Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Günümüz romanları arasında VIın uv ()/ım.ı Son ikiyıl içinde yaytmlanmış romanlara bir bakış KIZI.AKI den başka kimseyi dinletmeyen sessizliği evi işgal ediyordu."(K. K. 11) "...tanımadığım biri alnıma ...doğru silahını uzatmış ve ölümümün doöal yollarla olmamasını sağlamaya çalışıyordu.(K.K. 12) Sekiz tümceden oluşan bir paragrafta dört'ama'bağlaa' Yazarbunlarabirgönderme yüklemiş, bilinçle kııllanmış değil; belli ki dil ve anlatımı umursamadığından.(K. K. 13) "Bir tebessüm oturdu suratunın tam ortasına." (K. K. 14) Kinyas ve Kayra'nın 15. Sayfasında yer alan anlatım bozukluğuna ve tutarsızlıklara, muğlak anlatımlara örnek aşağıdaki tümceler romanın genelindeki dil ve anlatım için yeterince bilgi verse gerektir. Gerçekten de 575 sayra boyunca ha tasız, yanlışsız sayfa çok az. Bu romanı ciddiye almak şöyle dursun, roman saymamızı bile güçleştiriyor. "kalemi sağ eline geçirip her gerçek solak gibi nerdeyse relçli sayılacak..." "Ellerini sıkarak yanyana masanın üstünekoydu." "Müzik zevkim orta çizgiden uçlara kaymıştı." "dinlediğim müzik abartılı olmanın yanında..." "...acı çektirmem vicdanen yasal değildir."(K. K. 108) "Amerikan pasaportlu vücudlarını asitleeriteceğiz."(K. K. 175) "Isterim ona yine bir yerlerden bahsetmeyi"(K. K. 140) "...toplumda bir konuya ilgi duyanların sayısı azsa derhal parçalanmaz bir kabuğun içine çekilip sözkonusu kişiler çeteleşmeye başlar." "...her kavramı içme arzusu" k. k. 19 "...daima barok bir asalet vardı"(K. K. 20) "yüz hatlannın jilet keskinliğinin kendisine kattığı resim çekiciliği" (K. K. 20) "ağzımın içinde bir hız radarı olsaydı söylediğim kelimelerin geçiş hızına dayanamayıp çatlardı."(K. K. 20) "birbirimize anlatacak hiçbir şey ve her şeyimiz var." (K. K. 26) "Beyaz medeniyetin fantezisi, üçüncü dünya çocuk fahişesi."(K.K. 28) "...yan pezevenk, yarı turistik tesis işletmecisr (K. K. 29) " ve o, etin ahşapla buluşmasının çıkardığı ses.(K. K. 33) "Mesleğim işçilik olur. Politikacılık olur. Hayatın ölümünden eser kalmaz bu gidişle."(K.K.49) "hayat hiç devam etmediği kadar de ILGIN OLUT Arayan Adam Hayri Kako Yetik, geçen yıllarda yayimlanan sekiz romanı, çeşitli yönleri ile değerlendiriyor aşağıdaki yazısında. HAYRİ K. YETİK Kırmızı Pelerinli Kent, Adam (2000) ve 1$ Hankası Yayınlan, 2002 Yüzleri Arayan Adam, llgtn Olut, Remzı Kılapevt, Ekim, 2001 Kinyas ve Kayra, Hakan Günday, Om Yayınlan, 2000 Alayın Kızlan, Muaze Özünal, Can Yayınlan Dönüş, Cemil Kavukçu, Can Yayınlan Eksik Taşlar, Yıgıt Bener, Om Yayınlan Hayat Roman, Fidan Terzioğlu, S.l Yayım, 2001 Mahrem, Elıf Şafak, Metis Yayım, 2000 şağıda eleştirisini, çözümlemesini yapmaya çalıştığım yukandaki romanların seçimi konusundaki ölçütü belirtmem gerek. Bunlar, eleştirmenfer, kitap tanıtım yayınları ve kitapçılar aracılığıyla okuyucuya ulaşan yayınlar olmaklaLirlikte Kar gibi çevrelerinde sansasyon yaratılmamış. Bilımkurgu, polisiye veya tarih romanı olmayan bu kitaplara ilişkin ilk kanım şu: Açmazlarından biri postmodern addedilen oluşumların ve bilinç akımının getirdiği etkileri seçikleştirememek, açık bir yönseme gösterememek, bir izlek oluşturamamak. Hoş, bu öteki sanatlarda ya da yazınsa! türlerde görülüyor değil. Ne varki onlarda görülmüyor olması romanda gözetilmeyeceği anlanuna gelmez. En azından yazına kafa yoran, yazını bir sorumluluk olarak gören, insanhğı ve geleceğini düşünenler için bir görevdir. Bir yazınsal metnin yazarda başlayıp metinde bitmediği, okuyucuda sürdüğü görüşü yadsınamaz. Onun gibi bir yazınsal türün nerede başlayıp nerede bittiğini belirlemek de giderek zorlaşıyor. Metinlerarası söylemin bu bağlama ilişkin söylediklerini yabana atamayız; ama, kapağına roman etiketini koymuş bir kitaptan roman olmasını bekleme nakkına bizim gibi okuyucular da sahiptir. netler, savaşlar, olaylar ve kişileri bu kadar küçük kitaba nasıl sığdırdığı anlaşdmaz bir durum. Halk hikâyelerine de benzemiyor. Sanki bin sayfalık bir roma nın özeti gibi. Kinyas ve Kayra bu bakımdan romana yakın duruyor. Eksik Taşlar'ın son seksen sayfasını saymazsanız roman biçimine en uygun olanı... Romanın dili öykuye göre daha az süslüdür ya da süssüzdur; öyku ise dili, sözcelemi de bir gösterge olarak görür. Bu romancının savruk ya da tamamen teknik bir dil kullanacağı anlamına gelmez. Romancı bir şair kadar, bir öykücu kadar dil bilincine sahip olmalıdır. Aşağıdaki alıntılar bu konudaki özensizliğin göstergesi. "...anasına bir kemlik gelir diye korkuyla pıstı."(A.K.,21) "anası gök gözlerini kapadı. Olmüştü."(A. K..23) "Karşıt bir kişilik geliştiriyordu. OfkeU,başkaldıran.'?(A. K.,23) "gençlikle çocukluğun arafında bir büyülüışıkgibilA. K.23) "Cahide eteklerini çekiştire çekiştire kaçtı. Ortaokulu yeni bitirmişti."(A K. 28) "bir kez ve kuvvetle öptü." (A. K., 29) "süreç içinde bir erkek bir dişi olarak birbirleriyle bütünleşmişlerdi." (A. K. 33) "...olduklarından daha yaşlı görünüyorlardı."(A. K..54) " Avlunun sağında büyük Ispanyol penceresi, sokağa bakan odaya girdiler."(D.,ll) "llhami gülüyor hem de hiçbir yapmacık ve sınırlamaya gerek duymadan. Iç DHveAıKatmi ten."(D. 13) "...yağmurluğu ila Neslihan'ı mı görecekti sanki karşısında."(D. 114) "Uzun süre yalnız kalmamabydı. Doğrıı değildi. Olayları birbirine mi karıştırıyordu?"(D. 105) "Konuk bir yaz günü; yadırgı."(D.,39) Anlatıcıyla, sözü edilen/roman kişisi karıştırılıyor kimi zaman: ".. .dolabı açıp ters konmuş tuvallerden birini aldı." (...)"... kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım kafamdaki nesliyi yapamıyorum."(D. 107) "O gülüşü bir bulsam: Kısık gözlü, burnunun üstünde çizgiler biriktiren o geniş gülüşü. Bugün de olmayacak, yapamayacak."(D. 112) Her zamanki ağaca yasüyor sırtını, Sigara yakıyor. Başım dönüyor Nesli, sakın korkma. Bugün buraya çıkarabildim seni."(D. 138) Memduh Şevket Esendal'ı anımsatan, ama yalınlıktan çok kopukluk duygusu veren şu tiımceleri Cemil Kavukçu'nun ustalaşma aşamasında bile vazann diline dikkat etmesi gerektiğini dıişündürüyor ister istemez. "kırlara doğru bir gezinti, çünkü çok gizemlidir. Boşluk ve hüzün. Karga olmak varmış."D. 113) "...eliyle sanal gözyaşını sildi." (E. T. 228) "...güçlü görünmek için hep hava atmıştı çevresine"(E.T.102) "pencereyi açıp vahşi hayvan kafesi gibi Kokmuş odayı havalandırdı." (E. T.109) " Arabadan beri hiç konuşmamıştık ve hâlâ sabahın dördünün, o insana kendin A Kırmızı Pelerinli Kent postmodern bir yönelim gösterirken, Manrem, bunu bir deney olarak yapmış. Dönüş se öyküyle roman yol ayrımında kalmış. Ele aldığımız romanların en önemli zaaflarından birini bu oluşturuyor. Roman mı öykü mü, hangisi roman hangisi öykü, neresi roman, neresi öykü çoğu zaman belli değil. Romanın öyküden en önemli ayrımı bir tip ya da tipler çerçevesinde bir tarih sel döneme objektifini tutabilmesidir. Bu bağlamda Alayın Kızları'nın anlamğı trajedı, ayrıntı, memleketler, iller, olaylar, coğrafyalar, tarihler, kültürler, aşklar, ihaSAYFA 12 CUMHURİYET KİTAP SAYI 647