Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B UL MA C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalıın ve şın v her bir harfi bir yatay çizgi üzerine elecek biçimeyazın. iîonra çizgilerin altlarındaki sayılara gpre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktann (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara karc yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktiğını gösterir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşdığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru, "Ölü Kelebeklerin Dansı" adlı romanın çıktığı dizinin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı romandan bir alıntı ve yazarın adı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Victoria dönemi romancısı George Eliot'ın bir romanı. 33 71 22 26 40 50 49 27 78 U 72 B. Avrupa Topluluğu para birimi. 3 20 48 17 İKERMUMCUOĞUI Tol "Bu dcmiryolu, bu yana gıdersen derenin hoyunu alır, ıner Kara Hawn toluna " M. Ş. Esendal. urat Uyurkulak'ın romanı "Tol"u (Metis Yayınları, 2002) okumaya başlamadan önce "tol" sözcüğünün anlamını bilmiyordum. Aslında roman boyunca da sürekli "tol"un ne anlamlara gelebileceğini aradım durdum satırların arasında. llk başlar da, bilmediğim bir dilde, belki Kürtçe bir anlamı olduğunu sandım,daha sonra "Betofın", "Bah", "Mayls" gibi bir besteci ya da yazarın adının Türkçe yazıhşı olabileceği takıldı aklıma, çünkü kitapta yabancı isimler hep Türkçe okunuşfarıyla yazılmıştı. Sonunda, 213. sayfada "Tosun Osman'ın Leventleri" diyc bir kitabın adı geçince "tol"un anlamını bulduğumu sandım, çünkü bu kitabın adındakı harflerin yanlış dizilmiş olması sayesinde roman kahramanı kendini (ve adını) silmeye çalıştığı bu dünyada, istemeden bir iz bırakıyordu. Ve bu dizgi hatası sayesinde bulunuyordu. Ya da" Iol", örneğin "yol" yerine, aynı romanda anlatılıiığı gibi, yanlış dizilmiş bir başlıktı (T, O ve L harfleri aynı zamanda, romanın üç bölümünün başlıkları ve T harfinin yazıldığı başlık sayfasına uzun süre bakınca bunu Y gibi görmek bile raiimkün!) Neyse ki, "tol"un halk dilindebir kelime anlamı olduğunu da sözlükten öğrenmiş oldum bu sayede, fakat sözlükte belirtilen üç anlamın da roman açısından fazla aydınlatıcı olmadığını söylemeliyim, böylece ilk kez bir roman hakkında, en önemli gizemini çözemeden yazmaya başlıyorum. "Tol"da bir başka takıldığım nokta ka ;ında yer alan Gesner Armand'ın 'Karnaval Figürleri" resmi oldu. Neden böylebir resim seçilmişti kapak için? Resimde önde duran figürün elindeki ip (yoksa bu kamçı mıydı?) darbeler, devrim, işkence, intikam ve adam asmaca ile anlam kazandı ama resme asıl anlamını veren sanırım, romanın ilerleyen sayfalarında karnaval ile devrimin özdeşleştirilmesiydi. Kitabı bitirdikten sonra, bundan daha iyi bir kapak seçilemezdi herhalde diyc düş,ündüm kapağa tekrar bakarken. S M H. "Paul..." ("Özgürlük" şiiriyleFransız direniş hareketinin şairi olarak görülen, 1942'deKomünistPartisi'neyazılan ve tüm yapıtlarında Gala'ya olan aşkını, Nusch'un ölümünden sonra nasıl perişan olduğunu ve Dominique ile yaşamanın sevincini anlatan Pransız şair). 39 36 25 80 31 19 Roman, "Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi" tümcesiyle başlıyor ve romanın sonunda "Bir ihtimal oıduğunda, devrim ne kadar da güzel" diye tekrarlandığında, tüm romanın bu anlam üzerinde geliştiğini görüyoruz. Her şeyin kökünden değişebüme olasılığı, sadece bir ülkede değil, tüm dünyada değişebilmesi, gerçek anlamda tek heyecan yaratabilen düşunce aslında. Devrimin artık bir olasılık olmadığı bir dünyada yaşadı ğımızın ustüne basması da ağır bir yük gibigeride kalıyor romandan. "Tol", Diyarbakır'a trenle yapılan uzun bir yolculuğu anlatıyor; geçmişe sarkan bir yol romanı bu. Roman kahramanı Yusuf, bir yayınevinde düzeltmen CUMHURİYET KİTAP SAYI 673 Devrfmllrtiınall olarak çalışıyor, trende onunla yolculuk yapan, aslında Yusuf'u babasına götüren kişi de, Şair. Yıllar ve kişiler çok iç içe anlatıldığı ıçin.ilkbaşlardakarmaşıkgörünen düğümler sayfalar içinde çözüfüp anlam kazanıyor. Romanın diğer kahramanları şöyle: Cumhuriyetle yaşıt olduğunu bildiğimiz îsmail, hem de Şair'in ağabeyi. Ismail'den 15 yaş kadar daha genç olduğunu öğrendiğimiz Şair bu durumda 1938 doğumlu. Tren Diyarbakır'a 2000 yılında varıyor diye varsayarsak, Şair 62 yaşında. Genç Yusuf ise ilkokuldayken 1980 darbesini yaşadığından, henüz otuzlu yaşlarına yeni başlamış biri. Bu iki Diyarbakır yolcusu içki ve duman etkisiyle geçmise uzanıyorlar. Önce 6O'lı yıllar, sonra devrimcilik ve ardından 80 darbesinin fon oluşturduğu öyküler, anılardan, mektuplardan anlatılıyor. Îsmail dışında diğer tüm roman kahramanlarında bclli bir benzerlik göze çarpıyor. Aşkları, çaresizlikleri, içki düşkünluğü, hep aynı karakterin portresinin devamı gibi görünmeye başlıyor bir zaman sonra, Şair'in de Yusur a dediği gibi "...öğrendikçe sevdim seni, hikâyeni sevdim... aynı benim gibiydin, aynı babangibiydin..." Şair, Ahmet ve Yusuf farklı üç karakter olmalarına rağmen, hiç bitmeyen bir kavganın erleri gibi her nesilde yeniden çıkıyorlar sanki; tüm Cumhuriyet tarihi de benzer üç karakteri bir teke indirerek süreklilik kazanıyor. Hep dışarıda kalan, hep yalnız ve her defasında deliren bir karakter. Uyurkulak romanda bazı gelenekselleşmiş imgelcri tersine kullanarak da bir etki yaratmayı başarıyor. Örneğin güvercin, bir barış simgesi olarak değil, kamu binalarına yerleştirilen bombaları ihbar eden görev üstlenmiş, böylece güvercinler uçtukça bomba haberleri yayılıyor ve devrimin çok farklı bir yoldan da olsa yine güvercinler simgesi haline geliyor. Romandaki kadınlar da Aynur, Müyesser, Asya ve Senem gibi erkeklerin ulaşamadrklan kadınlar. Arzulanmalanna ya da büvük bir aşkla sevilmelerine rağmen ulasılmaz olan bu kadınların yanı sıra, bir dc dava yolda^ı kadınlar var. Bu kadınlar ise sevgiliden çok dost olarak tanımlanabilecek kahramanlar. Romanda anlatılan anneler ise hep uzak bir geçmişte kalmışlar; üç kahramanın da annesiz ve babasız büyümüş olmaları I. "Saat Dokuz Buçukta Bilardo" adlı romanı da yaratan Alman yazar. 7 10 51 5 C. Charles Darwin'in tanınmış yapıtı. 68 14 9 63 58 21 55 75 28 35 38 41 81 8 D. Amazon'un sık ormanları. 60 46 30 11 66 T. "Karanlık sözler yazıyorum hayatım nakkında/ öyle yoruldum ki yoruîdum dünyayı tanımaktan/ saçlarım çok yoruldu gençlik uvkularımda/ acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman/ acıyla uğraşacak yerlerimi yokettim/ Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın/ başından başlayabilirim.' diyen şairi simgeleyen harfler. 45 61 K. Gebe, hamile. 62 76 15 29 37 E. " Eldem" (Istanbul Zeyrek'teki Sosyal Sigortalar Kurumu yapısıyla, 1986 Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü paylaşan ünlü Türk mimar). 74 65 64 34 24 16 1 70 59 32 L. "... îpekçi" (öldürülen gazeteci). 77 42 54 52 M. Mani biçiminde aruzla yazılmış manzume. 2 69 53 23 44 F. Atın bir tür hızlı yürüyüşü. 43 67 79 6 56 871.*aymmçittümü A. Rıza Zelyut, B. Erör, C. Fürcya Koral, D. Iren, E. Kanlıca'nın, F. Dikimevi, G. Ulysses, H. Renk, I. Bülent Karaköse, J. Akik, K. Şıngır. Şür: "Su erken uyanır/Önce sigara karşılar beni/sonra ev kirası/dertli zeytin/ küflü ektnek/kör yalnızlık." Tren uçsuz bucaksız bir bozkırda ilerliyordu. Bir fermuarı çeker gibi..." Murat Uyurkulak'ın ilk romanı "Tol", bir ilk romandan beklenmeyecek ustalığa sahip bir anlatımla yazılmış. Belki tek kusuru fazla kalabalık bir marjinal dünya anlatmasında yatıyor ve kişisel öyküler çok birbirlerine benziyorlar. Fakat yine de 2002 'nin en iyi romanlarından biri. • www.yazinsanati.cjb.net SAYFA 23 G. "... Olmayan Hikâyeler" (Izzet Yasar'ın öykü kitabı). 57 47 18 73 4 12 onları yine bu bahsettiğimiz benzerlik kalıbı içine sokuyor. Kuşkusuz roman kahramanları arasında en sıkı bağ hepsinin şür yazmış olmaları, aslında şür, romanın bütünfük kazanmasında da önemli rol ovnuyor. Ayrıca romanın kendisi de çok şiirsel bir anlatıma sahip: "Ülke güvercine kesmişti. Şair'e göz kırptım, o gulerek dilini çıkardı. Pencereden dışarı baktım.