Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Istanbul'da Blr Zürafa "Istanbul'da Bir Zürafa" adlı yapıtta, hayvanlar acımasız kişilerin elinde sürekli halksızlığa uğrarlar, zavallılar çığlık çığlığadır. Örneğin "Ali Ozan'ın Gözyaşları" başlıklı denemede 1910 yılının 12 Haziran günü îstanbul'dan kalkıp Hayırsız Ada'ya yaklaşan bir teknede Fransız karikatüristi Georges Goursat kendilerine doğru can korkusuyla, umarsızlıkla yüzen köpeklerin resmini çizmektedir elindeki kâğıda. Üygarlaşmanın kurbanı olarak îstanbul sokaklarından toplanıp Hayırsız Ada'da ölüme bırakılan başıboş köpek sürülerinin ulumaları çocuk ağlayışlarını andırır. Tekne kiyıya yaklaştıkça zavallı hayvanların ölü arkadaşlarını yemek için birbirleriyle dalaştıklarına tanık olur. YILMAZ ÇONGAR (...) 1H75'te, en dramatik olaylardan biri yaşanır Osmanlı Sarayı'nda: Bir yıl sonra saltanat tahtına oturacak olan şehzade II. Abdülhamit'in başkadını Nazikeda Kadın odasında piyano çalarken, dersi biten yedi yaşındaki kızı Ulviye Sultan da yanına gelir. Nazikeda Kadın, odanın bir köşesinde oynayan kızını görmeden sürdürür, müziğin büyulü dünyasındaki yolculuğunu. Piyano tuşlarından çıkan sese bir insan çığlığı kanşır aniden! Nazikeda Kadın, oturduğu tabureden sıçradığında ateş topu içinde çırpınan bir kız çocuğu görür. Bulduğu kibride oynarken elbisesini tutuşturan Ulviye Sultan odanın ortasında bir meşale gibi yanmaktadır! (...) Nazikeda Kadın, şoku çabuk atlatır ve ateşi söndürmek dıişüncesiyle kızına sarılır; (...) anne ve kız yerde çırpınırken, bedenlerinden yükselen ateş dilımleri üstünde bir papağan çığlıklar atarak uçmaktadır (...)'' (s. 9) Olaydan Nazikeda Kadın yaralı olarak kurtulursa da, kara gözlü, uzun kirpikli, beyaz tenli, pembe yanaklı Ulviye Sultan yaşamını yitirir. Bir gün sonra, beyaz bir kerene sanlı yanık bedeni Eminönü'ndeki Yeni Cami'nin türbesine gömülür. Türbenin hemen yanında bulunan Mısır Çarşısı'ndaki hayvan pazannda satılan papağanların karşısına dikilen insanlar ise, sözlerin zavallı kuşlar tarafından yinelenmesini isterler. Oysa papağanlar kendi dilleriyle, yanan Ulviye Sultan'ın öyküsünü anlatırlar, ama tıpkı anne ve kızın çığlıklan gibi, onlan duyacak, duysa da anlayacak kimse yoktur. Bu, ozan ve yazar Sunay Akın'ın ilginç olaylardan yola çıkarak, eleştiri oklannı duyarsızlar ordusuna yönelttiği "Satılık Papağan" adlı denemesinden birkesittir. "Benim denemelerim, şiirlerimin yoğrulduğu hamurun teknesidir" diyen Sunay Akın, "Istanbul'da Bir Zürafa" adlı yapıtında bu teknelerden otuzunu sunar okurlanna. "Bir konuyu derinlemcsine incelemeye girişmeksizin, kişisel görüşlerin, duyCUMHURİYET KİTAP SAYI 5 9 5 gulann özgürce anlatımı" olarak tanımlanan denemede sav, kanıt, kesin sonuç aranmaz ama eleştirilerin yörüngesi sonsuza dek uzanır. r ransa'da bu yazın türüniin kurucusu Montaigne (Monteyn, 15331592), ingiltere'deBacon'dır (Beykın, 15611626). Ulkemizde ünlü deneme yazarlan, Falih Rıfkı Atay, (18941971), Nurullah Ataç (18981957), Sabahattin Eyüboglu (19081973), Orhan Burian (19141953), Salâh Birsel (19191999), Vedat Günyol (1911....), Nermi Uygur (1925....) vb.'dir. "Istanbul'da Bir Zürafa" adlı yapıtta, hayvanlar acımasız kişilerin elinde sürekli haksızlığa uğrarlar, zavallılar çığlık çığlığadır. Örneğin "Ali Ozan'ın Gözyaşlan başlıklı denemede 1910yılınm 12 Haziran günü îstanbul'dan kalkrp Hayırsız Ada'ya yaklaşan bir teknede Fransız karikatüristi Georges Goursat kendilerine doğru can korkusuyla, umarsızlıkla yüzen köpeklerin resmini çizmektedir elindeki kâğıda. Üygarlaşmanın kurbanı olarak îstanbul sokaklanndan toplanıp Hayırsız Ada'da ölüme bırakılan başıboş köpek sürülerinin ulumaları çocuk ağlayışlarını andırır. Tekne kiyıya yaklaştıkça zavallı hayvanların ölü arkadaşlarını yemek için birbirleriyle dalaştıklarına tanık olur. (s. 129) Denemeler arasında "Gazalı Hürriyet" de unutulmaz. Kalpağında" Ya \ lürriyet Ya Ölüm" yazar. tkincı Meşrutiyet'in ünlü kahramanı, kolağası (önyüzbaşı) Resneli Niyazi Bey'e (1783 1913 l've onun özgürlüğe susamış bir bölük askerine kılavuzlıık eden, adına "Gazalı Hiirnvet" dcnen bu güzel geyiğin sonradan başına gelenler, yakın tarihimizin utanç saytalarını oluştuıur. Her ış bıttikten, sozde özgürliik ele geçirildiktcn sonra, bu zavallı geyik, birkaç çıkarcının etinde bir apartmanın (Letafet Apartmanı) bodrumunda, pis, havasız, gübre kokıılu, yan karanlık bir yerde "bir kuruş" karşdığında merakhlarına gösterilir. (s. 61) Diğer bir denemede, çocukluğunda bir sirki gezen ozan Akgün Akova çadırlann arasında, altında ateş yanan bir sacın üstüne konulan yavru bir ayı görür. Ayaklan yandığı için, kızgın sacın üstünden inmeye çalışan ayıya bir "eğitici" elindeki kürekle vururken, diğeri de elindeki tefi çalarak bağırmaktadır: "Oyna bakalım Şerafettin!.. Oyna bakalım Şerafettin!.." Karşılaştığı bu korkunç görüntü belleğindeki tazeliğini korur yıllarca. Günün bırinde, yaşamın gizemini çözen, bilgelik dolu bir yazı kaleme alır: "Anladım ki, her nesenin arkasındabirhüzün, her mutluluğun arkasında bir acı vardır. Bu acı ve mutsuzluklar bizden zaman zaman gizleniyor. Bize anlatılmıyor, öğretilmiyor." (s. 139) "Yaralı Balina"da, 1972 yılında Gölcük'te nhtıma bağlı bırakılrnış ünlü Yavuz zırhlısı, hüzünlü görünümüyle, karaya vurmus, güçlükle soluyan, ölüme terkedilmh bir balinaya benzetilir. Anılar Birinci Dünya Savaşı'na ve Enver Paşa'ya (18811922) dek uzanır. Aynı denemede, 5 Nisan 1953 tarihinde Nara Burnu açıklannda Isveç bandıralı Naboland şilebiyle çarpışıp yine yaralı bir balina gibi acı dolu sesler çıkararak Çanakkale'nin karanhk sularında yiten ve arkasında dramatik bir aşk öyküsü bırakan Dumlupınar denizaltısı konu edilir. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa (17691848), Padişah H'nci Mahmut'a, 1823 yılında armağan olarak bir zürafa gönderir. Hayvan, görenlerin şaşkın bakışlan arasında, îstanbul sokaklanndan geçirilip, Çinili Köşk Meydanı'na getirilir. Zürafa, halk tarahndan, zararsız, uğurlu ve kutsal kabul edilir, hatta "zürafayı gezdirenin cennete gideceği" bile söylenir. Bu yapıtın yazarı Sunay Akın, aynı zamanda Usküdar'da Zeynep Kamü semtınin ılk futbol takımı olan Zeynep Kamıl Gençler Gücıi"nün kuruculanndandır. Denemeleri arahinda, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın kızı Zeynep Hanım'la, Yustıf Kamıl Paşa'nın aşklan, ıki kçzevlenmeleri, Usküdar'tla yuz yataklı Zeynep Kamıl Hastanesi'ni kurmalarını da konueder. (s. 6869) Yapıtın diğer saytaları arasında gezınen her okur. Alkatras Kuşçusıı olarak bilinen, önce ıdama sonra sonsuza dek hapse yargılı olan Robert Stroud'la, "Rus casusu'" olnıak suçundan idam edilen Rosenbergler'le, GS'nin unutulmaz amigosu Karıneaezmez Şevki'yle, Istanbul'un bılinen tek kadın tulumbacısı Bahriye Hanım'la, Mütareke yıllarında Istanbul'da gazetecilik yapan 1954 yılı Nobel Ödülü'nün sahibi Ernest Hemingvvay'le (18981961), Izmir'in işgalinde, emperyalistlere ilk kurşunu atan, Efzun Alayı'nın bayraktarını öldürdükten sonra şehit düşen, Konak Alanı'na yontusu dikilen kahraman gazeteci Hasan Tahsin'le (Osman Nevres, 188815 Mayıs 1919), konuyu filmleştirmek ve Hasan Tahsin rolünü kendisi oynamak isteyen Yılmaz Güney'le (19371984), "zürafa" sözcüğünün "sevici" anlamına da geldiğini sonradan öğrenen ozan Edip Cansever'le, resimlerini düşman askerıerinden kurtarmak isterken öldürülen ressam Hasan Rıza Bey'le ve daha onlarcasıyla karşılaşacak, onlara "Merhaba" diyecek; Fransızlartarafından kaçırılan Milos Venüsü'nün, Istanbul'da ilk atlı tramvayın öykülerini, Kulüp Rakı'sının etiketinde yıllardır içkilerini yudumlayan, çoğunluğun Atatürk ile Inönü'ye benzettiği iki kişinin gizini, güvercinlerin dilinden Cumartesi Anneîeri'nin çilelerini, tarihimizin derinliklerinde unutulmuş, merak uyandıran, eleştirilere hedef ve yergilere lconu olan daha birçok olayı öğrenecek veya anımsayacaktır. Kendine özgü biçemi ve akıcı, an Türkçesiyle kaleme aldığı, okuru şaşırtan, araştırmaya yönelten bu yapıtı nedeniyle Sayın Sunay Akın'ı kutlar, "Îstanbul da Bir Zürafa"yı tüm yazınseverlere öneririm.B Istanbul'da Bir Zürafa/ Sunay Akın/ Denemeleri Çmar Yayınlart/ May:s 2001/ SAYFA 9 Sunay Akından keyifle okunan metinler 8 I 3! (8) o CN "GazahHürrlyer O I S i s 5 Cumhurty»< k ı l ap l ar ı SANCIUYILLAR KUŞATILMIŞ SOKAKLAR Hikmet Çetinkaya Çağ Pazarlama A Ş Turkocağı Cad. No. 39/41 (34334) Cağaloglulstanbul Tel: (212) 514 01 96 Cumhurty*! k ı I a p I a r ı 2000'Lİ YILLARA BAŞLARKEN DÜNYA VE TÜRKtYE Erol Manisab TgT CumhurİY*! L*^ hlup kuiıibu Çağ Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad. No 39/41 (34334) Cağaloğlulstanbul Tel (212) 514 01 96