12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

serüveni bile ortadan kaldırmak anlamina gelmiyor bu. Tüm sorun, bunların zihinsel yapısını hazırlamaktır. Toplumsal gcrçekçi yazarlar, ellerinden geldiğince, yaşadıkları dönemi, tarihsel, toplumsal, siyasal, ekonomik devinimleriyle yansıtmak, bu dünyayı nasıl değiştirebileceklerini göstermek isterler. Âlper, yaşananı elden geldiğince apaçık çizmek istiyor. Yaşananların tarihsel, toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutlannı, bir demet halinde vermeyi düşünüyor. O, daha çok, Cumhuriyet'in kazanımlarını geriye döndüren siyasal boyuta ağırlık veriyor. Ekonomik gercekler, onun öykülerindc bir ölçüde arka resim" olarak görünüyor. Denebilir ki, Atatürk Cumhuriyeti'nin yaratıcı gücünü, yeniden kurtarmaya çalışıyor. Kapitalist toplumda insanın çürüyen yanını, bunun için araştınyor. Ben, şimdilik, Alper'in zihinsel konulara yönelmesini, dilsel sorunlara eğilmesini, dilin yazınsal önemini unutmamasını, dilindeki sorunları içeriden çözümlenıesini öneririm. Ondan, güzel öyküler okuyacağımıza inanıyorum. • /. Alper Akçam, SoluksuzStcaklarda, s. 16, Çınar Yaymlan, Istanbul 2000 2 Alper Akçam, agy, s 14. 3. Kaşgarlı Mahmud, Dıvanı LugatttTiırk, c III, s 355 Çevıren: Bestm Atalay. 4 Bkz hmet Zekt Eyühoğlu, "bağırmak" maddest. 5 Kaşgarlı Mahmud, agy, s. 355 6. Alper Akçam, agy, s. 11. 7. Alper Akçam, agy, s 10 8. Alper Akçam, agy, r 7 9. Alper Akçam, Karanlıkta Bir lşık, Kültür Bakanlığı Yayınları, Anakara 1999, s. 67. 10 Alper Akçam, hlaktı Gözlerı, s 20, Çınar Yayınları, htanbul 1999. NecmiZekâ'nın yazısına Hulki Aktunçtan karşı yazı. Birtakım "Sanı ve Saksı" Sorunları Necmi Zekâ, dergimizin 567. sayısında Hulki Aktunç'un toplu şiirlerinin yer aldığı 'Firak' adlıo kitabını eleştiren bir yazısını yayımlamıştiK. Hulki Aktunç , Zekâ'nın bu yazısına bir karşı yazı yolladı. Bu cevabı okuyacaksınız aşağıda. HULKİ AKTUNÇ ••• C umhuriyet Kitap'ın 567. sayısında pek ilgi çekici bir kitap tanıtma yazısı vardı (Necmi Zekâ, "Peki, kavuşmak hep saksılarda mı olacak?") [28 Aralık2(XX)]. Kitap tanıtma yazılarını aşabilecek, düşünce/düşündürme boyutu bir hayli yüksek, hatta ilerde benim siirimi irdelemek isteyenlere kimi yönlerden ışık tutabilecek bir yazıydı. Necmi Zekâ ya teşekkür ederek yazısındaki somut birkaç noktaya sırasıyla ve gene somutça değinmek istiyorum. Değinmelerim, Necmî Zekâ'nın zaman zaman incelikler taşıyan yazısına ve şiirimiz konusundaki yargılarına biraz katkı sağlayabilirse ne mutlu bana... (1) "On yıl içinde bu kadar şiir yaratan bir verimlilik"ten, bu verimliliğin "övgüye değer" olduğundan söz ediByor. Evet, somut Konuşalım: Böyle bir verimlilik ovgüsunü hak etmediğim yüzde yüz doöruauı. Çunkü, ilk kitabımdaki şiirlerden birçoğu, 1976 yılında dergilerde yayımlanmıştır. Ben şiirlerimi sürekli yayımlamaya başlayalı yırmt beş yıl olmuş bile. Dolayısıyla kitaplara saplanmayıp dergileri de göz önünde tutarsak, "şairin bundan yirmi yıl önce çıkarması gereken ve o zamanlar belki de önemli bir aşama olarak değerlendirilebilecek" biçimindekı sav, temelinı toptan yitirivor. "Onemli asjama", Necmi Zekâ'nın belirlediğinden beş yıl öncebaşlamışoluyor! "Gecikmişdoğum" gibi bence yazıya bir şey katmayanbir görüş de zaten kendıliğinden çökuyor. (2) Benim (varsa) poetıkamı en iyi yansıtan dizelerden dördü ("Bir hayatın neresinde/ Öykiisünde mi içinde mi/ Yankısında mı sesinde mı/ Hepsinde mı yoksa") "Firak" başlıklı toplu basıma alınmamn değildir; gözden kaçmış nedense. Yeni baskı gerçekleştiğinde yerli yerine konulacaktır. Necmi Zekâ'nın bu dikkatine teşekkür ediyonım. (3) Biyografimdeki "siirsel blok" adlandırması benim değil. Bu adlandırmayı benimsemiş olabilirim, ama bir yayıncının, bir editörün, bir eleştirmenin, bir kitap tanıtma yazannın bir şairi değerlendirmesi ile bir şairin kendi kendisini değerlendirmesi, aynı şey değildır, iyi ki!olmaz olamaz da çoğu zaman. Necmi Zekâ neden "şiirsel blok" adlandırmasını benim sanıyor ve bu sanıyı apriori hakikat diye görüp benim şiirimi bana karşı ve o açıdan yargılıyor, yadırgadım. (4) Geldik en sakat sanıya: Benim bir durum saptama'm (Delta Şiiri) her nedense bir önert olarak değerlendiriliyor. Uzatmayayım, Delta Şiiri'nin bir öneri değil bir durum saptaması olduğunu, birkaç yazımda ve söyleşimde vurgulamışımdır. Postmodernızm ile postmoderntte (laammudcn postmoderncilik ile kendılığtnden postmodern olma ya da olııverme) nasıl farklı ise, şiirstJ btrdeltabnermek ile şiirimizdeki bırdeltayısaptamak da öyle rarklıdır. reya ile Sezai Karakoç aynı dıfle yazmaya başlayınca ve sonradan gelenler de bu tavn genelleşrirince), şiir eleştirmenlerinin bir süre boşlukta kaldığını izlemiştik. (5) Necmi Zekâ'nın "saksı, sera" gibi benzetmeleri, okurdan âriflik, ferâset bekleyen "bir edebiyatçının şiirleri" gibi nitelemeleri, yazısını ne yazık ki zaafa uğratıyor. Çıkış noktasındaki zannediş (on yıldır şiir yazdığı sanılan bir şair [edebiyatçı! J üzerine yazmak, bir durum saptamasını öneri sanarak düşüncelerinı bu sanı üzerine kurup bir delta karşısında seralarla, saksılarla kafayı bozmak) kökten yanlış olunca, bu yaklaşıma dayalı her yargı, yazıyı hırpalıyor, örseliyor. Sonuçla, somut birkaç yanlışı ortaya koymak istemiştim. Necmi Zekâ'nın yazısındaki bir tümcenin bana büyük moral verdiğini de eklemeliyim. Diyor ki: "Yazdtklarından daha büyük bir yazar olma talıhstzltğıne uğramazsa, o seradan bir ün, büyük bir jaırolarak çıkacak". Büyük af Eyvallah. Ben o talihsizlik olasılığından şeçeli uzun zaman oldu. Oyle bir talihsiziğe de Necmi Zekâ gibi yazarlar yüzünden uğramam artık. Öte yandan, edebiyatımızda birtakım "saksı" sorunları olduğu da yüzde yüz doğru. Sözgelimi, kolaya kaçmayıp kendi ' saksı "sındaki sanılara değil gerçeklere ve doğru verilere yönelmesi dunımunda, Necmi Zekâ'nın çok daha iyi tanıtma yazılan yazabileccğinden hiç ama hiç kuşkum' f, Hulki Aktunç f "Gedortfdoğunı" "Delta" saptayımı, "sağ" ile "sol"un belirli bir şiir dılindeki 1970'lere dofiru ortakJaşmaya başlaması gibi pek kalm çizgili bir gerçekten yola cıkar. Bilinir, o dönem öncesinde, iu dille yazan sağcı, bu dille yazan da solcu sanılıyordu. Dilimizin çatallandığı yer, dildekı seçme aynmı ortadan kalkıverince (diyelim, Cemal Sü "Türküleri yakanlar, yasaları yapanlardan daha güçlüdür." UĞUR MUMCU, halkın güçlü olduğuna Inanıyordu: "Ellerini kana bulayanlar, içlerindeki korkunun mezar taşlarıyla yaşayanlar, aynı adaletsizliğln ve aynı suçun ortaklarıdır hep birllkte. Gözlerin açıksa göreceksin! Kulağm sağır değllse duyacaksın! Ellerin kesik değilse uzanacaksın!" UĞUR MUMCUyu okuyarak çogaltacağiz! Bağımsızlık Gülü Batı Kulübünde Dans Eslr Teşebbüs i( YEMEN TÜRKLER MEZARUGI Cumhuriyet k ı Iap Iar ı î A ' Namuslu Olma Cesareti Alaturka Kapltalizm 24 Ocak Anayasası Engelll Demokrasi t UNUTMADIK Ortadirek Türküleri Devlet Modası: Tek Yol özallzm Ermeni Mandacıları Kuvvayı Tlcarlye Ruhu Sahte Atatürkçülük Yuz bınlercc askenmızın can verdıgı, gıdıp de dönmedıgı Yenıen Ba^kent Sana'nın yıizyıllardır değışmeyen mımarısı HudeydeSana yolunun bıtmek tükenmek bılmeyen kıvrımları Taa Taır'dekı Osmanlı ızlerı Du kıtap, bılımsei değıl, gezımsel bırçalışma. . kitap kuiuEu Çağ Pazarlama A Ş Turkocağı Cad No 39/41 (34334)Cağaloğlulstanbul Tel (212)514 01 96 um:ag UGUR MUMCU ARAŞTIRMACI GAZETECILIK VAKFI PARİSCADDESİN014 KAVAKLIDFRF ANKARA TEL : (0.312)417 77 20 (PBX) FAKS: (0.312) 417 57 46 www.umag.org.tr SAYFA 15 CUMHURİYET KİTAP SAYI 570
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle