03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

lümlerini değiştirerck yenidcn yazın; bir mekân tasarlayın sonra da bıı mekânla ilgili kimi sözdiklcr bulun... gıbi.) Tüm bunlar bir hikâyeyi anlatmak için yctcrli olabilir belki ama bir öykü yazmaya yetmeyebilır. Bıı arada yazar da öykü ilc hikâyenin hırklı şcyler olduğunu düşünenlerden. Bu ayrıma kesinlikle inanıyor, inanılmasını istiyor; örnekliyor, açıklıyor Büyübozumu'nda : "îlkin, bu ayrımın (öykühikâye) dilin kullanımına daır idcolojik bir vurgudan kaynaklandığını düşıinüyorum. ....hikâye sözcüğünün bir olay anlatımını ifade ettiğini, öykünün ise hikâye anlatmayı da içercn daha genİ!} bir edebi türe işaret ettiğini düşıinüyorum." (s.130) "Oykü dediğim zaman sadece hikâye anlatan yazılı kurmaca türünü işaret ediyorum." (s.132) KURMACADA NELER İHLAL EDİLEBİLİR? Pekiyi, ihlal edilebilir kurallar diye vurgıılamak istediği nedir? Eskilerden bırinin sözü geliyor aklıma: "Sanat şahsi ve muhtcrcmdir." Giilsoy ise, "Sanat büyük bir maceradır. Sanat için kurulan tiim cümleler sınanmaya, tanımlanan tiim kurallar ihlal edilmeye mahkumdur." der. (s.2122) Böyle olunca, yanı sanat ürünü öncelikle bizimle ilgili olunca ona ilişkin tüm tasarruflarımızı kullanmaya, üstünde her türlü müdahaleyi yapmaya yetkimiz de oluyor; ki o bize ait, bizden bir şey olsun; özgün olabilsin. Hem ne kadar bize ait olursa o kadar da genelleşiyor sanat ürünleri. Işte ihlal edilebilir, hatta edilmesi gerekenler bunlardır. Elbet sanatsal verimlerde herkes tarafından aranan kimi özellikler olacak, ama onun dışındakilerde bizim imzamız olmalı. Bu da ihlal edebilcceğimiz kuralları getiriyor önümüze. Hem sanatta kural diye bir şey var mı, belki onu da tartışmak gerekecek. HİKÂYE SANATI: KURMACA; ZAMANI YÖNETMEK llikâyclerin, öykülerin tekniklerini irdeleyen yazar, yazılacak bir öykü için, anlatılacak bir hikâye için ne lazımsa hepsini tek tek anlatmış, bunlara örnekler vermiş. Anlatım bıçimleri, kaçıncı ağızdan anlatılırsa ne gibi bir sonuç doğar, mekânlann önemi, betimleme ne kadar olmalı, karakter nasıl yaratılır, kurmacada zayıf kalmamak için neler yapılabilir, bir öykiiye nasıl başlanır; nereden başlanırsa daha etkileyici bir giriş yapılmış olur; öykünün adı öykü için ne kadar önemlidir; zaman kaç çeşittir, nasıl ayarlanmalıdır; olay ve olay örgüsii nedir, ne işe yarar? Tüm bu sorular/konular tek tek irdelenip bir sonuca baglanmış. Bunlar anlatılırkcn çoğunlukla kendi yazarlık yaşamından örnekler vermiş yazar. Bunlardan en önemlisi olarak karakter yaratmak görülmektedir. Çünkü, "Karakter yaratmak, belki de kurmacanın en önemli parçasıdır. Zamanın ve mekânın kullanımı, olay örgüsünün kurulma şekli, gerçekliği oluşturmaya yarayan ayrıntılar, kısacası her şey kurmacada karakterleri yaratmaya hizmet eder. Çünkü karakterler ete kemiğe bürünüp ortaya çıkmazsa anlatılan hikâye okurun zihninde canlanmaz." (s. 121) Tüm bunlar ne için? Hikâye anlatmak için. Hikâye nedir? Bir kurmacadır. Kurmaca? En zorıı da o. "Çünkü kurmaca yazmak bir anlamda zamanı yönetmektir." (s.124) YAZARLAR KETUM OLURLAR Neden daha çok kendi yaşamından C U M H U R İ Y E T K İ T A P örnekler vermiş yazar? Çünkü hemen hemen tüm yazarlann yazma, konu bulma, hareket noktası gibi konularda ketum davrandıklarını; böyle davranmayanların açıklamalarının ise bızi yeterince tatmin etmediğini belirımekte dir. Kitabı güzel kılan en önemli şey, yazarın söylediklerini farklı metmlerle örneklcndirmesi. Öyküyle ilgili bir teknik durum anlatıldıgında ona uy gun bir öykü parçası da verılip, onun üzerinde düşünceler dile getıriliyor. Iki öykünün dc incelenmcsi/ çözümlenmesi yapılmış. Tomris Uyar'ın Köpük ve Yusııf Atılgan'ın Evdekı öyküleri çeşitli açılardan incelenerek okuyucuya, özellıkle yazmaya hevesli kım selere önemli ipuçları sunulmuş. Ayrıca ileri sürdüğü fikirleri kimi zaman desteklemek, kimi zaman da daha iyi açıklamak için Türk ve dünya yazarlarından alıntılar yapmış. Bu da söylediklerini inandırıcı kılmasını sağlamış. Kitabın sonunda, bu kitabın konıısu olmamasına karşın, öyküyle ilgili sö zün olduğu yerde roman da akla geldiği için öyküroman ayrımı (benzerliği/farklılığı) üzerinde de durmuş. Bu NEW YO UÇLEMESI "Sanat buyuk bir maceradır. Sanat için kurulan tüm cümleler sınanmaya, tanımlanan tüm kurallar ihlal edilmeye mahkumdur" diyor. Murat Culsoy. P A U L AUSTER NEVVYORK ÜÇLEMESİ CAM KEKT. HAVAUTLnL KİIİTU OOA nunla ilgili Batı'dan kimi yazarlann önemli bulduğu düşünceleri madde madde sunmuş. Kitap, Tanpınar'ın oldukça güzel bir saptamasıyla bitiyor. Kitabı okuyup bitirdiğimde, öyküyle, yazmakla ilgili oluşturduğum listenin başına Murat Gülsoy'un kitabını yazdım. Sanırım şimdi dostıım Levent'in, yazmak konusunda herkesin anlayabilecegi açıklamaların yer aldığı, anlatımının akıcı, dilinin yalın olduğu bıı kitabı okuyunca bana soracağı pek bir şey kalmayacaktır. Yazmak isteyıp de nereden başlayacağını bilemeyenler; yazıp da başkalarının da nasıl yazdığını merak edenler ya da yazmak konusunda kimler neler söylemiş; bıı ko nuda hangi kıtaplar yazılmış diye soranlar için açık yüreklilikle önerilecek bir kitap "Büyübozumu:Yaratıcı Yazarlık". • [email protected] "Büyübozumu:Yaratıcı Yazar\\V"/Murat C'ıuhoy/ Can Yayınları, 2004/224 S. S AY I 7 69 SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle