Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tahır, Adnan Saygun, Cevat Şakır ve Abdı Ipekçı konu edılıyor Anıların zen gınlığı, anlatılan kışının etrafında olu şan nalkanın genışlığı ve guçluluğuyle boyut kazanıyor Orneğın Saıt Faık anlatılırken Saba hattın Batur, Sabahattın Kudret, Bedrı Rahmı, Melıh Cevdet, Oktay Rıfat, Or han Velı, Faıık Buğra ve Haldun Taner orneğı ısımlerın yaşam akışlanna ve ılış kılerıne de yer verılıyor Boyle olunca Sadun Ianju nun dedığı gıbı "onların bana anlattıkları benım onlarla ılgılı araştırmalarım sonunda boyle bır anma torenıne" donuşur (s 9) "Eskı Dostlar" 194O'lı ydlardan gunu muze uzatılacak donemın bır tanhçesı anlamına da gelıyor, Ikıncı Dunya Sava sı'nın bıtırrn, Tek Partı yonetımı, Saba nattın Alı'ntn olduruluşu, Tan gazetesı nın yakılışı ve Nâzım Hıkmet'ın kaçırı lışı bır fılm şerıdı gıbı akıp gıdıyor Bu akış ıçınde Istanbul, Rum balıkçılar, Er menı garsonlar, Bulgar sutçuler, Zıba'lı orospular, Kurt hamallar, bıçkın kam yon şoforlerı, Suryanı sarraflar, Arnavut bahçıvanlar, Levanten tezgahtarlar, Çer kez nalayıklar, Yahudı, Macar, Polonez, Arap ve Acem'ıyle bır mozaık olarak yansır Donemınde Istanbul'dakı sağcıların da solcııların da haksız yere farklı boyut larda değerlendırdıklerı Saıt Faık Istan bul'da yaşamanın ortak bır guzellık ve sevınç olduğunu fark eden ve o doğrul tuda yaşayan bır ınsandır Onu elıştıren lere gelınce, onlara her donemde, hatta gunumuzde de rastlamak mumkun "Bunların bır kısmı ımparatorluk has retlısı, bır kısmı dd Batı medenıyetı ha varısıdırler Geçmışe sahıp çıkan da, geçmışe sunger çekmek ısteyen de ken dı duşunce ve duygusunun tek gerçek olduğu ıddıasındadır Saıt, bu herıflerın nasıJ boyle hoşgorusuz, ınatçı, katı ın sanlar halıne gelebıldıklerını bır turlu anlavama/ Bunlarda her şeyden onee tarıh bılıncının bulunmadığı sonucuna varır Bunlaı kendı ulusal vc toplumsal ruh larının var oluş hıkâyesını bıle bılmıyor lardır Bu Anadolu toprağına bınlerle on bınlerle gelıp buradakı yuz bınler ve mılyonlarla uzlaşmasını, kaynaşmasını bılen, Anadolu sente/ını yapan bır top lumdan boyle fılızlet çıksın doğrusu hayrettır Bunlar bır butunu bolmeye dılım doğramaya ne kadar da heveslı dırler"(s45) Sadun Fanju, ısımlerını sıkça duydu ğumuz fakat çevrelerıyle olan ılışkılerı nı pek ıyı bılmedığımız kımı aydınları yakından tanıtıyoı bıze Ulkemızın bu seçkın ınsanlaı ı sevılerı, kırgınlıkları, pa rasızlıklan vebııbırlerıneseslenışbıçim leııyle bı/den pek larklı değıller kuşku suz Ama unutmamak gerekır kı bu ın sanlar ıcınde bulundukları yokluğuna ve voksunluğuna karşın duşuncenın, sana tın ve ozguıluğun ufuklarını açarak av dınlık I urkıve nın oluşmasına katkı sag lamışlardır Bu sovlu oykulen venı kuşaklara ay rıntıları ve gerçek bovutları ıle anlatan, aktaran Sadun Ianju ya teşekkur etme lıyız • Eski Dostlar/ Sadun Ian/u/Turkıye lş Bankau Kultur Yayınlan/ 238 s anımsamıyorum Betty oylesıne sahıcı bır kadın olarak yaşamımda yer ettı kı ro mandan sonra, bır yerelere baktığımda, bır olay ya da durum karşısında Betty olsa ne yapardı dıye dıışıınmeye başladı ğımı hıtk ettım zaman ıcınde "Eşiktekiler" Betty'nın olumunden beş yıl sonrasını anlatan bır roman Bet ty'nın sevgılısı olan yazar, artık çok un ludur, romanlan yuz bınlerce basıma ulaşmıştır, ama yureğının ve beynının en derın yerlerınde Betty'nin eksıklığını hıs setmektedır GunJuk yaşamın kendısını bağımlı kıl masına ızın vermeyen ama gunluk rıtu ellerden de kurtulmaya çalışmayan ya zar, (hem Phılıppe Dıjan hem de roma nın başkahramanı olan yazar) hırstan, kıskançlıktan, nefretten u/ak bır duygu dunyasında ınsan olmanın onuru ve mutluluğu ıle yaşayıp gıtmektedır Her ınsan kadar mutlu ya da mutsuzdur, bır erkek olarak Betty den sonra uzun yıl lar hayatına kımse gırmemışse de âşık olmak ıstemektedır Yemek yer, uyur, ıç kı ıçer, yazı yazar, bahçeyle uğraşır, dost larıyla sohbet eder vs Bu adamı roman kahramanı yapan, onu sıradan ınsanlardan ayıran ozellığı nedır^ Bu sorunun vanıtı Phılıppe Dı ıan'ın yazar olarak yarattığı kahraman lardakı sahıcılıkte gızlı Dııan, sıradan gıbı gorunen kışı ve durumları oylesıne sahıcı bır kurguyla romanın bır parçası halıne getırıyor kı "Eşıkteloler"ı okur ken, romandakı kışılerın evınızın yan odasında sohbet ettığını duşunmeye baş lıyorsunuz Kahramanımız olan yazarın ev arka daşı çok unlu bır şaırdır Yaşadıkları ver de, Amerıka'nın en çok okunan bır baş ka yazarı daha yaşamaktadır Bu vesıley leedebıyat dunyasının gerçek gıbı goru nen yapay ve samımıyetsız bır dunyanın ortasında kalan sanatçılarının sahte ılış kılerı yavın dunyasında olup bıtenler, gunluk yaşamın bırer parçası olarak oku yucuya aktarılıverır Bır eleştırmenın eserı defiıl de kışılerın yaşamlarını nasıl dıdıkledığı edebıyat dunyasında kımlık lerın nasıl oluştuğu, var olma muca delesınde sanatçıların kendılerınden ne ler verdıklerı, ıncecık bır alayla deyım yerındeyse ' cuk" oturuverır romanın sayfalarına Dığer yandan, bır yazarın y venını, yaşamın ve yaşamdakı ızduşum lerının yazar dunyasındakı etkılerını va şayarak ve yaşatarak anlatır "Lşıktekı ler" Yazarken samımı olıınması yaşam la vazmak arasındakı ınce sınır romanın tumune vayılmış bır manıiesto ' olarak ulaştırılır okııra Unlu şau Henrı, bır genç kız babası dıı kızının annesını yıllar onte terk et mıştırvekızı Cilona.hu teıkedışın ocu nıı almak ıçın babasını ve yazarı zor du rumlara duşuıur Bunlar ovlesıne /or du rumlardır kı kahramanlarımı/ neıedev se çozumsuz kalırlar Romanın sonuna doğru Henrı ıle kızının ılışkısınde değı şıklıkler olsa da yaşanan durumların ger gınlığı surer gıder Yazarımız, Betty'nin olumunden sonra bırçok sıkıntıyı ve problemı aşmış, yaşamını duzenlenmış gıbı gorunse de rununun derınlıklen "yarah' bır adam dır Hassastır kolav ıncınır, kuskundur, ofkelıdır, tum bunlan bellı etmek ısteme se de ıçkıyı tazla kaçirdığı zamanlarda dı lınden dokulen cumleler, kendısını ele verır "Gerçekten elımde değıl, alkol benı duygusal yapıyor Zaten ben en çok goz yaşımı elımdekadeh varken dokmuşum dur, kendıme ağlamışımdır, her şeye ağ lamışımdır, bu oldukça matrak bır şey Bu ?avıflığa karşı sık sık savaşmava ça lıştım ama bugun yıne aynı noktadayım Yetkınlığe ulaşmadan olmek ıstemem, ama bu çok buyuk ış, uzun bır zaman ve Betty'nin ölümünden sonra çaba gerektırıyor " Mutluluğun var olmadığını, cennetın var olmadığını, kazanılacak ya da kaybe dılecek hıçbır şey olmadığını ve hıçbır şeyın ozunun değıştırılemeyeceğını anla dıktan sonra, yaşam, bır savaş alanı ol maktan çikmıştu kahramanlarımız ıçın, onlar her gunu, son gun olarak yaşarlar ve bır vandan da yenı doğacak gun ıçın dırı olmaya ve yarından da keyıf almaya çalışırlar Fransız bır yazarın kalemınden çıktı ğına ınanılamayacak kadar kaba sozlere yer verılse de romanın tumunde ınsan ların sahıulıklerınden çıkıp gelen, anla tımı yalınlaştıran ve bu yalınlık ıçınde de derınhklere ulaştıran bır dıl kullanılmış Romandakı pek çok tumle şıırde karşı mıza çıkan "sehl ı mumtenı" sanatına (Çok kolay yazılmış gıbı gorunen ama benzerı yapılmak ıstendığınde guçluğu anlaşılan manzum sozler) ornek goste rılebılecek nıtelıktedır Romanın sonuna geldığımde fark et tım kı, yazar bunca lcarışık ruh halının bırleşımınden oluşan bır yaşamda, arınmaya gıden yolu yaşıyor ve okuyucuya doğrudan olmasa bıle bu yolun ana hat larını gosterıyor • Ciddl Hayal UMUTÇETİN Ş Yazma serüvenl Şıırle tanışmak baştan zorluklar getırır tanışana Dığer yazın alanla rından farklı olarak okuduğunuzu duz olarak anlamak/anlamlandır mak yetmez çoğu kere şııre çunku He le hele şıır yazıyorsanız ışınız daha da zorlaşır En başta "yazıyorsun da ne olu yor''", "kaç para verıyorlar yazdıkları na 5 ", "madem para etmıyor neden uğ raşıp duruyorsun^", "bu kadar sıkıntı çekmene değıyor mu ? " gıbı sorular kar şısında dımdık ve dırençlı durabılmenız gerekır başladım demek ıçın Şııre ozgu sorunlarla uğraşmanız yetmezmış gıbı (bunu baştan kabullenmışsınızdır zaten) bu tur dış sorular ve sorunlar daha da guç kılar ışınızı Emel Guz, kıtabına "anneye dantel den babaya şurden vardık" dızesıylebaş lıyor Ln başta bunu açıklayarak hem rahatlıyor hem de belkı yukarıda kısaca değınılen ve genç bır şaırı zora sokabı lecek sorulardan arındırılmışlığını bd dırıyor bıze Bu noktada ışı daha kolay laşıyor ama butunuyle basıtleşmıyor ta bıı Ama bız en azından şıır dışı soru ve sorunlarla fazlaca uğraşmadan asil me selesıne, asıl sorununa ve dıyeceğıne ge lebılmış olmasını onemsıyoruz "farkın da degılsınız/ bu evden her gece ıkı yap rak duşuyor/ doğaçlama geçıyor hayat gıtar teilerınden/ uşuyen yakasında var lığımı/ın/ anne dantel/ baba şıır/ bu ev de her gece/ bır havret ıkı tehır" (s 11, ruzgâr gulu) Artık nereden başladığını değıl nereye gıttığını ve gıdebıleceğı yo lun nıtehklerını tartışmamız gerekıyor Her kıtap dolaşıma çıktığı anda aşar yazanını çunku Emel Cîuz'un ılk kıtabı olan Cıddı Ha yal, ıkı bolumden oluşuyor Bırıncı bo ıum "Nerede beyaz bır kedı gorsem sı vaha boyamak gelıyor ıçımden", ıkıncı bolumse "rock arajmanları" Bırıncı bo lumde kendı yaşamından yola çıkarak (bunu onceleyerek), fakat kesınlıkleorada takılı kalmayarak, bıraz karamsar, bı raz duşçu, bıraz kaygılı ama asla umut suz olmayan yolculuklara çıkıyor ve oku vueııyu da o volculuğa katıyor şıırlerıy le Guz Ikıncı bofum ıse tamamen duzyazı şıırlerden oluşuyor Bırıncı tekıl kışı ağzından yazüı şııre gırıp, şaırın da vet ettığı yolculuğa katıldığınızda, aslın da o soyleyen/eyleyen kışının sız veya geruş anlamıyla bız olduğunu kavrıyor sunuz Gencecık bır şaırın, derın yaşa ma gırışıne eşlık etmekle kalmayıp hat ta sız suruyorsunuz yolculuk aracını Or nek mı "gormedığı bırının hayalını na sıl kurar ınsan/dılencı gunun sonunu na sıl getırır/nereye saklanır guvercınler yağmur yağınca/ışte gelıyorum/canımda sır ve yarı ıstırıdye/ kotu bır oğretmen dır ama/ herkesçe sevılır hayat" (s 23 cıddı hayal) Değenn, yıne ınsanların bır zamanlar kendı ellerıyle ıcat ettığı paraya getırılıp dayanması, teknolojık gelışmelerın çıl gınlaştırdığı ınsanların dokunmayı unut ması ve dığerlerını de bu yolda koşulla ması, ıletışım ağının genışlemesıvle ken dı odalarımıza ve ekranlarımıza kapana rak hemen her şeye yabanctlaşmamız gı bı bır suru neden ve sonuçla açıklanabı lecek, en azından ozetlenebılecek gunu muz yaşamında çoğu genç şaır gıbı Guz de mutlu değıl Mutlu değıl ve kendın de genışleyen bır yalnızüğı ararken yer yer "otekı" olarak durduğu yerde, alt kımlıklennı one alarak, ayrıntıyla besle nerek şıırlennde "otekrhğını çoğaltıyor "Şurı delı raporu dıye bılırım" (delı ra poru, s 7) dıyerek başlıyor kendıne, yal nızlığına, mutsuzluğuna, duvarlarına, oteküığıneşıırden gıden yola "ızımeya kın dur golgeme uzak/ geldı zamanı ye nı bır kalp edınmenın/ ya fırlatıp atma lı bedenlerımızı/ ya da toprağını değış tırmelı gunlerımızın" (s 35, kuş vahası) Gunumuzun bunaltan gerçeklığını şıır yapıp karşımıza çıkarışında, ıçıne aldığı nı mutsuz edecek bır "gel" davetı yok Sadece belırlıyor bu durumu ve belkı duşlerımızı tırnaklayarak yenı dokunuş lar çıkarmamız ıçın gunlerden, dıllendı rıyor zamana bağını ve bunalmış anları nı Ikıncı bolumdekı bııtun şurlerın adı ortak "olumden sonra" Sadece her şı ıır ıçın bır numara vertlmış Burada şıır ısımlerınden anlaşılan sırf olum ve yok oluşa atdan adım değıl Zaten gencecık bır şaırın yok edici bır olumle ne ışı ola 1 bılır Bunu şurlerın sızı goturduğu yer den çıkarabılıyorsunuz Zaten olumun sonu demekle de sonranın da burada, yaşadığımız yerde olduğunu, sonla sure gıdenın bıtmedığını baştan duyumsatı yorsıze Bu.evetolumgıbıdırzamanım da yaşamak ve sıkan, boğan, edılgın kı lan, bu yolla da oldukça mutsuz edıcı dır ama sonrasını duşlemek ve duşu ko nuşmakla da belkı kurabdırız yenı şey ler demenın Emel'cesı Rock'ı yaratma yıp aranje etmesı de bundan belkı "ah henım kırık tellı bekleyışım sende ken dıme rastladığım gunden ben ınce bılek lerını banda)lıyorum olmedık yerıne ge cenın Oluryabırgun ohep ınandığım tılsım kendını go/lerıne benzetır (s 71 6 olumun sonu) "ah sen ıkı vaka sını bır araya getıremedığım avuntum sen ne çabuk kabuk bağlıyorsun Oysa son nefesını hep sonrakı kente saklayan goçebenın ver Jığı hasret tarıfı henu/ de nenmedı Ne sen büebıldın ne de ben akıl edebıldım denızı gozlerımıze sılk meyı" (s 74,7 olumun sonu) Şaır bu kıtabiyla (dosya halındeyken kuşkusu?), Arkadaş Z Özger Şur Ödu lu'nde, 1999yılındaJurıOzelOdulude almış Genç şaırlerın kıtapsızlıktan kur tuluşu ıçın odullerın ayrı bır onemı var ve bu kıtap da bunu bıze kanıtlıyor Yok sa odullerde şaırler bırbırlerıyle yanşıyor falan değıller varlarına, sınırlarına, duşlerıne ve sıkın tılarına bızı çağıran genç bır şaırın ılk kı tabı olarak, okunmayı ve yolculuğa çağ rıya katılımı hak edıyor Cıddı Hayal Imgesel ve derın bır yolculuk ıçın cıddı cıddı hayal kurmaya var mısınız''" Ciddi Hayal/ Emel Guz/Mayıs Yayınlan/Eylul 2000 SAYFA 17 "ttümden sonra" umııtlu yolculuklar Eşiktekiler SEVENGUL SONMEZ Yaşamına şurden bakmayı seçmı%, du B ettv Blue'nun ınsanın ıçını acıtan vaşamını, sevdığı adam ıçın verdı ğı mucadelevı ve ınsanın kanını donduran olumunu aklınızdan çıkara bıldınız mı ? Kaç yıl geçtı aradan kıtabı okuyalı > Ben ne zaman okuduğumu SAYI 653 CUMHURİYET KİTAP