25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÜMİT ÜNAL irmilı vaşlarımın başmda "Lolita"yı ilk defa okuduğumda neye çarptığımı bilmiyordum. Ikinci bölümdekı yaklaşık iki sene süren uzun takip yolculuğunu içer gibi hemen yeniden okudum. Tabii ki bu "Lolita"yı döne döne okumalanmın sonuncusu değildi. Bazı kitaplar insanı fena halde esir alır ve sadece kendi içindeki sayısız ayrıntıyı, yan karakteri, gizli göndermeyi, yazıldığı dildeki özgün nalini değü; önündeki ve ardındaki diğer kitaplan ve bizzat kitabı yazan insanı da keşfe çağınr. Derken, bence yazar olmaya debelenen bir genç için (tabii nefesi tıkanmış olgun yazarlar için de) en ufuk açıcı kitaplardan biri olan "Edebiyat Dersleri" geldi. Bu kitap Nabokov'un 1950'lerde Amerikan üniversitelerinde verdiği derslerden seçmeler içerir. Onun "Değişim", "MadameBovary","Anna Karenin"aya da "Martı" çözümlemelerini okuyan biri, edebiyata ve dünyaya bir daha, içli ama tutucu Türkçe öğretmenlerinin, titiz ve öfkeli edebiyat komiserlerinin ve görevine düşkiin araştırmacısekreterlerin gözünden bakamaz. Edebiyata yüklenen politik görevler, sosyolojik ya da psikolojik manalar Nabokov'a göre değildir. (Freud'dan her firsatta "Viyana'lı şarlatan" diye söz eder.) Nabokov, en safnaliyle kurmacanın zevkini bilenler için yazar. Kitaplannda rastlantılar, tekrarlayan motifler, edebiyat içi ve yapıt içi göndermeler, parodiler ve dilkelime oyunlan öne çıkar. Ama Nabokov suya sabuna dokunmayan bir yazar (haydi o müstehcen kelimeyi kullanmayı göze aJayım) bir "biçimci" değildir. Flaubert'in kullandığı manada "burjuva" kavramının aslında "hayatın maddi yönlerinden başka bir şeye değer vermeyen ve yerleşik değerlere körü körüne bağlı" tüm insanlankapsadığını söylervebuinsanlara "philistine" der. Bukıtapları "philistine" dünya görüşüne ve ister saftirik bir Paris'li, ister zengin bir Berlin'li, ister bir Ingiliz entelektüel, ister Amerikalı bir ev kadını olsun bu dünyanın tüm "philistine"lerine karşı acı bir alay, merhametle kanşık bir nefret ve derin bir eleştiri yüklüdür. Nabokov'un tüm yapıtlan büyük bir hızla Türkçeye kazandınlıyor Y Sıradaki 'Rua, Dam, Vale' gibi görmez. Her an uyanık bir satranç oyuncusunun hamle hamle bir savunma ya da saldırı kurması gibi yazar (Romanlanndan birinin, "Savıınma"nın baş kahramanı Luzhin, satranç oyuncusudur.) Ama yanlış anlamalardan ve "edebiyatı oyun gibi gören yazar" sınırlamalanndan hemen kurtulmak için şunu da ekleyeyim: "Rua, Dam, Vale" Nabokov'un ikinci romanı. 1927'de henüz 28 yaşında olan Nabokov, romanı Rusça yayımlamış. Fakat 1966'da tekrar ele alıp, Ingilizce çevirisini kesip biçerek yeniden yazmış, Usta yazar, genç aceminin işini ne kaaar parlatmış, neler katmış kitabı okuyunca bulabilirsiniz ama "Rua, Dam, Vale"de en iyi Nabokov romanlarının işaretlerini herkes görebilir. Nabokov ülkesinden uzakta, Berlin ve Paris'te yaşarken Rusça yazdığı romanlarıyla kendisini bir yazar olarak kanıtladıktan sonra kırk yaşındayken ilk Ingilizce romanı "Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı"nı vazmıştı. "Lolita" ve "PaleFire" gibi en büyük yapıtlannı da elü yaşından sonra şasırtıcı bir ustalıkla kullandığı îngilizce'yle yazdı. "Rua, Dam, Vale" onun ikinci romanı. 1927'de henüz 28 yaşında olan Nabokov, romanı Rusça yayınlamış. Fakat 1966'da tekrar ele alıp, Ingiüzce çevirisini kesip biçerek yeniden yazmış, Usta yazar, genç aceminin işini ne kadar parlattı, neler kattı bilemem ama "Rua, Dam, Vale"de en iyi Nabokov romanlannın işaretlerini herkes görebilir. Nabokov insanlann hayatını ve kişiliğini belirleyen üç temel öğe olduğunu söyler. Çevre, Katibm ve X (Bilinmeyen) faktörü. Ona göre bunlar içinde en önemsiz olan çevre, en etkili olan da X faktörüdür. Roman kişileri söz konusu olduğunda bu üç öğe de yazarın elindedir. 1927. Taşralı genç bir Alman, Franz, dayısının yanında çalışmak üzere ilk kez Berlin'e gelir. Tam da Nabokov tarzı bir rastlantıyla dayısı ve dayısının güzel kansıyla aynı tren kompartmanında seyahat eder ama onlan henüz tanımamaktadır. Heyecanla Berlin 'i görmeyi beklemektedir. Ama ilk akşam gözlüğünü kırar ve aşın miyop oldıığu için ilk Berlin izlenimleriflu,puslu görüntüler olur. (Yine tam Nabokov usulü manidar bir görsel buluş.) Sabah miyop gözleriyle neredeyse el yordamıyla gittiği dayısının evinde onu SAYFA 8 Hnciponıan Nabokov'un satranç tahtasının ufak bir gezegen boyutlarında ve küresel biçimli olduğunu hayal edelim. Taşlan da altı cins değil hemen hemen sonsuz çeşitliliktedir ve onlan oynatan elin farkına varsanız da aynı zamanda nefes aldıklarını görürsünüz. "Rua, Dam, Vale" sanınm yazann ana dilinde yazıldığı için fazla kelime oyunu, dilsel gönderme içermeyen bir roman. Ama kitabın adından başlayarak tühaf, en ürkütücü yamünde çok güçlü bir şiirsel hava yakalaratıklan) kansınaan yan çevirmeni lcutlamak isterim. Nabodaha fazla ilgi göstekov'u tanıyorsanız, 27 yaşında bile ne yaprir. Yeğeniyle sohbet tığını bilen bir yazar olduğunu görmek isedip onun hakkında tiyorsanız "Rua, Dam, Vale"yi şiddetle "salağın teki" diye öneririm. Henüz bir Nabokov kitabı okudüşünürken de, eski madıysanız da buradan başlamak ilginç bir sevgilisiyle karşıolabilir. Nasıl olsa ister istemez diğer kilaştığında da, genç taplanna da uzanacaksınız... Bana gelinkadınlarla kansını alce, şu sıralar ben Ingilizcesine bayılaığım datırken de aynı buz "Pale Fire"ın Türkçede nasıl canlanacagibi soğuk ruh hali ğını çok merak ediyorum ve tngilizcesiiçindedır. ne nedense ısınamadığım "Ada"nın çevBu üçlünün gözrilmesini sabırsızlıkla bekliyorum. • lemlerine, sabırsızlıklarına, endişeleriRua, Dam, Vale/ Vladımır Nabokov/ ne bazı yuzeysel hisÇeviren Sınan Fışek/ îletıştm Yayınlalerine katılırız ama rı/263 s Nabokov çarpıcı bir teknikle, üçüyle de aramıza mesare koyar. Bunu anlatıcının bakış açısından ani değisiklikler yaratarak başarır. Romanı bir süre bir başkişiNabokov cok az Almanca blldlöl, Almanlan az tanıdığı halde "Rua, nin, diyelim Franz'ın Dam, vale'de üc Alman arasında gecen bir aşk hlkâyesl anlatıyor bakış açısından izler ve onun "hislerine" ve izlenimlerine katdınz ama öyle bir an trendeki güzel kadm karşılar, derken gelir ki anlatımın kişisi büyük bir ustalıkolaylar ve romanın adının çağnşardığı üçla, neredeyse farkına varmadan değişivelü aşk hikâyesi gelişir. rir ve dayısının gözünden daha iki paragNabokov çok az Almanca bildiği, Alraf önce acı, endişe ve hasrete garkolmuş manlan az tanıdığı halde "Rua, Dam, Vaolan Franz'ın "teke gibi kokan" biri olle''de üç Alman arasında geçen bir aşk hiduğunu duyanz. Hikâyenin perspektifi kâyesi anlatıyor: Ortayaşlı zengin dayı üç Daş kişinin bakış açılan arasında kaDreyer, ona neredeyse formalite icabı ve yar ve bu gidip gelmelere ahşır gibi olutabii parası için katlanan karısı Martha ve ruz ama bir anda, romanın sonuna doğkadının yoksul genç aşığı, yeğen Franz. ru, romanın yaratıldığı Pomeranya KörNabokov'un yıllar sonra "Edebiyat Dersfezi'ndeki otelde esrarengiz bir genç çift leri"nde hayranlıkla çözümleyeceği klaortaya çıkar. Çiftin erkeği çok yakışıİuı, siklere "Madame Bovary"ye, "Anna Kakadını mavigri gözlüdür; yanlarında bir renina"ya bir saygı gösterisi gibi bir hikâkelebek ağı tasır ve Franz Dreyer ve ye. (Nabokov romanın önsözünde bilinç Martha'nın uzaktan bakıp hayran oldukakışı tekniğini "Ulysess"ten önce Anna ları ama hiçbir zaman sanip olamayacakKarenina'dan ödünç aldığını söylüyor.) Jimmy Laing lan büyülü bir havada aşktan kavnaklaBu romanın kişileri bence tam da birer nan mı demeli yaşarlar. Bizim dünyaya SİSTEMDE "philistine"dir. Franz cinsel arzularını fazla dikkatli bakmayan üçlümüzün hıç hızlı ve acısız bir şekilde doyurmaktan ve 5 O YIL anlamadıklan, Estonyaca fılan sandıklaaynı zamanda tezgâhtar olarak gayretkeşTürkçesi: n bir dilden konuşurlar. Bir an için "Rua, liğiyle dayısının gözüne girmekten başka Prof. E r tsmail Ersevim >. Dam ve Vale"yi, bu şaşkın hayadanndan bir şcy düşünmez. Ölümcül hasta sevgiölesiye sıkılmış üçlüyü esrarengiz yabanlisine ilac alırken kendisine de tıraş sabuKlli Vıllık cılann gözünaen, bütün sefillıkleri içinnu olacak kadar aldınşsızdır. de görürüz. (Bu belki de romanın ilk ilAkıl Hastasına Martha da yaşadığı Uişkiyi Anna Karehamının parladığı andır.) Bu yabancı çif"Akıl Kitabı" nina'nın kendisini mahveden tutkusu ya tin konuştuğu dıl tabii ki Rusça'dır, keleÖdülü da Madame Bovary'nin ucuz roman bekler de Nabokov'un en büyük meraközentisi aşklan gibi görmez; son derece larından biri ve uzmanlık alanıdır. KenDcnemeler / Aldous Huxley doğalmış gibi yapar, ateşsiz yaşar aşkını. di romanına yaptığı bu hayaletimsi ziyaSeçılmış Duşunceler / Fnednch W. Nielzsche EvBliğin ona sağladığı lükslerden de vazret, Nabokov'un perspektif hilesinin son geçmeye hiç mi niç niyeti yoktur. Cinayet Bir Aşk Btlmece.sını NaMİ Çozebılirsım/0 / A. Bırkıye adımıdır. Bunabenzerbirhileyi "Pnin"in planında da, cinayetten son anda vazgeçsonunda da yine kendisi çıkıp gelerek yaA^kım Bir Yağmur Damlası Gul Yaprağında / A. Bırkıye mesinde de aynı soğukkanhlık, içten papar. zarlık, küçük hesapçılık vardır. BÜTÜN KİTAPÇILARDA Dayı Dreyer ise para yatırdığı insan boNabokov sanatı "duygulann boşalımı" yunda pilli otomatlara bile (kitabın en tuya da "bilinçaltının dışavurumu" vesaire Genel Dağıdm: OZGUR DAGITIM ŞHrsel bir hava STEMDE IYIL CUMHURİYET KİTAP SAYI 527
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle