24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MEHMET AKKAYA "J~\ adyoda yaptı&ımz felsefe konuş Y\^ malanm neden kitap olarak da A. \.yaytmlıimdthtıyaantduydunuz'' însan diğcr canlılardan farklı olarak bir okur yazardır. Insan sadece yazıları, özel simgeleri değil, bütünüyle dünyayı okur ve yazar. Bıı iki etkinlık, ınsanın düşiinen ve dile getiren bir varlık ulınasında somutlaşan yapısal özellıklerınin somut sonuçları olarak görülebilir. Insan çoğun sözef olanla yetinir; ancak sözel olan şimdi ve bıırada olanla sınırlıdır. Oysa yazı değer yaratan kişinin bir değeri olarak, onun, kendisini ötcyc fırlatmasını, atmasını sağlar; şimdi ve bıırada olanı aşmasının yolıınu açar. Kişinin şimdiki zaman boyutuna sıkışıp kalmasının önüne geçer yazı. Biz insanlar, yazı yolııyla çok daha geniş oylumlu olarak diğer insanlara "uokunur"; onlara bu yolla erişiriz; birey vc kişi olarak bilinmemizi sağlarız. Ben, insanın asıl varoluşuna yazı yoluyla ıılaştı&mı düşünüyorum. Bu durumda yapılan konuşmaların, söyleşilerin yalnızca söz ortamında "bir de talıkoluş' halindekalışına ızin veremezdim; başkalarına da dokunmalıydı bu sözler; düşüncelerim başkalarıyla daha tızıın soluklu olarak paylaşılnıalıydı. O zaman da sözün yazılı ortama geçirilmesi eerekiyordu. îşte Radyoda Felsefe ki tabıyla yapılnıak istenen benim açımdan bııydu. Radyoda felsefe yapmamn anlamını »asıl açtklamak gerekıyor? Günümüz gerçekten ıletışimin birbirinden çok tarklı boyutlaıda ve ortam larda gerçekleştirildiği bir çağ olarak görünüyor. Gerçekten de öyle; radyo da oldukça etkin bir iletişim ortamı ya da aracı olduğu için, felsere adına böyle bir ortamdan yararlanmak, öneri geldiğinde bana da çekici göründü. Projenin tasarımcısı, sevgili 1 lilal Frtan'dı. Kendisiyle daha önceki yıllarda iki program yapmıştık; o programların da verdiği olıımlu enerjiyle böyle bir işe giriştik. Il kin iki haitada bir, sonra da her hafta olmak üzere toplam elli iki konuşma gerçekleştirdik. Amacım, yaşadıkfarımızla bildiklerimizi karşılaştırmak, yaşama dünyasına, günlük yaşama dünyasına, günliik yaşama "bilgi" ilc bakabilme becerisini gösterebilmek ve yüz yüze gelmediğimiz kişilerle, öznelerle insanlığı paylaşmaktı. Felsefe heniiz gazetelerde ver hulmuş değil" Prof. Dr. Betül Çotuksöken bir radyomuzda ıızun süreli bir felsefe programı gerçekleştirmişti. Radyodaki sözlerinin uçup gitmemesi için bu konuşmalarını kitap haline getirdi. Çotuksöken'le bu kitabını konuştuk. nı kaçırabilir. Ayrıca felsefenin özgürleştirici ol duğundan ve özgürleşmiş ortamlardan beslen diğine işaret edebiliriz. Henüz felsefe konusun da yeterince cesıır olunmadığı kanısındayım. Felsefe sadece felsefe tarihi olarak ahm landığında, kavranması, anlaşılması güç bir alan olarak düşünülebilir. Böyle bir kavrayışın dışında ve ötesinde felsefe bir düşünme yöntemi olarak, dünyaya bakış biçimi olarak algılandığında ancak gerçek anlamda tadına varılabilen bir etkinlik olabilir, Bu türden bir tat alış için de eliıııizde o kadar çok fırsat var ki! Yeter ki bunıın tarkına varabilelim; yaşamımızı bu bağlamda anlamlı kılabilelim! Radyoda Felse/e ile felsefeyı ünıversitc künülertndcn halk kesımlenne indinyonunuz galıha. Betül Çotuksöken ile "Radyoda Felsefe" üzerine Etkin bir iletlşlm alanı Yaptığınız değerlendirme doğru bir saptamaya dayanıyor. Çoğu kişi için an laşılmaz gibi görünenin, doğru bir dü Felic'fe radyoya gtrdi, ama herhalde te şünme biçimiyle hiç de anlaşılmaz ol levızyona ve gazeteye giremedi, ne dersi madığını göstermek gibi bir işlevi oldu niz? bu çalışmanın. Amaç, yaşadıklarımız Gerçekten de haklısınız; felsefe radüzerinde, başka bir deyişle, yaşama dünyoya daha etkin olarak girdi ve yine deyamızı oluştururken kendisinden yarar diğıniz gibi heniiz gazetede yeterince yer landığımız kavramlar üzerinde aynntılı edinmiş değil; özellikle de televizyonda olarak düşünmekti. Bu etkinliği yıllarpek az söz ediliyor felsefeden, felsefe kidan beri, üniversite kürsülerinde gertaplarından. Zaman zaman felsefeye bir çekleştiriyordum. Ancak Radyoda Feldokunup geçiyor insanlar; ancak bu tür sefe aracılığıyla, daha geniş bir topludokunuşların, birkaç kişinin tutumu, lukla bağlantı kurulmaya çalısıldı ya da ayak diremesi dışında, yüzeysel olduğuen azından bu amaçlandı. Eltette tam nu, felsefeye bir "süs" gibi bakıldığını, da bu noktada yalın nir dil kııllanımı gebu bağlamda, çekingen bir tavır taKinrekiyordu; böyle bir dil kullanımında manın sergilendiğini gözlemliyorum. teknik terimlerin sayıca azhğı da metinGörselliğin egernen olduğu ortamlarda lerin dikkate değer bir özelliği olarak telsefenin, kavramsal olanın kcndisine görülmelidir Dana önce de dediğim gi yer bulması oldukça zor cörünüyor. Ne bi, asıl amaç, her tek kişiyi, yaşadıkları zaman ki gerçek anlamıyla bir felsefeseüzerinde düşündürmek; bıiyük bir sık ver "anchor man/anchor woman' ya da lıkla kullandıkları kavramlarına titizlik başyazar, genel yayın yönetmeni olur le yaklaşmalarını sağlamaktı. görsel medyada, ancak o zaman felsefe Raayolan her kesim dinleyebılıynr de gazete ve televizyonun çokrenkli dünSiz de bu tulumunuzla herkesın felsefeyasında kendine daha iyi bir yer bulabidert anlayacag'ım ve fehefe yaPnbi/eceğ/lir. Ancak yine de söylemeden geçemeni de göstermiş oluyorsunuz de$il mı? yeceğim: felsefe bir süs, aksesuar olarak Benim esin kaynaklarımdan biri olan görülmemeli; tam da bıırada başka bir Bochcnski'nin de dediği gibi, herkesin şey daha söylemek istiyorum: zilıin açı kendisini "filozof" olarak duyumsadığı cı yönüyle, olup biteni çözümlemcyc dabir an/anlar vardır. \ larra zaman zaman, yalı inatçı ravrıyla felselt; kimilcrinin cakişilenn diışunür tavrı içine girdikleri nını sıkabilir. Çünkü felsefe, sanki inne de tanık oluruz. Bu, her insanın düsanların içini okuyor gibi olabilir zaman şünme yeteneğini yeterince etkin kıldı zaman; işte bu da birçok kişinin rahatığında gerçekten de başarabileceği bir Yaşananlar üzBPlne düfünmek şeydir. Her insan, sırasında eylemlerınin, değerlerinin, bütünüyle yaşamının anlamı üzerinde düşünür; ancak profesyonel olarak felsefe dünyasının içinde olanlar, bu türden düşünüşün hesabını çok daha ayrıntılı bir biçimde verirler. Hatta bu konularda yazılar, kitaplar kaleme alırlar; örneğin, ben özellikle Felsefi Söylem Nedir?'de, F'elsefeyi Anlamak Felsefe ile Anlamak'ta, Kavramlara Felsefe ile Bakmak'ta ve Felsefe: OzneSöylem'de bövle bir tutum içine girdim. Yaptığım etkinliğin, üstelik bu KOnularda düşünenleri kışkırtacak biçimde hesabını vermeye çalıştım. Buna, meslekten kişiler "metafelsefe" ya da "felsefenin felsefesi" diyorlar. Işte zaman zaman felsefi bir tutum içine giren biriyle, bir meslek olarak felsefe etkınliğinde bulunan insan arasındaki ayrun da burada yer alır. Herkesin kendini filozol gibi duyumsadığı anları paylaşan kişiler, felsefe uzerine felsefe yapmayı o denli önemsemezler; içselleştirdikleri yaklaşımlarla büyük ölçüde aktarıcı olmakla, düşünülmüş olanları çoğun yinelemekle yetinirler. Oysa, meslek olarak felselenin içinde olanlar, kendileriyle ve başka filozoflarla hesaplaşarak felsefe yolculuğunda ilerlerler. (lenelltkte hılımın, sanatın gerekliliVıne kolay inamlır da felsefenin gereklılığıne daha zor mantlıyor. Ne dersiniz? Felsefe bildiğiniz gibi, en eski düşünme etkinlıklerınden biri; tarihi nercdeyse yirmi beş, yimıi altı yüzyıllık bir tarih. Yapisı gereği felsefe (sözcük olarak Av rııpa dillcrinde "dişil" olan felsefe), başlangıçlaıda her şeyı kucaklayan bir etkinıik aynı zamanda. Yine hepimizin bildiği gibi, varolana doğrudan yönelik uzmanlıklar zaman içinde adetaözgürleşerek telseleden ayrılıyorlar. Sanata gelince baştan beri larklı bir yaratma alanı olarak sanat, olanca somutluğu ve tekilliği içinde, bir defalığı içinde varlığını sürdürüyor. Ancak gerek bilim, gerekse de sanat, felsefenin KOIIUSU haline getirilebilen insan varatıları olarak da felsefeye eklemlenebiliyor. Biz, bu iki tür et Insan yaratıları kinliğe felsefe açısından bakabiliyoruz; hatta bakmamız gerekiyor. Ancak böyle bir gerekliliği herkesin eksiksiz bir biçimde kavraması beklenemcz. Gerçek anlamda yaratıcı olanların, yaratıları ve yaratma eylemi üzerinde düşündüklerine tanık oluyoruz. Ancak gerçek anlam da yaratıcı ustalar kendilerini felsefece düşünmenin dayanılmaz çekiciliğıne kaptırabiliyorlar. Tam da bu noktada be nim Collingwood'dan çok severek alıntıladığım bir düşünce var. Filozol, uğraştığı alanın lelseli temelleıini dikkate almayan, böyle bir açılım sağlamayan birinin, alanının ustası olanıayacağını ileri sürüyor. Gerçekten Collingwood, hiç de haksız değil; çünkü felsefi açılımlar olmadığı takdirde yapılanların yaratıcılıkla dokunması, örgülenmesi ofanaksız gibi görünüyor. Felsefenin insana sağlayacağı antropolojik, ontolojik ve epistemo lojik açılımlar, düşüneni, yaratan özneyi özgürleştiriyor; yaratma etkinliğini kanatlandırıyor. Düşünmeyt de eylem olarak dcğerlendiriyorsunuz. Vakat insanlar eylemi baskalartndan heklemeye daha yatkın gıbı, neden? Düşünme gerçekten de bir eylem ve görünür her tiirlü eylemin de temeli durumunda düşünme. İnsan imgelerin de kendisine eşlik ettiği bir süreç içinde dü şünmesini şekillendiriyor. Ayrıca, gerçeklik planında eylem olarak kinıse kim senin yerine düşünemez; kimse kimsenin yerine yemek yiyemediği, gezemediği, oy kullanamadığı gibi. Ancak görünürde, durum yine de böyle değil. Çünkü biri leri bir şeyleri düşünüyor; siz de bu duşünceleri kendi malınızmış gibi benim siyorsunuz; içselleştiriyorsunuz. Fark sanırım burada; insanlar yctke boşluğuna dayanamayan varlıklar bir bakıma. Kuşkusuzkimileri kendini yetkili kılıyor; ki milerinin de cok kolayına geliyor başkalarını yetkili lulmak. Asıl lark edilmesi gercken nokta bu. Bu bağlamdaki başkaldırıyı en iyi biçimde gerçeklejjlirenler aydınlanmanın ustalarıdır diyebilıriz. Ancak verilen kararlarda, yapılan seçimlerde ya da değerlendirmelerde onaylaCUMHURİYET KİTAP SAYI 676 SAYFA 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle