19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rına da ycr vermekle bir tür bel gesel roman niteliği sergiliyor. Bir tarafta sovlıı bir direnişe nazırlık yapan aktörlerin yer aldığı mütevazı "Ziraat Mcktebi", diğer tarafta "Düvcli Mııazzama" yanında Kuvayi tnzibatiyc, Anzavur, Ethem, Çapanoğlu ve îjeyhülislam örneği karşıt güçlerin yer aldığı geniş bir cephe... 23 llaziran 1920'de TBMM cn yaşlı üyc Sinop Mebıısu Şerif Bey tarafından açılır. Ziraat Mektebi'nin ycrini Meclis alır vc açılışından üç gün sonra Moskova'daki hükümete bir öncri gönderilerck 5 milyon altın, silah, cpehane vc diğer savaş ınalzcmcleri istenir. Bursa'nın Yunanlılar tarafından işgal edilmesi Mcclis'te kıyamctlcrin kopmasına neden olur. Manisa Mebıısu Mahmut Cclal Bey "Yunanı Bursa'ya eşraf davct etti" der. Mustala KemaJ, daha doğrusu yeni ismiylc "Gazi Paşa" gercekçi ve yatıştırıcı bir konuşma yapar. (s. 350) Istanbul'un işgalinden 1921 yilınınsonuna kadarki dönenıi içeren roman, Kurtuluş Savaşı'nda rol alan kişilerin salt bir görevle değil birçok görevlcrlc donatıJdıkJarı gcrçeğini karşımıza çıkarır. Bıı nedenle cesaret, özveri, bilgi, çaba, sevgi örneği kavramların ortak paydada toplandıkları bir tablo Ue karşılaşırız. Ankara'daki Ziraat Mektebi'nde Mıısrafa Kemal'le gelccek günlerde nelcryapılabileceğini tartışan Ali Fuat Pa sa dana sonra Geyve Boğazı'ndaki birliklerin başında çarpışmaya başlar. Ankara'ya çağrıldığında sırtında Kuvayi Milliye elbisesi, omzunda filintası ile istasyona iner. Cepheden alınan bıı komutan Ankara hükümetinin ilk "sefiri kebiri" olarak Moskova'ya gideeektir. "Allah'ın Siingülen" zengin içeriğiyle salt Kurtuluş Savaşı günlcrinin, bir başkaldmnın romanı olma yanı sıra; Atatürkçü düşüneenin kaynaklarına inen bir boyutla da karşımıza çıkıp öneııı taşıyor. Nitckim Ziraat Mektebi binasındaki bir yemekte Dr. Refik Bey'in: "Şıı ittihatçılık töhmeti olma saydı" diyebaşlayankonuşmasına Mııstafa Kemal çok anlamlı bir vanıt verir: "Nankör olmayalım. lttihatçılık bir ocaklır, yetişmemizde dahli var. Bu gay rı kaabili inkâr bir hakikat. Ne var ki onlar Garphlaşmak remayiilündeydi, biz medcniyetçi olacağız. Onlar komitacıydı, biz inkılapçıyız. Onlar Osmanlılaştna taraftanydı biz milliyetçiyiz. Eğer bu hakikatleri anlatabilirsck miller davamızı tecviz edecektir." (s .67) C U M H U R İ Y E T K İ T A P Büyük Atatürk, daha Cumhuriyet kurulmadan önce Türk toplumunun, Tiirk dcvletinin izleyeceği rotayı Batıcılık olarak değil, çağdaş uygarlık düzeyi olarak santamıştı. Yine yasal sınırlar içinde kalarak demokratik laik bir hu kıık dtvleti oluşturmak düsüncesi çok öncedeıı kararlaştırılmıstı. Ama mesele topluma iyi yansıtılmış, bu gerçckler ivi anlatılmış mıydı acaba? Kanımızca ek sik olan boyutlardan biri budur. Bu iyi anlatılmamış olsa gerek ki yaşadığımız günlerde bile Osmanlılaşma taraftarlarıııı önemli noktalarda hatta devlet yö netiminde bile görmek mümkün olabiliyor. "Allah'ın Süngüleri" iki amaç için dikkatli ve muhaKkak okıınmahdır. Birincisi.ulaştığımızgünlerekolaygelmcdiğimizi anımsayarak bııgünlerin değe rini bilmek ve bizi bu giinlere ulaştıran kahraman insanları unutmamak için. tkincisi ise içinde bulunduğumuz çok yönlü oltımsuzluklara karşın "Kuvayi Milliye" rııhunu oluşturup sergileme aşamasında düzlüğc çıkacağımıza inan mak için. • Allahın Siingülerileri / Attilâ \lhan / Türkıye îş Bankası Kültiir Yaytnları Yürümeye Övgii MUNEVVER SOYLU S Zengln IçerHt el Yayıncılık'ın "yaşam kitaplan" özgün açılımlar sıınarak sürüyor. Bu dizinin ilk kitabı "Kelliğe Övgü"den sonra çıkan "Yürümeye Övgü" farklı bir boyut katryor bu kez, işin içine yaşama tutkusu giriyor. Kitap, çılgın yaşam ritimlerimiz içinde, zamanın ve yerin tadını çıkarma ve bir kaçıs olan yürüyüşün bütün yönlerinden böylesine dıngin, yaJın söz ederken onu tanımlamada gereksiz müdahalelerden çekiniyor insan. Aceleci dünyamızda yürüyüş bir terslik gibi görünür, güniimüzde otomobil milyonlarca insan için bedeni neredcyse gereksiz hale getirmiş, insan oturan ve hareket etmeyen bir varhk olmaya bağlamıştır. Oysa yürümck bir nostalji veya direniş biçimi olmanın yanı sıra, tam bir duyumsaliık istcyen derin düşünme, yazarın ifadesiyle "dünyanın içine girmenin bir yolıı, bir dünyaya açJmadır, dün yanın uçsuz bucaksızlığını bedenin oranlarına indirger." Gövde, Ağrı, Riziko, Sessizlik tcmalı kitaplan da olan antropolog David le Breton, bir yürüyüş ansiklopedisi, bir kullarmıa kılavuzu ya da bir antropolo^ ji kitabı yazmamış, "dünyanın farklı boyutunu arşınlayanları" da yanına ala rak, Rousseau, Nietzcshe, Kazancakis, Herzoggibi yürüyüş gclcneğinin temsil cilerinin deııeyimleri eşliğinde dünyanın enginliğini ycniden keşfetmemizi sağlamış. Bunlardan Henry D.Thoreau, "Inanıyorum ki günde en az dört saat hatta kimi zaman dört saatten dc fazla, her türlü maddi kaygılardan uzaklaşa rak ormanlarda, dağlarda, tepelcrde dolaşmazsam bcdensel ve zihinsel sağlığı nıı koruyamam...Odanıda bir gün kapalı kalırsam, paslanırım. ...Ote yandan bütün gün, haftalar hatta aylar boyunea dükkânlarında ya da bürolarında kapa lı kalan komşularıtnın dirençlerinin beni çağırttığını itiraf cdiyorum ve mane vi dııyarsızlıklarından da hiç söz etmek istemiyorum" diyor. Yaşamımızı tıkayan telaşa ve kaygılara yenilip yürümeyenler için bu kitap, sabahın ilk adımlarına eşlik eden umudun, akşamın dinginliğindcki hıızıırıın ve doyumun keyirîi anlarını anımsamayı olanaklj kılıyor. Bu kadarla bitse... y yü y ü meye bir iç ilii k d i i b k rüme bi i zenginliği, kendini bıraknıa, dünya karşısında bir alçakgönüllü lük, teknolojiye, yolculuk araçlarına karşı bir kayıtsızlık ya da nesnelerin göreli fiği duygıısu karışıyor. Rousseau yalnız gezer, onda yürüyüş tükenmez bir gözlem ve düş kaynağıdır, bir Torino scyahatini anarken yürüyüş nostaljisinden ve muduluğundan söz eder, "... Böylesine yoğun düşündüğü mü, yaşadığımı, kendim olduğumu hatırlamıyorum, şunu söyleyebilirim ki yalnız olduğum zaman ve yürürken yaşayabildim DU yoğunlukları ancak." Genç Kazancakis de aynı düşünceleri paylaşır onunla, "... belli bir kimseyi, bir kadını ya da erkeği sevmiyorsunuz, yüreğiniz daralmıyor böylelikle ve her şeyi aynı ilgisizlikJe ve aynı coşkuyla scvebilmcniz engellenmiyor, tek başınıza, sırtınızda bir çantayla yürüyorsunuz. ...Oyle sanıyorum ki bundan daha büyük bir mutluluk istemek ihtiyatsızlık olurdu." "Zamanın kendisi durup dinlenmeyen bir yolcııdur" diyen Bashö, ıızıın bir inziva yaşamından sonra içini kcmirmeye başlayan gitme arzusunu şöyle anla tıyor,".... kendimi rüzgârın davetinebırakatı bulut parçası gibi, serseri düşünceler beslemekten vazgeçmemiş ve deniz kıyılarında başıboş dolaşmıstım, sonra, deniz kıyısındaki kulübemtıe eski örümcek ağlarını temizliyordum, ilkbahardı, hafilpuslu bir havada Şirakava engelini aşma isteği dııvdum. Hiçbir iş yapamaz hale geldim, aklım Matsuşima mehtabıyla meşgıılken yırtık külotumıı yamıyor, şapkamın kordonunu değiştiriyordum, sonunda konutumu baş kasına bıraktım." Rimbaud Belçika, Ingiltere, Almanya vb. ülkeleri dolaşır. Bir şehirden diğerinc neredeysc bütün yolu yaya gider. Bu öldürücü yürüyüşler sonucu bir bacağını kaybeder. Enfance'da (Çocukluk) duygularını şöyle yansıtmış, "cücc ağaçlar arasındaki uzun yolun yayasıyım, en gellerin homurtusu adımlarımı kaplıyor. Batan günesin mclankolik, altın beyazlığını seyrediyorum uzun süre." Hiçbir dııyııyıı ihmal etmeyen yürü yüşten sonra yemeğin her zamankinden daha lezzetli olduğunu, yorgun yürüyüşçünün adeta titreyerek ycmek beklemesini, Laurie Lee samimiyetle tanımlıyor, "Masaya eöktüm, başım kollarımın arasında, kadının en önemsiz hareketlerini bile büyük bir hazla gözledim. Sobanın üstündeki tava ötmeye başladı, kırılan bir yumurta kabuğu, cızırdayan zeytin yağı sesi dııyuldu. Kafam kazan gibi kaynıyordu ve gözlerimin önündc hâlâ yollarda titreyen beyaz tozlar, parıldayan bakıı rengi buğday tarlaları vardı." Yürümek yalnızlıkta tavır özgürlüğü de getiriyor. Stcvcnson'u dinleyecek olursak "birçok bilge ve tanmınış isiırı yürürken çok kötü şarkı söylediklerini ve bir dönemeçte bir köylüye rastladıklannda kıpkırmızı kesildiklerini itiraf etmişlerdir bana" diye söz etmiş bu konudan. Yaşamın çeşitli anlarında köye, ormana veya parlca giderek, bir manzaranın güzelliğiyle birleşen sessizliği tatmak, kentin gürültüsüyle buluşmadan, dünyanın hayhuyuna ve gündelik yaşamın kaygılarına dönmenen önce tam bir dinlenme olduğunu yürüyenler bilir. AJbert Camus, bıı sessizliği, Cemile hara belerinde dolaştığı sırada, "çok ağır vc çatlaksız bir sessizlik... kuş cıvıltıları, keçilerin ayak sesleri, gökyüzünden gelcn mırıltılar, buranın nüznünü oluşturan bir gürültü" olarak tanımlıyor. Yürüyüş çeşitlerini isc uzun uzun açmış yazar: Gözlcri görmeyen birinin tehlikesiz olduğunu bildiği bir yolu katct mesini, mahkumların ince hesaplara dalarak hücrelerini arşınlamalarını, hasta ları, parasızlar için elverişli olduğunu vc hatta tembellerc çok uygıın olduğunu anlatmış. Canınız kitap yazmak istiyorsa konu sunu taştan bile çıkarabilirsiniz. Çevrcnize bakıp içinize dolanları aktarabile cek bir yol bulabilirsiniz. Bunları söylememin ncdeni Yürümeye Ovgü'yü ta nımlıvoroluşumdan. Sizc binlercc yararı olabilir ama hiç aklınıza gelir mi vürü şüyü hammadde olarak kullanmak. Le Breton bunu yapıyor. Yiiniyüşün adlar ve yön işaretlerivle coğralya, mcteorolo ii, lizyoloji vb. olduğunu, gecenin iıısanı hayranlık ve korkuyla karşı karşıya gctirdiğini, tcrsliklcri, ııhık yürüyüşlerini, kent yürüyüşlerini, yürüyüşün tinselliklerini farkediyoruz. Içeriğinin renkliligi, bölüm başlıklarında gizli, kentin bedeni, hayvanlar, adlar, yolculuğu yazmak, yürüyüş ritimleri bunlardan bazıları. Yazarın, toplumsal sapma böliimün dc, yolcıılııkta yaşadığımız yalnızlaşnıa ve melankolinin sonucu tanımadığımız insanlarla konuşma ihtiyacımızı açıkladığı satırlarda aşina ruh hallerimizc rast lıyoruz, "paradoksal birbiçimdc, başka bir ycrdcn gclmck vc bir yerden sadece geçmek, dilleri çözer ve anında ilişki kurmayı kolaylastırır. Tanınmamak ve geçici olarak orada bulunduğumuzu bilmek, konuşma isteği konusunda ccsa retlendirir insanı..." Batıda yürüyüş öykülcrinin volculıık cdcbiyatında önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Kitap boyunea birlıkte yol alan yazarlar da kanıtlıyor bunu. Yolculuğu yazmak bölümünde "her yü rüyüş bir konuşma, bir söylem vc döndükten sonra anlatılacak bir öykü " der ken, örncklcr de veriyor yazar: Rousseau da itiraflannı kaleme alırken yürüyü şün, kendisi için sonsuz bir mutluluk ol duğıı halde, izlenimlcrini kâğıda gcçır mcdiği için büyük bir pişmanlık duydu ğundan söz eder, "yaşamımda anımsa yanıadığım ayrıntılar konusunda bcni en çok üzen yolculuk notları tutmamiş olmamdır." P. I,eigh Fermor isc kcndisini Rotterdam'a götürccck gcmiye bi ncr binmez özenle seyahat defterini çıkararak ilk satırlarını yazmaya başlar. Ne yazık ki daha sonra, Münih'te çantası ve bir miktar parasıyla birlikte gün lüğünü de çaldıracaktır. Sokaklarına aşina olduğumuz, kisisel öykülerimizin bulunduğu ve tanıdıklarunıza rastlayabilcceğimiz için ayrılama dığımız "asraltta bitki topladığımız" yaşadığımız kent için Breton şöyle diyor: "Bana Paris'te rastlayacağırıızdan cmin olabilirsiniz, akşama doğru, Matin mat baası ve Strasbourg bulvarı arasında gidip gclmcdcn üç günüm gcçmez. Nedcn bilmem ayaklarım beni oraya doğru götürür, hemen her zaman belli bir ama cım olmadan, kararsız, oraya doğru gi derirn." Ancak sakinlerinin adımlarıyla yaşa yan, buluşmalarıyla, dükkânlarına, iba det yerlerine, resmi dairelerinc, istas yonlarına, kalelerinc girip çıkan gezgin lcriyle varolabtlen kent için W. Bciıjamin polisiye türünün kentre doğduğu nıı hatırlatıyorsa da kent âşıldarı, gürıü müzde bir kenti başka bir kcntten ilk bakışta ayıran belirgin özelliklerin giderek kaybolmasına üzülüyorlar. I ler ycr de aynı mağazalar, hemen hemen aynı restoranlar, aynı sincmalar ve trafiğin zorlayıcılığıyla yapılarm eziciliğindcn şikâyet edenler icin Yürümeye Ovgü, baş ka görüntüler, başka dııyumsallıkJar biriktiriyor, başka ycrlcr, başka yüzler keş fcdiyorsunuz. Sayfadan sayfaya bir yol haritası gibi ilerlerken hem merak etti riyor hcm de yürümeyi sevdiriyor. • Yürümeye Övgü/ David le lirctorı/Türkçcsi: Ismail Ycrguz/ Sel Yay/ncılıh./ 1İ6 sayfa. SAYFA 15 Yolculuğu yazmak Tavır özgiiplüğü SAYI 705
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle