Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
l 1 A Z I R A 2 0 0 1 • Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde bu hafta, edebiyatımızın "Kare As"ı dört yazanmızı anlatıyor .3.sayfada • Sema Kaygusuz, Nalan BarbaroSOğlU İle konUŞtU S say/ada Cumhuriyet P A R A t I Z E I • Ulus Fatih, Ferit Edgü'nün "Devam"ını değeriendirdi ıo. ^fcuk O Vecihi Timuroğlu, Memet Fuat'ın "Nâzım"ını değeriendirdi .u.\avfa<k H.G.We H. G. Wells'in ilk romanı 'Zaman Makinesi" 1895 yılında yayımlandı Bu romanını 1897'de "Görünmez Adam", 1898'de "Dünyalar Savası", 1901'deise " Ayda tlk însanlar" izledi. Bilimkurgu edebiyatında çığır açan bu kitapların bir bölümü dilimize de aktarıldı ve aktarılmaya devam ediyor. Yakın bir gelecekte Wells'in tüm yapıtlarını dilimizde görecek gibiyiz. Bilimkurgunun bu usta yazarını tanıtmaya çalıştık sizlere. 'j CEM ÇOBANLI Bir bilimkurgu 'B KITAP H erbert George Wells, 21 Eylül 1866'da, Ingiltere'nin Bromley kentinde dünyaya geldi. Ânnesi Sarah Neal, komşu şatonun bahçıvanı Joseph Wells ile evlendiğinde Bromley yakınlarındaki bir şatoda hizmetçilik vapryordu. Kaba saba, deli dolu bir adam olan Joseph wells ise aynı zamanda tanınmış bir kriket oyuncusuydu. Evlendıkten sonra, Bromley High Street üzerinde küçük bir porselen mağazası açtı. Ancak yapısal olarak ticaret yapmaya hiç uygun olmayan Joseph Wells, dükkândaki günlerini daha çok kriketçi dostfanyla gevezelik ederek geçiriyordu. Her insanın, yaşamının dönüm noktaları vardır. H. G. Wells'in yaşamındaki ilk dönüm noktası ise kınlan bir ayaktı! Yedi yaşındaydı ve ayağı kırılmıştı. Yaklaşık iki ay hiçbir yere kımıldayamayınca bu onun için oldukça uzun bir kitap okuma süreci olmuştu. (Herbert'm okuma düşkünlüğünü, tüm kabalığına karşın, babasından aldığı söylenir.) Wclls ailesinin geliri hiçbir zaman yoksulluk sınırının üzerine çıkamadı. Nitekim 1880'de dükkândaki iş~ ler iyice bozuldu. Bayan Wells, Sussex, Uppark yakınlarındaki bir şatoda mürebbiyeliğe başladı. Herbert ise okıımaya karşı büyük bir istek duymasına karşın on dört yaşında okuldan ayrılmak zorunda kaldı ve büyük bir kıımaş mağazasında çırak olarak çalışmaya başOldukça dindar, kendi halinde bir kadın olan ve kocasıyla hiçbir şekilde anlasamayan Sarah Wells, oğlunu herkcsin hürmet ettiği bir insan olarak yetiştirmek istiyordu; şöyle derdi: "Ne yazık ki senin banan bir 'şentleman' değil." Bayan Wells'in bashca ideali 'Bertie'nin (aile içinde onaböyle derlerdi) bir moda mağazasında tezgâhtar olmasıydı. Nitekim kısa bir siire de olsa 'Bertie' bu deneyimden geçmişti. Bir taşra nıağazasındaki gönülsüz ve oldukça zorlıı geçen çıraklık dönemini kendi ifadesiyle, "çok ıstıraph geçen" o günleri yine de sadelik ve gururla dile getirir: "Çocukluğumun iki mutsuz yılında iğrenç yatakhanelerin birinde yattım. Bize vetilmekte olan yetersiz gıda ile takatten düştüm. On beş yaşına geldiğinıde, tezgâhtar olmaktansa ölmeyi tercih edecegimi anjatmak üzere, bir pazar günü annemin yanına kaçtım. Ultimatomıımu vermek iizere boş ınide ile yaptıöım bu on yedi millik koşuyu, hâlâ belleğimde büyÜK bir canlılıkla korumaktayun. Bu davranışımı, aslında o zaman Tezşâhtar Herberî lar çok çirkin bulmuştum. Bugünse anlıyonım ki, şimdiye kadar yaptıj^ım hareketlerin hemen hemen en iyisibu olmuştur."(l) H. Cî. Wells, çocukluk dönemine ilişkin acılı günlerini asla saklamamıştır. Sonraları, romanlarında bu dönemi oldukça keyifli ve bir anlatımla dile getinniştir. Halk tabakalarını derinden tanıma ve dönenıin ayrıcalıklı sınıfını dışarıdan izlemiş olma avantajuıı büyük Öİçüde çocukjuk ılönemıne boıçludııı. Wells'in bir ılönem annesiyle birlikte yaşadıği şatodaki başsolracı, hizmet ettigi mühim şansiyetlerin dil ve tarih hatalarını bir dettere kaydederdi. Herbert, kendi halinde bir tür gramer uîîmanı okın başsofracıya büyük hayranlık duyardı. ü n u n yanında, oldukça erken denilebilecek bir yaşta, dünyayı yönetenlerin budalalıklarını kaydetmeye başlamıştı. Şato, Herbert için bir simgeydi: "Konum itibarıyla, kiliseye, köye ve tüm ovaya egemen durumda bulunan bu muazzam ve görkemli yanı benim için büyük bir önem taşırdı. Dünyanın geri kalan kısmı, bu şato ile önemli öfçüde irtibatlıdır, diye düşünürdüm. Bu yapı, aristokrasinin ve aristokratlann simgesiydi. Çiftçiler, tüccarlar ve uşaklar, aris Soylular ortadan kaldırdırsa ' tokratların izni olmadan nefes bile alamazlardı. Sonraları, büyüyünce bu soyluluğun, her şeye karşın kendi açısından haklı olup olmadığını sorgulamaya başladım; ortadan kaldırıldığında genel düzenin bozulup bozulmayacaftını kendi Kendime defalarca sordum."(2) Wells'e göre toplum çok kötü bir biçimde düzenlenmişti. Bununla birlikte o, her şeyi yakıp yıkan bir isyankâr olmayı hiçbir zaman aklına getirmedi. Nitekim ileride, yöneten sınıfı kin ve ncfrete layık görmedi|*ini, onları yalnızca gülünç bııldu^unu belirtecek; gençlik günlerinde onlara benzemek için harcadığı çabadan ötürü kendisiyle alay edecekti. 1883'te bir öğretmenin yöneltmesiyle, Somerset'teki bir okulda yardımcı kimya ööretmenliğine başladı. Bugünkü koşullar açısından bakıldıgında, 17 yaşında, diplomasız bir gencin nasıl ö^retmenlik yapabildiği ilgi çekici gelebilir. Ancak, o yılların Ingilteresi'nde resmî tedrisat yeni gelişmeye başlamıştı. Birçok okul açılıyordu. Büyük ölçüde öğretmen eksiği vardı ve biraz okumuş., ağzı laf yapan insanlar "yardımcı öğretmen" olarak işe alınıyordu. Aynı yıl, yine yardımcı öğretmen sıfatıyla Midhurst Grammar School'a geçti. 1884'te Eğitim Bakanhğı'na yaptığı başvuruya olumDevamı 4. sayfada. Dlplomasız bir öğretmen C U M H U R İ Y E T KİTAPSyAV/ 5 9 2