Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JOSE LUIS HIDALGO (19191947) Kedi Gelirler, kimse bilmez nerden geldiklerini. Karanlık acısından gelirler kırbaçların, o kırbaçlar ki bir gece ormanı kırbaçladılar ayı kansız bırakıp sonsuza değin. O kandan gelirler, o ormandan gelirler, ': insana yaklaştı mı usuldan yok oluveren yumuşak bir özün şehvetinden gelirler. Ölü kuşlar vardır gözbebeklerinin dibinde, yumulu pençelerinde delik deşik balıklar. Gelirler kimse bilmez nercden geldiklerini... Gelirler... . * *• > MIGUEL HERNANDEZ (19101942) Çağdaş hpanyol şiirinden bir kesit / Çeviren: Sait Maden Fırla, halkın atı Ayakları sekili at, İşte bütün topraklar senin" 111 Şiir Atlası'nda bu hafta Sait Maden'in çevirileriyle "Çağdaş îspanyolŞiirinden Bir Kesit" sunuyoruz. 19W'den bu yana Baudclaire, Octavio Paz, Blaise Cendrars, Pablo Neruda, Feaerico GarciaLorca, Aragon, Eugenio Montale, Paul Eluard, SaintJohn Perse ve Vladimir Mayakovski gibi 20. yüzyıl dünya siirinin büyük ustalannın şiirlerini dilimize kazandıran bu çok önemli çevirmen ve usta sairden önümüzdeki sayılarda da yeni çevıriler yayımlamayı umuyoruz. DAMASO ALONSO (19061990) kimse değildir olüm senın bıneğindeyse, Fırla, halkın atı, ayakları sekili at, işte bütün topraklar senin! Fırla, fırla, denize gömelim onları! Süpürgenin göğe yükselişi Bir süprüntü gören kahramanlar arasında süpürge, o mersin, gül ve defne çelengiyle, gÖKten inmiş mavi bir palmiye aslında yeryüzünü tozlardan arıtmaya sevgiyle. Dinlenme bilmez kılıç, öyle neşeli, parlak kaygıdan incelmiş duruluk, güneş, yiğitlik, aynı çukurun üstünü temizleyen zambak, hep öyle daha sıcak, daha an, daha dik. Hiçbir zaman çarmıha gerilmeyecektir o, gençlik dağıtır bütün iskeletini çünkü, bir ezgi ve suskunluk flütüdür, tektir o. Tek ve Yüce bir uyumıın dilidir, bir türkü, hiçbir toz dayanmaz onun hızlı soluğuna ve süpürge dimdik ağar gök boşluğuna GABRIEL CELAYA (1911) Uykusuzluk Madrid bir milyondan çok cesetle dolu bir kent (son sayılıma göre). Geceleyin kimi kez kendime döniip ayağa kalkıyorum kırk beş yıldır içinde çürüdüğüm bu dar oyukta. Çok uzun saatler geçirdiğim oyukta kasırgayı dinlerken, köpek havlamalannı, ya da yavaşça akan ay ışığını. Ve uzun saatler geçiriyorum inleyerek kasırga gibi, havlayarak kudurmuş bir köpek gibi ve akıyorum kocaman, sarı bir incğin memesinden akan sıcacık süt gibi. Ve uzun saatler geçiriyorum Tann'yı sorguya çekip sorarken niçin yavaş yavaş çürüyor diye ruhum, Niçin bir milyondan çok ceset çürüyor diye bu Madrid kentinde, niçin bir milyondan çok ceset çürüyor diye dünyada yavaş yavaş. Söyle, hangi bahçeye hazırhyorsun gübresini çürüntümüzün? Korkmuyor musun görmekten, günün büyük gül fidanları kuruyor, gecelerinin öldürücü, acı zambaklan? Düşünceler içinde BLAS DE OTERO (19161979) •> Açık Hava En sevdiğim şey vaşamak. Gövdemi görmek sokakta, bir arkadaş gibi konuşmak seninle, vitrinlere balcmak ve, en güzeli, ağaçlara gülümsemek uzaktan... Severim boz renkli kamyonları da, fillere bayılırım, . bayılırım senin göğüslerini öpmeye bacaklarının arasına dalmaya, sacını bozmaya, deniz suyunu içmeye, acı, köpüklü bir bira gibi. Severim evimden çıkan her şeyi, aksırmayı arasıra, tükürmeyi kara kuşların göğüne, askerlerin madalyalarına, çıkmayı bu geniş, üziicü zindandan, ırmakları, güneşleri dinlendirmeyi, açık havaya çıkmayı, açık havaya. Ben gerçekten varsam, adım da Rafael'se, gerçekse burada olduğum, ve bu bir masaysa, gerçekse ısırganlar arasında kara bir taştan az ayrıksı bir şey olduğum, bir kuyunun dibindeki pürtüklü bir taştan az ayrıksı bir şey; akşamın bu alısılmadık, mor aydınlığı bir gerçekse, bu külrengi, eflâtun şeyler evlerse, bulutlarsa, gerçekse şu sokaktan geçen adamın uyurgezer olmadlğl, doğruysa bu sessizliğin inip çıktığı gizemle yaşam arasında, gerçekse var olduğum, adım da Rafael'se, bir ten bitkisinden az ayrıksı bir şeysem; gerçekten varsa nesneler ve ben varsam ve düşüncem varsa; '• . .. •'• . .* RAFAEL ALBERTI (19021999) Dörtnala Topraklar, Ispanyol toprakları, topraklar, ıssız ovalar, uçsuz bucaksız ovalar. Fırla, halkın atı, ayakları sekili at, güneşe, aya! Fırla, haydi fırla, denize gömelim onları! Çınlayan, çınlayıp duran bir yürek gibi tspanya toprakları toynaklar altında. Fırla, halkın atı, ayaklan sekili at, köpüğün atı! Fırla, hrla, denize gömelim onları! Kimse kimse, hiç kimse yok karşıda, SAYFA 18 ANTONIO APARICO (1917) bu manolyalarla kokulu, güzel akşam^ gerçekse, gerçekse bu içimde çırpındığını sezdiğim sonsuzluğun titreyişi, gerçekse var olduğum, adım Rafael'se, gerçekse düşündüğüm, gerçekten de sonsuz, bilinmedik düşüncelerle ağırlaşmış bir navada yaşıyorsa bu dünya, gerçekten öyleyse, ah, şükür, çok şükür her şeye! ANTONIO COLINAS (1946) Picasso'ya Saygı îspanya'sız Ispanyol, dinlenme bilmez yürek, hep yeni doğan yaşlı, bilgeliğin çocuğu, yaşını hergün bir yıl geriye çeken santor, sürekli ot biterken parmak aralarında. Günün saf tomurcuğ'u gülüşünle birleşir, omuzlannda yuva kurar kışın şebboyu; sen her şeyin kardeşj, yeni doğan her şeyın. Yeryüzü şölenınde kanayan tek varlık o, onun umudu parlar karanlıktayken her şey. Izlemek, gölgesine değmek, elını sıkmak yaşamı, çiçek açan yüreği okşamaktır. Casanova Kendini Anlatıyor (Giacomo Casanova, Bohemya'Ja, Walditetn Kontu'nun kıtaplık memurluğu görevını kabul eder.) Dinleyin, Efendim, her yerim perişan. Fransız devrimiyle yok oldu gitti seyrek dostluklarım. Bakın, yeryüzünün pek çok ülkesini dolaştım, pek çok hapishanesini, yatakları, bahçeleri, denizleri, manastırları, hoş karsılanmadığını gördüm iyiniyetimin. Roma'da rahip oldum, güzel geldi bana Korfu'nun ateşli gecelerinde çarpışmak. < CUMHURİYET KİTAP SAYI J 592