15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Marslıların, Dünya'nın mikroplanna karşı bağışıklığı yoktu ve tüm gelişmiş teknolojüerine karşın "Dünyalı bakterilere" yenilmeleri kaçınılmazdı ve de öyle olmuştu... Bu durumda, bizim de, yüzydlardır sistemli bir şekilde yaşam nakkımızı elimizden alanlara karşı, onların bağışıklık sistemlerini felç edecek bir unsur mu bulmamız gerekiyordu acaba? Bu arada "Dünyalar Savaşı"nın, 1952'de aynı adla sinemaya uyarlandığını (7), kimilerince o günün sinema olanaklarıyla bu filmin oldukça başanlı bulunduğunu; bir de 1978'te müthiş bir müzikal versiyonun yapıldığını hatırlatmakta yarar var (çünkü kimi Türk biümkurgucular, gazeteciyi seslendiren ünlü sinema oyuncusundan ötürü bunu, 1978 yapımı birbilimkurgu filminin "soundtrack"i olduğunu sanıyor!). ABD asıllı îngiliz müzik adamı Jeff Wayne'in, tamamen aslına sadık kalarak gerçekleştirdiği bu olağanüstü çiftalbüm çok sıkı bir kadroyu barındırıyordu: Richard Burton (olayı nakleden gazeteci), "Don't Cry For Me Argentina" ile 1970'lerin sonunda dünya çapında ünlenen Julie Covington (Beth), Ingiliz rockçı David Essex (topçu askeri), Moody Blues'un eşsiz sesijustin Hayward, Jo rartridge ve Chris Thompson...*(Yine bir hatırlatma: Albümün "The Coming of the Martians" adlı açüış parçası, "32. Gün" adlı programın jenerik müziği olarak kullanılıyor.) Jeff Wayne'in olağanüstü "Dünyalar Savaşı" prodüksiyonunu "Tommy" ya da "Jesus Christ Superstar"la aynı kategoride başarılı bir rockoperası olarak ele almak olası. Dünyalar Savaşı ile ilgili bir not daha: 30 Ekim 1938 günü saat 21.30 civannda New Yorklular, Marslıların dünyayı işgale başladıkları sanısına kapılıp sokaklara dökülmüştü. O sırada, genç seslendirme sanatçısı Orson WeÛes, CBS radyosunda, 12 milyon kişinin izlediği Dünyalar Savaşı'nın gazetecisini seslendirmekteydi. Yeniden 19. yüzyılın sonuna, Wells'in dünyasına dönersek; önce "Zaman Makinesi", sonra birbiri ardma "Dr. Moreau'nun Adası" (1896), "Görünmeyen Adam" (1897), "Dünyalar Savaşı" (1898), "Ay'da Ilk însanlar" (1901)... Tam da eleştirmenlerin, Wells'i, yeni bir düş dünyasının hünerli ve verimli bir mucidi (henüz bilimkurgunun "babası" olmamış!) olarak görmeye başladıkları dönemae, o, hiç beklenmedik oir şekilde herkesi şaşırttı. Yeni yapıtlarında son derece mizahi bir şekilde kendi yaşamından kesitler sunuyordu; çocukluğunu, çıraklık ve öğretmenlik günlerini, ilk aşklannı alaycı ve eğlenceli şekilde, reaüst bir romanlar dizisiyle dile getiriyordu: "Aşk ve Bay Levisham" (1900), "Kipps" (1904) ve daha sonralan "Bay Polly nin Öyküsü" (1910) gibi. Bu dönemin ardından, bu kez bilimci ve araştırmacı yanını (biraz da insanlığın selametine dair kaygılannı) öne çıkardığı "düşünce romanları" dönemi başladı: "Yeni Machiaevelli" (1911), "Evlilik" (1912), "Muhteris Dostlar" (1913), "Eşsiz Araştırma" (1915)... ler"in dehşetli tepkisini çekiyordu. Sonunda, Shaw ve Webb çirtinden, derneöin yönetımini ele geçirme çabaları da boşa çıkınca Fabian Derneği'ni terk etti. Wells, bu anlamda bir sosyalizm istemiyordu. Özlemi, bilimin uygarlığa egemen olduğu bir "Dünya Devleti"ydi. Bu devlet, eşitlikçi bir demokrasiden çok, akdcı aristokrasi tarafından yönetilen bir devlet olmalıydı. Dünya, onu yönetmeye hak edenlerce yönetilmeliydi. "Liyakatsiz olanın üstünlüğüne hiçbir zaman inanmadım. Annemin, kral ailesine, toplumun üstün sınıfına hizmet etmesi nedeniyle gizleyemediğim bir isyan duymuşsam, bu, kırılan kalbimin, niç olmazsa diğer insanlarla eşit bir düzeyde bulunmayı arzu etmesinden ileri geliyordu. Şurası muhakkak ki, hezimetlerini açıkça kabul eden insanlarla kendimi aynı düzeyde görüp de, onların çoğunluğundan daha üstün bulundu^uma dair olan gururumu feda etmek niyetinde değilim. Sınıfın birincilerinin, sonunculardan ve sınavını veren çocuğun, sınıfta kalandan çok daha değerli olduğuna inanıyorunı.' (11) îki "Büyük Savaş"ın ilki başladığında, bir dünya devleti özlemi içindeki H. G. Wells derinden sarsıldı. Çaresiz insanlann, o kadar yararlı işlerini yüzüstü bırakıp, olanca cesaretlerini ve bilgilerini birbirlerini öldürmeye adamaları Wells'in ruhunda dayanılmaz acılar yarattı. Önceleri savaş karşısındaki tavrını yalnızca gazeteci kimliğiyle sürdürdü. Sonralan anlamlı bir dille savaşı destekledi, çünkü savaşın savaşa son vereceğine inanıyordu: "Dünya barışının, topların gürültüsü arasında kurulması gerektiğine inanıyorum. Bugün kınından çekılen her kılıç ancak barış için çekilmiştir. Böylesi bir savaşta kimse savaşçı olmamaya karşı çıkmaz." (12) Savaşın bitimini görünce, nihayet aklın dünyayı yeniden inşa edebileceği tımuduna kapıldı: "Eğer önümüzdeki on yd, acınacak şekilde ve felaketlerle dolu olarak geçmezse tarihin en olağanüstü yıllannı oluşturacaktır." (13) Derken, Milletler Cemiveti meselesi ortaya cıktı. îlk kez 1919'da onaylanan, 1920 yılında da yürürlüğe giren Milletler Cemiyeti Sözlcşmesi, wells'i yeniden umutlandırdı. Milletler Cemiyeti'nde, adil biçimde örgütlenmiş bir siyasal dünyanın, Dünya Devleti'nin taslağını gördüğünü sanmıstı. Ama çok geçmeuen yanıldığını anlayacaktı. Ne yazık ki, Wells'in, o sözünü ettiği on yıl acınacak şekilde ve felakederle dolu olarak geçmekle kalmayacak, paylaşımcıların bir sonraki büyük savaşı için zemini dehazırlayacaktı. "Bugün, evrensel özgürlük ve barış yolu üzerinde inamlmaz engeller bulunmaktadır. Bundan, bireysel ve toplumsal bencilce kaygılar, yanlış anlaşılan sözlerin yarattığı sabit fikirler, bilinçaltı korkular ve nihayet önemli konumları işgal eden şahsiyetlerin bozgunculukları rol oynamaktadır. Biz ki, geleceğin vatandaşlan olalım, ve acemi bir kaptan yüzünden limana giremeyerek kıyıda dolanıp duran bir transatlantik yolcusu gibi bu sahnenin ortasında dolaşıp duralım! Dünyayı yönetenlerin büyük bir çoğunluğu ile ilişkideysem de, onları birleştirmeyi başaramıyorum. Konusabilme olanağına sahibim ve hatta onları heyecanlandırabiliyorum, takat doöru yolu görmeleri için beyinlerine baskı yapamam." (14) Defalarca Washington'a, Cenevre'ye ve Moskova'ya gitti ve 1920 yılının sonlannda, Milletler (lcmiyeti'nin, dünya barışı önündeki en büyük engel olduğu sonucuna vardı. 1920'de yayımlanan, "Gölgeler IçinCUMHURİYET KİTAP SAYI 592 Savaş, Savaşı Bltlrlr WWIs1n şaşırtıcı dönemlerl Iki "Büyük Savaş"ın ilki başladığında, bir dünya devleti özlemi içindeki H. G. Wells derinden sarsıldı. Çaresiz insanların, o kadar yararlı işlerini yüzüstü bırakıp, olanca cesaretlerini ve bilgilerini birbirlerini öldürmeye adamaları Wells'in ruhunda dayanılmaz acılar yarattı. Önceleri savaş karşısındaki tavrını yalnızca gazeteci kimliğiyle sürdürdü. Sonralan anlamlı bir dille savaşı destekledi, çünkü savaşın savaşa son vereceğine inanıyordu. otomobillere ilişkin şöyle öngörümlerde bulunuyordu: "Bir gün gelecek, bir otomobil günde 500 km. yol kat edebi lecek, belki sürücüsünden başka bir şey değiştirmeksizin kentten kente yolculuk yapanlar, beğendikleri yerde yemekleriniyiyecekler, canlan isterse yolda uyuyacaklar. Otomobillerin çok büyük bir hızla seyredebilecekleri özel yollar inşa edilecektir." (8) O günlerde, henüz uçmayı başaramamış uçaklarla (9) ilgili kehanetleri de şöyleydi Wells'in: "Balonlann güvenliğini sağlama güçlüğü karsında, araştırmaların artacağını ve yüksek savaşma yeteneğine sahip nava araçlarının geliştirileceğini sanıyorurn. Ve bu yeni araç çok kısa süre içerisinde hemen savaşta kullanılacaktır." (10) Wells, aynı yapıtta, "kara zırhlıları" başlıklı bir bölüme yer vermişti, bunlar savaşta çok etkili olacaktı ve o zamanlarda henüz "tank" sözcüğü telaffuz edilmiyordu. SosyaNzme Mutkı Azmhk da lizrnıl "Öngörüler" çok kısa zamanda, "demokratik" birsosyalizm görüşünü savunan Fabian Derneği yöneticiferinin (G. Bernard Shaw, Sydney ve Beatrice Webb, Ramsay Mac Donald vb.) büyük ilgisini çekti ve Wells'i kendilerine katılmaya çağırdılar. Wells öneriyi hemen kabul etti. Ancak bir süre sonra ortaya çelişkiler çıktı. Sosyalizme, devrimle değil evrimle ulaşılabileceğini iddia eden Fabiancılar, sınıf ve partilere egemen olarak iktidarın ele geçirilmesi gerektiğini savunuyordu. Wells ise bütün sınıf ve partileri, hatta tüm ülkeleri belirli bir düzen içerisine almak gerektiğini savunuyordu. Bu bağlamda Wells, sosyalistlerin, iktidardan indirmek için mücadele verdiği "mutlu azınlığın bile, genel bir düzen dahilinde yararlanılabilecek mükemmel meziyetlere sahip bir sınıf olduğuna inanıyordu. Dahası, cinsel özgürlüge ilişkin cüretli önerileri, genç Fabıanlar üzerinde etkili olmaya başlamıştı. Bir yandan da bu "tutucu sosyalist "KehMiettari" Fakat daha önce 1901'de yayımlanan bir yapıtı vardı ki, bu olasılıkla, Arthur C. Clarke'dan ya da Alvin Toffler'dan çok daha önce Wells'e, fütürolojinin 'babası" unvanının verilmesini gerektiriyordu. "Anticipations", yani "Öngörüler" (tam adı: Öngörüler ya da Mekanik ve Bilimsel Ilerlemenin însan Yaşamı ve Düsüncesi Üzerinde Etkisi), H. G. Wefls'in tam anlamıyla geleceğe ilişkin "kehanetlerini" içermektedir. Ö gürılerde saatte en çok 30 km. hız yapabilen SAYFA 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle