Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r nin ağır bir Alman aksanıyla söylenmiş olmasının fazla bir önemi yoktur. Kitap bir çığlıkla biten umutsuz bir çağndır, alaycı bir insana yöneltilmiş olan umutsuz bir çağrı. Kitap bir psikanalizle ilk randevu biçiminue tarutılmış olsa da, doktorun hastayla çalışmayı kabul etmesiyle biter. Kitabın ilk tümcesinin, kahramanın ağzından aktarırsak, "Bilincimde öyle derin ycr ctmişti ki okuldaki ilk yılım boyunca öğretmenlerin hepsinin aslında annem olduğuna, karşıma kılık değiştirerek çıktıklarına inandım" olduğunu unutmamak gerekir. Yapıt aslında birbiyografidir. Bazı yerleri kurgu olsa da tamamının böyle olmadığı açıktır. Biraz yönlcnidirilmiş bir biyografidir; cinsel sorunlara yönlendirilmiştir, ama bu sorunların kökeninde psikolojik bir neden olduğunu kesin bir biçimde söyler. Erotizm şu sıralarda modadır. Yahudilik de öyle. En azından son birkaç yıldır öyleydi. Öyleyse erotizmin YahudUikle çerçevelendiği bir romanın satmaması olanaksızdır. Romanda her şey açık açık anlatılmıştır. Portnoy'un annesi Sophie'nin çocuk eğitme yöntemlerinden birinden bile mahrum kalmayız. Herkes bu annede kendi arzusuna göre kaygılı ya da hadım edici, yabancılaşmış ya da histerik bir anne bulabilir. Baba da ekmeğini taştan çıkarmak ve çok çalışmak zorundadır, çünkü Yahudi olmayan bir camiada önemli pozisyonlara yükselmenin yolu yoktur. Ama bu baba mutsuz ya da kızgın değildir. Arkadaşları vardır, beyzbol oynar, yalnızca karısının ve oğlunun önünde otoritesini göstermekten çekinir. Ayrıca romanda tipik bir Yahudi lisesi, grotesk ve suratsız bir haham vardır. Ama kitap, kahramanının cinsel zevk arayışı üzerine yoğunlaşır. Portnoy'un maceralan eksik olmaz gerçi, ama hiçbiri doyurucu değildir. Portnoy herkesi memnun etmek için Israil'e yaptığı duygusal bir yolculuk sırasında iktidarsızlaşır. Demek ki elimizin altında Yahudi dekorunda geçen bir seksografi var. Tabii ki bu dokunaklı bir yapıt. Herkes romanda kendi çocukluğundan tanıdığı bir durum, bir tümce, bir kişilik buluyor. Romanın Amerika'da geçmesi, geleneklerin ancak orada hayatta kalabilmiş olması, Yahudiliğin içinin her anlamda boşaltılmış olması da bu gerçeği değiştirmiyor. Tabii bazı sorular soruluyor. Yapıtta bir Yahudi özgüllüğü var mı? Pek çok Yahudinin kendi gençliğini bulabileceği bu deneyimler bir Yahudi nevrozunu mu anlatıyor? Diğerleri gibi olmayan özgün bir nevroz mu bu? Kitapta sözde Yahudi geleneklerine saygının altını çizerek bu soruların bazılannın yanıtlarını bulabiliriz. Tabii ki bu yapıtı yalnızca Yahudiler okumadı. Kitaba ilgi, kitaba duyulan heyecan da diyebiliriz buna, Yahudiler arasında olduğu kadar Yahudi olmayanlar arasında da yaygındı. Tümüyle özel bir durumdan yola çıkarak ve günün modasına uygun ödünler vererek yazar aslında klasik bir yapıt yaratmış. tğneleyici tavsiyeler, ayrıntılar, erotik sahneler burada paravan görevi görerek yazarın keskin sorularını gizliyor. Sanki yazar ya da kitabın kahramanı, okuyucuyu her türlü kaygının ana nedeninin cinsellik olduğuna inandırmaya çalışıyor. Portnoy'un kuzeni Heshie, okuduğu lisedeki Yahudi olmayan birkaç kızdan biriyle nişanlanmaya kalkışır. Heshie'nin babası kıza oğlunun kendisinin bile bilmediği iyileşmesi olanaksız bir hastalığı olduğunu söyler. Biraz para vererek kızın oğlandan aynlmasını sağlar. Heshie daha sonra savaşta ölecektir, ama bunun bu olayla bir il gisi yoktur. en azından aileye Yahudi olmayan torunlar sokmamıştır ya! Kuzeninin sevgilisinden ayrıldığının ertesi günü Portnoy, Roch Hachaha bayramında kot pantolonunu ve makosenlerinı çıkarmayı reddeder. Kendi kendine, "Heshie neden teslim olmuştu? Ben de mi olmalıyım?" diye sorar. Ayrıca" Yahudilerin acılı destanı" diye adlandırdığı tarihi de sorgular. Sonra bir ölüm daha olur. Genç Roland Nimkin kendini banyo dıışuna asarak intihareder. On beş yaşındadır, altın parmakları vardır ve ebeveynlerinin gözünde çoktan büyük bir piyanist olmuştur bile. Ölürken giydiği gömleğinin üzerine annesine bir not iliştirmiştir. Ama ne olduğunu size söylemeyeceğim. Tatilinizde okuyacağınız bir şeyler kalmalı öyle değil mi? Roman bir oyun değildir asla. Tüm kitap boyunca çocuklukta söylenen yalanlann, ana babaların başkalarının yanında çiş yapılıp yapılmayacağını, Yahudilerle yatılıp yatılmayacağını belirten kurallarının zaman zaman öldürücü olabileceği gösterilir. Ve bazen psikanalizle ölüm arasında başka bir seçenek kalmaz.ı TribuneJuive/1970 Bir mizah şaheseri MARIANNE SAUBER E f tık değerler, dınsel inançlar ile neredeyse sapık eğilimler taşıyan cinsel gereksinimleri arasında ikiye bölünmüş, çelişkiler yaşayan, kafası karmakarışık bir karakter. Alex Portnoy Yahudi aüesi tarafından yasaklar ve tabularla baskı altında büyütülmüştür, şimdi otuz üç yaşında insanlann ıstıraplannı dindirmek, haksızlıkları ;idermek, erdemi yüceltmek f!) amacıya çalışan yüksek bir devlet memurudur; ama bizzat kendi uygunsuz davranışlannın, hayaletlerin kurbanıdır ve yaşadıklarını psikiyatrist divanına uzanarak bize anlatır. "Kahramanımız" bize hem karşı cinsle hem de tek başına yaşadığı cinsel deneyimlerini tüm ayrıntılanyla anlatır. "Erotik" diye adlandırılan edebiyatta bile bu Portnoy'un dramı A lex Portnoy'un kaleminden çıkan Portnoy'un dramının en önemli nedenleri Yahudi ve cinsel takıntıları olan biri olmasıdır. Aldığı Yahudi eğitimi nedeniyle her sabah bir gazetenin üzerinde ayakkabılarını fırçalaması; sürekli "iyi günler bayan, teşekkür ederim bayan" demek zorunda olması; dişlerini aşağı yukarı değil, dairesel hareketlerle fırçalaması (çünkü annesi sürekli bunu anımsatır); törelerin, geleneklerin tutsağı Yahudi bir çekirdek ailede büyümesi Portnoy'un gün boyu göbeğinin altındaki organını düşünerek akla hayale gelmeyecek aşırdıkfar yapmasını beraberinde getirir. Büyük insani değerleri ve karşı koyamadığı takıntıları arasında bocalayan Alex Portnoy, önce iyi bir öğrenci, sonra New York kenti için parlak bir birey olmasına karşın çelişkiler icindedir. Içinde bulunduğu çelişkilere bir de gözünde sürekli bir "bubala" (bebek) olarak kaldığı aşın tutucu annesinin sevgisi ve baskısı, evlenip onları torun sahibi yapmayıp soyadlarını devam ettirmeyerek ailesine verdiği üzüntünün yükü, babasının vurdumduymazlık ve arüayışsızlığı ve "Maymun" lakaplı sevgilisiyle yaşadığı sorunları eklenince iyice bunalır. Işte Philip Roth'un romanının kahramanı Alex Portnoy böyle biridir. Kitap bize Miller ve Bazin'i çağrıştırır. Yapıt komik üslubu, anekdotların canlılığı, erotik bir durumu anlatış biçimiyle Miller'ı;' kahramanımızını ana babasını ve töreleri analitik olarak inceleme biçimiyle Bazin'i anımsatır. Yapıt şefkatin, yumuşaklığın, hoyratlığın, alaycılığın, kinizmin, bilincin ve acımanın birbirine karıştığı düşüncelerden, akıl yürütmelerden, sert ve gerçekçi anekdotlardan oluşmuştur. Cahillikle, ırkçılıkla, önyargılarla, modası geçmiş törelerle ve hoşgörüsüzlüğün her biçimiyle alay eder. Hayali bir dille ve sık sık Yiddiş sözcüklerle bölünerek yazılmış olması kitabın resimselliğine katkıda bulunur. Roth'un romanı bize insandan; tutkularının, şaşkınlığının; fantezilerinin ve sayıklamalarının esiri olan ilkel insandan; başka bir deyişle "homo sapiens"ten söz eden çağdaş Amerikan edebiyatının güçlü eserleri arasındadır. • kadar aşın tanımlamalara rastlanmasa da aslında ilginç olan bu aşırılıklardan ziyade, yazarın Rabelais'yi andıran üslubu ve mizah gücüdür. Kahramammızın bu "sapıklık"lannın kökeninde ailesiyle olan ilişkileri, YahudiAmerikalı bir ortamdjı yetişmiş olması, Yahudi olmayan tarafından dışlanması, Yahudi olmaktan dolayı duyduğu utanç ve Yahudi olmayandan duyduğu korku yatmaktadır. Babası "şefkatli, kaygılı ve kabızdır." Vasat bir insandır ve kendini oğluna adamıştır, "çok fazla çalışıyor, benden başka kim için? Kimse.' Annesi sürekli "fazla mükemmel" olduğunu vurgular. Korkunç bir biçimde hadım edicidir (oğlunu yemeğini yemesi için bıçakla tehdit edecek kadar), Alex'i yasaklarla, öğütlerle boğar, çocuğun her yaptığından yakınır. Alex onları sever aslında, ama aynı zamanda hor görür ve isyan eder. Bu nedenle gizlice hamburgerler yutar, bu "koşer" yemeye bir tepkidir, gözleri yalnızca Yanudi olmayan güzel kızları görür, onları "avlar", çocukluğundan beri mastürbasyon yaparak "özgürlcştiği" sanısına kapılır; çünkü mastürbasyon "kendisine, yalnızca kendisine ait tek şeydir" yaşamında. Ama tüm bunlar onun korkunç bir suçluluk duygusuyla tükenmesinin önüne geçemez. "DoktorSpielvogel" der, "işte varlığım! Kendimi bir Yahudi farsının içinde görüyorum. Bu Yahudi farsındaki oğulum ben!" Yaptığı suçlamalar kolayca dine küfre dönüşür, ama bu küfür mizahla doludur. Portnoy olayların tam içinde yaşadığı için de etkisini biraz olsun yitirir. Roman "bir Protestan imparatorluğunda" yaşamak zorunda olan tüm Yahudilere şefkatle bakar aslında, bu imparatorlukta "kendinden emin olmak", "savoirfaire", "ilişkilerde liderlik" gibi şeyler tümüyle mavi gözlü sanşınlann tekelindedir. Yiddiş sözcüklerin kullanımı hem romana tat katar, hem de yazarın ırkına duyduğu şcfkati anlamamıza yardımcı olur. Kitap tüm dünyada dört milyon adet satmıştır. Okuyunca boşuna olmadığını anlayacaksınız... • Europe/1971 LiPizm, mizah ve acıma duvsusu... MARTINE GROJNOVVSKI G enç Yahudi, Amerikalı Alex Portnoy'un genel olarak Yahudi aile yapısına, özel olarak da kendi ailesine söyleyecek bir çift sözü var: Bedeli ne olursa olsun aileyi, bütün kötülüklerin kaynağı olan bu tüyü dökülmüş, bu uyuz kurumu; çürümüz geleneklerin, dinin ve insana soluk aldırmayan "bunu yapma, şuraya gitme, onu yeme" gibi kuralların kaynağını kurutmak gerekmektedir. Kitabında insani şaşkına çevirecek kadar olan bitene kör ve dar kafalı annesinin dediklerini, düşündüklerini, küçük oğlunu bir centilmen yapmak için gözünü budaktan sakınmayışını, hatta onun en mahrem işlerine ve organlarına bile müdahale edişini anlatır Portnoy. Bu iyi yetişmiş insanlann yaşadığı gettoda, Portnoy'un babası, üzerinde bas kı kuran karısının karşısında kabızlığa, oğluysa mastürbasyona sığınır. Onların durumunu en iyi irade eden bu iki olayın ayrıntılarını okuyucunun gözleri önüne sermekten kaçınmaz yazar. Babanın tuvalet ihtiyacını yerine getirebilme çabaları, oğulun tiyatro gibi en genel yerlerde bile yaptığı mastürbasyonlar ayrıntılanyla bize anlatılır. Kolaylıkla eaepsiz, iğrenç ve kaba anlatılara dönüşebilecek bu aynntılar yazarın kaleminde komik bir destana dönüşür. Lirizm, mizah ve acıma duygusu birbirine zayıf babayı sevmekte; onun gerçek bir erkek, bir baba olmasını istemektedir. Alex büyüyünce nesnesi olmayan bir suçluluk duygusu yüzünden karşılaştığı tüm Yahudi olmayan kadınlarla yatar. Onun için Amerika "kollannın arasına sığınmış; aşk, aşk, aşk, diye çığlık atan" ve Yahudi olmayan kadınlarla doludur. Böyle davranarak bir hesabı gördüğüne, karışır. Çünkü oğul aslında bu kabız ve Ari ırktan olanlara cinsel bakımdan "saldırgan" davranarak onları gülünçleştirdiğıne ye Yahudilerin dışlandığı bu Amerika'yı inkâr ettiğine inanmaktadır Alex. Philip Roth'un taklit edilmesi olanaksız üslubuyla Alex bize tüm cinsel deneyimlerini ayrıntılanyla anlatır; bu deneyimlerde öfke vardır; ayrıca yaptığı aşınlıkların kendini özgürleştirdığine de inanır, eser hem komik hem hüzünlüdür, okuvucu gülerken bir yandan da gözlerinden yaşlar gelir. Yazar bir psikanaliste yapılan itiraflar biçimindeki bu komik anlatımıyla cahilliğin, önyargıların, dar görüşlülüğün, dine ve geleneklere bağlı her türlü yasağın, sonunda zeki ve yetenekli çocukları bile takıntılı, bedenlerine yapışmış suçluluk duygusundan kurtulmanın çaresini çektiği acılarla doğru orantılı aşırılıklarda arayan bireyler haline dönüştürdüğünü gözümüzün önüne serer. • La Presse Nouvelle Hebdomaıre/1970 CUMHURİYET KİTAP SAYI 527 SAYFA 16