25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

karadan görüntüler vardır. Ayaşh'nın üvey kızı Faika'nın annesi Istanbulludur. "lstanbul dururken hükümeti buraya taşıdılar" diye sitem eder. Hasan Bey'in cenaze törenine bankanın genel müdürü de katılır. Bu küçük ipuçları Ankara'da olduğumuzu anımsattır. Aslında bir simgedir Ankara: Devrimlerin yaşadığı bir Kent olarak simge. Cinsel yakınlaşmalann getirdiği ahlak bozukluğu pek önemsenmese bile; doğulu Hüseyin Bey'e "isyancı" damgası vurulup elinden toprağının alınması; Hasan Bey'e "mübadele"yle verilmesi gereken tarlaların bir türlü verilemeyişi; suyun başında, yani Ankara'da çözülmesi gereken bu işlerin sürüncemede kalması; devrimlerin simgesi olan bu kentte işlerin pek de iyi yürümediğini düşündürüyor. Esendal'ın gizli eleştirisi; toplum kurallarıyla bağdaşmayan kumar, içki, çıkarcılik, cinsel iliskiyle yozlaşan dumanlı ortamdan bu bozuk düzene getirilen eleştiridir. Kuşkusuz cumhuriyet Ankarası'nın kuruluş yıllarında görünen yozlaşma, günümüzdeki çürümenin ipuçlannı vermesi bakımından "Ayaşh ile Kiracılan"na ilgiyi arttınyor. Âma asıl önemlisi, dilde özleşme çalışmalarının yapayhğına düşmeden, halkın duru kaynağından yararianarak, 70 yıl önce yazılmış bu romanın tadına varabilmek olanağının bulunmasıdır. Dil akıp giden canlı bir varhk. Otuzlu yılların başında, Yeni Dil Akımı, ağdalı Osmanlıcayı sade Türkçeye dönüştürebilmiş değildi. Genç Kalemler'in başlattığı dil etkinliği sınırlı kalmıştı. Dilde yapaylığa düşmeden, halk dilinin doğal kaynağını kullarak Esendal'ın sade Türkçeye varması, ondaki dil bilincinin ne denli güçlü olduğunu gösteriyor. Bu görüşünü pekiştiren iki öyküsünü anımsamalıyız: "Feminist" öyküsü, anlamını bilmediğimiz sözcükleri kullanarak nasıl gülünç durunılara düştüğümüzü gösteriyor. "Hamit tçin Bir Yazı" öyküsünde, konııyu hiç bifmeden de, ortama, her şeye, herkese uygulanabilecek yuvarlak sözlerle yazmanın anlamsızlığı, saçmalığıyIa alay ediliyor. Esendal, yazının içiyle dilin birbirini tamamlayan bir özellik göstermesinden yanadır. " Ayaşlı ile Kiracıları" sade, açık, kolay Türkçesiyle nice derin duyarlıkları akıl almaz bir güzellikle anlatan bir romandır. Esendal'ın her türlü gösterişten uzak, alçak gönüllü yaradıhşına, ne kadar da güzel uyuyor dili! Eskiler, "üslubu beyan ayniyle insan" diye boşuna söylenıemiş. Memduh Şevket Esendal'ın bütün yapıtlannı gündemde tutmak da bir yayıncılık başarısıdır. Esendal'ın toplu yapıtları "Kızıma Mektuplar"la 17'ye ulaştı. Muzaffer Uyguner'in çabalarıyla terekesindeki yazılar değerlendirildikçe, bu yapıtlann yirmiyi geçeceği umuluyor. Terekesinden çıkan yapıtlara bakılırsa, Esendal bütün yaşamını yazarlığa adamış görünüyor. Böyle bir yazann yazdıklarını önemsemez görünmesi, takma adlar kııllanması, alçak gönüllü oluşundan değil, siyasetçi kimliğini korumak istemesinden hiç değil; edebiyatı, öteki uğraşlarından dana rinemli saydığı içindir. Esendal siyasetçi yönüyle belki söyle bir anımsanacak. Arna edebiyatçı olarak güncelliğini koruyacak. SAYFA 6 Babalap ve kızları ERENDİZ ATASÜ Romaıun (HN ralı kızım" (s. 9) diye seslenen bir baba. Yumuşak, sevecen. Yavrusunu küçücük halinden genç kadmlığına kadar özenle izleyen, çocuğu serpilip yetişirken görev gereği onun