22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Deniz Kavukçuoğlu bu kez bir anlatıyla geldi karşımıza: 'Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı?' Kanıvla. canıvla Istanbul Deniz Kavukçuoğlu, anılarında, çocukluğundan başkyarak ergenlik ve gençlik dönemlerinde tanıdığı insanları anlatıyor. Yaşamöyküsü, anılar bütünlüğü yanında, bir roman tadında okunuyor. Kitabı bitirdiğinizde, Çingene Mahnıut, Ahmet Kaptan, Ayhan Sungar, Bursalı Osman, Heidi Müller, Barba Petra, Ursula, Haluk, Şirin, Salva, Françoise, Sommer, Fulya, Manziuk vb. kişiler gözünüzün önünden gitmiyorlar. HASAN AKARSU azar Deniz Kavukçuoğlu, "Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı?" adlı yapıtında anılarını anlatıyor Yazar, 1943 Istanbul doğumlu. Çcyrck yüzyıl, yurtdışında yaşadıktan sonra 1993'te lstanbul'a döner. Bir kuramsal araştırma kitabıyla bir de "Deniz Bitti" adlı denemc yapıtı olan yazar, 1996'dan bu yana Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarıdır. On bir bölümden oluşan anılar kitabının önsözünü şöyle biririr: "... Bu kitap, biraz da o bozulma yıllarının tarihidir... Haylaz, haşan; ama yaşama çok bağlı, hep gelecek günlerin umuduyla yaşayan Istanbullubir çocuğun gözünden." Kavukçuoğlu, anılarını anlatırkcn bir sıra izlemiyor. 1980'liyılları anlatırken yeniden 196O'lı yıllara dönüyor. Karışık bir anlatım yolu izliyor. 1950lerde değişme ye, bozulmaya başlayan yaşantılarımızı yansıtıyor. Lise yıDarında Baylan Pasta nesi'ndeDemirOzlü'ylebuluşmasını anlatırken 1980'li yıllarda Almanya'daki bu luşmasını da öğreniyoruz. Avusturya Lisesi'nde okurken Züraia Sokağı'nda tanıştığı arkadaşı Çingene Mahmut'u bir roman kişisi gibi anlatıyor, bir tip yaratıyor böylece. Mahmut gözünüzün önünden gitmiyor. Menıur bir ailenin çocuğu olarak bir çingene ailesiyle ranışıyor. Bir apartmanın bodrum katında yaşayan bu aileyi anlatırken çok iyi bir gözlemci olduğunu anlıyorsunuz. Sonra Mahmut'u Moda'daki evlerine getirin o çevrede gezdiriyor. Mahmut, değişik oir çevreyi tanımanın şaşkınlığını yaşıyor. Bu arkadaşlıkları uzun sürmüyor; ama Deniz, Mahmut'u unutamıvor, yıllar sonra izini sürü yor. Hıırdacılık yapan ailcsinin Malkara'ya, oradan da Gelibolu'ya taşındığını öğreniyor, Mahmut'a ulaşamıyor. Y sidir. Adam gibi içilir, neşeyle içilir yani... Koço Okulu'ndan yetişmiş Ayhan Abi'nin bu öğüdünü hiç çıkarmayacaktım aklımdan... Işıklar içinde yatsın..." (s.55) Deniz, Moda'da bırçok arkadaş ediniyor. Dilaver Paşa'nın oğulları Berkan ile Ercan, yıllar sonra tiyatrocu olan Mehmet Ulusoy (Çipil Mehmet), BursaL Osman, daha sonra evlendiği Olcav vb. ( Olcay'dan Toprak ve Emek adınua iki oğlu olur, onlar Almanya'da doğup bü yürler. Olcay'la evliliği yirmi altı yıl sürer.) Yazar, çocukluk, gençlik anılarının ya nında, Moda'daki değişimi de nedenleriyle anlatıyor. Kentlere kırsal kesimin akın etmesi, gecekondulaşma, kır insanının alışkanİıklan, kapıcıların etkileri: " Yoksufluklarından ve varsıllıklarından bağımsız olarak, 1950'lerle birlikte lstanbul'a akmaya başlayan göçerlerin arasında okul eğitimi almış olanların sayısı parmakla gösterilecek kadar azdı... Istanbul'un ilk gecekondularını kuranlar da okuması yazması olmayan bu köylülerdi. Once kentin çevresindeki görece ıssız bölgelere yerleşmişler, zamanla içlere doğru sızmaya başlamışlardı. Durmadan çoğalıyorlardı. Zamanla kente kendi yaşam biçimlerini dayatmaya başlayacaklar, siyasal vaşama ağırlıklarını koyacaklar, sonunda Istanbul'u ele geçireceklerdi... Istanbul'un yakın tarihi, aynı zamanda bu tarihsel kentin dcv bir köye dönüşmesinin, köyleşmesinin de tarihiydi..." (s.8990) Bir zamanlar gençlerin her akşam çıktıkları Moda turları da kapıcıların kuşatmasından sonra kalkıyor. Bakkallara kavurma, bulgur, ayciçeği kapı cılarla girmeye başlıyor. Ardından çiğköhe lahmacun dükkânları geliyor. Deniz, Cihangir'de otıırdukları yılları da unutamıyor. Mahalle çocukları arasın daki çatışmaları, taşjarla yaptıkları savaşlan anlatıyor. Babası Devlet Deniz Yolla n'nda tnakine mııhendisidir. C jorevli olarak Almanva'ya Bremen'e gönderilince Deniz de ilkokııla orada devam cdiyor. Orada tramvay altında kalan çocuğun kurtanlmasına tanık oluyor. Olay yerinde ilk yardım çadırı içinde ilk ameliyat ya Deniz, çocukluk ve ergenlik yıllarını kapsadığı için Moda'daki anılarına daha çok yeı veriyor. Arkadaşı Murat'la balık tutmaya çıkıyorlar. Tekncleriyle denize açıldıktan sonra akıntıya kapüıyorlar. Nerede olduklannı bilemiyoriar, geceleyin vanlanna yaııaşan bir motora teknelerini bağlayıp Vassıada'ya çıkıyorlar Onları kurtaran Alıınel Kaptan unutulur mu? Deniz, rakı ıçmesını Moda'dan tanıdığı Ayhan Sııngar'dan öğreniyor. 1959'da Ankara'da karşılaştıklarında bir meyhanede oturup içiyorlar. Deniz, Ayhan abisinin öğütlerini unııtamıyor: "... Meyhanemasasında dert anlatılmaz.. Kimseya nında istemez salya sümiık ağlayanı... Ne demiştik başında? Rakı, ınunabbet içki Anılar ılar ada... pılıyor, ardından nastaneye götürülüyor. Yıllar sonra Istanbul'da TEM oto yolunda ailece geçirdikleri otomobil ka zasında saatlerce hiçbir yardımın gelme yişini görünce bu olayı anımsıyor. Bre men'dc Ispanyol teknisyenin oğlu Raul ile arkadaş oluyor. Orada Türklere duyulan sevgiyi görüyor. "Tck adım durarak atlama" spor yanşmasında kendini kanıtlayınca okulda sevilen bir öğrenci oluyor. Heidi Müller, sevdiği bir kız arkadaşıdır, ailece tanışıyorlar, birlikte eğleniyorlar. Noel kutlamalanndaki coşkuyu yaşıyorlar. Bir yaz, tatil için bir aylığına ailece Cuxhavcn'e gidiyorfar. Denizin gel gitini bilmedikleri için bo ğulma tehlikesi atlatıyorlar. Topladıklan yengeçler çantadan çıkınca evin içine dağılıyor, ölenler ortalığı kokutuyor, bir ara tatilin tadı kaçsa da arkadaşı Heidi de gelince çok güzel eğleniyorlar. Bremen'den lstanbul'a dönerken Heidi'den avrdması çok acı veriyor. (Bir buçıık yıl kalmışlardır.) Deniz'in Istanbul'daki okullara uyıım sağlaması zor oluyor. Yeüniş kişilik sınıflarda başanlı olamayacağı anlaşılıyor, birçok okul değistiriyor. Anadolu Lisesi'ndeki zorunlu yılını tamamlayınca Avusturya Lisesi'negiriyor. Deniz, ailece gittikleri için Kristal, Taslık, Tepebaşı ve Taksim Belediye Gazinolarını aa biliyor. 1946'da ABD'nin Missori Zırhlısı îstan bul'a gelince bin altı yüz kişi için Abanoz Sokağı'nın hazırlanışına da tanık oluyor. Genelev anılarını, oradaki kadınlann yaşamöykülerini anımsıvor. Elhamra, Melek (Emek), Ar, Yeni Ar (Sinepop), Atlas sinemalarını tanıtıyor. Galatasaray Lisesi'ne giden Mehmet Ulusoy'un grubuna katıüp Çiçek Pasajı'nda ve yakın meyha nelerde bulıınuyor. Avusturya Lisesi'nden Kartal Ortaokulu'na, oradan da Haydarpaşa Lisesi'ne geçiyor. Oradaki Biyoloji Öğretmeni Halit Avan'dan çok etkileniyor, onu örnek alıyor, siyasete ilgisi artıyor. Bir de Nevzat Şenol öğretmenini çok seviyor. Onıın verdiği "Mülkiyet ve Ideoloji" adlı kitap geleceğini etkiliyor. Kadıköy CHP Ilçe Lokali'ne gidiyor. ÜP'nin Said i Nursi'yle isbirliği içinde olduğu yıllarda Deniz, bilinçli bir Atatürkçüdür. DP'nin ve Cl IP'nin mitingle rinekatılıyor. DP'yekarşı düzenlencn 2829 Nisan mitinglerine katıbyor, kovalanıyor, yakalanıp Davutpaşa Kışlası'na götürülüyor. Yirmi beş gün tutuklu kalıyor. 27 Mayıs'ta Ordu, yönetime el koyunca serbest bırakılıyor, Moda'da "Ekmek Dağıtım Komisyonu"ndagörev alıyor. Bu arada Haydarpaşa Lisesi'nden kaydı siliniyor. luşturuyor, Mehmet Ali Aybar'ı beğeni r or. Moda Caddesindc bulunan Ar Kıı üp'e gidiyor. Deniz yirmi iki yaşındav ken babasına felç geliyor, kısa sıiredc de yitiriyor babasını.(1963) "Adam gibi adamdır" babası. Deniz, bundan sonra diş hekimliğinde okumak için Alman ya'ya gidiyor. Kendi ayakları üstunde dıırma ilkesiyle yaşamaya çalışıyor, ç\)k zor lanıyor. Geçinmek ve okul giderlerini karşılamak için işçilik yapıyor, değişik insanlar tanıyor. Orada, Istanbul'dan tanıdığı arkadaşı Haluk ev bulmasında yardınıcı oluyor. Bay Maycr'in evindeki odasında kalırken Mohammed'le, Lübnanlı As sad'la tanışiyor. Almanya'ya işçi olarak gi den kadınlarımızın kırsal kesimden oldu ğu biliniyor. Onlar zamanla fabrikalarda değişime uğrayıp geçmişlerini sorgulama ya Daşlıyorlar. Deniz ile Haluk birçok ka dınla ilişki kuruyor. \ laluk, okulunu biti remeden yurda dönüyor. l Mmanyada geçen yınar Deniz, Tübingen IJniversitesi'ndegüçlüklerle okuyor. Üniversitede asistan pjan Sommer'den maddi destek görüyor. Onceleri sevmediği Sommer, ilginç bir tip olarak yer alıyor belleğinde. Bayan Manziuk'un evini kiralıyor, orada çok rahat ediyor. Marksist düşünür Ernst Bloch'un derslerine de giriyor, felsefeye ilgi duyu yor; ama Bloch onu sosyoloii okumaya yönlendiriyor. Deniz, ev sahibesi Manzi uk'un güvenini kazanıyor, cşi Albert Yahudi olduğu için Naziler taralından öldü rülmüştür. Manziuk, öleceğini anlayınca Deniz'e vekalet veriyor. Bu olay bankacı lan, noteri şaşırtıyor. Cenazesinin kaldınlmasında yardımcı oluyor, giderleri karılıyor. Neden sonra Manziuk'un yakınarı ortaya çıkıp her şeyini paylaşıyorlar. Deniz, 1980 li yıllann ikinci yansında Almanya'da sosyalist örgütlerin toplantılarına katılıyor. Türkive den kaçan siyasi sürgünler oradadır. tUcay Demir, Necmi Demir, Demir Özlü, Ömer Polat, Dursun Akçam, Süleyman Üstün vb. Deniz, çok sevdiği "ekler pasta"yı armağan olarak getiren llkay'a ne diyeceğini bilemiyor, çok seviniyor. îstanbul özlemini gideriyor. Deniz, virmi beş yıl sonra yurda dönünce Beyoğlu'nu dolaşıyor, birçok şeyin dejiştiğini gözlüyor: "Çeyrek yüzyıllik ayrııktan sonra lstanbul'a döneli bir hafta olmuştu.... Mekânlar çok sık, çok acımasız değişiyordu Istanbul'da. O mekânlarla birükte nice yaşamlara tanıklık etmiş, nice sevinçlere, acılara sessizce ortak olmuş şeyler de yok oluyor, mekânlarını yitirmiş anılar silinmeye yüz tutuyordıı belleklerden..." (s.231) Yazar, 2002 yılının lstanburunu da şöyle anlatıyor: "...2002 ydında ekmek arası dönercılerin en bü yük rakipleri dürümcüler. Onlarca dürüm evinde şalvarlı köylü kadınları yere bağdaş kurmuşlar, hamur açıyorlar...Yeni lstanbullular, tulumpcynirli gözleme ile dönerli dürümü de çok seviyorlar.lstiklal C^addesi'ne çıkan ya da caddeye koşııt sokaklarda sayılan yüze yaklaşan köy kafeler, köy puplar var..." (s.227) Yazar, toplumbilimci yönü de olduğu için gözlemleriyle, düşüncelenyle nesnel çözümlemeler yapıyor. Anılarında, ço cukluğundan başlayarak ergenlik ve gençlik dönemlerinde tanıdığı, seviştiği kızlara, kadınlara çok yer veriyor. Yaşamöyküsü, anılar bütünlüğü yanında, bir roman tadında okunuyor. Kitabı bitırdı ğinizde, Çingene Mahmut, Ahmet Kap tan, Ayhan Sungar, Bursalı Osman, I le idi Müller, Barba Petra, Ursula, Haluk, Şirin, Salva, Françoise, Sommer, Fulya, Manziuk vb. kişiler gözünüzün önünden gitmiyorlar. • (*) Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı?/ Deniz Kavukçuoğlu, Ant/ 427 sayfa, Duğan Kilap, 2, ISash, Kastm 2002. Î f Siyasete ilgi Öğrenim yaşantısı karmakarışıktır. Üç yıl sonra liseyi dışardan bitirebiliyor. thtilal sonrası olayları izliyor, geriye gidişin ayrımında olup Al^'nin Meclis'i kanştırdığını, Celal Bayar'ın karşıdevrimcilerin simgesi olduğunu biliyor. Devrimci gruplar içinde çatışmalara katıbyor. 1961'de babasıyla birlikte çıktığı Akdeniz seferinden çok şeyler öğreniyor. Yirmi dört gün süren bu gezidc, Pire, Napoli, Marsılya, Barselona, lskenderiye geziliyor. Gemide Mısırlı bir ailenin kızı olan Salva'ya aşık oluyor, tskenderiye'de yaşayamayacağını düşünüp kızdan ayrılmak zorunda kalıyor, yıkıma uğruyor. Siyasete olan Ügisi Deniz'i TlP'le bu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle