Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 KURL A R A Edebiyatıtmzın son yıllaraa adından en çok söz ettiren yazarlarından biri de ElifŞafak. Tasavvufî elkiler taşıyan romanlarıyla tanıdık onu. Çok şey yazıldı yapüîan üzerine. Biz son romanı baglamında tanıtmaya çahştık ElifŞafak'ı sizlere. Şafak 1971 yılında doUu. ODTÜ Uluslararası llişkiler Bölümü'nü bitirdi, yüksek lisanstnt aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Bölümü'nde yaptt. "Bektaşive Mevlevi Düşüncesinde KadınsılıkDöngüsellik" konulu master tezi Sosyal Bilitnler Derneği'nce ödüllendirildi. 1994 yılında yayımlanan ilk kitabı bir öyküler toplamıydı ve "Kem Gözlere Anadolu" adını taşıyordu. ilk romanı "Pinhan" ise 1997'de yayımlandı. Bunu 1999'da "Şehrın Aynalan" ve 2000 yılında da "Mahrem" adlannı taşıyan romanlan izledi. Şafak Pinhan ile 1998 Mevlana Büyük Ödülü'nü, Mahrem ile de 2000 Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü'nü aldı. Dört ay önce yayımlanan "Bit Palas" bir ay içinde iki baskıyaptı. Bu son romanıyîa geniş bir okur kitlesiyle buluşan Şafak, halen Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmah Edebiyat Bölümü'nde araştırma görevlisi olarak çaltşıyor ve ODTÜ Siyaset Bilimi Bölümü'nde "Türk Modernleşmesinin Kadın Prototipleri ve Marjinaliteye Tahammül Sınırları" üzerine doktorastnı sürdürüyor. tlginç bir yazarı kesfetmek için iyi bir fırsat dergiâeki yazılar. Bolkitaplı günler... 'Övküler Renkler' Dr. ROBERT SCHİLD evgili Gila'yı her zaman, "Gözlem" standını düzenlemiş olduğu son TÜYAP Kitap Fuan'nın ardından "Şalom"a yazdığı şu satırları ile ananm: "Gözlerimiz yollarda, gelen geçeni takip ediyor, bizim tanıdıklar ne zaman gelecek diye büyük bir heyecanla bekliyorduk. Mayadrom'da, Akmerkez'de, çeşitli lokanta, diskoteklerde sıkça rastladığımız tanıdık simalara nedense hiç rastlayamadık. Bu beklentimiz tüm fuar boyunca sürdü, ancak on gün boyunca bize uğrayan cemaat fertlerinin sayısı iki elin parmaklarını belki ancak biraz geçiyordu." Günler geçiyor, dostlarının unutamadığı, genç yaşta yitirdiğimiz Gila üç yddır aramızda değil artık; toplumumuzda kitaplara karşı ilginin ise ne denli arttığını büemiyorum ancak "Gözlem Yayınları"na büyük emeği geçmiş olan bu değerli arkadaşımızın anısına düzenlediğimİ2 II. Gila Kohen Öykü Yarışması'na bu kez yüz yirmiyi aşan bir katılımoldu! Bu yanşmanın en iyi yirmi dört öyküsünü içeren kitap, sevgili arkadaşlarım Tilda Levi, Eti Varon ve Gila Erbeş'in özverili çalışmasıyla çok kısa bir süre içinde hazır edilerek, 20 Haziran'da düzenlenecek ödül törenine yetiştirildi. Bana düşen ise iki yıl önce de olduğu gibi, sizlere bu yeni seçkiyi kısaca tanıtmaktır. II. Gila Kohen Öykü Yanşması Seçkisi S Gözlem gazetesinin ikinci kez düzenlediği ve artık kurumsallaşma yolunda hızla ilerleyen "Gila Kohen Öykü rışmasına bu yıl yine oldukça fazla öyka katılmış. Jürinin değerlendirmesi sonucu ödül alan öyküler "Öyküler Renkler" adıyla Gözlem Yayınları'nca yayımlandı. Cila Kohen. E TURHAN GÜNAY Imtiyaz Sahibi: çağ Pazarlama Cazete Dergi Kitap Basım ve Yayın AŞ yi temsilen Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk Yayın Danışmani: Turhan Cünay Sorumlu Müdür: Fikret llkiz " Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı Baskı. Sabah Yayıncılık AŞ oldare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34 334 IstanbUİ Tel: (212) 512 05 050 Reklam: Publi Media KİTAP Geçen yarışmaya oranla, aynı kişilerden oluşan Seçici Kurul olarak, biraz daha zorlandık. İlk yarışmadaki oybirliği bu kez görülmemekle birükte, ilk üç dereceyi alan öyküler gene önemli farkhlıklar göstermeksizin seçilebildi. Ne var ki "tesvık" ve "gençlik teşvik" ödülleri konusunda biraz zorlandık; "basılmaya hak kazanan" diğer on altı öykünün seçimi ise daha kolaydı. İçinde bulunduğumuz ortam ile ilgili olsa gerek, öykülerin önemli bir bölümü oldukça karamsar nitelikteydi, gene birçoğu "nostaljik" konuları i§liyor, mizah olgusuna yer verenler ise pek azdı! Bunlar arasında, "teşvik" ödüllerini alan Müjgan Şahinoğlu'nun "Hamit Bey ve Süslü" üe bence parlak bir kara mizah örneğini oluşturan Mehmet H. Yazıcı'nın "Fanus"u hemen göze çarıyor. "Gençlik teşvik" ödüllerinin ilkıne ak kazanan ldil Dündar'ın "Vertigo"su, başlı başına bir intihar olayını islemesine karşın, şu yerinde tanımlamasıyla ilgimi çekti: "Ne diye birbirinden tamamen farklı insanlar bimirlerine âşık olurlar? İlk zamanlar çok güzeldir. Küçük kavgalar edilir ama etkisi en fazla on dakika surer, çıınkü aşk ağır basıyordur. Zamanla on dakika yarım saate, beş saate, üç gune ıızar, her kavgada iplerden biri daha Kopar, kapalı yuzlerce gözden biri daha açılır, aşk hııcrelerinden niri daha ölur." Birinci seçilen, Arif Hakan Yeter'in "Sessiz Konağın Bilinmeyen Hatıralan" Goethe'nin Genç Werther'ini algılamış bir genç ile sevgi arayan küçük bir çocuk arasındaki duygusal ilişkiyi, oldukça hüzünlü biçimde işliyor. Geçen ay içerisinde yayımlanan "Kilidi Sırlı Anahtar" başlıklı romanıyîa Varlık Vergisi yüzünden memleketi Kayseri'den göç etmek zorunda kalan Ermeni Grontes Arpağ'ın yaşamöyküsünü kaleme almış olan Baki Koşar, yarışmamızda ikinci olan " Ahır Kafro (Son Kafile)"sinde bu kez ana ocağı Midyat'tan kalkıp Tarlabaşı'nda kaçak CD satmaya kalkışan (ve sonunda memleketine geri dönen!) Süryani bir genci konu ediyor; çarpıcı bir Anadolu/lstanbul öyküsü...Ücüncü olan "Dantelacı, iki yıl önce de bir öyküsünü yayımladığımız Eli Aii'nin kaleminden: Cihangir Firuzağa Manallesi'nde 647 Kapamizahve"Eskllstanbul" tuhafiyeci malzemesi seyyar satıcısı Yasef Efendi'nin "eski Istanbul' kokan güzel bir özyapı/çevre betimlemesi. Yarışmaya katılan öykülerin hatırı sayılır bir bölümü, Türkiye'nin "mozaik" olgusunu yansıtması, özeÛikle Ugimizi çekti ve bu seçkide yer alanların dokuzu da bu türdendir: Rus, Azeri, Süryani, Rum çevrelerinden birer ve Yahudi yaşamından beş öykü! Sonuncu gruba giren ve geçen yanşmada da ikinciliğe hak kazanmış olan Moris Levi'nin iki öyküsü, daha ilk okuduğumda, o kendine has yazı türünü aksettiriyor: lhtiyarlar ^IMuaft", öztem ve Kalkaesk bir "Oeğiştaı" Yurdu'nda söyleştiği Madam Dora'dan öğrendiği "MerKaaa"nın yaşamı ve "Babalar ve OğullarKrizde" ile (sanırım) bir özyaşamöyküsel paylaşma.'.Keyif alarak okuyacağınızdan eminim... Ülkemizin Yahudi yaşamından diğer bir kesit, diğer "gençlik teşvik" ödülüne hak kazanmış olan Izel Çiprut'un "Çakıl Taşları" ile karşımızda: Biraz Mark Tvvain'in Tom Savvyer'ini andıran an latımıyla, küçük Rafi'nin Varlık Vergisi ile çakışan barmitzva gününün acı öyküsü! Derin ayrıntılarıyla gene ilgınç bir özyapı/çevre betimlemesini oluşturan, Eldar Karaçayev'in "Sıradan bir adamın sıradan hikâyesidir...", Leningrad ("St. Petersburg" söyleyesim bir türlü gelmiyor!) çevresindekibirköydesonyıllarını geçiren Naum Dede'nin pastoral yaşamını içeren öykü, devrim öncesi Rus yazarlarının türüne bir gönderme oluşturuyor. Perla Erbeş'in "Bir Yaşam Öyküsü", genç yaştaki çocuğunu yitirmiş bir annenin hüzün dolu yaşamından bir kesit. Kişisel olarak en çok beğendiğim yapıtlar arasında, Pelin Yavuz Ossmann'ın öyküsü yer alıyor: Doğuracağı çocuğun babasının kayıplara kanşması üzerine, tebeği tanımadığı ve çocuğu olmayan bir aileye evlat ettiren annenin, böylece yitirmiş olduğu evladına ağıt yakan "Anne Cindirella"sı. Diğer bir "özlem" öyküsü, gene Mehmet H. Yazıcı'dan "Tiyatrocu": Ayrılmış olduğueşine bırakılan küçük oğlu ile, üçbeş lcuruş karşılığı sokak palyaçoluğu yapan babanın maskesinin, çocuğu tarafından çekilmesi karşısında donakalması: "Anne bak. Yaşasın! Palyaço benim babammış!" Bilemem; en çok beğendiğim, bu sürpriz son mu olmuştu, yoksa başkişinin, benim yakından tanıdığım nice '68'li aydınlar arasından birinin mi olması... Gene beni en çok etkileyenler arasında, bakaltm, Hasan Özsoy'un Franz Kafka'nın "Değişim"ini andıran "Kendimi Beklerken"i nasıl bulacaksınız? ilk tümcesi "Her şey bir çizikle başladı" olan ve oldukça obsesifkompülsif bir anlatıcırun kaleminden okunan bu öykünün son satırları arasında, "Insanlar beni görüp tepki gösterecekler mi, diye bekledim. Fark eden olmadı. Bir dahaki sefere, başımı bütünüyle göstermeyi düşünüyorum. Bakalım ne olacak?" yeralıyor. Niyemi? Okuyungöreceksiniz! Keyif alarak okunacak daha nice öyküler var, "Öyküler, Renkler" antolojisinde; tümü ile tanışmak size kalıyor, sevgili kitapseverler sadece Gila Konen'i anmak için değil; onun adına kalem oynatmış tüm DU değerli yazarları kesfetmek için... • Yarışmabirlnclsl Ahf H. YeterödülünuCilaKohen'lnoğlu AlblKohen'den.IklncliseOrhan Durudan (altta) alıyor. SAYFA 3 T CUMHURİYET KİTAP SAYI