Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 K U R L A RA Prof Henrı Godard 'Gecenın Sonuna Yolculuk'un Turkçe Çe vınsının başına yazdığı yazıda şunları söyler "Savaş, toplunı yaşamınaakı kotuluklerın en büyuğu olarak çıkar karşımıza Onun neden olduğu ve 'Gecenın Sonuna Yolculuk'un başında sergılenen bırbınnden korkunç ve dayanılmaz ölümler, savaşın mahkum edılmesının en emın yoludur Romanın gen kalanında ortaya çtkan aynı kotuluğun daha ufak çaplı orneklerının değerlendırılmesının temelım de sırasıyla bu görüntüler oluştura caktır Ama bu aşırıya kaçmış dehşetın dısınaa ele alındığında bıle, ölüm her ne olursa olsun hepımızın yazgısıdır Bu düsünceyı hep aklımızaan çıkarmaya, ya da en azından olası en büyuk wyutlama ıçınde hapsetmeye çalışırız Oysa hep bu duşunceyle yatıp kaîkan Celıne, onu ınadına en somut gerçekhğı ıçınde bıze anımsatmayı ustlenır 'Gecenın Sonuna Yolculuk'ta, ılk bolumlerden sonra bıle can çekışme sahnelerı hıç eksık olmaz Ölumü ımgeleme alışkanlıg'ına sahıp olmayan okurlar bıle, onu ıster ıstemez kafalannda canlandırmak zorunda kalırlar ( ) Bırakınız sonrakı romanlannı, 'Gecenın Sonuna Yolculuk'ta bıle, Celıne'ı okumak rahat bır ış değıldır Çelışkılı heyecanlarla orülmüştür bu okuma sürecı ' evet zorlu bır yazarla karşı karşıyasınız bu hafta Bolkıtaplı gunler TURHAN GÜNAY Insan bilincini kusatan kavramlar KAYA ÖZSEZGİN Tarihsellik açısından büyü, bilim, din ve akılcılık S rı Lankalı bır antronolog olan Stanleyje yaraja Iambıah'ın, ltonunun uzmanı Ba tılı bırmeslcktasjnın (I eunsHenry Mor gan) anısına, Rochester Unıveısıtesı'nde bır dı/ı konfeidiıs veımek uzere davct cdıldığın dc, Batı duş,uncesındekı buyu bılım ve dın kavramlarına ılts,km duşuncclcnnı "Antropo lujının duşunscl mırası" altbaşjığı altında rop larken, Morgan'ın "Insan soyu tarıhı kaynak ta, deneyımde ve ılerlemede bırdır" ükesmden yola çıkarak, bılımsel kokenlı olsun ya (.U ol nijsın, uygarlığa doğıu ılerleme yolu uzcnndc butun denevımlerımn gozlem altına çekıl mcsı gerektığı yolundakı onensı, gunumuzde yapısalu duş,unceyı benımsemıs, olanların da paylastıklangıbı,ılgınç bırsaptamadıraynıza manda Morgan, Vıctorıa donemınde yas,dmış, bu dusunurdu Asyalı bır dııs,unıının, ıçın den geldığı toplumsal ınamşjann yoğun orta mından edındığı canlı ızlenımlcrle, hıı Batılı duşunurun goruşlennı temel alan bır yol u/e rınde, antropoloıının kaımaş,ık yapılanma dunyasına, farklı bır bakış açılarının ışığında yonelmesı, bılımle dın ve Diıyu gıbı ınanç n tuellerıne ılış,kın mukayesclerde bulunması, aynı ntullenn soyundan gelen bizler ıçın de ay dınlatıcıdıı Malınowskı tarafından 1925'teyayımlanan unlu makaleden ("Magıc Scıenceand Relıgı on") yola çıkıyor ya/ar Buyu, bılım vc dın gı bı uç alan, o tarıhten bu yana sınırların belır lcnmesı farklılaşma ve çakı^malaı m ortava se ıılmesınde, uzmanlar arasında sjddctlı tartış malara konıı olmuşru Kıalit,e Vıaorıa done mının soıılarında yas.ayan Sır Ldvvard fylor vc Sır Jamcs rrazer ılc başlayıp F mıle Durkhe ım, MaiLel Mauss ıle devam cden ve mhavet Lucıen Levy Bruhl ve Maurıce Leenhardt ıle sonuçsal bır aşama yaşayan bu taı tıs,malaı, bı lındığı gıbı çağdas, antropolo)inın dc ana so runsallarından bırı olarak bugun bıle gun demdekı yerını koıumaktaılıt lambıalı ın bu konudakı soruları, ıkı dog lultu uzerındebıcımlenıyor Fğerevrensel nı telıklerı varsa, kulturel farklılıgı nasıl aı,ıkla yabılııı/'' Zılınıyetler larklıysa, bu farklar, bı/ "modernler" vc "ılkel" olanlar arasında kesın, nıtelıksel ve sureksı/ mıydı, yoksa butun top lumlar, temtlı sadett ınsanoğlunun ruhsal bır lığı olan tek bır gelışımsel suıeklılık ıunde farklı konumlaıa mı sahıptılerr' Tambıan, kı labın metınlcnnı ıçeren konferanslaıının ıl kınde, Baü'nın du^unsel, epıstenıolo|ik ve hat ta ontolo]ik mırası ıçın açıklayıtı olacak bazı tanhsel zemınlersunmaktadıı nı/e Amau bu dur 1870'lerden 1980'lere u/anan bu antro polojık tartı^manın "enyııksekdeğen'nın,an cak onu yıne yıkıcı toplumsal polıtık ve eko nomık gehijmelerden etkılenen Batı'nın dıı sıınsel akımına yerleştıııldıöındeeldeedılebı leceğı kanısındadır Roma donemınde dın (relıgıo) çıft anlamlıydı Kışının borçlıı oldtıgu bır dı$ gucun varlıgı ve kısının kendını o gu ce adama hıssı (îenel bır kavram olarak dın, guntımu/de de bu (,ıît anlamlılıgı i(,ernıekte dıı ürtaçag'da ısc Azız Augustınus, Hırıstı yanlıöın tek doğrıı dın olduğu ıddıasını daha ıleıı duzeylere ta^ıdığına, Janıı ylakı^ısel ılıv kıyı vurgulamıs oluyordu Ortaçağ'da onem lı olan sozcuk dın degıl ınanç'tı Yenı ınaın, kultleıuıınoıtayaijikmasıvlaberaber, 17 yu/ yılın sonuna doğnı ıse dın artık du^unceler ve ınançlar sıstcmı olarak, bıı ogrctıye donu^ muij oluyordu lylor, dını bu ncdcnlc 'ruh sal varlıklara olan ınanç ' bıçıınınde tanınılar ken, bu noktadan yola çıkıyordu Ama Tan rı'yla ılgılı ınançlar bağlamında bakıldıgında, lann'yld ılgılı ınançlaı, butun msanlarda or taktır Daha aşağı ve daha yuce bıçımmde ya pılan değerlendırmeleı ınsanlaıdakı bu ortak ozellığı golgelenıez gen< de lambıah'a gore, Batı'nın ijimdıkı "buyu" zıhnıyetını tam olarak kavramak ıstıyorsak, Çift anlamblık KtTAP Imtiyaz sahibi: Çağ Pazarlama Gazete Dergi Kitap Basım ve YayınAŞyı temsilen Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk vayın Danışmanı Turhan Cünay Sorumlu Mudur MehmetSucu Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı o Baskı Sabah Yayıncılık A$ oldare Merkezi: Turkocağı Cad. No 3941 Cağaloğlu. 34 334 IstanbuiTei (212) 512 05 05 Reklam PubliMedıa CUMHURİYET KİTAP yor TVlor'a gore, batıl ıkı mııasa dıkkat etmek Stanley T.Tambiah, Batı'nın ınançlaıa dayanıyordu gtrekecektır Bunların şimdiki "büyü" zihniyetini tam buyuler, o nedenle de ılkı Isıaıl'ın eıken do bunlann uygulanması olarak kavramak için, iki nem dınınden, dı^erı de nı, "vanlış fıkırlılıöe ve genellıklesistem.ıtık "bı mirasa dikkat etmek tııtuculuğa' b.ığlıyor lım'ın kaynağı olmakla gerektiğini söylüyor. du Avrupa nın "karan onurlandırılan ve temel lık çagVnda "cadı çıl fıkırlerının, ıleıde Rone gınlığı" olarak tanımlanan buyuye sans sonıasırıda Avrupa duşunce uışkın davranı^laı, her s,eye karijin, sını etkıledığı ılerı surulen 1 skı Yu Ronesans'ın kulturlu papaları, Pro nan'dan tuıemı^tır Israıl'ın tek testan reformculaı ı ve karçı relornı egemen tanrısı, evrcnı ex nıhılo" hareketının azı/lerı tarafından des (hıçten yoktan) yaratnıı^tı Her teldenebılıyordu lylor'un dın an şey, yaıadanın ısteğınt gore du/en layı^ı, ınancı rıtın oneesıne koyar lenmı^tı C) nedenle kutsal kıtap, ve onun asıl temelını "bırey psıko buvuyc. (lanıı'ya mudahale etmc lo)isı"nde gorur Ama Robeıtson amacı tai;iyan edım) tezası olum Smıth'e bakılırba, nt, ınancı once olan bır yasak koyaı Paganların lcr totemızmde, o nedenle cle tote kozmolo]isı ıse, Yahudılerınkın mi/m, dın kavramının oratya çıktıden farklıdır Iannlardan dahaon ğını gostcren ılk i^arettır Ilk ruhçu ce ya da onlarla ko^ut olarak var tasanlarda, ruh (tın) oğretısi vaıdı olan, hatta onlardan bafiımsı/ olan lylor, duı ve bılımı dolaysız bıcımde kar^ılaş onceden vaı olmu^ bır âJemın ya da maddenın tırsa da, buyu ve dını, doğrııdan katşılaştır varlığını kabul eder Bu âlemın varlığı, buyu maz Ama dının eskı biçinıı olan ı uhçuluğun, olarak adlandınlan torensel edımııı ıijlemesıne buyuvle bırlıkte var olduğu gerçcğınden u?ak olanak tanır, hatta bunlaıı te^vık eder durmaz gcne de Gene Fylor'a gore kâhınlık Büyü kavram ve buyuculuk gıbı dının alt duzeydekı bıçım Bu noktadan hareketle, buyu kavramının ta lerı, ruhlar ve tanrılarla ılgılenmenın bır yolu nımını i;oyle yapıyor I'ambıah O7devınımsel dur l§te bundan dolayıdır kı, buyusel yon olarakctkılıolduğıınaınanılan tanıılaıınetkjn temler "sahte bılımler" sınıfına gırmektedır lık alanının dı^ında va da onlaıdan bdgımsız Buyu ve bılım arasındakı ben/erlığı ve faık olan guçler ve nesnelerle ugraşan torensel edım lılığı, başka bır acidan ıncelemıij olan hrazer Bılımın tanımına gelınce, onu | G Growtheı, ıse buyuyu bılımın oncusu olmasına karşın, 1940'laı da ijoyle yapmıijtı însanın çevre koşulonun gayrımeşm kardeşı olarak goıuvoıdu larına tgemen olmasını sağlavan hareket sıste "Doğanın tekbıcimlılığınr one suren buyu mı Am.ıunddiı dalıaonce, Charles Sınger, "Etkavramı, modern bılımle benzerlık gosteııı kın bıı bılgı uretımı" olarak tanımlamıştı bılı Bıına gore dunyanın bılımsel ve buyusel kavmı Bılımsel devı ımlePıotestaıı reiornıu arasın ıanı^ları arasında ben/erlıkler vardır 1 vrım da sıkı bır ılıskı var Parklı yontemlerıyle ve şemasında ve ınsanlık tarıhınde buyu, dınden meslekı orgutfenmesıyle, ne vaptığını bılen bır daha yaşlıdır brazer'e gore taş devnne denk etkınlık olarak bılım 17 vuzyılda, ozellıklc duşer 1645 dolaylarında, Rovaf Sonery of Lon "Kutsal alan" don'ın kurulmasıvla hak ettığı vere ula^acak Wıttgensteın'ın bu konuda yorumuna d.\ tıı Cjene de Pıotestan ılahıyatının ko/molojık değınıyor yazar Buyu, ancak bılımsel olaıak ılkelerı ve modern bılımın yenı kuramları aıa yorumlanciığında "yanlüj" olan saptanabılır sında bıı uyıım bulundu^u kujjku goturmez ya Wıttgenstcın burada dıkkatımızı, ınsanların zara gore Ozellıkle Ptolemaıos'un dunya mer toplumsal ve tanhsel vaı lıklar olarak, kolektıf kezlı tasansindan Lopeınıcub ve Kepler'ın uu temsıllerınde benzer oldukları gerçeğıne çe ne$ meı kezlı (,er(,evesıne geı,!!} goz onune alın ker Pızık ve matematık dallarında doktora dığında, bu uyum belırgınleşır Bu ıı/laşma, bır yapmış olan Malınovvskı bılımsel çalı^malar buuık yu/vıl kadar surmuijtur Bu durunı, dın yapmasını engelleyen bır hastalığı sırasında ıle bılımın lıem ayrıldığı hcm de bırleştığı yol Fra/er'ın "Altın DaF'ını okumus ve antıopo hakkındakı buyıık bırepıstemolojık veontolo lojıye yoneLııiijtı Arna o, bılımı nuyudtn \e)ik u/Ia^mayı teniMİ eder aynı zamanda 19 yu/sın bıcımde avırmıştı Buyu dınle beıaber yılın sonlarında Danvın ın evrım kuramıyla, "kutsal alan"a aıt olabıludı Ln ılkel ınsan bu dunvanın ona değı^mez bır seyır veren, kesın arada Irobnandldar bıle, kendılerınegore bi ve degüjtırılemez yasalar tarafından yonetıldıfiı lımselbırgoruş tdşırlaı Malınovvskı nın temel bıçimındckı dayanak noktasını yok etmesıyle ıddıalarından bııı, buyunun psıkolo)ik vesos sond erer bu uzlaijina Keıtlı rhomas'a bakar yolojık ı^levlcr ıçerdığıne ılışkındı Ona gore sanız, 17 yuzyılın sonlarında, buyu ve bılım buyu, ılkel ınsan bılgısının ve ussal teknığının arasındakı ortaklık soz konusu değıldır artık yetersizlığını kabul etmek 7orunda kaldığın /aman ıunde astronomının astrolo)iden kop da sahneyeçıkmaktadır Ba^ka bır ıladeyle DU ması da bunu gostermektedır 18 yuzyılagel yu, teknoloıjnın bıttığı yerde baijlar Bılım ve dığımızde aydınlanmau usculuk, bu egılımı dateknolojı dılı karşısında, bııgun tanık olduğu ha da ottye taşır ve entelektuel bır dın kavıa mıi7, buyu ve ınanç dılıdır Orneğın Helena mı oneı ılıı Max Weber'ın de belırttığı gıbı, ka Rubınsteın ve Elı/abeth Arden'ın sunduğu pıtalıst ekonomık ahlak, laık bır yonelım dahı "gu7ellık buyıısu", bu ıkıncisıne tanıklık et lınde dınden koparılmı^ ve "gelenekselleştırıl mektedır Demek kı buyu, gunumu/dc, o/el mı^, rutınlc^tırılmı^tır " lıkle de rcklamcılıkta pragmatık bıcımde et Ocuncu konferans metnınde lambıah, Sır kılı olabılmektedır Burke nın buvuyu, "kotu hdward lylor ıle Bronııslaw Malınowskı ara bılım" olarak gormekten va/geçıp, onu "retosındakı kar^ıtlığın derınlıklerıne ıner ve buyu rıksel sanat" olarak gormesı bundandıı Gu nıın "sahte bılım ' mı yoksa "anlamlı bıı etkın numuzde "akılcılık" bıle gorccelıdır, gcnel bıı lık" mı olduğu yolundakı tartı^malaıa değınır relseh bağlam ıçınde yurur ve kendı bağla Ivlor, buyunun ınsanın genel bır duşunsel eğı mından kopatılamaz lımıne, du!;unı.eleı çagrı^ımı" ılkcsınc dayan dığını one surmıiijtu Cıiınumuzdc, ozellıkle Sonuçta Levy Bruhl'un goruşunde karar Evans Prıtchard veLevı Strauss gıbı ardılları kılmış gorunmektedır lambıah 1 ntellektuel nın, kendıleıını yanıtlamaya zorunlu hısscttık du/evı ne olursa olsun, butun ınsan zıhınlennlcrı "oncelıklı bılmeteler" halıne gelen buyu dc, koklerı sokultıp atılamayacak kadar sağ hakkındaele^tırelsoıularsormu^tu lylor "Ka lam bır ılkel /ıhnıyet varlığını surdurmcktenıtlaı ona kaı^ı olsa da", neden buyude ısrar dır Bu zıhnıyetın gelecekte de yok olması pek cdılmektedır'' Sık sık 'hata" verdıklerı halde olanaklı gozukmııyorB bu konuda neden uygulamaya devam edılmektcdırr" Buyu, Bilim, Din ve Akılcılığın Kapsamı, \jeyaraja lambıah, Dusl Kıtabcvı, (ın^ılızKıtabın bundan sonakı bolumu, bu sorular Lcden Çevıren U/uk(an Akın), 2()()2,Ankara cevresınde aranan yanıtlara genış bır yer ayırı SAYFA 3 SAYI 676