17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 K U R L A RA Halk Şiiri'mizin ve Halk Müziği'mizin 20. yüzyıla damgasını vurmuş en etkili ozanlarından biriydi Âsık Veysel. 1930'lu yıllarda kesfedilmiş, rudyolanmızda ve plaklarda o tarihten bu yana aralıksız yer almıs, halk tnüziğinin yanı sıra poptan caz'a, klasik müziktcn rock'a müzig'in her alanım etkilemişti. Anadoln aydınlanmasımn halk katındaki temsilcisi olarak siirleri ve sazıyla her etkinlikte yer altnış, çağnldığı her yere gitmisti. Aşık Veysel'iyitireli otıız yd olmtış. Şiirlch, tiirkülerı hep dilımizde... Yapıtları sesli olsun, yazılı olsun sürekli yaytmlanıyor ve ızleyicilerine ulaşıyor, Türkiye insam içinden çıkaraığı bu ustayı sahiplenmeyi ve onu yasatmayı sürdürüyor. Onu anmadığımız gitn yok gibı. Şükrü Günbıılut arkadaşımız bütünlüklü bir Veysel portresi koyuyor önümüze sayjalarımızda yer alan yazısında. Bu ünlü ustayı ölü'm yıldönümünde bir kez daha sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Gültckın Enıre arkadastmız ise romandan denemeye, siirden fotoğrafa oradan sanata uzanan bir labirentte dolaştyor ve bu alanlarda yayımlannıış kitapları tamtıyor bize. Hasan Akarsu, Denız Kavukçuoğlu 'nun "Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı?"sını tanıtırken, Işık Kansu Barıs Ünlü ıle hazırladığı M. Ali Aybar kitabı üzerine konuştu. Bol kitaplı günler... TÜRHAN GÜNAY PopKültür lasik romanda konunun yoöunlukla işlenmesi biivük bir marifet sayılırdı, vazar bir lıikâye anlatıyorsa, o hikâye ile ilgili her şeyi konuya vedirmeye çalışırdı ve sonunua, bilinmeyen öğelerinden arınmış temiz bir öykü çıkardı ortaya. T. S. lîliot buna "tutarlı yoğunluk" adını vermişti. Günümüz edebiyatında ise aşırı bilgiyle donatılmış romanlar, yoğıınluğu konunun dışına taşırarak bir çeşit yeni moda "tutarsız yoğunluk" başlattılar; sanki romancı hikâyesini anlatırken kendini kaybedip tüm evrenin oluşum tarıhini anlatmaya girişiyor. Aşırı geveze yaşlı bir kadına yemek tarifi sor duğunuzda manava giderken ne givdiğini anlatmaya başlaması ;ibi, konu insanhk tarihinin beli evrelerinde dağılıp bulanıklaşıyor ve en nihayet yan kaymalar toparlanıp konuya geri dönüldüğünde okuyucu yorgıın düştüğünden öyküden iyice uzaklaşmış oluyor. Henüz 26 yaşındaki Ingiliz yazarZadieSmitn'in "îmzaToplayan Adaın" adlı romanını ofeurken bu konu dışı kaymaların abartıldıgını düijünmeye baijladım. Yazdığı hersözciikten sonraosözcüAünbüyüsünekapılıp, esprili ve komik yan sapmalara dalması, komikJikler yaparak dikkatimi dağıtmaya çalışan bir çocuk gibi ranatsız ctnıcyc başladı beni. Kuşkıısıız bilgi çağındayız ve tüm bilgiler bedava. Bilgi ki burada bilgi derken düşüncenin ürettigi bilgiden söz etmiyorum, sıracıan ansiklopedik malumat demek daha uygun belki bir çeşit yeni karakter gi bi romana dalış yapmıs ve yirmi birinci yüzyıl romanınuaıı da kolay kolay çıkmayacak gibi duruyor. 90'h yılların Amerika'da patla ma yapan oyunlarından "Trivial Pursuit" adlı, en saçma soruların yanıtlarını kim bilebilir oyıınu gibi, romanlar da "trivia" de nilen, gereksiz bilgiler yumağına döniişmeye başladı ncredeysc. K f Kendini Ueyen kuşagın tiyesi Zadie Smith'in yeni romanında doruğa ulaştırdığı bu stil, çağdaş romanda yeni nesli anlatmak için kullanılan bir yöntem belki de. Bir oyıın gibi bıınca gereksiz bilgiyi anlamanız ve konuyu takip etmeniz bir yetenek gibi okııyucudan bekleniyor. Aslında bu oyunun eğlencesiz olduğunu söylemek zor. Bir açıdan bakıldıgında da bu gereksiz bilgi yumağı gibi görünen anlatım, çağımıImtiyaz sahibi: Cağ Pazarlama zı derinden eleştiriyor: Saatlerce televizyon karşısında bir kanaldan difierine zıpiayarak Cazete Dergi Kitap Basım ve geçen, ne seyrettiğinin farkına bile varmaYayınAŞyi temsilen Cumhuriyet Vakfı adına llhan yan, uzun siire tek bir şeye dikkatini topar Selçuk Yayın Danışmani: layamayan, insanları markalaştıran birkülTurhan Cünay o Sorumlu Mütürün ürünü olan yeni bir kuşagın eleştirisi. dür Mehmet Sucu Görsel Zadie Smirh buna "kendini izleyen kuşagın Yönetmen: Dilek Akıskalı üyesi" adını veriyor romanda. Bu neslin çoBaski: Sabah Yayıncılık AŞ o Icukları, her şeye seyirci oldukları gibi, kendare Merkezi: Türkocağı Cad. NO: 3941 CağalOğlU, 34 334İS dilerini de bir Hlmin parçası sanıyorlar. Her tanbUİTel:(212)512 05 davranışı ve ifade biçimini televizyon dizi05 Reklam:PubliMedla lerinden çalan kuşağı temsil ediyorlar. KİT/MP Smith'e gort bu neblın bir başka ozelligi, tüm kültürleri kendi geçmişleri sanmaları. 1 liçbir şey derinliğine bilinmcdiğinden tüm dinler ve ielsele öğretileri birbirlerine karışmış ola rak algılanıyor. Aklı karısık bu yeni nesli anlatırken Yahudilikten Zen Budizm'e, Kabala büyüsünden animizme, ı,ok geniş alanda inanç ve ınançsızlığı anlatıyor Zadie Smith de. "lmza Toplayan Adam" Çin asıllı birbaba ileYahııdibirannenin îngiltere'de doğmuş oğlunu anlatıyor. ÇinYanudi Ingiliz AlexLi adlı bu çocuk, romanın başlığında bahsedilen imza toplayan adam oluyor büyüdüğünde. Ünlülerin imzalarını toplayıp, becerıksizce bu işin ticaretini yapıyor. Bir de kitap yazıyor Alex Li: Bu kitapta Yahudi olanlarla, Yahudi olmayanları ayır maya çalışıyor. "Örneğin ben Yahudiyim. Ğount Basie Yahudidir. Ray Charles Yahudidir. Eddie Cantor Yahudi değildir. (...) New York'ta veva herhangi bir büyük kentte yaşayanlar Yahudidir. katolik bile olsan, New York'ta yaşıyorsan Yahudisindir. Butte veya Montana'ua yaşıyorsan Yahudi olsan bile Yahudi değilsindir. Soğuk içecekler Yahudidir. Yahudiler keştetmiş olsa da süt tozu Yahudi değildir..." sözleriyle başlıyor romana. Canlı cansız her şeyi Yahudiler ve Yahudi olmayanlar olarak ikiye bölme hastalığı roman boyunca sürüyor. Romanı ortaladıöınızda bunun altında hiçbir mantıksal neden olmadığını anlamava başlıyorsunuz. Bazı diilerdeki dişi ve erkek tanım edatları gibi evrenin basit şekilde ikiye ayrılmış olduğunu görüyorsunuz. Bunun roman içinde simgesel anlamları var tabii ki. Roman kahramanlarının kendilerini ne olarak tanımlayacaklarını bilmemeleri yatıyor altında, çünkü AlexLi gibi diğer kahramanlar da kimlik sorunu yaşıyorlar. AlexLi'nin enyakın dostu Adam, Harlem'li zenci bir Amerikalı ama aynı zamanda ataları Etiyopyalı az sayıdaki Yahııdilerden. Zadie Smith bu kahramanlar savesinde çokdinlilik, çokkültürlülük ve çolculusluluk temalarına giriyor, bir ırkın temsilcisi gibi görünüp, bambaşka bir kimliğe sahip olmanın komedisini yaratıyor. AlexI,i, Adam, Joseph ve Rubinfine ço cukluk yıllarından beri tanışıyorlar. AlexLi'nin babası bir öğleden sonra 12 H yaş lanndaki bu dört çocukla güreş maçı izlerken, beynindeki ur nedeniyle yakında öleceğinin bilincinde ama oğluna karşı duyduğıı aşırı sevgi nedeniyle bu bilgiyi kendisine saklıyor; kalabalıkta oğlunun güreşçilerden imza almasını izlerken fenalaşıp ölüyor. Gi riş bölümündeki Alex'in ilk imza alması etrafında dönen olaylar, daha sonraki olavla ra da duygusal zemin hazırlıyor romanda. Şimdi 20'li yaşlarında olan Alex, belki de babasını yitirmesinin etkisiyle kendisine meslek olarak imza toplama isini seçiyor. Üuyarsız ve ilgisiz bir genç gioi duruvor, onu yaşıtlarından ayıran bir özelliği 1 î ya şından beri hiç bıkmadan her hafta Kitty Alexander adlı bir film yıldızına mektup ya zıp imza istemesi. Bu Alex'in en belirgin saplantısı. Hiç vanıt almadığı halde her hafta yazmayı sürdürdüğü mektuplar onıın bir bakima tapınma biçimi, her hafta sinagoga, camiye ya da kiliseye giden insanlar gibi o da her hafta bir kez Kitty Alexander a mek tup yazıp imzasını isteyerek pop kültürün yarattığı bir yıldıza tapınma yolıınu seçiyor. Hahalık mektup ritüelleri, bir anlamda onıın vaşamdan kaçtığı anlar ve yasamına tek belirgin ritim veren olgu, bu yüzclen yıllar sonra bir mektubıınun yanıtlanması tüm yaşamının altüst olmasına neden oluyor. Du alarının gerçekleşmesi büyük bir şok yara tıyor, bunun bir başlangıç mı yoksa bir son mıı olduğuna karar veremiyor. "imza Toplayan AdarrTda bana en ilginç gelen konu Smith in Kabala mistisizmine daldığı bölümler oldu. Yazının başında da belirttiğim gibi, çok fazla yan konulann ol ması romanı bence zayıflatan bir stil yaratmış, okumayı güçlestirmiş. Ayrıca aşırı bir süsleme gibi kullandığı komik tınsıır I'ürkçeye aktarıldığında ortaya iyi çıkmamış. "Adam aşağı yukarı üç yıl sonra yitireceği o neşeli ses tonuyla, Biz Museviyiz! diye şakıdı. Yalnızca çocuklara özgü bir duygu; bu çağda genetik ve kültürel miras (azla Jan bir ayakkabı gibi birden ele geçirilen acayip fa kat müthiş güzel bir şey sanılır. Hey, ben Avrasyalıyım! Ha, ben bir Maori'yim! Bak, gi donu bıraktım!" gibi bölümlerdeki konuşma tarzındaki argo deyişler Tiirkçe kaba kaemış. Ya da "Alex, hayat boyu kahrolası en büyük budala olma" tazla Amerikan kalmış Turkçe metin içinde. Tüm bunları söyledikten sonra, yine de Zadie Smith'in neden günümüzün en yetenekli yeni yazarlanndan biri sayıldığının örnekleri de var romanda. Örneğin, Alex her evden çıktığında küçük bir arabaya sığmayacak büyüklükte bir mobilyayı arabaya sığdırmaya çalışan haham Rubinfine'üı engel oluşturması, bir mahalle içine tıkılıp kalma duygusunu çok iyi vermiş. Ayrıca sokakta karsılaşan iki arkadaşın anlarıldığı bir sahnede ansızın karakterlerden birinin "dolabın ahşabında elini gezdirmesi" hoş bir la birente sokuyor okuru, tnekân duygusunu yitirmesine neden oluyor, daha sonra dola bın arabaya sığdırmaya çalışılan mobilya olduğunu anlayınca ancak netleşiyor sahne. Smith bu tür mekân ve zaman labirentlerini güzel dile getirdiğinden, Borges'in öykü lerini çağrıştıran okuru yanıltma oyunları metne gizemli bir hava vermiş. • İmza Toplayan Adam/ Zadie Smith/ Çcviren: Mefkure Bayat/ı/ Everest Yayınları/ 2001/}% s. www.yazinsanati.com [email protected] SAYFA 3 L CUMHURİYET KİTAP SAYI 884
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle