19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ğendiğini düşünüp durdum. Belki de umduğu şey; kendisini bu toplumda ifade edemeyen, etmesine olanak tantnmayan bir kimliğin; erkek yardımıyla onun aşkı ve sevdasıyla saçlarının baskısından kurtulması ya da topuzun çözülmesiydi. Bunca şiirde kadın imgesini topuz saçıyla görünce; yaşama hiçbir ırkdincinsiyet ayrımı gözetmeden son derece nesnel bakabifen ve her ayrıntıyla uzun süre uğraşan şairin penceresinin çok geniş olduğunu düşündüm. Odak noktası 'Atlas* kitabı; bana göre şairin önceki ürünleriyle sonra yazacaklarının odak noktası. Kitabın aaından yola çıkarsak; sürekli bir gezginliğin, daha fazla görmek, tanımak ve bunların sonunda edinilmiş duyarlığın farklı söylemlerle dile getiriliş çabası sezilecektir. Görüntüler Farklı biçimlerde sunulsa da bu kitapta ormanın içinde tek bir ağaçtan çok ormanın genel görüntüsü vardır. Çoğulun içindeki tek bir noktaya geçmemiştir ama gerek portreler, gerekse dağ, kış, su, yeryüzü bütün olarak temalannı oluşturmaya başlamış. "Böylece vardık varacağımız yere ensende toplayıp saçlarını ve topuzunu Güneşle başladı gün bir gözü ikiye böler gibi usturayla Kendi halinde bir gözü Ne bakan ne bakmayan. Ve avlusunu yıkadı durdu kadın Balıklarını temizledi oturdu sonra denize karşı Başında tokalar ve yığınla firkete Ve korkunç harnup kokusuna bıraktı kendini. Vurgun yemiş gibi döndü neden sonra yeniden önündeki denize Çözüp saçlarını ve ağzını. Büyük ağzını." Firkete ya da tokalarla ensede toplanan saç imgesi; kadının göstergesi olarak birçok şiirde karşımıza çıkarken, sakalbıyık sözcükleri de sık kullanılır. Şairin şiirini oluşturduğu nokta baktığı yerin, nesnenin, kişinin 'Yüz'üdür. Bulutun, suyun, sevgilinin, sokağın, bitkinin yüzüdür ona yeni gözler kazandınp, ayrıntılı bakmayı heveslendiren. îlk şiirlerinden başlayarak somuttan yola çıkarak onun gizini arar, sorusunu sorar, bulduğu ilk şiirlerinden başlayarak somuttan yolaçıkarak onun gizini arar, sorusunu sorar, bulduğu yanıtları da son derece özgür kalemiyle manzaradan şiir, şiirden resim çıkartarak okuyucuya sunar. 'Benim bıyıklanm büyümüş, büyümüş bıyıklarımızla birlikte içiyoruz bir soğan çorbasını gazinoyla Bir kadın şarkı söylüyor çorbamızda ve yüzü üstümüze çıkıyor Sakallarıyla yavaş yavaş katılıyor bir adam yavaş yavaş katuıyoruz..' 'Taşbaskısı' başlıklı şiirinden aldığım bu dizeler belki de şairin biçemini çok güzel örnekliyor. Bıyık ve sakal erkek kimliğini (belki Osmanlıyı) simgeliyorsa, gazinoda soğan çorbası içip, bir kadının cinselliğini düşünen, sakallarıyla yavaş yavaş katılan adamın içsel serüvenine dışardan katılan şairin ironik eleştirisini duyumsamamak olası değil. Masadaki tiim erkeklerin çorbasında kadının yüzü var. Yenen de yedirten de, usulca kişiyi bıyıklarından dolayı güçlendirerek kanramanlaştıran da kadın. 'Bir sokak bir deniz sokağını iniyor' da: 'Tuzu yok ve yağlı. Kelt. Uzun bıyıklı/ ve sarı mavi gözlü' adam, Fethi Naci'ye ithaf ettiği 'Dört Kent' şiirindeki: 'Sofya'da DobrullensonuHüca Sokağı'nı arıyoruz bir öğlen .arını yiyor.' jdn'le. O durmadan bıyuda: seyın CUMHURİYET KİTAP SAYI 6 6 3 dizelerinde, 'Gezdirip ıslanmış tütününü yüzümüzde. Uzun/ Bıyıklar Dirakan/ Bir denize/ Uzun bıyıklar ve sakal.' diyerek söz ettiği 'Ihtiyar Deniz' ve daha birçok betimlemelerde sakal ya da uzun bıyıkların görüntüsüyle karşılaşırız. Aynı şiirden devam edilince: 'içiyoruz bir soğan çorbasını gazinoyla' dizesi ilginç. 'Gazino' sözcüğü birden yadırgatıyorokuyucuyu. Niye 'soğan çorbası'?, Gazino sözcüğünün, çorbaya yansıyan kadın yüzüyle ilintisi, bıyıkları uzun adamın gazinodaki kadına yönelişi ve tüm bunları izleyen şairin de bunları resmedip, şürleştirerek ironiyle verişi. 1940 kuşağıyla yola çıkan ancak daha sonra 'Ben 1953 doğumluyum' diyerek şiir serüvenini açıklayan ustanın şiirdeki izleği, 'Ikinci yeni'; salt bu dizelerde bile kendisini gösteriyor. YÜZ I Sabahlan gri şiirler mi yazılır (Dedim ya, bende bir ırmağın yüzüdür yüzün) II Böyle hep yüzüne getirip bırakıyorum işte (Olur olmaz bütün sözcükleri) (Aşklar aşklar içinde III) Yüz önemlidir Ilhan Berk şiirinde. Çocuk yüzü, sevgilinin yüzü, sabahın, denizin yüzü, gökyüzü... Çünkü her şey şekildir, her şey biçimiyle vardır. Seslerin, rakamlann her birinin duruşuna göre bir yaşamı ve kimliği vardır şair için. 'Eskilere göre ağaçlar alfabeydi. Bütün harfler ağaçlardı. A, köknar; C, melengeç; O, elma; M, selvi; P, zeytin. Gerçek benzetmelerde yatar. Hiçbir şey bundan kurtulamaz. Bundan yeryüzünü bildik bulmamız.' Dizelerindeki gibi, ya da " 'Adlarla doldurdum sessizliği.' Şeyleri kodladım. Gökyüzünün, ağaçların çocukluğunu bilirim. Ağaçlardan arkadaşlanm oldu. Hâlâ da var. Samanyolunu anladım. Sayıları da, (sayılar daha bulunmamış gibi davranıyorlardı.) Yalnız sekizle (5+3) içli dışlı oldum. (Kim olmamıştır ki?) Biraz da sıfırla (sıfırın bulunması kolay olmamıştır. Üç için çok kötü şeyler söylenmiştir. Niçin? Bilmem. Bilmek sayıdır. Birdebiritanıdım. Bir ile düşünülmüyor. Bazı sayılar suçlu doğmuştur. Bir, bunlardan biridir. Anlamadan sevdim taşları. Çakıltaşının adıyla biçimi arasında Hiçbir ilişki kurulamamıştır. Oltu taşının geçmişini bulamadım. Olsun. Gizem her şeydir. Kimi sessiz harfleri sökemedim.' 'Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum' 'Ağaçlardan arkadaşlarım oldu' başlıklı şiirde olduğu gibi her şeyin araştırılacak bir tarafi vardır, her şeyin sözü yüzündedir. 'Şiir eninde sonunda görmedir. Şiirde dil bu işe yarar. Görmede her sözcüğü tartma, deneme, tanıma, doğrulama vardır. Bu yüzden şiir görülmedikçe anlamını tamamlamaz. Ozan söylerken de görür. Göstermektir, göstermek var etmektir çünkü işi.' *" TUYAP KITAP FUARINDAYIZ m u s u n u z ? KUR Varhk Insan v e Din VEDANTA'ya Göre Insan v e Halleri A'dan Z'ye Yeni Bilim KAMIL tNSAN NIETZSCHE VEDtN Vedanta'da İçsel Öğreti Neitzsche'nin Açmazları www. gelcncİLXom.U SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle