03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şiirimizin büyük ustasını on ikiyıl önce 9 Ocak 1990 yılında yitirmiştik Cemal Sürava siirine tonlu bakıs di kişiselliğinde. Siz, saatleri yaşadınız. Henüz sözcük haline dönüşmemiş, ya da bir sözcük karijdiğı oluşmamış dıırumlar yarattınız. Ta nığınızım. Aylar ayları açıklıyor. Saatler saatleri kum saatiyle açıklayabiliyor. Açıklanmayan tek şey aşk: En büyük sayrılık ve en büyük sagjık..." 'Önceleyin' de, 'Roman Ükudum/Seni Düşünuüm'de birçok şiirde olduğu gibi; çarşambalar, ctımalar, cumartesiler yaşanmışın tanığı olarak dızelerde yerini alır. 'Kısa Türkiye Tarihi'ndeki tüm şıirler yakın geçmişin özetidır bir bakıma. 'Üç Anayasa/Ortasındabüyüdün:/ Birı akasya/ Biri gül/ Biri zakkum' soylemiyle yaşam evrelerini ironiylebildirirkcn.IU. Şiirde de: " 1 ürkiye nin adı,/soyatlı vasasından beri,/ Atatıırk adından soyutlanamadı.'diyerekbaşlayıp 1930'lardan I9K0'lere kadar 'lititürkiye, Atetürkiye, Udıtür kiye, Ötetürkiye, Atatürkıye, Adılıırkiye ve Adatürkiye turctmeleriyle ikiükler ha lindc sürer. Askeri dönemleri ise: 'Kahvede subay yok/ Bu nasıl iştir!' dizeleriyle anımsatırken IV. Şiirde de: 'O yıllarda iilkemizde/ Çeşitli nükumlerle/ Yetmişiki dilden/ ikisi vasaklaııtnıştı:/ lkincisi Turk çe diyerek dılin ve düşüncenin baslu dö nemlerini özetler. Oturduğusemt adlarından.bindigivapura, gezdiği şehirlere kadar birçok me kân da şiirde yerini bulur. Mardin, Kars, Ankara, îstanbul, îzmir, Alrika, Suveyş, Afyon, Çin vb. adlar bazen şiir başlığı bazen de aize aralannda verilmek istenilenin destekçisi olarak karşımıza çıkar. 'Oteller 1 lanlar Hamamlar için sürekli şi ir'in l.'sinde 'Şu günlerde içkiye düştüm, ondan mıdır bilmem/ Daha çok seviyo rum Cansever'i, Uyar'ı, Can Yücel'i/ Bir de l ; ethi Naci'yi, ve elbet Mustafa Ke mal'i./ Ankara Ankara/ Bir kent degil burası, bir acenta dizisi...'nde de dostlan ve Ankara'nın genel görüntüsü yansıtılır. 'Hiçbir semtte berberin oltnadt, 19541980 araunda, 2Cı yılda 28 ev detiistirdin; Leke kusağı nastlbılmez senil' dizeleriyle kendi kuşağının zor yaşamını özetleyen Sureya'da sevdiği, beğendiği, etkilendiği şairler ve onlann şürîeri de önemli ver tutar. 'Oteller hanlar hamamlar. 'kitabında S.Birsel, C. Sıtkı, C. Külebi, M. Kemal, Yılmaz Gruda, Orhan Veli, Şahap Sıtkı, H. Şimşek ve M. Altıok aynı şiirde bultısup 'yer altı suları'na benzetuirken; Mü beccel Izmirli, (leyhun Atuf, Uhan Berk, Turgut Uyar, Karacaoğlan, Behçet Necatigil, Edip Cansever, Piri Reis başlıklarıyla şiirlere girerken;' Yıınus ki süt dişleriy le Türkçenin başlıklı uzun şiirde de; Âşık Paşa, Emir Sultan, Balık Sultan, Urum Abdal, Kızıl Deli, Âşık Garip, Köroğlıı, Pir Sultan, Gedayi, Emrah, Dadaloglu, Karacaoglan gibi halk ozanları şiir boyun ca dizilirler. 'Beni öp/Sonra Doğur Beni'yi Elif Sor gun'a ithal'eden C. Süreya, 19791980 yıllarında Yıısııfçıık'da yayımlanan 'Mezar taşı çiçekleri' adlı şiirinde en çok adı geçen, belki de en çok takılıp, sohbet ettici I. Berk için: '70.000 aşk ve 90.000.000 dize:/ Ünlü şair llhan Berk burda yatıyor!/ N'olur yolcu, sevaptır, sakın ıışenme,/ Yukardaki sayıya bir sıhr da sen ekle.' derken aynı şiirde Ç. Altan'ı Dağlarca'yı, Külebi'yi ve Fuzuli'yi anar. İlhami Bekir, Tevtik Akdağ, Ahmet Köksal, Ercüment" C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI ARİFE KALENDER "I htanbul'da eltmı kaldırdtm Biraz içkiliydim, biraz sevdalı, biraz da mınareli" Çağdaş şiirimize binbir tat katan, Türkçenin tüm güzelliğini zeki bakışıyla dizelere taşıyan, aşkı, sevmeyi, umuclu öne çıkartarak günümüzü şiirleriyle güneşli kılan değerli şair Cemal Süreya'ya saygıyla... Zor yaşam dizeleriyle adeta portresini çizen C. Süreya, yaşama ve sanata her zaman biraz içkili bakrnış olsa da; ince zekâsı, sevecen yüreği, COŞKUSU ve baktığını iyi gören bir kültür adamının bilinciyle, Türkçenin tiim güzellifiini şiire taşıyarak şiirimizde nefistir tat bırakmıştır. O her zaman sevdalıdır.. Sabahlarla akş,amların buluştuğu saatlere, aşdıp kapanan kapılara, istasyonda havalanan kuşlara, dostlarıyla muhabbete, bir bardağı tutan ele, yaşadığı yerlere... Bir ömür sırtında sevdayı taştmak zor zanaattır. Bu zorkıkları aşarken hüzenlendiği yerde umutsuzluk ve karamsarlık; yeislerden, mistik kapanışlardan uzaklaşarak yerini ironiye bırakır. Şiir aşktır ve bu aşk da kadınsız ayakta duramaz. "Güzehın sevgılim, Atna çok yakından!" dediği sevgili; çağlar boyunca yaşamış olsa da şiirimizin tüm evrelerinde ete kemiğe bürünmeden var olmuştıır şaire göre. "Şapkam Dolıı Çiçekle" adlı uenemesinde; Divan şiirindeki sevgilinin adeta cinsiyetsiz göründüğünü, Serveti Fünıın'da marazi, hececilerde aristokrat, kırk kuşağında halktan ve sınıl değistirmiş biri, "garip"çilerde sokak hovaroalığına indirgenmek istenen, alaysamayla eski şiirde yerilen sevgili kimlikleri çoğunlukla eksikrir. Ancak " 1955'lerden sonra yazılan şiirlerde aşk teması yeni yükler, yeni zenginlikler kazanmıştır". Kendi dönemüıe kadar u/aktan seyredilctı, âşıkane sözlerle yııceltilcn ya da ye rilen sevgili; 1950'lerden sonra 2. Yeni şiirivle gerçek kimlığine kavus.ur. Bu da ka dındır. Erkek gibi vaşaraın va/geçılmez olanı, asjkın ve şiirin hedeni yani... Bunu en iyi bilenlerden birisi de elbette C. Süreya'dır. Günlük hayatına onlarla başlar, onlarla insanoğlunun tarihini araştırır, onlarla erotizmin güzelliğini şiirlere yansıtır. C. Süreya şiirinde aşk ve erotizmin yaSAYFA 12 S nı sıra; zaman ve ölüm, ülke tarihi, insan kmazlan, alkol ve sigara, şiir, şair dostrı, söylence ve mitler ana temafar olarak karşımıza çıkar. Gerçekçi ve eleştirel bir bakışla bu temalarda yoğunlaşan Süreya şiiiri 'Ana sütüm' dediği Türkçenin de tüm derinliğini ve zenginliğini clizelerinde duyumsatır. Zaman önemlidir şair için ve de tüm canlılar için bir bitimi vardır. O bitime varmadan, ondan kaçmak için belki de 'Dörtnala sevişmek lazım' der. Gün adlarıru, gün tarihini, mevsim ve aylan sıkça dizelerinde kullanırken; yaşamın anlık görüntülerini mekânlara sabitleştirip adeta çivilemek ister. Ölüm uçurgandır, ya da sonsuz bir tünel karanlığıdır dönüşü ol mayan... Hayatın diyalektiğini iyi bilen C. Süreya; bildiklerinden zaman zaman irkilir yalnızlığında. "Ey sevgili yalmzlık Senin günübirlik mkaklannda Dnpdolu bir ofcle Bir ku^ serpintiunı, ölümün Canevıne götürüyor." dediği 'Öğle Üstü' şiirinde ürpertisini sezdirirken;'Kars' şiirinde: 'Oylegüzelki ölüriim artık/ Beyaz uykuşuz uzakta/ Kars çocukların da KarsV Olüleri yaşa yan karda/ Donmuş gözlerimin arası' dizelerinde zıt imgelernen yola çıkarak kar görüntüsimdc bcyazı, uykuyıı, uzak ve yakın ölümleri sorgıılar. 'Kaçak'ta: 'Küciik kı/.ları vc oliımü ku^atır yüzü/ Once kııçtık kızları sonra öliımıı' dizeleriyle de; ölümiın dk ugradığı yerin küçükler olduğıınu anlatmaya çalışır. y çş 'Bl 'Bilivorsıın b ben h hangi şehirdeysem/ Yalnızlığın başkenti orası' diyen sair yal nızlıgında daha çok ölümle bas başadır. g ç ş i i b ' dizesiyle de 'Y Yüziım giyotine abone' d i i l d onun yakın tanığıdır C. Sureya'da doğumun, aşkin doğallıgı kadar doğaldır ölüm dc. Ancak bunun kıhçlarla, toplarlatüfeklerle gelişi doğal lığı bozar. Öldümıek çok daha ürpertici, düşündürücü ve daha acıdır ölümden. 'Mola' şiirinde: 'Kaç tane vurmııştum mütarekede' dizesiyle, öldürmeyi erdem sayan bir general:'Âsker su ver asker' diye emrederken, 'Ben asker degilim nişanlıyım' diyen erin yarutıyla öldüreni, ölüm emrini verenleri ironiyle betimler. 'Savaştan da kırandan da olsa Veremle de sıtmayla da gelse Lacivert bir çıngıraktır ölüm' Gelişi kaçtnılmaz olanın rengi koyudur ve ne şekilde gelirse gelsin ses çıkartır. Ama 'özgürlüğün gelaiği gün/ O gün ölmek yasak'tır. Ölüm duşüncesi tannyı anımsaiırhemen 'Sanmasınlar inanmıyorum/ lilbette inanıyorum tannya/ Herkesin kendi tanrısı var/ Sen ölünce ölüyor o da'... Şiirlerinde; kibrit, sigara, kuş, uyku, sokak, mavi, beyaz, kırmızı, ay, aslan, at, elparmak, yiız, güvercin, gölge, su, ağız, giineş, pencere, kapı sözcüklerini sık kullanan Süreya; olaylan, halleri verirken onların tarihini de göz ardı etmez. '24 Mayts Cumartesı liurda bu çaybahçesinde Duvarlar kuşlarla dolıt ftıhen oylc yorgununı ki Yalrıız alnınıt örtüyor uyku' dizelerini aldığım T.ay Bahçesi'ndeki gibi, 'Uçıınımda Acan' şiirinde de '1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi/ Eksik liğe mi alışmışız mutsıızluğa mı yoksa' derken de tarilı ve gün belirtir. 'Siz Saatleıi'ntle ıse duzyazı şiir yazımıyla zaman kavramını geııişletir "Aylar birbirinin içinden yüriiyebilir. Ağuslosta bile mart.ı gondcrmc vardır. Yine de gönderme mevsim mantığıyla sınırlıdır. Günlersebambaşka. Birgününcibürünün öniine geçmesine izin yok. Günün gizi hem kişiselligimizde hem de onun ken Bir tiinel kananh(H Günter, aytar, mevsimler J 6 7 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle