Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lendiler ve Zürih'te güzel bir cve yerleşriler. Ilans Peter relclam fotoğrafçılığı yaparak evi geçindiriyordu.Tezer ise yazıyor, bol bol okııyordu. Almancayı çok ivi bildiği için Zürih'e heınen uyum sağlamıştı. Ne yazık kı bıı mııtluluk çok kısa sürdü. Berlin dönü^ü lstanbul da ortaya çıkan çcşitli ağrılar gıderek artmava başladı. Birgiin nana, koltuk altındaki bir şişlikten sözetti. Mamografi, göğsünde bir tümör olduğıınu gösteriyordu. Doktorlar parça almaları gerektiğini sövledilcr. Tezer çok ürktii. Hastanelerden, tedavilerden nefret ediyordıı. Ne yazık ki kcndisinc hiçbir müdahale yaptırmamakaran aldı. Sonradan tsviç re de ameliyat edildi, göösü alındı ama geç kalınmıştı. Tezer dana erken davraıısa da, bıı hastalığın onu öldüreceğini biliyordu, sanki bu yiizden uğraşmaya değmez gibi bir tavır içindeydi. Paris'teki doktora, "Dünyanın en büyük acılurı bcni buldu, ölmeme izin veriıı," diye yalvardığını dıin gıbı anımsıyorıım. Daha sonra Iinlandiya'ya Pirkko ya yazdiğı son mekrııpta," Aslında ben geçen yıl öldüm, ama arkadaşlar bcni tul tıılar," diye yazmışrı. Geriye baktığımda şunu söyleyebili rim ki, o korkunç hastalık günlerinde bcni yine avuimaya çalışan gene oydu. Tezer öliime akıl almaz bir cesaretle gitti. Bclki dc daha öncc yaşadıkları, ona öliimün soğuk vü/.ünii göstermiş oldııöu için, ölümle bir dostluk kıırduğu için böyleydi bıı. Çiinkü tıpkı Kafka ve Pavese gibi Tezer de yaşamın çok derinle rinde yatan, varatıcılara görunen ve nat>ıl olsa ölümle bitecek olan dayanılmaz lığın bilincindeydi. Belki de bıı yüzden kısa yaijamına pek çok şeyi sığdırrnaya çabalamışn. Yilbaşinda Zürih'e döndüler. Şubat başında Hans Peter'in annesinin Gla rııs'taki evine gittiler. 15 Şubat giinii son telelon konuşmamızı yaptık. Ağlıyordu. "...Biraz öncc seni düşündüm. Bak nasıl içine doğdu. Beni aradın. Baş a^rılarım korkunç. Dayanamı yorum, hemen gel..." 18 Şubat giinü uzattığım pasaportıımu almak için vilayete gittim. Içimde korkunç bir sıkıntı vardı. Akşam saat sekizde Hans Peter telefon etti: "Tezer öldü," dedi. Glarus'tan o gün ambulansla Ziirih Kantonpital'e getirilen Tezer'in Hans Peter'e söylediği son söz, "Beni bırakma," olmuş. Hans Peter bazı eşyaları aetirmek iizere eve döndüğü zaman Tezer yasama veda ermiş, tek başına. 25 Şubat 1986 günü bardaktan boşa nırcasına yağmur yaöıyordu. Oysa hava bir gün öncc yazı aratmayacak kadar sıcak ve güneşliydi. 25 Şubat günü Tezer onu seven yüzlerce ki^i tarafından Aşi yan'a son yolculuğlına uğurlandı. • (*)Huyazı, 1997 yılında Yapı Kredi Yayınlart tarafından yayımlanmış ve Sezcr Duru'nun haztrladı^ı Tezer Özlü'ye Armağan adlt küaptan, kısaltılarak alınmışttr. Çocukluğun Soğuk Geceleri üzerine sövlcmck istediklerim... TEZER OZLU KIRAL B u kitapta bir şokıı anlatmak istedim. On bir yaşındaki bir Türk kü çük burjuva ailesinin çocıığunıın, 20 yaşına dek okurnak için gönderildigi tstanbul kentindeki çeşitli yabancı okııllardan biri olan Avusturya okulunda karşılaştığı Barı kültür ve eğitiminin yatattıgı şokıı. Kiiçiik burjuva ana babalar, Tiırkiye ıılusal bagımsızlık savaşından sonraki hcyccanlı Kiışağın vatanseverkişileridir. Ta^radan lstanbul kentine yeni gelip, burada küçük yaşta Avusturya ve ozellikle Alnıan kültürü ile katolik kilise okulunda karsılaşılan bir Turk kızı ne olur? livinden kaçmak ister, çiinkü bu evlercie sııren dıırgun vaşamın, sevgisiz yaşamın, iç içe yaşamın düşündüğüne uymadığınin şokunıı yaşar. Okuldan kaçmak ister, cünkii okııl karanlık bir ki lisedir. ()kulcla öğretilen birçok yalan, gerçek yaşanıda hiçbiı zaman geı ekme yecektir. 1950 yıllarında Türkiye'de sol litera tür yasaktır. Yeni yctişen kıışak, ancak varoluşçuluk telsetesini karşısıntla bıılmaktadır. Sevişmek isteyince, evlenmek zorun dadır, ülkenin diizeni evliliöi gerektirmektedir. Ama bu insanın ahlak anlayı şı artık kendi ülkesinin erkekJeriyle nastl bağdaşacaktır? Bu iki kültürlü insan, yolunıı seçebilmek için neyi seçecektir? Ona, içinde yaşadıgı tonlumun genel düzeyinden cok daha fazlası öğretilmiş, sonra da ondan bu ülkenin kurallarına ııyması istenmiştir. Söylediği her şey, ülke deierlendirmeleri karşısında "delilik" oe sayılabilir. Kültürsüzpsikiyatri doktorlarışündibu insanı neye dayanarak yargılayacak, neye dayanarak iyi etmeye çalişacaktır? Psikiyatri kliniklerinde insanlar iyi edilebilir mi? Ya da iyice hasta mı edilir? Toprağa basabilmek için güçlü olmak gerekir. Elektroşok komasından yaşama dönen insan, kliniklerden kurtulmayı da bilmclidir. 1960'lardan sonra, ülkede yeni düşünceler gelişmiş, Nâzım Hikmet'ten sonra sol literatür de basılmış tır. Toplumun ileri kesimlerinde başlayan uyanma, tüm düşünen Türk insanının, düşüncelerine yön verebileceği bir düzeye erişmistir on beş yılda. Kur tuluş bireysel degil, herkesin kurtulıışuna ba&lıdır. Yaşam, öğretilen, an latılan gibi ilerilerde değil, yaşanan her anda. • NOT: Buyazı, 1997 yılmda Yapı Kredt Yayınlan tarafından yayımlanan ve SezerDuru 'nun bazırladıgı iezer Ozlü 've Armajian adlı küaptan alınmıştır Tezer Özlü Bibliyografyası Çocukluğun Soğuk Geceleri: 1980 Derinlik Yayınlan, 1986 Ada Yayınlan, 1994 Yapı Kredi Yayjınları, 1995 Yapı Kredi Yayınlan. Eski Bahçe/Öyküler: 1978 Ada Yayınlan. Eski Bahçe Eski Sevgi adıyla: 1987 Ada Yayınlan, 1993 Yapı Kredi Yayınları, 1994 Yapı Kredi Yayınlan. Yaşamın Ucuna Yolculuk: 1984 Ada Yayınlan, 1987 Ada Yayınlan, 1993 Yapı Kredi Yayınlan. Kalanlar Almanca Türkçesi Sezer Duru: 1990 Ada Yayınları, 1995 Yapı Kredi Yayınlan. Leylâ Erbil'e Mektuplar: 1995 Yapı Kredi Yayınları, 1996 Yapı Kredi Yayınları. Tezer Özlü çevirileri: Ingmar Bergmann: Yaban ÇUekleri, Bilgi Yayınevi 1965 Ingmar Bergmann: Aynadaki Gibi, Bilgi Yayınevi 1967 (Aynı kitapların ikinci basımları, Bilgi Yayınevi 1995) Ossip Piatnizki: Bir Bolşeviğin Anıları, Oda Yayınları 1978 (Tuncay Gökmen adıyla) Heinrich Böll: Fotoğrafta Kadın da Var, e Yayınları 1971 (Sezer Duru ile birlikte) Tezer Özlü'niin ayrıca, Ekzcnsberger, Krüger, Rümkopl, Kafka gibi yazarlardan yaptığı çevirileri çeşitli dergilerde yayımlanmıştır. Çocukluğun Soğuk Geceleri: Kalte Nachte der Kındneit Express Edition, Berlin 1985 (AÎmancaya çeviren: Wolfgang Riemann) Kille Nachten Sjaloom Lirerair, Utrecht 1987 (Hollandacaya çeviren: Gül Özlen) Rodamos, Atina 1990 (Yunanca'ya çeviren: Aliki Diamandopulos) "UnserSchattenhafterOğuz": Akzente, HeftAugust 1981 CarlHanser Verlag (AÎmancaya çeviren: Wolfgang Riemann) "Sommersonne": Sirene 2. 1988 (AÎmancaya çeviren: Wolfgang Riemann) "A Zoo Story": Aspect, 26/27.1983, Avustralya (îngilizceye çeviren: Rudi Krausmann) "La Maison": Paroles Devoilees, Arcantere/Editions NESCO, Paris 1993 Fransızcaya çeviren: Nedim Gürsel) " " . "The ü l d Garden": Turkish Pen Reader 1995/1 (îngilizcey~e çeviren: Nebile Dilekçigü) SAYFA 7 Tezer Özlü'niin yabancı dillere çevrilen yapıtları Öyküler: Tezer Ozlü kızı Denlz'le blrllkte. üstte İse Peter vvelss'la 1983. CUMHURİYET KİTAP SAYI 679