yanında bulunamayışının sorumluluğunu duyan, yokluğunu sımsıcak mektuplarla onaran bir baba. Memduh Şevket Esendal, kızı Emine Esendal Sarıdal hanımefendiye, 19281952 arasında yüzlerce mektup yazmış. îlişkiyi alabildiğine canlı tutan mektuplar. Bu yazışmada karşımıza çıkan, yalnızca önemli bir edebiyatçımızın özel yaşamından sayfalar değildir; koca bir dönemin yansısı durmakta satırlarda ve satır aralarında; ve ülkemizin kuruluş çağına etkin olarak katılmış bir yazarbürolcratın, bir politikacının lcişiliği. Gittikçeher anlamua parçalanan bir dünyada böylesi bütünsel kişilikler artık yok. Kuşkusuz bu tutarlı tavır sadece Memduh Şevket'e özgü değildir, bir dönemin ürünüdür; aydınlanma felsefesine yiizünü dönmüş laik ve sosyal adaletçi Cumhuriyetin, amacın büyüklüğünü kavrayabilen kişilerde somutlaşmış "inkılapçı" ruhudurbu. (( T*\ enım seker kızım, bal kızım, l s kaymak kıztm" (s. 12), "Emine * J seker hanım, benim burnu ya Bu yıllarda ülke heyecaıılar yaşamaktadır. Modern zamanlara ait artık alışageldiğimiz, varhk nedenlerini sorgulama gereksinimini duymadığımız kimi olguların o günlerin insanlarının yaşamında şimdiki akıllara çocukça gelen ne büyük çalkantılar yarattığını belgclemektedir mektuplar. Örneğin soy adı kanunu! 73. ve 86. sayfalar arasındaki bütün mektuplar soy adı meselesinin tartışmalarıyla meşguldür! Hangi ad ya da nasıl bir ad seçilmelidir? Henüz doğmamış Paytsştaı yoktuluk torunlar adına büyük bir sorumluluktur Yoksulluk paylaşılıyorsa, özveri ağır bu! gelmez insana! Çetin şartlar içinde ayakYıllar geçmektedir. Atatürk hastadır. ta durmaya bakan devlet kurumları araîkinci Dünya Savaşı'nın eli kulağındasında bitimsiz bürokratik işlemlere yol dır. Küçük Emine büyümüştür. llke olaaçar parasızlık! Tahran sefaretinin onarak devrimlerin savunucusu Esendal, uyrımı için gerekli miktar bir türlü toplagulamalara eleştirel yaklaşmaktan geri namaz. Maliye BakanLğı mı ödeyecektir, durmaz ve görüşlerini kızıyla paylaşır: Hariciye mi? Memduh Şevket Bey ce"Ktztm Camm, bindeki parayı katar bu işe hiç yüksünDün gece Ankara radyosunu dınledım. meden. (s. 19) Viranhaneyi andıran elçiBir sürü saçmadan sonra btze, değerli bir lik binasında, iklim ve çevre koşullarıyhaber de verdt. Atatürk, çektığı bastalığ/n la büsbütün ağırlaşan yalnızlığını, kıt kabu nöbetini de atlatmıstı. Bu habert ışıtnaat yaşamını sevgili ev hayvanlarıyla tıkten sonra radyodan her ne dinleditnse, paylaşır. (s. 4344) bana hosgeldı. Âncak, doğrusu bizim radEvet, dönem çetindir ama paylaşımcı Mitevazı koşuüap yo yayınlartmtz biraz serince, bana bıraz ve dayanışmacıdır. 1 Ialkın üstünde, ulaDönem ilginçtir; yoksuldur, çetindir, haftf geliyor. Ben ülkemizde yaptlan seyşılmaz bir yerlerde, özel korumalarla onurludur. Sade Türkiye değil, tüm lerin hemen hıçbirint beğenmıynrum Bıçevrelenmiş özel ortamlarda har vurup dünya bugünkü cılgın tüketimle kıyasZİm için az, bizim için hafif görüyorum narman savurarak yaşayan ve durmadan lanırsa mütevazı Icoşullarda yaşar. Tektçim bunlara kanmıyor: noloji güniimüze göre ilBu.günde btze bu kadar yekel, dolayısıyla ulaşım ve ter' diyemiyorum " (s. iletişim zordur. Büvü211) Eleştiriler ağırlaşarak kelçi olarak dış ülkelerdevam eder. de görevli Esendal sık Yukarıdaki mektuptan sık zorlu yolculuklara çıon yedi gün sonra Atatürk kar: ölecek, bir yıla kalmadan "Üç günde Şap Denızt savaş, patlayacaktır. Esenbiler, Aden ününe gelidal Ânkara'dadır ve 3 Eynır. Oradan sonra Hinl lül 1939 gecesi, IstanOkyanusu. Dört bes gün, bul'daki kızına yazar: belki altt gün, yedi gün " îngiltere ve Fransa her tara/su. Kara görünbugün saat 12'de savasa gimez Altıgün sonra uzakreceklermıs!" (s. 226). Datan Hınt gorünür. Sıcak, ha henüz bir yetkiliyle göher gün daha sıcak. Bomrüşmemiştir. Halkta gözbay " (s. 26) Kabil büyülemlediği tedirginliği kızıkelçisi Memduh Şevket na aktarır: "Şoförlerde, otel Bey yolu henüz yarılagarsonlarında bir durgunmıstır. Daha önce tıklım luk, bir korku var. . tstastıklım terli trenlerde ve yondan Yenisehir'e giderbozuk dağ yollaıında ken so/ör bendcn soruyor: sarsılan otomobillerde 'Eskısehır'de asker almaya kat edilecek uzun mesabaşlamıslar mı?' diye." feler vardır. Nihayet 1939'la birlikte Türkiye menzile ulaşıldığında indaha çetin bir döneme, bir san hazin hazin özlemez var olus sınavına girmiştir. mi Istanbul'u?.. (s. 26). Artık dünyada hiçbir şey Yıl 1933. eskisi gibi olmayacaktır. " 'Allah gemtyı batırHerkes gibi, uzak Asya'da ma dedın, Allah gemiyı Türkiye yi temsil eden batırmadı. Ben de güzel Esendal'ın da baş konusu güzel Batum 'a kadar gelartık savaştır. Devir eleştiri değil, mutlak dayanışma dım. Simdı buradan sidevridir.Görüşlerini kızıymcndüfere binecegim. la özgürce paylaşan EsenSen ytne dua edersin, sidal artık mutlak beraberlimendüfer güzel güzelBağe inanmaktadır: "...Savaş ku 'ya gider. Oradan tekzorluklan gün geçtikçe darar vapura btneceğım, ha aSırlastyor Basta bulusen yine dua edersin, Alnanuıra inamyoruz. Her ne lah o vapuru da batırmaz. yapıyorlarsa doğrudur." (s. Oradan otomobile binip 321). Esendal'ın savaşın Tahran'a gideceğim. gidişatı üstüne çoğu doğ'Otomobil güzel güzel ru çıkan öngörüleri onun Tahran'a gitsin' diye Aluluslararası ilişkilerdeki lah'a söylersin. Allah, segirmlstlr. Artık sağlam bilgisini gösterir: nin gibi yavru hanımla 1959 la Mrilkte Türkiye daha cetln bir döneme, Wr var olus sınavına da Turklye'yl dünyada hiçblr $ey esklsl glbl olmavacaktır Herkes gibi. uzak Asya ".. .Asya ileAfrika çok gertn, tyikızlartn dualartnt teırall eden Esendal'ın da baş konusu artık savajtır. CUMHURİYET KİTAP SAYI 595 te Tahran büyükelçisinin güzergâhı! Yıl 1928. Bu pasajları okurken, '940'larda orta eğitim müfettişi olarak "demir asa demir çarık"la dağ tepe Anadolu'yıı dolaşan babamın anneme yazdığı mektuplardaki yolculuk ayrıntılarını anımsadım, ister istemez. Devletin sıradan bir öğretmeniyle büyükelçisinin benzeşen koşullarını yaratan, kuşkusuz sadece teknolojik yetersizlik değildi; bu gün ne yazık ki bizlere masal gibi gelen daha eşitlikçi bir yönetim anlayışıydı. kahuleder"(s.U)lş bizlere yani sıradan yurttaşlara kemerlerimizi sıkmamızı öğütleyen bir zenginlerpolitikacılarbürokratlar sınıfı henüz oluşmamıştır. CHP'nin ileri gelenlerinden Recep Peker'e sinemada rastlayabildiğiniz günlerdir bunlar! (s .326) Esendal'ın mektupları tek parti dönemi bürokrasisinin, sonradan kimilerince iddia edildiği üzere, imtiyazlı bir küme oluşturmadığını kanıtlar bize. Soyadı mesalesl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle