Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Celâl Hafifbilek'le "Sevgim Beni Anlıyor" üzerine Bedelsiz bir sevginin pomanını vazmak istedim Celâl Hafifbilek, gazetecilikten öykücülüğe, şiirden romana kadar birçok yönüyle yazın faaliyetinin içinde bulunmuş bir yazarımız; fakat ilk kitabı "Scssizler Sokağı"ndan sonra onu, bir süre ortalıkta göremedik. Daha sonralan, 94 yılından başlayarak art artla yayımlanan "Kasaba", "Sana El Sallayacağım", "Aşkımız", "Ankara 1920", "...VeScvgiliRozika", "Zamanla Belki" adlı kitaplarıyla karşılaşınca anladık ki yaşadığı bir biriktirme süreciymiş. Kendine dönerelc, cevherini önce içinde parlatmış. Dikkatli gözlerden kaçmayan özenli Türkçesi ve tutarlı anlatınıı ile kitap severlerin ilgisi ile karşılaştı. Özellikle "Ankara 1920" ile, yakın tarihimizi bize, kendine has tarzıyla tekrar anlattı. Çeşitli dergi ve gazetelerde, ağırlıklı olarak deneme ve edebiyat eleştirileri yayımlanmaktadır. Son romanı "Sevgim Beni Anlıyor" ise Telos Yayıncılık'tan çıktı. Kendisiyle, yazın serüvenine ilişkin konuştuk. SELİN DEMİRCİ •""» an roman tnız "Sevgim Beni An\ lıyor", bir kıipegtn duvgultirında, \^J algılannda ve konusabıldıgtni varsayıyoruz anlattıklarında hayat hulnynr Bu fıkır naKtl gelıştı? "Bilmiyorum", diye yanıtlarsam kaçamak yapmış olıır muyum soruııu Selin? Yalnız şu var, bana çok acı vercn bir olay olmuştu; kopeğimi öldürnıüslerdi. Şu anda bile ıçim acı doldıı. Keşkc bu sorııyıı sormasaydın, diyebilseydım sa na; ama sorııldıı. Köpeğimin yeri hayatımda pek büyuktü. Benim, abartma ka bul etıne lütfen, tek dostıım, tek arkadaşımdı. 10 yıl birlikte yaşadık. Kötii günlerimızı, iyı gıınlerimizi paylaşük. Bu satırları okuyanların çoğunlıığuruı dediklerim inandıncı gelmeyecek biliyo rum. Yine de inananların çıkacağını umııt ediyorıım. Hayvaıı sevgisini ta danlar sunırıın inanacaklardır dediklerime. "Bu Hkir nasıl gelişti?" soruna kar şdık vermeliyiın, zorunlıı oldu bu. AshnSAYFA 14 da yanıti verebilirsem romancılığımı da anlatmışolacağım. Şöylediyeeeğim: Ben romanlarımı önce kendim için yazıyorum, baskaları beğenir mi beğenmez mi diye bir kaygım yok, inan. îçimdeki başkaldırıyı, dıızene, yaşama karşı başkaldı rıyı şüyle ya da böyle kâğıda dökebilirsem rahatlatıyorum. Pek çok romancı belki böyle sövleyecektir. Romancılar yazdıklarının okunmasını istemezler mi, elbette isterler. Sokakta birinin cebinde, elinde kendi rumanını görmesi kadar ro mancıya haz veren başka bir şcy de yoktur bence... Ben, ayıp oluyor, ikide bir de ben demem ama, kusııra bakma roman yazmayı yaşadığımız toplııma, onıın sanatına bir vera sunmak gibi görüyorum. Romancı vefalı olmalı, diyorum. Topluma karşı edebiyata karşı kendimi hep borçlu hissettim, hissediyorum. Yııkarıda söylediklerimle bir çelişki oldu ğunu düşünebilirsin, hani kendim için yazıyorum, dediğime. Evet, yazdığım za man borcumu ödüyorum, gibi geliyor ve rahatlıyorum. Bu borç ödenirken, içimdeki başkaldırı duyusu da bir yerde aoyuma ulaşıyor ve de doyuma ulaşır ken yeni başkaldırılar kıpırdamaya başlıyor. Roman bir başkaldırı sanatıdır, demenıişler mi? Ama, önce vefa. 10 yıl birlikte bedelsiz bir sevgi yaşadığımız köpeğime de vefamı göstermeliydim. llayatın ınsan merkezlialgılanmasından ka^ka anlatım yollannın bulundug'unun kanıtı sayılabilccek bir eser nrtaya koydunuz. Edebiyat la bıi$k<ı örneklertne rastlıyaruz, Paul A uster'in " 7 inıbuktu'su veya Akıf Pirinççi'nin "Pelidae'st gıbt Bakışımızı pekış tirecek bir karyla^tırma yapmak tçın, sıze şu saruyu yüncltelim Jack Landon'ın ıınlü eseri "Vahşete Çağrt"dan anımtadıg'ımız 'Buck' ile sızın romanımzın kapek kahramanı 'Kara nın ruhsal bag'lan nelerdır1 Bir yönüyle benim yaptığım bir ılk değil rumanda. Batı'da ve bizde de örneklerini görursünü/:. 'Buck' da Jack London'ın kendi KÖpeğidir. London, kendi ağzından anlatır. 'Buck'ın ruhsal tanımları, London'un olaylar içinde kendi algılamalandır. Kopeğinin nere lerde olduğunu pek bilmeyiz. Siz romanda London'ıı görürsunüz, 'Buck'ı degil. "Sevgim Beni Anlıyor"da 'Kara' vardır, Celâl Hafifbilek'i bulamazsınız. Diğer benzer romanlarda da hep anlatıcı yönüyle ele alırsak "Sevgim Beni Anlıyor'u romanda bir ilk olarak tanımlayabilirsiniz. 'Buck bir yerde savaşan bir kö pektir, 'Kara' sevendir. 'Kara'da sevginin hallerini bıılursunuz, hani şu unuttuğumuzsevgiyi.sevmeyi. 'Kara'tanımlayamadığımız hilesiz, hurdasız, gerçek sevgiyi arüatıyor. Belki, 'Kara' bııgünun insanına sevme mesajını iletiyor... Aslında bir romanda mesaidan da hoşlanmam ya Anneden, babadan, kardeşten, scvgiliden, doğadan, tasavvuftan, Tanrıdan...lhanette>kalleşlikte,acıçektirmede, sevgisizlikte, yalanda hoşgörüvıi, affı getiriyor, zaman zaman ilâhi adaletle cenkleşiyor, isyan ediyor. Romandaki Rus kızı Natalia'nın dramı ilâhi adaleti sorguluyor sanıyorum. Bana göre, bu dedıklerinıin hepsi satır aralarında gizli. Bu yönüyle "Sevgim Beni Anlıyor"u yediden uoksana nerkes ilgi ve kafasında yanıt arayacağı bazı sorularla okuyacaktır gibi geliyor bana. Bir yerde insanımızın sevgiye susadığına inanıyorum. dum" diyen okurıı seviyorum. Roman da okundukça zenginlcşir. Şiir nasıl bir kere okunmazsa, roman da öyledir. Hiç kuşkıım yok, ikinci tür okurlar, 'sal sev gi,' mesajını alacaklardır, onların roman okurken bcklcdiği haz değil, zaman öl dürmek değil, gönüllerincıe, beyinlerinde aradıkları kıpırtıyı bulabilnıektir. Sev giyi düşünen, onu yücelten, sevgiye susamış, hayatın, yaşanıanuı anlamınm sevgi olduğunu kavramış okur yok raıı? Anlatım yolları "Erken kalkan yol alır" derler Siz de edebiyat yasamınıza çok erken haşladınız Akşam gazetelen için hazırladıg'ınız lefrikaları dayanak nnktau olarak kabul edersek, Celâl Hafifbilek'in "erkenei" olmast, yazın yaşamına hangı artılan getırmıştir? Edebiyat yaşamıma mı yoksa 'ekmek parası' kazanma derdime mi erken baş ladım burası tartışılır. Bir gün önce ga'Blrey'in başına gelenler zete saytasında çıkan tetrikaya "nerede Günümiiz görselişıtselyazınsalalan kalmıştım," diye bakıp devam etmenin pek sanatla bir ilgisi olmasa gerek. Ama larında agırlık kazanan konuların çetele$me, vurkaç taktıklerı, aldatma, sog'uk nâlâ yazdığım tefrikalar arasında sevdiklerim vardır. Ne yazık ki, takma isımlerluk vegüçpeşindeko^an 'birey'in başına le yazılan bu tefrikaların buyük çoğungelen olaylar aldugunu göz önünde buluğu bende yok. Eğer bir gün tembelliklundurursak, 'saj sevgi'yi anlatmak, veten kurtulursam Milli Kütüphane'de bir rilmek ıstenen mesajt okura ne kadar etaraştırma yapacağım. Yazdıklarımın sakıli iletehilir? natla bir ilgisi yok, dedim ama onlar baEvet, önemli bir soru. Yalnız bu sona rahat yazma alışkanlığını getirdi, ruyu bana değil Selin, kendine sormalıyTürkçeyi öğretti. Rahmetli Nurullah dın. Neyse: Bakınız bence iki türlü okur Ataç'tan lise sıralarında edebiyat zevkivardır. Bir bölümü, çoğunluğu yüzeysel ni aldık, ntır içinde yatsın Feyziye Abdul okur, yani romanı boş vakıt doldurlah'tan da Türkçeyi öğrendik. Bugün bamak, haz alnıak için okuyanlar. Son kıyorum da pck o romancı ennasyon /.amanlarda bunun örneğine sık sık var ya Türkçemizi bozuk kullanıyor. Rorastlıyoruz. Bu nedenle de bir romanmanın önce sözcük olduğu unutıılma cı enflasyonu başladı. Azınlıkta kalan malı. ikinci grup okura ise ııygun okur, di Clenç yaşlarda tiyatroyla ve gazeteayebiliriz. Bunlar roman bittikten sonlikle de profeiyonel olarak ugraşltfcınızı ra üzerinde düşünen, hatta romanı kahiliyoruz. l'eatral metinlerin uygulanabıfasında, gönlünde yeniden yazan, salirliği ve gazete baberlerının olası soru/atır aralarına giren okıırlardır. Ben, n yamtlama kaygısının izlermı, uzce, buelindeki romanı sonlandıktan sonra, giin de romanlannızda izleyebilir miyiz? "yeniden başa dönmek ihtiyacını duy Tiyatrodan çok şey kazandım. Önce diyalog. Bence romanda diyalog çok önemli. Bana diyalogların saglam diyorlarsa bunu ti vatroya, sinemaya borçluvum. Bir iki si nema denemem oldıı.Bir de çoksesli müzik Diyalogların müzik içermesi gerektiğıne ınanıyorum. Elbette sadece diyaloglarda değil, rornanın bütü nünde. Gazete haberlerine gelince. Kazan cım büyük. Haberyazmanın kuralı vardır. f laberi okuyan daha ilk paragraita haberi anlamalıdır. Nerde, ne zaman, kim, ne, niye. Bu romanda eski deyimle tahkive diyo ruz. Yani (iykülenıe. üyküleme gıiçlü olur sa, okur k<ilayca anla tıcı ile birlikte yüriımeve başlar. Zaman za man tökezlediği de olur elbet, bu da ıomancının hınzırlığı" CUMHURİYET KİTAP SAYI 679 Bcmek parası