Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ne uygun görülmesine neden olacak ilk başyapıtı "Zaman Makinesi"nin yayımlandığı yıldı. H. G. Wells'in, South Kensington'da, Prof. Huxley'in etkisiyle, insanın geleceğine ilişkin tüm düşünceleri değişmişti. Şimdiki evrim devam ettikçe insanın ne duruma geleceğini sorgulamaya başlamıştı. Önce 1 milyon yıl sonrasının insanı hakkında kuramsal bir deneme yazdı. Deneme, "Zamanı Keşfeden Alet" adıyla, 189495 yıllarıııda, New Review'da tefrika biçiminde yayımlandı. 1895 sonlannda iseHeinemann Yavınevi'nce "Zaman Makinesi" adıyla kitap olarak piyasaya çıktı. (Wells'in Zaman Makinesi, aradan 105 yıl geçmesine karşın, çokJannın öne sürdüğünün tersinc, bilimkurgusal değil (6), sosyolojik ve siyasal içeriğini olanca canlılığıyla, güncelliğiyle sürdürmekte.) Wells'in adı, her ne kadar bilimkurgu tarihi içerisinde, Jules Verne ile birlikte "babalar" diyeanıhyorvegenelliklebirbiriyle karşılaştırılıyorsa da her iki "baba"nın da birbirlerinden uzak düstiikleri yanlar vardır. Verne, yapıtlarında bilime, mühendisliğe ve keşiflere olan hayranlığı dile getirir ama bir şeyler kanıtlama kaygısı taşımaz. Wells ise "Zaman Makinesi"nde ve "Dünvalar Savaşı"nda da görüleceği iizere, teknolojinin ve bilimin insan yaşamım ve geleceğini nasıl etkileyeceğine dair boyutu hiç dikkate almaz. Veme'in yaşadığı dıınya (çevre) ile Wells'in yaşadığı dünyanın da (çevrenin) birbirinden tarihsel olarak farklı olduğu göz önüne alınarak denilebilir ki, Jules Vernebüimsel serüvenci, H. G. Wells isebilimsel yaklaşımlı toplum eleştirmenidir. (Bu arada, sevinçle oğrenmiş bulunııyoruz ki, Ithaki Yayınları, Fransizca aslından çevirterek mııthış bir Jules Verne külliyatı yayımlama sürecine girmiş. bu ülkede elımıze alabilmemiz için tam 105 yıl bekledikten sonra gönül rahatlığıylaemin oluyoruü kı, ıl) Wells'in, Zaman Makınesi'ndekı "makinesi"ne iliş,kin hiçbir teknik ayrıntı yoktur. Zemeckis'in Geleceğe Dönüş'ıindeki "makine"si ise öyle ayrıntılı betimlenir ki (ya ni bize gösterilir ki), neredeyse ona atlayıp bir yerlere gitmeyc hazırlanasımız tutar. Daha bu noktadan, Wells'in "geleceğe dönüş" gıbı bir kaygısının olmadığı aşikârdır. Peki nedir Wells'in kay gısı? Wells, bir yandan evrim kuramının 1 milyon yıl sonrakı akıbetinı merak etmiştir; bir yandan da bu dünyanın "yöneticilcri"nin kendi aıalarında yaptığı iki büyük paylaşım savaşı sonrasında büyük umutsuzluğa kapıldığı ama yine de "belki 1 milyon yıl sonra" dıyerek rizlemle andıöı bir "Dunya Devleti"nden vazgeçmedığini ortaya koymuştur. "Zaman Makinesi" romanınabakacak olursak, "sınıfsızbirDünya" (yada'alt'sızve 'üst'süz bir dünya) ne yazık ki 1 milyon yıl sonra bile gerçek olamamaktadır! Bununla birlikte Wells, yapıtının sonlarında, Zaman Gezgini'ni son bir kez karşımıza cıkarmayarak bizi (olasılıkla kendisini de), ezenin ve ezilenin olmadığı, daha mutlu ve yaşanılası bir dünya özlemine dair umudun aralık kapısının eşığinde bırakmayı başarıyor. Zaman Gezgini, "kazara" değil de, bilinçli bir şekilde çekip gidiyor; 800 yüz bin küsur yıl sonraki dünyayı, ve onun "a§ağı"da ve "yukarı"dayaşayan insanlarını düzeltmeye belki de. George Pal'in, Wells'ten uyarladıöı "Zaman Makinesi" (3) adlı filmini izlediyseniz, Zaman Gezgini'nin (Rod Taylor'ın) bu son yola çıkış sahnesi sırasında, yüzündeki muzaffer ve kararlı ifade de bunu kanıtlamaktadır! Zaman Gezgini'nin son sözleri ise şöyledir: " Beni avutsun diye de CUMHURİYET KİTAP SAYI 592 EMRE KONGAR Verne ve WeHs INTO THE rANTASTlC "Kaptan Grant'ın Çocuklarrndan, "Denizler Altında 20 Bin Fersah"a ve "Dünyanın Ucundaki Fener"e kadar bu "baba"nın tüm yapıtlarını, çocukluğumuzdaki gibi basitleştirilmiş biçimiyle değil de büyüklüğümüzdekı gibi özgün biçimiyle okumak kimbilir ne kadar neyecan verici olacak. Darısı öteki "baba"nin, 80 küsur yapıtının tthaki'den yayımlandığını göreceğimiz umuduyla H. G. Wells'in başına. ) Ve nihayet, 1898'de, en azından Zaman Makinesi kadar sıısyolujik ve siyasal bir önem taşıyan "Tne War of the Worlds" ("Dünyalar Savaşı", ya da Türkiye'de yayımlanan adıyla "Dünyanın Sonuna Doğru) yayımlandı. Dünyalar Savaşı, görünürde, günii yanımda iki yabancı beyaz çiçek taşıyorum artık soldular, kurudular, kahverengi ve kırılgan bir hal aldılar akı] ile güç gittiğinde bile minnetin ve karşılıklı sevgi duygusunun insanoğlunun yüreğinde yasamaya devam ettiğine tanıklık etsinler aiye..."> 1. "Zaman Makinesi" (The Time Machine), Çev Volkan Gurses, îtbaki Yayınları, htanbul, Ocak 2000. 2. "Back to the Future" (IIIIH), yön Rohert Zemeckıs, senaryo: Boh Gale, oyn.: Chriitopher Lloyd, Mıchael] Fox, 1997, 1998, 1999 AR'D yapımı, i "The Ttme Machine", yön George Pal, oyn.. RodTaylor, 1960 ABDyapımı. Teknik ekıpten Gene Warren ve Tım Baar, hufılmle 1960'ta En lyı ÖzelEfektler Oscar'ını aldılar Dünya'dakl "Dünyalar Savaşı" müz bilimkurgu edebiyatının ve sinemasının ana temalarından biri olan, uzaylıların Dünya'ya saldırması ve ele geçirmesi üzerine kuruluydu. Yarı mekanik Marslı yaratıklar Düna'ya saldınp (işe Londra ve çevresinden >aşlayarak) gezegeni ele geçirmeye kalkışıyorlardı. Niçin Venüs, Andromeda'nın falanca gezengeni ya da X sistemi değil de Mars? Wells in, Roma mitolojisinden, "savaş tanrısı" Mars'ı seçmesinin de anlamlı bir nedeni vardı kuşkusuz. Aslında saldırı, Dünya dışından değil, bizatihi Dünya'nın kendısinden geliyor, insanın insanı yok etme amacını simgeliyordu. Gezegenimizde bir biçimde yönetici konumunuelegeçirmii; "güçlü" (Dolan küçük bir kesim, fiziksel (savaş çıkararak) ve ruhsal (inancları sömürerek) anlamda "güçsüz" olan büyük bir kesimin üzerine saldırmıyor mu? En temel yaşanı haklarını, üretim araçjarını onların elin1 den almıyor muı Birinci büyük paylaşım savaşının baslamasına sayılı yıÛar kala, Welfs belki de dünya insanını bu tehlikeye karşı uyarmak istemişti ve tıpkı yapıtında oldugu gibi insanları bir biçimde savaşa karşı (Marslılara değil, Dünyalılara karşı!) orgutlenmeye çağırmıştı. Ama şunu da anlamıştı ki, yüzyıllardır dünya insanının yonetimini elinde tutan siyasal ve dinsel otoriteye bildik araç gereçlerle karşı konulamazdı. [Bu yüzden Dünyalılar, tüm savaş araç gereçlerine karşın Marslıların o çok güçlü "ısı ışınlarf'na (heatray) karşı koyamamış ve yüzyılların o güzelim Londrası yerle bir olmuştu. Romanda dünyanın öteki yörelerinden haber alamadığımız için, olasılıkla başka kentler de saldırıya uğramıştı.] . l KIZLARIMA MEKTUPLAR 30.BASKI Prof. Emre Kongar, bu kitabında, bireysel yaşam deneyimlerincfen ve bilimsel bilgi birikiminden süzdüğü duygu ve düşüncelerini, kızlanna yozdığı mektuplar aracılığıylo bütün gençiere, annebabalara ve öğretmenlere aktarıyor. REMZI KITABEVI