Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r özgürlüğüne kavuşur. O tarihte siyasi görüşleri nedeniyle başı derde gireceğini anlayan Jura Soyfer, aynı yıl gizlice Isviçre'ye kaçmaya çalışır, ancak tekrar tutuklanıp bu kez Dacnau Toplama Kampı'na gönderilir, sonra da Buchenwald'a nakledilir. Orada ona cesetleri kaldırma görevi verilir. Ertesi yıl Buchenwald'tan çıkabileceği haberini öğrendikten bir hafta sonra yakalandığı tifodan ölür. 27 yaşına yeni girmisti. Tabii ki Soyfer ın eserleri 1945 yılına dek Avusturya'da yasaklanmıştı. 2002 yılında, Jura Soyfer'ın doğduğu 8 Aralık günü, Viyana'nın en ünlü ve en büyük tiyatrosu olan Burgtheater'da yazar icin bir kutlama duzenlenmiştir. Burgtheater sanatçıları, aralarında Soyfer'ı tanıyan ve eserlerini ilk oynayan Otto Tausig gibi oyuncular, şiirleri ve oyun parçaları seslendirdiler. Yazarın doğum yıl aönümü nedeniyle de bu yıl Deuticke Vayınları Horst Jarka yönetiminde Jura Soyfer'ın tüm eserlerini dört cilt olarak yeniden yayınlamışlar. Bruno Kreisky, IIse Aichinger, Gertrude Durusoy ve Otto Tausie Mektuplar, Düzyazı, Şiirler ve Oyunlar'ı kapsayan bu dört cilt için ayn ayrı önsöz yazmışlardır. Türkiye'de ise Izmir'deki Ilya Yayınları arasında çıkan kitap, yazarın Batık Kent Vineta'nın oyun biçimini ve uyarlanmış radyo oyunu ile Dünyanın Sonu adlı oyununu içerir. Çeviriler Gertrude Durusoy tarafından yapılmış ve kitap, 2002 TÛYAP Kitap Fuarı'nda bir söyleşi programına girmiştir. Yirmi dört yaşındaki bir insan, neden dünyanın sonunu düşünsün? Jura Soyfer'ın önseziş yeteneği onu bu sonuca götürürken, tüm insanlığın bu felaketin rarkına varması gerektiğini de istiyordu. O yıllarda tiyatro, kitlelere ulaşmak için iyi bir yoldu, ancak 1936 yılında sansür Viyana'da gittikçe sertleşiyordu. Soyfer, Dünyanın Sonu adlı oyununda uzaydan dünya gezegenine bakıp yıldızlar katında bu dünyayı yok etme yolların arandığını sahnede gösterir. En iyi çözüm Mars gezegenine göre bir kuyrukluyıldızın dünyaya çarpması ve insanları yok etmesi. On ve Son deyiş arasında bir ay sonra yok olacaklarını öğrenen "dünyalılar"ın davranışları hicivle ve grotesk bir biçimde gösterilir. Soyfer, kişilerin arasına Dördüncü Tablo'da "bir Führer"i bile katar ve gerek Hitler ile alay eder. Ekonomik kriz ile sarsılan toplum, Onbirinci Tablo'da olduğu gibi olaylara artık esprili bakar (daha doğrusu Soyfer'ın esprisiyle!): bir kişi uğraşır, ancak herkes dünyanın sonuna göre hesabını yapmış ve profesörü dinleyen yok. Karamsar görünse de bu oyun, son Tablo'da umut doludur, çünkü kuyrukluyıldızın türküsünde Dünya'nın tüm olumsuzlukları ve tüm olumlu yanları dile getirilir. Soyinr'lnVtoetamotmnl s Biraz yok olalım işte, Dörtlü sıralarda şerefe! Hep keyıfli, şık ve nese içinde, O kadar kötü olmayacak herhalde. Bir, bize bir şey olmaz zaten, îki, yok olmait varsa madem. Bu da sokaktaki adamın Atabilecegi tek adım. Onun ıçın biraz yok olalım işte, Rizikosu var ama ne hoş bir şey! (s. 119) Ama Soyfer gerçekleri yazmaktan çekinmez. YoksuDuk ve zenginlik hep karşı karşıya durur: Kimi so/raya neşeyle oturur Ve karnını rahatça doyurur, Kimt ise kenarda ayakla Ancak uzaktan hakmakta. (s. 125/126) Oyunda insanlığı kurtarmak için tek Aynı yıllarda yazar, birkac oyun üretir. Hem mitik hem de gerçekçi görünen Batık Kent Vinet adlı piyes yine Dünyanın Sonu gibi bir dış çerçeveye oturtulmuştur. Burada yaşlı bir denizci olan Jonny maceralarını anlatmak isterken Vineta motifini bulur ve bütün oyun, denizin dibinde ölü olduklarını bilmeyen Vineta kentinin sakinleri arasında geçer. Vineta yüzyıllar önce bir doğa feIaketi olarak yeryüzünden silinmiştir ve Jonny dalarken kendini bu çağsız topîumun içinde bulur. En büyük özellik, zamanın artık olmaması ve insanların hiçbir şey anımsamamaları ve hiçbir duygulan olmamaları. Jonny, tek bilinçli kişi (yani Soyfer veya piyesin okuru) suni olarak yaşavan ölüler arasında çabalar, onları bilinçlendirmeye çalışır, bir genç kızla bile evlenir ama o hep aynı kalır, kendisi ise yaşlanır. Kent lcâtibi durumun farkında ama halkı aydınlatmaz: "Vineta ölmüs ama haberi yok. Tuhaf bir durum, değil mi? Hem yaşamtyoruz, hem de ölemiyoruz. Biz yaşlanmıyoruz, nefret etmivoruz, sevmiyoruz, korkmuyoruz. Hiçbir şey uğruna mücadele etmiyoruz, niçbir beklentimiz de yok. Beldentinin anlamı kalmadı zira zaman durduğundan dün ile yarın aynı anlama geliyor." (s.42/43) Batık kent masalından hareket ederek Soyfer, çağdaşlarına ve sonraki kuşaklara gelecek felaketini hissettirmeye çalışır. Dünyayı, yani ilgisiz duran, faal olmayan, tepki vermeyen insanların dünyasını abartılı olarak gösterir, dikkat çekmek için. Jonny figürünün arkasında gizlenen Soyfer oyunun sonunda şöyle der: "Tabii ki, dünyada bu Vineta gibi bir kentin gerçekten olmadığını sık sık düşündüm. Ama bir gün şiddetli seller, büyük bir savaş, büyuk bir gaddarlık olsa bütün dünya Vineta olmaz mı?" (S. 62) Türkçeden önce on iki düe çevrilmiş olan Jura Soyfer'in eserleri, ne kadar 30'lu yılların Avusturya ortamında yazıldı ise.de konuları bakımmdan evrenseldir. Örneğin Batık Kent Vineta adlı oyun, 1990 yılında birkaç hafta ara ile hem Paris, hem Viyana hem de Floransa'da oynanmıştır. Bu ilgi nereden? Nazi döneminin yükselişi artık yoktur, ancak Soyfer'in oyunlarının yorumu her çağa ve her ülkeye uymaktadır. Yazarın evrenselliği, insanın ruhunu ve davranış biçimlerini iyi tanımasından kaynaklanmaktadır. Bugün bir kuyrukluyıldızın çarpmasını belclemeye gerek vok, dünya ve doğayı yok eden bir tankerin petrol yükü, aşırı bir kuraklık, terör eylemleri gibi olaylar insanlardan bir tavır bekler, ilgisiz kalan toplumlar Vineta tipi yaşama kolayca kayabilirler. Soyfer de verküremiz için oyununda söylediği gibi "Geleceği büyük ve parlaktır bu dünyanın!" diye düşünürdü. • Bfltık Kent VinetaDünyanın Sonu/Jura Soy/er/Çev: Gertrude Durusoy/ tlya Yayınevi/200 s. 8oytor1 hâll oiincel Man nedlr? BERFIN YAYINLARI ROMAN BERFİN BASIN YAYIN ve TİC. LTD. ŞTİ. Cağaloğlu Yokuşu, Evren Han, Kat:3, No: 56 Cagaloğlu 34440Istanbul Tel: (0.212) 513 79 00 Fax: 512 37 20 ORHAN MİTHAT Aşk Ihtiyacı Çeviren: İsmet Nadir Atasoy 200 Sayfa, 7.500.000.TL. İlk baskısı 1924 yılında yapılan bu romanın yazarı Orhan Milhat, günümiizde bilinmemektedir. Konusu Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde geçen, bir aşk hikayesidir. İmparatorluğun düştüğü durum insanlarına da yansımıştır. Batı hayranlığı, çürüyen değerler ortamını oluşturmuş ve iki kültiir arasında bocalayan insanların kimliği, koııak ve köşk hayatının ayrıntılı ve çarpıcı örneklerle süslendiği bir mekanda, yalın bir dille okura sunulmuştur. Aşk ve cinsel arzulann birbirini yiyip bitirdiği, kara sevdanın ölümlere süriiklediği insanların yaşamlarını ve düşlerini, tarihi zaman ve mekanı içerisinde aktaran yazar, Klasik Türk Edebiyatı'nın özgün örneklerinden birini yaratmıştır. Aşk bir ihtiyaçtır ama bu ihtiyacın karşılanmasını ve kullanmasını bilmek de o denli önemlidir. "Aşk İhtiyacı", mağlup olan insanların ve kazanan Aşk'ın romanıdır. FAZLI NECİB Saraylarda Mecnunlar ROMAN Çeviren: İsmet Nadir Atasoy 254 Sayfa, 9.000.000TL. 18. Osmanlı padişahı (Deli) İbrahim'in tahta çıkışından, Validc Mahpeyker Kösem Sultan'ın ölümüne kadar geçen zaman içindeki saray cntrikalarının; Yeniçeriler, Valide Sultanlar, Hasekiler, Saray Mensupları, Devlet Yöneticileri, Bektaşiler ve İstanbul'un ileri gelen kişileri arasındaki ilişkilerin akıcı bir dille anlatıldığı bu roman, 1928 yılındaki baskısından sonra ilk defa okurla buluşmaktadır. Fazlı Necib bu romanında, sevdanın mecnunlaştırdığı ama çıkar hesaplarının sevdalan savurup yok ettiği duygu ve davranışları kendi gerçek ortamından soyutlamadan ve insanların farklı kimliklerini çok yalın dialoglarla aktararak sunmaktadır bizlere. Sevdayı yaşayan insanla, boğdurulmaya götürülen insanın ne kadar birbirinden uzak ve ne kadar birbirine yakın olduğunu ve döncn entrikaların, o yüce duyguyu, sevdayı, nasıl fırtınaların ortasma atıp yok ettiğini okurken, mecnunluğunuzu tüm boyutlarıyla yaşayacaksmız. Yeni Çıkan Diğer Kitaplanmız: • İBRAHİM ÜLGER / Gilsameş (Işığın Kaynağı Doğu1) 5.5OO.OOO.TL. AŞIK İHSANI / Ozan Dolu Anadolu (Antoloji) 6.500.000.TL. CUMHURİYET KİTAP SAYI 673 Kitapçılarda SAYFA 17