Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
g'undan söz eder. Birçnk yaztır Celine'i dc anarşitt nlarak nilelcndirir. Celine'in anarşist herharıgi bir akımla bağı var mıydu O drinem kirlesel bir varlığı olan Ispanyol anarşi/miyle herharıgi bir bağı yoktıı. Âncak, Cclinc'in yazılarında Birinci Diinya Savaşı öncesi Fransız anarşist akımının yayınlarınm vc düşüneelerinin, hatta sloganlannın izlerini nıılmak münıkün. Benim bir öğrencim bu konuda çok ikna cdici bir tez bile yazdı. Gerçekten de Fransa'da anarşist akım 1914 öncesinde çok güçlü idi. Ancak Jean Jaures'in öldürülmesindcn hemen sonra, tüm örgütlü sol güçlerin "milli birlik" çi/gisinc gclip sağ ile birleserek savaştan yana tavır alması, anar şisr akimın da sonıı oldıı. Ktildı ki. bıldilim kadarıyla Vraıısız anarşizmın fıkır babast \ayılan Pruudhoıı'un söylemındedc Yahudıdüsmanı ögeler vardır. Doğrudur. Aynca Celine söz koınısu yazilarında ciddi biçimde Yahııdi düşmanı olan kimi Komün yöncticilerine de atıtta bıılunmaktadır. Hatta 1914 önccsinin anarşist liderlerinden biriyken, 1918 de kendıni birden Yahııdi diişmanı bir kavganın içinde bulan ünlii bir kişiye dc gönderme yapar. Bir bakıma, sanki savaş ön ccsinde demokrasi düşmanlanna karşı verilen mücadelenin ycrinc, Yahudi diişma nı ırkçılık ikame olmuştur. Ccline'in yazılanndaki güçlü özgürliikçü içeriğin aynı zamanda bu tür kabul edilemez bir ırkçılılda iç içe geçmiş olması bu açıdan çok anlamhdır. Clecemn Sonuna Yolculuk 'ta Celine ge nelolarak mılliyctcilig'e vc özelolarak da vomürgeci Fransız şoveniznııne karşı çok keskin bir tavıralır ()y\a uıvaş sonrasındakenbir dilbilim dillendirilirse, herkes kendine göre kural, kılavuz, sözlük dayatırsa, ortak bir mekânda buluşamazsa akademik dil, yani mutabık kalınan uyumlu bir düzgünü yoksa bu işjn... O zaman mu harrirler neyi muhalaza edecek, yazarlar neyin devrimiııi yapacak? Sokak kendi dilini neye göre eğriltecek ya da gençler hangi kuralı bozup kendi argolarını yaratacaklar? Örneğin chatleşip ya da çat leship bilgi sayarlarken, bunıı hangi kılavuza göre tclaffuz edip hangi alrabeyle hangi portalde ve hangi klavyede nasıl yazacaklar?... Gerçi, bu ülkedekiler kendi dillerine uygun "V" klavyeyi çoktan atmıslar, onun yerine büyük ağabeylerinin ailine uygun olanı kullanıyorlarmış, hani o alfabelerinde olmayan "O'lusuyla başlayanı, ama alay eder gibi, ner üretiei tirma kendi kafasına göre klavyede farklı yerlere ekliyormuş özel tuşları, yani internet ortamında artık utanıp sıkılmadan yazamadıkları o noktasız "i"lerin, kııyruklu "s"lerin, ters şapkalı "g"lerin, yani tüm o "sıkıcı" harflerin yer aldığı tuşları... Değişik biryazı dili yayılırken eskilerin bilmedikleri bir elcktronik hızla, ithal bir konuşma tarzı kurulmuşken her evin başköşesindeki kötü çeviri kutusuna, kurumların rcsmi ya da çağdaş sahipleri tarkındalar mıydı acaba, bu gidişle üzerinde anlaşamadıkları o dilin bile yakında tanınmazhalcgeleceğinin? Elleyazanlar umursamasa bile, gençler yeniden keşfetmişlerken bir tür elcktronik mektuplaşmayı, sanal da olsa... yasakçı zihniyetin zıt kardeşleri o payfaşamadıkları dillerinin gcleceğinin bunlardan etkilenmeycceğini mi sanıyorlar? Fartışa dursunlar hâlâ, halalarına şapka mı türban mı giydircceklerini! Dilimi tutamayıp isyan etmiştim sonunda, sanki üzerime vazileymi^ gibi. Ama keşke bu topraklara gömülmüş, tarihc karışmi!) niceeski kültürün dili olsa da söyleseler! Söylemeye dilini varmıyordu ama, acaba onların da böyle mi kurumuştu dilleri? Kısır, kabız tartışmalara boğulup, can damarları tıkanınca yenik mi düşmüşlerdi, ekonomisi baskın olanlara? Yahu, dedim, eğer yüzeysel imlâ tartışnıalan kadar bile reyting alamıyorsa diCUMHURİYET KİTAP SAYI 676 dini temize çıkarmak için yaptığı söylesiler canlanmasının kültiir, eğitim yoluyla ve dc, o zamanki tck derdinın Fransa'nın hü eğitimde de teknik bilimlerden çok dil ve yüklüğünü korumak ulduğunu söyler vc kültürün ön plana çıkarılmasıyla sağlanaFransa'nın 1940'taki yenılgisı sotırasında bileceğini iddia eder. Tabii burada işin trasomürgelennı yıtırme sürecine virrnesin jik yönü, nıeşru sayılabilecek kültürel kayden yakınır. Bu sb'ylcm açıkça milltyetçı ve gıların, onun o kabulc edilemez ırkçılığıygcrici bir \6ylem değil mtdir? Bu çelişkiyi la bürünleşmiş olmasıdır. nasıl açıklayabiliriz? Bu tepkılcrinin temelinde yatan Fran Sömürgelere yönelik olarak söyledikstz dılıne yönelik olan bu duyarlılığı, acalerini çok da ciddıye almamak gerektiğini bıi daha o zamanlarda bile Fransızcanın düşünüyorum, bunlar daha çok kendini baika evemen dıllerın, örneğın Ingilizcetemize çıkarmak adına, o dönemin hava nın haskıu, tebdidi alttndcı ulması endişesına ııygıın bir demagoji olsa gerek, bir \indcn kaynaklamyor olabılır mı? bakıma: "Gürdünüz mü, benim sözümü Sanırım o dönem için bu henüz erken, dinlcmediniz bakın ne oldıı" tarzında. bugiin yaşananlara benzer bir şekilde bir Ama bu sözlerin telılikeli bir potansiyel kürcselleşme baskısından pek söz edemeiçerdiklcrini belirtmekte haklısınız. Ote yiz. Celine'in sözünü ettiğiniz söylesjileri yandan, Ccline'in başlangıçta milliyetciyaptığı dönemde sürgünde geçirdiği yıllalik karşıtı bir çizgide dururken karşı çıkrın izi, dramı da var. Yıllarca Âlmanya ve tığı şey aslında "birilerinin" insanları "va Danımarka'da kalmiij olmabi onu sudan tan uğruna" ölüme yollamalarıydı. Daha çıknuş balığa döndürmüştü. Birileriyle sonraki dönemdeisesavaş karşırı söylemi Fransızea konuşabildiği zaman, özellikle şöylebirşekil almıştır: "Ben vatandaşlarıde halk dilini, sokak diTini kullanan biriymı bir ke/ daha o yıkıma sürüklcnmekten le karşılaştığında, gözlcri dolııyordu. Bistkorumak istiyorum". Burada ön plana çırot'larda vakit geçirmek, örneğin Montkan hıısııs, "vatanseverlikten" ziyade, aymartre'daki sıradan insanlarla ilişki ktırnı dili konuijan, birkaç kuşaktır aynı coğmak onun ruhunun gıdasıydı. ()rneğin yaralyada yaşayarak belirlı orrak bir kültü kın arkada^ı ressam Cienpol, üçgöbekten rel dııyarlık oluşturmuş olan iıibanların Montnıartre'lı tam bir halk adamıydı. Ceoluşturduğu bir ccmaatin savıınulmasıdır. line ondan söz ederken " ü doğu^tan Montmartıe'lı değil, ana rahmine düşrüCeline esas olarak bu dili ve bu ortak gıi andan beri Montmartre'lıdır" der. üte kültürü koruına kaygısı taşımaktadır. Buyandan Celine, bir yabaneı dil bilmenin, rada Fransızeayazan bir yazarın potansiFransa dışına çıkıp başka dillerle ilişki kuryel okuyucu kitlesini korumak gibi bir "çımanın da fayditsını görmüş olan bir insankarı" olduğu da açık elbette. Nitekim Fransa'nın 1940'tasava şı kaybedip yıkılmasından sonra yazdığı iitopik bir makalede Celine, I'Vansa'nın yenidcn linizin temel soıunları, kimi önemli kavramları karsılamaya yetmezse ne keliıne hazineniz ne de sözcük dağarcığınız, bir sürü yabaneı lafın tam karşılıkları yer almazsa ne lügatlerinizde nesözlüklerinizde... ezcüınle bir türlü cevap veremezsen yeni kuşakları bekleyen "defP'lere...(ne hacet bu Fransızea kelimelere demesinler ve tngilizceciler de bunıı bir meydan okuma olarak algılamasınlar diye "challenge" mı deseydim yoksa?)... yani yeterince "precis" olamazsan nüansların ince ayınmlannda; hep başkalarının sorunsallarını kopyalama "tentation'u ağır basarsa; yeterli yanıtın yoksa çağın yeni "enjeu'Merine; yenik düşersen ithal teknolojinin yeni elektronik wapına zapına; "Katır"a mı binsem "Qatır"a mı diye elindeki kırk satırla Turan'a kestirmeden varmak icin tartışmalara dalmısken, kolalı gömleklerinc çoktan Cola döküldüğünün farkına bile varamıyorsan; başkalarınınkini yasaklayarak yaşatabileceğini zannediyor san resmiyet ve tabudan kütüğe dönmüş kendi dilini emir kipinden ibaret sanarak; degil yazanı her dile geleni bile tıkma dcrdindeysen hâlâ kodese Fransa bile onca para saçarken çevrilsin diye kcndi yazarları tüm dillere; hatta kultüre ayırdığın biitçe inmişse sağlığın ya da eğitimin "bile" düzcyine; yani medeni kanundan karının çıkması dahi kâr etmemişse ııygar olman için... Velhasılıkelam ya da uzun lafın kısası, her neyse, sade de gelirsek yani: var olan zenginliklere sahip çıkamayıp yenilerini üreterek varsıllaşamadıkran sonra, ne fark eder lakir yadayoksulolman? Dilin kemiği yokki! Dilinizi ağırlastırmayın, dil ağız vermemektensc bırakın diliniz açılsın, dil atlasının tüm güzelliklerine diliniz alışsın. Kökeni ne olursa olsun, dil felsefenize uydurdııktan sonra nasıl olsa hepsi sizin değil mi? Dilsever olun bira2, çevrile dır. Yani hem bir I'ransız yazar olarak kalmak ister, hem dc yabaneı dillerle, kültürlerlc ilişki içinde olmak ister. Pekı ama Celine gibi savaş karşıtı birı nanluluyor da Ikıncı Dünya Savtişı pallak vennce gönüllü olarak yazılmaya kalkı^abiliyor? Şu var ki Celine hep olayların merkezinde yer almak isteyen bir kişi. Savaş gibi önemli toplumsal ve siyasal bir olayın yaşandığı yerden uzak kalmak istemiyor. Yani terliklerini giyip evinde oturacak bir kişi değildi o. Bir anlamda yeni roman malzemesi oluşturabiJecek bir macera arayım içindedir. Hatta, ki bıınu daha sonra endı de söylemiştir, 1939'a varıldığında artık roınan malzemesi olarak anlatılacak pek fazla bir şeyinin kalmadığına inanır, 194()'ta tngiltere'ye sığınmayı reddetmcsi de, daha sonra 1944'tc tspanya'ya sığınmak yerine tam da her türlü felaketin başına geleceği Almanya'ya gitmcsinin nedeni de bu olsa gerek. Oysa o tarihte Almanya'mn savaşı kaybelliğinı gayet iyi biliyordıt. Stalingrad aan sonra Almanya'mn hapı yuttuğunu açık açık söyleıııijjtir de. O tarihe kadar Almanları destekleyip sonra birden saf değiştirenleri de alayci bir dille yerden yere vurur. Yani onun yaptığı biraz da bile bile ladesti! Ama bıınun bede lini de çok ağır ödedi...} lapis, sürgün, hakaretler bir tarafa, her şcyden önce de bir büyük yazar olarak hak ettiği yeri hâlâ tam olarak alamadı. Tabii herkesin Celine'in yapıtının iki zıt kutbuna karşı göstereceği tavır da (arkJı olacaktır. Yabu yapıtı tümüyle reddeder siniz, bu ırkçılığın, bu kabul edilemez düşüncelerin yapıtın tümünebulaştığını diiburanın dilinden gelip geçmiş dilimize? Dil oğlanları mı aracı oldu acep?) Ben kendi dilinde devrim yapmış bir adamım yahu, size mi dil uzatmaktan çekineceğim? llerkesin dil devrimi kendine! Dilimden anlamak istemezseniz de paşa gönlünüz bilir! ("pacha "? Bu kclimeyi benim yazarım da kullanıyor galiba bu kitabın bir yerlerinde, bak şimdi! Anlaşılan bu da bize onlardan geçmiş... Biz de mi girişsek bir temizlik harekâtına, ne?) Ama bakın, araç dönüşünce amaea, kaç devrim olgunlaşamadan çiirüdü bu yüzyılda. Hızımı alamamıştım tabii: Kaldı ki, madem sivri dilime katlanamayaeaktınız, dedim birden, scrt ve hoyratça, engel olsaydınız öyleyse dil birliği ettiğim bu çocuğun beni çevirrnesine! Hic mi aklınıza gefmedi bana can verir de dilim çözülürse size de dokunabileceğim? Sizi safdiller! Benim dilim paslanmaz! Anlamadı nız mı benim mumya gibi sergilenemeyeceğimi, piyasa maymununa dönüşmeycceğimi? Kim demiş sadece geçen yüzyılın Fransa'sını dilime dolamakla yetineceğimi? Kaldı ki, yabaneı dilleri konu şup tartışmaktan bu kadar korkuyorsanız, o zaman sakıncalı bulduğunuz kitapları da çevirtmeyin, yayınlatmayın, yasak layın tüm dilleri oldu olacak! Güldü çcvirmenim: "Genellikle öyle olur zaten! dedi, gün gelirbakarsın seni deyasaklarlar!" Baktım şöyle bir yüzüne, içten olabilir mi acep bu dilbaz çocuğıın benimle samimiyeti diye (...), içim îsinır gibiydi ona, ben de gülümsedim sontında: Hay dilini eşek arısı soksun! (...) Amaan, bana ne zaten bunlardan, çevirinin susundan busundan? dedim, dilim birden bir karış dışan çıkmış. Umurumda da değil hani, turşusunu kuracak değilim ya, okuyanlar düşünsün! (...) başını salladı cevirmenim, usulca göz kırptı bana. Dil çıkardım ona. Anlaşmıştık sonunda. Smttık birbirimizc, çölde susıız kaldıktan sonra yolda bir şişe şarap bulmuş, o da ekşi çıkınca dilini bile değdirememiş iki eski kafadar cibi. Kolumu uzattım ona, birlikte çıktık yolculuğa, kol kola... gecenin sonuna doğru... bizim gecemizin... • SAYFA 7 f mez" denen beni bile çevirmeye yetecek kadar zengin bir dilyetisi var dilinizin... Kıymayın ona, dilimden kurtulamazsımz sonra! O da böyle bir anlayısa sahipmiş me;er, çevirmcnim yani, öyle dedi bana, diin tüm imkânlarını seferber edip, dilinin döndüğü kadar tüm olanaklarını kullanmaya çalıijmış. Bu da ne demekse? "Dilinin altındaki endişcleri anlıyorum, ama sen yine de her şeyi böyle ııluorta eleştirme! " diye uyarmadan da edemedi IJU belasını arayan bülbül dilli çoeuk. Yani niyetliysem bir süre buralar da kalmaya, lazla dile gelnıesem iyi olurmus, dil şakasına gelmezmiş bu iş: bura laraa en çok eşanlamlısı bulunan fiillerin başında neden "kızmak" ve "mahvetmek" geldiğini sanıyor mıışum ki?... Dilim durma/sa eğer, yani destursuz girersem özel bağlarına, o öğretmen edalı dil sünnetçileri hemen verirlermiş ağzımın payını, yakalayıp bir açığımı... Eee, değil mi ki mükemmcllik ilahfarın tekelinde ve "yiğidin" malı dameydanda, ergeçdilim sürçüp o tırsatı vcrcrek ellerine, ben de düşermişim dillerine! Sinirlenip köpürüverdim o zaman ben de: Dili cnsesinden çekilsin bu dili uzamışların! Dil kavgasıyla sindiremezler beni. Ne yani, dilimi kesip oturacağımı mı sandınız? Bana ne canım çakalların ulumasından? ("chacal"! Bizde de var bu sözcük, ilginç, demek