Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
öü \..her an dövüşmekten gagasımn rengi aldır' Memet Fuat'ın Nâzım Hikmet'i, 20 Kasım 1901 günü Selanik'te başlayan ve 3 Haziran 1963'te Moskova'da sona eren onurlu bir yaşamın görkemli bir romanı. Yapıt, Nâzım Hikmet'in ruhsal yapısını, olaylara ve durumlara göre davranışlannı, dünya görüşünü oluşturan iç ve dış çevreleri bir bütün olarak yansıtmaktadır. .., \% Memet Fuat'ın yapıtında, 29 ya'da "sosyalisl hümanizm" inMart 1938 günü, ünlü Harb celenirken, Fransa'da, "komüOkulu Davası'nda verilen karanizm, hümanizma deiildir" gibi rın niteliği aydmlanıyor: Yalan kesin biryargı, keskin bir ideoloüzerine yapılan zuliim. Fevzi jik öğe olarak ileri sürülüyordu. Çakmak'ın ouyruğunda yürütüKaynağında, komünizm, nümalcn dunışmalar, "gerçek"i araşnizmden çok farklı bir şeydi, ama tırmaya yönelik hiçbir iz taşımıkomünizmde de, hümanist bir öz yor. Bu mahkemenin tutanaklabulunuyordu. "Hümanizm", salt nnı okuduğunuzda, tek bir "gerRönesans boyunca süren bir seççek"le karşılaşıyorsunuz: "Gerkinler ideolojisi değildir. Tarihte, JZIL çek, etkin giicün buvrufiudur. O böyle yer almasının nedeni, Röetkin güç, yazık ki, ulus kavramına çok vanesans dönenıi sanatçılarının ve düşünürbancı, yurtscverliği, saltanatscverlikle kalerinin, kavrama özel bir değer vcrmeleri ve nştıran Fevzi Çakmak'tır." Adalet, bu gcrtoprak kölelilğine etkin biçimde karşı çıkçeğin önünde köleleşnıiş, hukuk öksüzleşmalarıdır. Rönesans düşünürleri ve sanatmiştir. Memet Fuat'ın Nâzım Hikmet'i, 20 çıları, ürtaçaö öğretisine, insansal bir ilkeyKasım 1901 günü Selanik'te başlayan ve 3 le karşı çıktıklarından, hümanizma, tarihin Haziran 1963'te Moskova'da sona eren bir dönemine özgü bir öğreti gibi algılanonurlu bir yaşamın görkemli bir romanıdır. mıştır. Oysa, hümiuıizma, bir öğreti aeğilBuyapıta, roman gözüyle bakmamın nededir. tnsan onuruna saygı göstcriJmesi, insâni, Nâzım Hikmet'in nıhsal yapısını, olaynın csenliğine, çok yanlı gclışmesine elvclara ve durumlara göre davranışlannı, dünrişli toplumsal yaşam koşullarının yaratılva görüşünü oluşturan iç ve dış çevreleri bir nıası temeline dayanan görüşlerin genel bütün olarak vansıtrnasındandır. Nâzım, adıdır. Hiimanizmadan.birdiişüncedızgebu yapıtın b.ışkişisı olarak seçılmış sankı M olarak söz eimek, oldukça zordıır. Her tkinci, iiçüncü (fereceden kişilerin kiiijiık toplıımıla, bıiLvın özgürlüğünü savıınan gecmişleri de (kısadeğil) yansiıılıyor. (^ıne ins>anlar olmuştur. Hatta, yönetiıııe karşı, ğin, Devrını'ın ilk gunlerinde tanıştıj^ı Prof. bireyin dzgur varlıfimı savıınan kinıseler, Ahmet (lcv.ıt Enıre, masasındaki Kayserı bu tutumlarından dolayı, Tanrı'nın buyrııli tsmaıl I lakkı Hey, kaıibi Kahiıne Hanım, ğuyla öldürülmüşlerdir. M() 2000'leıde, Züıetullah Nuşirevan adlı 1 ürkiyeli Tatar, Mısıılı rahip Anknu'nun bozuk düzendcn savaşta tııisak olup kendısini devrim iı,invakınan şu şıırı, neredeyse loplıımsal bir ılebıılan vekomiinistolan Kadır Raşçavıış, nümanızmayı ıçeriyor. tabııı ımamıyken tutsak olan ve kendibini komünisilerin içinde bulan Abdurralıman YiDinm hır tnıyht kıvrantyornm durıtnı Hota, kıiı,ıık geçmışlerıyle, kımlikleriyle, dan ıkı üc, cünılevlc tızılınış ualarıyla, gerçtk Yuhmllar, zungın karşıunda vüçsuz... birer roman kişileri gibi jşlenmişler. Hele. Ne (icıhlı bıınıı gorııp de hayktrnıamak Mareşal Fevzi Çakmak'ın ilkcl bilgi düzc Ama anlamayaıılara dıldokırıek daha an, yini, bağnazlıeını, kişilik zaaflannı, Cıımhuhnan, \c\ım yuk\eltmeyegor\un. riyet'e bir tüılü ıstnatnadığını anlatan 1938 Btiş/tyor gerçeHerı hılmeyenlerm öfkcsı Mart'ında, Bursa'da, Çelik Palas'taki ve Bngıınlerde herkes urj keııdıni dinliyor; mek!... Bıı bölümde, Nizamettin Nazifin Kendınden başkasına ınanan yok. düriist kısılığım, Ali Fuat Cebesoy'un zayıt l h( ılışkı kalmadı gerçekle tnz arasında llğını, Şükıii Kaya'nın kıırnaz, içinden pa • (Çeviren: İ'alat Sail Halman) zarlıklı, ikiyuzlülüğünü okuvoruz. Çok ustaca çızilmış kişiler, roman kişileri gibi ışlenmişleı Demek, kölecı bir toplumda da, ezilmiş insana yapılan baskiya karşı çıkan insanlar olabiliyor.} latta, efendinin en yakuı ba^la^ Nâzım gerçeğine ulaşmak şı£ı bir rahip bilc, düzendcn yakınabiliyor. Birçok dilılc, Nâzım Hikmet'in yaşamöyBurjııva hümanizması, "özgürlük, eşitlik, küsünü, şiirını ve ideolojisıni araştıranve kardeşlik" kavı amlarının içini doldıırmuş yazan araştırmacılar olmuştur. Bunlardan tur başlaugıçta. Burjuvalar, insanların ken birkaçuıı görmüştüm. Hiçbiriii, Nâzım'ın di doğal özlerini geliştirme hakkını, soyluruhsal yapısını, kişiliğini dikkate alarak, Nâlara karşı, büyük bir özveriyle savundular. zım gerçeğine ulaşmak gibi bir yöntemi kul Ne ki, siyasal iktidara oturduktan sonra, lanmaınıştır. Memet Fuat, olanaklar elver diğince, rcsıni kayıdardan, kendisine ve Pirayc Hanım'a yazılmış mektuplardan, Vâlâ Nurettin'in yazdıklarından, Kemal Tahir'le yazışmalardan, belge olarak yararlan mış. Bclgcnin bulunmadığı yerde, yirmi yıl Nâzım'la birlikte, birevde yaşamış olmanın tanıklığına dayanmış. Bunlar da yetmeyin ce, Nâzım'ın yazılarına, şürlerine başvurmuş. Kuşkusuz, kimi dunımlarda, belgeler, öznel biçimde yorumlanıyor. Yapıtı romanlaştıran öğelerden biri de bu. Memet Fuat'tan nefis bir Nâztm Hikmet biyografisi NAZİM HİKMET VECİHİ TİMUROĞLU aziiunuza uuululnıaz katkılarda bulunmuş Memet Fuat'tn "Nâzım Hikmet" adlı yapıtını okııdum bu aylarda. Aylarda diyorsanı, şaşmayın, Nâ zıni'ın yaşamöyküsü, şiiri, dünya görüşü ve kişiliği, bir bakıma, başkişisi Nâzım olan bir roman gibı anlaulmış. Hersayfada karşılaştığım ada ve belgeye kavuşmaya çalıştım. Burılarladayetinrnedim.büyükbirdikkatle kullanılmış kavranıları d.ı araştırdım. ()r neğin, birçok loplıımsalcı arkadaşımı/, Alalürk'ü, işçi sınılmı dişlamakla suçlarlar. Böylebirkavranıla karşılasınca.Cıımhuriyct döneminde, ışçı sınıfının dıırumıına eğiklim. Çünkü, beıı, işçi sıınlı olımıdan, toplunısalcı bir düzen kurulanıayacağı kanısındayım. Kıışkusuz. hcr toplıımda, ışçi (oııvriere) olarak algılayacağımız bir top lum katınanı olmuştuı Köle de, artık iirün lireten bir emekçklir, aına işçi değildir. tijçi, her şeyden once, ışçi sınıfına bağlı olan, işgücünü, özgüree ve ücrelle satan, aldıgı ücrete karşılık olarak işgücünü salın alanın cl koyduğu bir "artıürün" üreten emekçidir. Onu, sınıfsal varlığıyla, ancak kapitalist toplıımlarda görebiliyoruz. Geçmiş sınıflı loplumlardaki emekçilcrden tarkı, emeğini özgürce satrnasıdır. Köle ya da serfın emeğı özgürleşmemış emektır. Memet Fuat'ın saygın yapıtını okurkcn, bunları da düi)üııdüııı. Daha doğrusu, bana, bunları düşundürdü. Uretım .ıraçlarının mülkıyetinden yoksun kılınmış, bu yüzden, yaşaya bilmek için, emeğini satmak zorunda kalmış işçi sınıfının salt nicel olarak değil, nitel olarak da değerlendirılmesi gerektiğini, Nâzım'ın, bu konuda nasıl bir caba göster diğini, bu yapıtta, sumııt olarak gördüm. bu en ince duyarlıklannı yitirdiler. Kaynağında, bu insanseverlig'in kusurlan vardı. Insanın doğal özünü geliştirme hakkını sa vunduklarından, kuramlarına, "Doğal Hukuk Kuramı" adı verilmişti. Buna lcarşın, toplumun emekçi katmanıanna yukarıdan bakıyorlardı. Mülkiyetin özüne ilişkin her hangi bir değişimden söz ettirmiyorlardı. Emekçi halkın özgürlüğü sorunu, soyııt bir kavram olarak kalıyordu. Gerçek özgürlü ğün, geçim, sağlık, eğitim sorunları çözümlenmiş insanlar için sözkonusu olabileceği gerçeği göz ardı edilmişti. Burjuva hüma nizmi, özel mülkiyet ve bireycilik kökenine oturmuştur. Ama, toplumsalcı (sosyalist) hümanizm, gerçek insan sevgisine sahiptir. Tüm eşitsizliklerin kaldırıîdığı, da ha doğrusu, eşitsizliklerin kalıntılarının bile kalmadığı, adaletin tüm koşullanyla sağlandığı, herkesin yeteneğine ve herkese ge reksinimine göre ilkesinin yerleştiği, tüm bireylerc uyumlu gelişme olanaklaruıuı hazırlandığı toplumsalcı hümanizm, hümanizmin en viıksck aşamasıdır Y Nânm'ın "komünist" kavramı Nâzım, böylc kökeni olan, özdeksel ko şulları bulunan bir komünizmin savaşımı nı veriyordu. Memet Fuat, Nâzım'ın komünist olduğunu söyledığini belırttikttn sonra soruyor: "Bizim insanınıız, konıiinistlikten ne anlıyor?" Bu soı unuıı yaııılı nı, halk arasında yapılan karalama orgelerirıe (nıolif) goıe yanıtlıyor: "Moskof casusluğu, dinsizlik, imansızlık, allahsı/lık, vatan nayınlığı, karıların ortak kullanılması, ayaktakımının yönctime getirilmesi, servet düşmaniıjh, işçi sınıfının diktatörlüğü, üretim araçlarının ortak miilkiyetine, ulusal gelirin gereksinimlerc uöre böliiştürülnıesine dayalı toplumsal uüzeni savunmak." Bu t.ınıml.mn hıçbırısı, Nâzım'ın "komünist" ka\rıanıınasığmaz. Nâ/.ım, biı kez," Yârin yanağından gayri" şeylertle oı taklık istivor. Bir de, sanırım, "işçi sınıfı diktatörlüğü ile ulusal gelirin gereksininıe göre dağıtımı" kavramlaıı, halka çok ya bancıdır. Bclki, kiiçükburjuva sınılınııı mürekkep yalamışhğı kıı olan kesımlcrinde bu sözler söylenır. Birer k.ıvram ol.ııak, onla rın zihinlerinde, henüz dıırulmamış, avılın lanmaınış olarak bulııuurlar. Halkın aıasındadüşünülcn komuni/m, daha çok, ka rıların ortak kullanılması ve dinsizlikıir Dincileı, heıkesten çok din ve nıezhep ay rılığı güdcrler, ırk ayrınu yaparlar, ama kadın konusıında ıkıyüzliıdürler I'aııh, bu ayrımlaıın kavgalarıyla dolııduı. Nâzım ın komünizmden anladığı şudur: "Üretim araçlarının kamulaşması (devletleştirilmesi değil), kimsenin kimseyi sömürmemesi, sınıfsiz bir toplum yapısı oluşması, ırk, soy, din, dil, ulus, aile aynmları gözetilmeden bütün insanlann eşit tutulması, herkesin birlikte çalışıp birlikte üretmesi, tek tek bireylerin tüm gereksinimlerinin karşılanması, insanların her bakımdan özgür olması, her türlü baskıcı gücün ortadan kaldmlması." Sovyetler Birliği'nde böyle bir toplumsal düzen kurulamamıştı. Zaman zaman, toplu kıyımlara da rastıanıldı. ToplumsalcıJık adına özgürlükler kısıüandı, Marks'a iha net edildı. Bu yüzden, Nâzım, onlara "faşist" diyordu. Nâzım'ı anlamak isteyenler, önce "iyilik" kavramı üzerinde durmalılar. Onun inancı da, kavgası da, arkadaşlanyla ve kanlanyla ilişkileri de, bu kavramın yörünge sinde değerlendirilmelidir. Memet Fuat, yapıtında, iyi bir insanm yaşamöyküsünü okuyacağımızı söylüyor. Bu iyi insanın ilk şiirlerinden son şiirlerine değin, tüm şiir serüveni anlatılıyor. Türkce dızede, Türk şiirinin iç ve dış yapılannda büyük bir değişimi yapan bu büyük şairin yeteneğini, ilk kez Yanya Kemal Beyatlı sezmiş. Nâzım'ın "Samiye'nin Kedisi adlı ilk şiirlerinden birisini göstermişlerona. "Sen" demis Yahya Kemal, "Bu uyuz kedi için böyle bir şi • CUMHURİYET KİTAP SAYI 592 Yazarı ya da okurıı kıvrandırmadan, karşılıklı anlayış içinde buluşturmaya çalışan, çağımızın Polonyalı şairlerden Czcslavv Mılosz'un "Biiyii" adlı bir şiirini anımsıyorum. Bu şiir, Türkçeye çevrildi mi, çevrilmedi mi bilmiyorum. Şiirin tümü de, belleğimde değil. Şu anda, şiirin tümünii ve yerini arayıp bulmaya da çalışmayacağım. Belleğimde kalanıyla yetineceğim. Çünkü, söylemek istediklerime, belleğimuekiler, veterli katkıda bulunacak görünüyor. Milosz'un (1911 doğumlu) şiiri şöyle başlıyor: Güzeldir ınsamn usu Kendtnı beğenmtş ve yenilmez Ne demir barmaklıklar ne aikenli teller Ne de yaktlması kitaplartn ne de sürgünlüğün şansı vardır Ona karşı utkukazanabilccek Dilde evrensel düşünler kurar Yazdtrtr ellerimize hüyük harflerle: GERÇEK VEADALET Sortra kiiçiık harflerle: ZULÜM VE YALAN Myoszunşiri Yapıtta, en önemli bölümlerden biri de, Nâzım'ın komünist mi, hümanist mi olduğu yönünde yapılan tartışmalar. Kuşkusuz, bu Konu, özel bir bölüm olarak ele alınmamış. Nâzım'la yapılan göriişmelerden, onun hakkında yazılanlardan, şiirlerinden, özel söyleşileruen yararlanılarak ortaya konmuş. Bu biçemin seçilmesi, yapıtın kolay okunmasını sağladığı gibi, Nâzım'ın kişiüği ve şiiri üzerine çâlışnıayı diisünenle re.DÜyük bir kolaylık da sağlıyor. örneöin, Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Yugoslav SAYFA 14