Katalog

ıtrın Kabak Yemekleri/ Mestan Yapıcı/ Dönence Yayınları/ 156 ç Türk mutfağının önemli besin maddelerinden biri olan kabak üzerine yazdmış bir yemek ve yemek kültürü kitabı elimizdeki. Çok yenen ama değeri az bilinen kabağın güzelliklerini anlatan kitapta 100'den fazla tarif bulunuyor. Özellikle ekonomik sdcıntdarın arttığı günümüzde, ucuz bir sebze olan kabağın çok daha ilgi göreceğini söyleyen kitap, kabak yemeği çeşitlerinin sofralarda daha çok ve sık yer almasını sağlamak amacıyla hazırlanmış. Kabakseverlerin mutlaka edinmesi gereken bir kitap. 8. Gün/ Glenn Meade/ çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu/ Doğan Kitap/ 668 s. Glenn Meade o gün San Remo'daydı. Otel odasında televizyonu açtı ve dehşet içinde kaldı. Dizleri titremeye başladı. CNN'in, Dünya Ticaret Merkezi ve Penta gon'a yapdan saldırdarı canlı yaGL.ENM.MEADI yında verişini izliyordu. Onu ayakta duramayacak hale getiren şey, gözünün önünde olup biten felaicet değil, yeni bitirdiği römanının birdenbire gerçeğe dönüşmesiydi. Meade, 11 Eylül'den sonra romanındaki liderin adını (Usame Bin Ladin) değiştirdi, ama bu Amerikalı yayıncının kitabı yayımlamayı reddetmesini engelleyemedi. Amerikan St. Martin's Press, daha önce Glenn Meade'in üç kitabı da çok sattığı halde, bu kitabı ya yımlamayı reddetti. Yazar bu tepkiyi, "Çünkü roman gerçeğe çok yakın" diye açıklayacaktı. 8. Gün titiz bir çahşmanın ürünü. Aşırı Isîamcı bir örgütün saldırısı hakkmda pek çok şey belki gereğinden fazla şeyaçıklamakta. Roman Amerikan polisinin bu tür saldırdardan korkmasının ve yetersiz kalışının nedenlerini açıklıyor. olmak üzere, Avrupa düşüncesini değişik yoğunlukta etkilemiş kişiliklerdir. Avrupa Birliği'ni oluşturan ülkelerin siyasal yönetimleri ve etkin çevrelerinin ortaya koyduğu ve çoğunluğu Türkiye'nin adaylığına karşı çıkan savların olası tarihsel köklerini açığa çıkarmak ve tarihselkültürel açıdan tartısmamn nesncl bir biçimde yürütülmesine ortam hazırlamak, bu kitabın başlıca amacı. Tiraje Zamanların Hafizası/ Hazırlayan: AliArtun/ Nnrgunk Yayıncılık Elimizdeki bu kitap, resim çalışmalarını Paris ve Istanbul'da sürdüren Tiraje Dikmen'in desenlerini bir araya geririyor. Daha önce, Galeri Nev tarafından "Edition de luxe" olarak sınırlı sayıda yayımlanmış olan bu yapıtta sanatçının 48 deseni bulunmaktadır. Eserleri Kasım 2002 boyunca Galeri Nev'de sergilenen Tiraje Dikmen'in resim serüveni 194O'lı yılların sonlarına doğru, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde, Leopold Levy atölyesinde başlıyor. Daha sonra, çalışmalarına 1949 yıhnda burslu olarak gittiği Paris'te devam eden sanatçı, buradaki ilk sergisini dönemin lider galerilerinden Edouard Loeb Galerisi'ndc açıyor. 1964 yılında, yine Paris'te düzenlenen Gerçeküstücülük: Kökenleri, Tarihi, Yalunlıkları adlı geniş kapsamlı scrgiye de eser veren sanatçı, yaşamın içinden çekip aldığı kırdgan figürlerin direniş öykülerini aktarmayı bugün de aynı heyecanla sürdürüyor. Ali Artun'ıın editörlüğündeki bu özenli çalışma, plastik sanarları izelyen okurlar için hoş bir kitap. Tante rosa/ Sevgi Soysal/ tletişım Yayınları/ 105 s. İlk yayımlandığında "yerli olmamak"la eleştirilen Tante Rosa, Sevgi Soysal'ın sinemaya da uyarlanan en özgün eseridir. Bir roman bütünlüğüne sahip olacak şekilde birbirine ustalıkla bağlanmış on dört hikâyenin ana konusu kadınlık ikilemleridir. Sevgi Soysal'ın o kendine özgü ironisiyle anlattığı Tante Rosa, yaşamın kurallarına ve sınırlandırmalarına başkaldıran, ancak kadınlığına hapsolduğu için hep yenilen biridir. O, "bütün kadınca bilmeyişlerin tek adıdır"... Tante Rosa, Sevgi Soysal'ın îletişim Yayınları'nca çıkarılan toplu eserlerinin ilk kitabı. Sahipsiz Gezegen/ Akın Tekın/ Dönence Yayınları/ 156 s Çocukluğunda mahallenin zorba çocukJarının zulmünden kabadaydara sığındı, kabadayılar dünyasını tanıdı. Kabaran kini onu yenilmez bir boksör yaptı, Avrupa ringlerine tırmandı. Doğa düşmanlarınca babası öldü rülünce, çevreciliğe baş koydu, diyar diyar dolaştı, adil toplum aradı. Komünist Doğu Almanya hudııdunda vurııldu, ömür boyu hapse mahkum oldu, zindanlarda dort ciltlik romanlara sığan ya şamöyküsünü yazdı. Boksör Erol Atilla'nın bazen doğa düşmanları ile, bazen de boks ringlerinde geçen fırtınalı yaşamı ve dramatik aşkları. Altematif bir eser, çevreci yeşil bir roman. Türk edebiyatına yeni bir renk, yeni bir görüş açısı getiren, okuyana yaşam sevinci veren yepyeni bir ahlak kitabı. Çevreciye rehber bir elkitabı. Ankara'nın Kamusal Yüzleri/ Derleyen: Güven ArifSargın/ tleti;im Yayınları/ 246 s. Ankara'nın "başkent" kimliğini ve ondan öte Cum huriyet'i, ulusdevleti simgeleyen üç meydanı: Kızılay Ulus Sıhhiye... 1950'lere dek, Cumhuriyet'in kamusal mekânları idi bu meydanlar. Sonra, gitgide, bir yandan trafik kavşağına dönüştürülerek depolitize edildiler, bir yandan da "öngörülmemiş" ya da "istenmeyen" bir çoğulculuğa alan açtdar. Ve Ankara'nın kalabalddara ev sahipliği yapan bir başka kamusal meydanı: Yüksel Caddesi Yaya Bölgesi... Kentsel gündelik hayatın asil bir unsuru olan, kamusal bir mekânda "yürüme" deneyimi için mecralar açan, bu faaliyete biçim veren bir alan... Kızday, Ulus, Sıhhiye meydanlarını ve Yüksel Yaya Bölgesini "okuyarak", kentin, kamusal alanın, politikanın anlamlarını çözümleyen yazılar yer alıyor elimizdeki kitapta. Ankara'nın ve genel olarak kentin çoğul kamusal kimlikleri üzerine, kentsel kimlik ve kamusal bilinç arasındaki gerilim üzerine kuramsal bir temel yaslanan yazdar... başkentte gün be gün "katledilen" mekânların tarihi, değişimi, bugünü ve muhtelif çehrelerine ilişkin tasvirler sunan bir Ankara kitabı... Tırtıllara Özgürlük/ Jülide Sevim/ Remzi Kitabevi/ 212 s. Evrenin büyüklüğü karşısmda tek tek bakıldığında minicik kalan, gaylezbiyenbiseksüel heteroseksüellerin, bayağdaşıp çürümüşlüğün keskin kokusunu yaymadan tutkulu ve dolgun sevişmeler yaşayabilmeleri; daha da önemlisi, cinsel kimliklerinden bağımsız "insan" yanlarını daha iyi anlayabilmeleri, evrensel dengenin, uyum ve huzurun bir parçası olabilmeleri, burçlara, kadere vb inanmadan kendi yollannı çizip sahip çıkabilmeleri ve "gerçek" özgürlüğün, sorumluluğun, tadına varıp yaşayabilmeleri için yazdmış bir kitap, Tırtdlara Özgürlük... Ecstasy Oyküleri/ Frederic Beigdeber/ Çeviren Renan Akman/ Dogan Kitap/ 75 s. Şöyle diyor yazar kitabıyla ügili olarak: " 1980'li yıllarda gece hayatı çevrelerinde yeni bir madde boy gösterdi: ecstasy olarak anılan MDMA. Bu 'aşk hapı' garip etkdere yol açıyordu: ateş basmaları, bütün gece tekno müzik eşliğinde dans etme isteği, insanları okşama ihtiyacı, diş gıcırdatma, hızlı su kaybı, varoluşsal kaygı, intihar teşebbüsleri, evlenme teklifleri. Bu, tıpkı Rus dağlarında ya da bazı Amerikan yazarlarının öykülerinde olduğu gibi, bir çıkışı, bir de inişi olan sert bir maddeydi. Elinizdeki kitabın yazarı artık ecstasy kullanmıyor, okurlarına da denememelerini tavsiye ediyor; ecstasy hem yasal değil, hem de etkisi altında yazdmış bu metinlerin de kanıtladığı gibi beyni tahrip ediyor. Hem sonra, tanımadığınız insanlara hayatımızı anlatmak için neden bir hapa ih tiyacımız olsun ki? Bunun için edebiyat varken!" Kafdağı'nın Ardı/ Dursun Akçanı/ Arkadaş Yayınları/'248 i. Elimizdeki kitap, Dursun Akçam'ın yeni romanı. Yeşil zebercetten yapdmış Kafdağı, dünyayı çevreleyen dağlar zincirinin kaynağındadır. Uzun boyunlu, yetmiş renkli, yeryüzüne konmayan Anka kuşu, Kafdağı'nın üstünden uçar. Kısacası, Kafdağı'na varmak için birçok engeller geçmelisiniz. Masalların Kafdağı, Dursun Akçam'm romanında Kafkasya Dağları ile özdeşleşiyor. Bu dağlann oralarda, bir yandan doğanın, öte yandan yönetimin kıskacında kalan insanlar için açldt, yoksulluk, çaresizlik bir tanrı yazgısıdır. Türlü özlemler içinde, bu acımasız dünyadan kurtulma uğruna çırpınan bir köylü çocuğunun, yaman dramtna tanık olacaksınız. O, hep yenik düşer ama yine direnir. Sonunda ışığı görür, Cdavuz Köy Enstitüsü! Kurtuluşu ancak orada bulacaktır. Ama öyle kolay değd... Yalın ve usta bir anlatım. Bitirmeden elinizden bırakamayacağınız destansı bir roman SAYFA 21 8.C ÎIJN Hiçbiryerlden Haberler/ William Morris/ çev B. Sına Şener, Kerenı Karaerkek/ Karn Yayınları/ 330 s. Elimizdeki bu kitap, 22. yüzyda yapılmıs üç günlük bir ziyareti an latır. Kitabın en dginç yönlerinden biri, okurda alışılmış zaman ilişkilerinin ortadan kalktığı tııhaf bir sürekliliğe geçiş duygusu yaratmasıdır. Ortaçağ, Hiçbiryer sakinleri için kronolojik olarak çok daha yakın oldukları 19. yüzyddan daha gerçektir. Zorunlu bir iyilik olarak derleme düşüncesi yok olmuştur. Her şey mükemmelliğin parlak beyaz ışığında değd, uzun bir yaz öğleden sonrasının tatlı durgunluğu içinde gerçekleşir. 1890'da yazdan ve otoritenin enkazı üzerinde uyumu inşa etme yönündeki tek bütünsel ütopya olan Hiçbiryer'den Haberler, yüzyıllardır hayalleri kurulan özgür dünyanın nasıl bir dünya olabileceğini resmediyor. Batı Düşününde Türk ve îslam Imgesi/ Onur Bılge Kula/ Büke Yayınları/ 413 i. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi konusunda Avrupa'da ve Türkiye'de yürütülen tartışmala rın, tarafların ortak çıkarlarına uy gun ve sağduyulu bir yaklaşımla yürütülebilmesinin temel koşullarından biri de, ortak tarihsel geçmişten kaynaklanan düşünsel gelenek ve birikimin ortaya konulmasıdır. Bu kitap, Kant, Herder, Hegel, Marks ve Engels gibi düşünürlerin yapıtları bağlamında Avrupa düşüncesinde, Türkiye ve lslam imgesini irdelemeyi amaçlamaktadır. Irdelemeye konu olan düşünürler, başta Almanya CUMHURİYET KİTAP SAYI 673