişinin kemikleri çürüyünce yerine bir başkası gömülür. Böylece kira bcdcli de biter. Sonraki durak Tayland'dır. Burada turizmm sektörü öylesine gelişmiştir ki, günlük yaşamın hemen her şeyi ticari amaçlı kullanılmaktadır. Anlaşılan egzotik ülkelerin kapitalizmle olan barışıklığı giderek güçlenmektedir. Meraklısı için söyleyelim, burada masaj yaptırmak tam anlamıyla yürck işidir. Iyi bir masör olmak için yıllarını veren kişilerin ancak otuzundan sonra konusunda uzman oldukların anlıyoruz. Her bir parmak ucunun bedeninizin her tarafını anında tanıması (?), buralara dokıınarak tiim ağrılarınızı ve sıkıntılarınızı gidermesi işin ayrı bir boyutu tabii. Şahsen pek merak ettiğimi söyleyemem. Yazarımız tam bir Türk güreşinden sonra kendine gelebilmiştir... tartışıyoruz.. Böyle bir şey işte... Yazarımı/ bir mağaza sahibiyle giiçliikle anlaşır. Karısına bır çift ayakkabı almak için kâğıda resim çizerler ve tiim hünerlerini ortaya koyarlar. Sonunda anlaşılır ve ayakkabı siparişi verilir. f'^1 kol işaretleriyle akşam saatlerinde geri gelineceği anlatılmaya çalışılır. Yazar dostumuz hava ıyice kararıncaya kadar dolaşır ve mağazaya git meyi unutur. Neden sonra aklına gelir ve nasıl olsa kapatmıştır diye boş verir. Içinden bir ses gitmcsini söyler. Mağazaya vardığında tam anlamıyla bir Japon geleneğiyle karşılaşır. Mağaza sahibi dükkânmı (diger mağazaların tamamı kapanmıştır) kapatmasına karşın elinde paket ile onları beklemektcdir. Bizde olsaydı, nasıl bir sonuç olur diye düşünnıüyorum bile... Ma ğaza sahibi dükkânı belki de biraz erken kapatır, kazancının keyline varırdı. AMI kaybedenin kendisi olduğunu düşünmezdi bile. Japon patron bir de mektup koymuştur paketin içine. Onlara iyi bir tatil geçirmelerini (lngilizcc) dilemektedir. Şıı laponlar normal insan değil canım. Hiç olacak şey mi hem bekleyeceksın, hem de mektup yazıp iyi tatiller dileyeceksin.. Böyle bir durumda yurdum insanı ne yapar diye siz karar verin... Japonya ile dcvam edelim. Bizdeki bozuk kaldırımları, patlamış asfaldarı, kırılmış beton yolları bilmeyen yoktur.. Hele taşrada iseniz haliniz perişandır. Peki ya Japonya? Birlikte okuyalım. "Kışları çok soğuk olduğu için kar ve buz tutan kaldırımları, yayalar düşüp bir yerlcrinı kırma sınlar diye sıcak kaynak suyuyla alttan ısıtıyorlardı." Sözü edilen ülkegalaksi dışında dcğil, yaşadığımız dünyanın içindedir. Seyahat halinde umumi tuvaletler nasıldır diye sormuyorum. Hepimiz biliyoruz... Bir de Japonya'dakileri tanıyaJım mı? "Hela ihtiyacımı giderirken, kendimi bir uzay aracının pilot koltuğunda oturmuş olarak düşlüyordum. Sağımda ve solumda pek çok kumanda düğmesi vardı; klozetin sıcaklığını ayarlayan termosatın düğmesi, açıları ve ısıları değişken olan farklı fonksiyonlardaki taharet fiskiyelerinin ayar düğmeleri..." Hani, insanın imrenip sırf zevk için tuvalete gidesi geliyor... Peki Japonların da garip merakları yok mudur? Elbette vardır. Bakın ncymiş: Yazarımız umumi banyoya gittiğinde (erkekler vc kadınlar ayrı yerlerde) ketıdısine söylenilen sözlere inanmak öylesine güç ki. "Sakın şaşırma, Japonlar çok meraklıdır, sana bakacaklardır. Nasıl yani? Sen yabancısın, bizden tarklısın ya, ne kadar farklı olduğunu anlamak için 'orana' bakacaklardır. " Bu bir tıır fantezi olsa anlayacağım, ama genelleme yapılınca... Demek ki her ülkenin kedine göre bir tuhaflığı oluyormuş. Yazarımız ne mi yapmış? Pek bir şey anlatmıyor. Adamcağız ne anlatsın ki... Meraklı bakışları anlatmak o kadar kolay mı? Japonlar daha altmış yıl önce iki atom bombası ile neredeyse dümdüz olmuşlardı. Bugün birçok konuda dünya liderı konumuna yükseldiler. Ister istcmcz kendimizi düşünüyoruz ve büyük bir düş kırıklığı yaşıyoruz. Son olarak onların gözüyle Türkiye ne kadar yakın? "Asya haritasının ortasına pergelin sivri ucunu koyup büyük bir daiıe çizdiğinizde çapın bir ucunda Japonya, öteki ucunda Türkiye olduğunu göreceksiniz..." Sizi bilmem ama ben birbirimize bir pergel açımı kadar yakın olmadığımızı düşünüyorum ... İzel Rozental çıktığı Uzakdoğu gezisini bir mizahçı gözüyle anlatıyor. Kitabın içine çok sayıda karikatür koymuş. Okunması keyifli, neşeli bir kitap hazırlamış. lük sıkıntıdan kurtulabileceği yerler de ister. Bu nedenle insanları rahat ettirecek mekânlar da sunmalıdır. F JAPONYA Japonya ise birçoğumuzun merak ettiği, gezip görmek istediği bir ülkedir. Japonların en kiiçük olayda bile aşırı çalışkanlıgı, dürüstlüğü, dikkati bilinen bir gerçektir. Peki abartıya (!) kaçmıyorlar mı? Kuşkusuz kaçıyorlar, hem de nasıl.. "En fazla 50 santim çapındaki küçük bir çukur kazılnıış, iki görevli çukurun başında çalışıyordu. Ama asıl ilginç olan, çukurun etrafında alınan önlemlerdi. Bayram yerini andıran ışıklı barikatlar ve ikaz işaretleriyle yetinilmemiş, çukurun başına dört de trafik görevlisi yerleştirilmişti. Şöyle ki, görevlilerin biri çukurun sağından gelen yayaları bekletirken, diğeri sol taraftan yürüyen yayalara yol veriyor, ortadakiler ise kolarını iki yana açarak yayalann çukura düşmelerinc karşı kendilerince önlem alıyorlardı!" Ne diyeyim artık. Şujaponlar da bir tuhaf insan yani. Bizdeki gibi arabaların girip kaybolduğu, on on beş metrelik çukurları görseler ne yaparlar bilemem... Sonra da onların neden ortalama seksen vıl vaşadığını SİNCAPUR Gezinin en ilginç yerlerinden biri de Singapur'dur. Burada günlük yaşam sterilize edilmiştir adeta. "Singapur gerçekten de yere bal dök yala diyebileceğimiz kadar temiz bir şehirdi." Bizim sokakları, caddeleri düşünüyorum da... Hafif bir rüzgârda bile ortalığı kaplayan çöp ytğınlan, kaldırımlarda karınlarını doyuran kedi ve köpekler... Ha, buradaki aşırı temizlik duygusu insana sıkıntı verirse, ne yapılabilir. Hem gülün hem de derin düşünün. Işte böyle bir şey... "Raffles Bar'ın en önemli özelliği fıstık kabuklarının yere atılmasıymış. Singapur'un yabancı ziyaretçileri, bir yandan sigaralarını tüttürüp içkilerini yudumlarkcn, sokaklarda gerçekleştiremediklcri bir başka eylemi burada hayata geçirerek bir şekilde deşarj olurlarmış." Turizm insana sadece müzeler, tarihi yerler, dev mimari yapılar göstermemeli. tnsanlar sadece 'gördükleri' ile rahat edenıe/, giin Mizah edebiyatımızda bir boşluk olduğu dönemde İzel Rozental önemli bir görev üstleniyor. Yazdığı kitaplarla bu boşluğu dolduruyor. Uzakdoğu'yu bır mizahçı gözlüğüylc okumak ve tanımak ıstevenlere salık verilır.B Dikkat BııdalKarikalürcii Gözüyle Uzakdoğu/ İzel Rozcııla!/ Okuyan Us Yciyınlan/ Ekını 2004/ 1S0 suyfa C U M H U R İ Y E T K İ T A P Norio Yamanoi'nln fırçasından Tük kafllesinln Japonya ziyareti. SAYFA 14 S AYI 7 69
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle