Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lara 'geçmez'. Onun için anı yazmak biraz da yürek işidir. Geniş yürekli olmayan ve hasedin/fesadın girdabında debelenen insanların anı yazdıkları görülse bile, bunların okunduğu pek görülmez. Anı, insanın kendi ömründen ve tanıklıklarından, başkalannın da bilmesi istediği bölümdür/bölümlerdir. Geçmişe tanıkhk, geleceğe belgelik işlevi görmeleri bundandır. Anının güzel anlatılanı, espriye boğulanı daha bir çeker insanı. Bunlar bir kitapta mı toplanmış; başladığınla bitirdığin bir olıır. sanki şeytana uymuş, çekirdek yer gibisindir; bir türlü bırakamazsın. Bcn de, Kandemir Konduk'un "Geldim Gördüm Çok Güldiim" (Bilgi Yayınevı, 2002) adh kitabını bir otobüsle, gündüz yaptığım Ankara yolculuğunda okııvııp bitiriverdim. Kandemir Konduk'un anıları mizah yükJü. Sanat ve yazın diinyasının ünlü birçok adının ver aldığı bu anılar, gerçekten birbiri ardı sıra alcıp gidiyor. Dili ve anlatımı çok rahat Konduk'un, Yer yer kendisiyle de alay ederek, gözlerini gözümüzden kaçırmadan anlatıyor anlatacaklarını. Onları bellı öbekler haJinde toplayarak... Kitapta Konduk'un tahlil için örnek sidik vermek iizere girdigi tuvaletten boş kapla çıkması da var, Bodrum'da homoseksüel bir şarkıcının karşıdan geçen delikanlıya, "Manastır9*l" diye randevu verişi de, Zıırnik'in senaryoculugu da... Her biri birbirinden ilgınç, onca anı... îlginç oldukları kadar, mizahi boyutlarıyla da okşuyorlar bizi. Mizahın ustaları, mizahın işlevini hiçbir zaman unutmazlar. Onu unuttukları zaman, kendi (işlev)lerinin de biteceğini bilirler. Hem zaten, çıkış noktaları o dayanılmaz çarpıklığı işaret edip doğruyu göstermek isteği değil midir? Umıır Bugay da mizah alanının uzun koşucularından. Oyunlan, sinema rilmleri için yazdığı senaryoları ve Perihan Abla, Bizimkiler, Yazhkçılar, Saygılar Bizden, Oğlum Adam Olacak, Komşu Komsu gibi dizi filmleri ve gazetelerde, dergilerde kalmış nice yazısıyla mizah alanının en üretken isimlerinden biri. Umur Bugay, Bilgi Yayınevi'nin (2(K)2) yayımladığı, (Savaş Dinçel'in çizgileriyle katluda bulunduğu, "Türk Küçiikleri" adlı "mizah öyküleri" kitabında "bizi yazdı. Iile!}tirel gözlemlerine kattığı sivri dilli mizah anlayısıyla, akıcı Türkçesiyle." Hem de, "medya" için onca şey üretmiş ünlü bir ad iken, bunu yazarlığının reklamı icin hiç mi hiç kullanmayı düşünmeden, kitabtnı adeta usulca çıkardı. lyi de, mizaha karsı bu sessizlik niye? Bunca güzel eser gibi "Türk küçükleri"ne de yeterince yaklaşım gösterilmemesinin altında yatan nç? Gülmeceyi edebiyat saymama büyüksünmesinin hâlâ gizli gizli sürdürülmesi mi? 'Bakar kör'lüğün vanına bir de 'okur kör'lüğü mü koymalı? Kitabın kapağındaki son sözler, herke sin okudıığu üç beş kitabı okuyarak bir vılını doldurmaya alışmış, medya cehaletinin ve yönlendirmeciliğinin kurbanı okura söylenmiş sanki: "Gülmekten kıCUMHURİYET KİTAP SAYI 673 Mtzah dolu anılar Aydın Boysamn son kitabı "Aynalar" adını taşıyor (Bllgi Yayınevl, 2002.) Mizahın her dem taze kaian tadı... rtl, eğlen ama oyunun da farkına var artık!.." Ahlayıp oflayıp duran bir bilgisayar. "Ver paramı!" diyerek sayıkladı^ı isimler var: Cavit, Murat, vb... "Bir dokun, bin ah işit" denen türden bir bilgisayar bu. Her harfinden ayrı bir feveran baş lıyor: "Cıötürdüleeer götürdüleeer!" "Utanın ulaaan utanın!..." "Çaldılar, lüplettiler, hortumladılar." En sonunda bir yere takılıyor. Ekranda yarı çıplak bir kadın, hıçkırıklar içinde durmadan yineliyor: "Soymabeni, utanırım. Soyma beni, utanırım." Bitpazanndan alınmış bu bozuk (katayı yemiş) bilgisayardan ortalıkta o kadar çok varmiij ki! Meğer bunlar batık bankaların haraç mezat satılan bilgisayarlanymiij... "Soyma Beni Utanırım" da (Bilgi Yayınevi, 2002) işte böyle usta işi, tam yirmi dört öykü var. Muzaffer lzgü ustalığının ve birikiminin, su gibi alcıtığı öyküler bunlar. } ler biri ayrı bir toplumsal yaraya parmak basıyor. Yukarda da değindiğim ve yazın dünyası dışından bir arkadaşunın önerdigi üzere "acı mizah" denmesinın daha uygun olacağını düşündüğüm "kara mizah 'ın en yaman örneklerini sunuyor lzgü. Öyküleri, güncel akışın içinuen geçip gideni değil, kalıcı olanı yakalayan usta bir gözlemciliğin üriinü. Kitapta üç öykü var ki, onlar Izgü'nün zaman zaman mizahın dışına çıktığını da gösteriyor: "Sarhoş Fesleğenler", "Rüzgâr Çanı" ve "Orhan'ın Yeşil Dünyası". Bunlar, onca sorundan bunalmış insana soluk aldırmak için yazılmış gibi duran ve yalnızca yaşama sevinciyleyüklü öyküler. Dupduru, çocuksu denilebilecek kadar saf bir yaşama sevinci. Yazar belki de burada "Biz mizah yazarları yalnızca 'oyun içindeki oyun'u ya da 'perde arkası'nı görüp göstermek gibi fitne fücurla uğraşmayız; yaşamın güzel yüzünden biz de haberliyiz," demek istemektedir. Incecik dokundurmalar olsa da, sevinçli bir şakıma gibi bu öykü leri Izgü'nün. Soluksuzokumalariçin: Mizah! Evet, mizah! Mizahın tadı başka! Hele böyle usta işi kitaplarda... • ı urk jbdebıyatının usta yazannı müjdeleyen ilk kitapları, yeni baskılarıyla, yeni okuma tatları sunmak için... AVLA KUTLU Usta işl öyküler Kaçış, 3. basım Islak Güneş, 3. basım Bir Göçmen Kııştu O, 6. basım "Buna karşıhk adını yeni duyduğum biryazarm, Ayla Kutlu'nun eseri "Kaçış"... ytlın beklenmez başaruarından birinigetiriyor... Sanırım şu anda hepimiz onu beğenmekte, olumlu ölçülerle dcğerlendirmekte birleşiyoruz. 1938 Antakya doğumlu yazarm basılı ilk eseri bu. ...tam ölçüsünde anlattlmış bir roman ustahğmda... lütfen tekrar tekrar okuyun. Yılm en ilginç roman basarılanndan biri; kim bilir ardmdan daha neler getirir? Ne güzel, güzel bir eserin başarı karıadtnda sevinmek, onunla gönenmek, övünmek, daha iyisini bekleyebilmek." RaufMutluay 1980 "Son olarakAyla Kutlu'nun Zehir Ztkkım Hikâyeler'ini okudum. Benim için Türkiye'deki en iyi üçyazardan biridir. Herkese tavsiye ediyorum." AyşeKulin2001 YAYINEVIAnkara DAĞITIM İstanbul 0.312.4344999 / Faks: 0.312.4317758 0.212.5225201 /Faks:0.212.5274119 n.ti r/mminn / c.k<n ?i •> « I H » Ü liyayinevi.com.tr SAYFA 9 Bilgi KİTARFVİ AnUara