03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

şiliklerin insan olarak varlıklannı kabul etmekte odaklanmaktadır. . Unutmamak gcrekir kı, bu kişiler böyle olmayı kendileri seçmediler. Kim, aşırı derecede kaygılı, itici, kuşkucu, başkalarına bağımlı ya da kafayı ayrıntılara takan biri olmayı özgürce seçer. Akıcı ve zaman zaman mizahi sınırları zorlayan bir üslupla yazılmış olan bu kitap ashnda bizlere mutluluk reçetelerinden birini sunmakta ve "Zor Kişilikler"i tanıtırken, kendimizi tanımamızı sağlamaktadır. Bir Savaşı Bitirmek/ Richard Holbrooke/ Çevıren. Belkıs Çorakçı Dışbudak/ Türkıye Iş Bankası Kültür Yayınları/ 461 s Holbrooke, kitabında, 19911995 yılları arasında eski Yugoslavya'da 300.000'e yakın insanın ölmesiyle sonuçlanan felaketin boyutlarını; hem otuzbeş yıllık bir diplomat olarak resmi tanıklıklarla hem de kendisinin ve sorumluluğunu paylaştığı ekibin yaşadığı insani duygularla anlatıyor. "1995 Ağus tos'unda barış görüşmeleri başladığında, girişimin başarısız olacağına hemen hemen bütün dünya inanmaktaydı, çünkü daha önceki tüm girişimler başarısız olmuştu. Bizim de tek bildiğimiz, eğer başaramazsak savaşın sürüp gideceğiydi." diyen Richard Holbrooke, kitabını şöyle tanımlıyor: "Bu kitap, Amerika Birleşik Devletlerfnin gecikmis ve isteksiz müdahalesinin ve bu müdahalenin Bosna'daki savaşı nasıl sona erdirdiğinin hikâyesidir." Diplomasi kariyerine 1962 Vietnam ve Saygon'daki ABD Büyükelçiliklerinde görev alarak başlayan Richard Holbrooke, 197072 yıllarında Barış Gönüllüleri yöneticisi olarak Fas'ta çalıştı. 197781'de Amerika Birleşik Devletleri Dışişîeri Bakan Yardımcılığı'na atanan Holbrooke, 1993'ten 1994'e kadar ABD'nin Almanya Büyükelçiliği görevini üstlendi. 199496 yılları arasında, yeniden Dışişîeri Bakan Yardımcılığı'na bu kez Avrupa ve Kanada'dan sorumlu olarak atanan Holbrooke, Bosna'daki savaşı sona erdirecck Dayton Barış Görüşmeleri'nin de baş miman olarak görev yaptı. Hoşça Kal Güzel Aydınlık/ Jorge Semprun/ Çeviren: Nedret Tanyolaç ÖztokatErdim Öztokat/ Can Yayınları/195 s. Hoşça Kal Güzel Aydınlık, Semprun'un ailesiyle birlikte, Paris'e sürgüne geldiği yıllardaki anılarından esinlenerek meydana getirdiği bir yapıt. Bir yandan annesinin ölümünün, Ispanyol cumhuriyetinin yıkıhşının yarattığı sarsıntıları yaşarken, bir yandan da, yavaş yavaş Fransız dilini kavramaya başlamasıyla, sürgünde yeni bir "vatan", yeni bir "varoluş" bulduğu duygusunu yaşıyordu Semprun; iki savaş arası dönemin zor yıllarının ürünü Hoşça Kal Aydınlık konusunda, yazar şunları söylüyor: "Bu kitap, yetişkinliğin, sürgünün, Paris'in gizemlerinin, dünyanın, kadınların keşfinin; bir de kuşkusuz, Fransız dilinin benimsenişinin öyküsünü anlatıyor. Buchenwald deneyiminin bu öyküde yeri yok; Buchenwald bu kitaba ne gölgesini düşürüyor, ne de ışık tutuyor. Işte bu yüzden, Hoşça Kal Güzel Aydınlık'ı yazarken, yazgımı oluşturan bir sürü rastlantı ve seçimden yakamı kurtararak, kaybettiğim bir özgürlüğe yeniden kavuştuğum hissine kapıldım. Başka bir deyişle, kendi yaşam öykümü yazdım. Talihim Gestapo'nun tuzağına düşmemi engellemiş, ustam Maurice Halbwachs da, Buchenwald'da, kollarımda can çekişerek ölmemiş olsaydı bile, ben gene de görüp geçirdiği iki savaş arasında Paris'in duyulmamış sevinçlerini, göz kamaştırıcı yaşamını keşfe dalan o on beş yaşındaki çocuk olurdum. Işte gene o yaştayım." AragonBaşkaldırıdan Gerçeğe/ Nedım Gürsel/ Can Yayınları/ Çevıren. Nermin Saatçtoglu/ 199 s. Çağımıza damgasını vurmuş bir şairdir Aragon. Türk okuru onu daha çok Elsa'nın Gözleri şiiriyle tanır. Oysa Aragon'un yapıtı baştan sona kat eder geçen yüzyılı, şiirden romana doğru bir evrim izler. Modern Fransız edebiyatının temel taşlarından biri üzerine doğrudan Fransızca kaleme aldığı ve önce Fransa'da yayınlanan bu kitabında Ncdim Gürsel, bu dev yazarın pek bilinmeyen bir dönemine ışık tutuyor. Aragon'un Gerçeküstücü şiirlerinin esin kaynaklarını inSAYFA 22 celeyerek komünist eyîeme yönelişinin ipuçlarını araştırıyor. Aragon'u, başkaldırıdan gerçek dünyaya doğru yol alırken izlediği V Apollinaire, Rimbaud, Lautreamont gibi Modernizmin öncüleriyle karşılaştınyor ve şöyle diyor Nedim Gürsel: "Ayağında yüksek topuklu şık çizmeler; omzuna dek düşen bembeyaz saçlarıyla SaintGermain Bulvarı'nda sabaha karşı gördüğüm yaşlı adamın Aragon olabileceğini ummamıştım. Aragon adı her şeyden önce bir tarihti benim için. Birinci Dünya Savaşı'nın yanık insan eti kokan siperlerinden Fransız Direniş Hareketi'nin yeraltı örgütlerine; Dadacılık ve Gerçeküstücülükten Komünist Parti'ye, 1968 Mayıs günlerinden karısı Elsa Triolet'nin aşk türküsüne kadar uzanan bir yaşamın olağünüstü tarihi. Bu kitabı yazmadan önce onun yapıtındaki tek değişmeyenin 'değişme' olduğunu bilrniyordum." V'ÜlUl C.lllMİ kazandır'an buTöman, bilimkurgunun klasiklerinden biri. Büyünün RengiDiskdünya'nın Birinci Romanı/ Terry Pratchett/ Çeviren • Ûmit Tosun/ Ithaki Yayınları/ 330 s. Agate Imparatorluğu'ndaki işinden sıkılan dörtgöz 'skortacı', soluğu Diskdünya'nın vahşi batısı Ankh Morpork'da alır. O artık macera peşinde koşan bir 'Diskdünya turisti'dir. Ankh Morpork'un diğer gezginleri de en az 'skortacı' iki çiçek kadar ilginç tiplerdir: Görünmez Üniversite'den kovulmuş büyücülük öğrencisi Rincewind ve îkiçiçeğin akıllı armut ağacından yapılmış yürüyen sandığı, Dilenciler Loncası'nın üyeleri, Büyücüler Mahallesi'nin sakinleri, 'ancak inandığınız takdirde var olan' ejderler, 'Yeraltı ruhlannın yansıyan scsi' medyum midyeler... Büyünün Rengi, eğlenceli karakterleri, fantastik edebiyata ve ustalarına yaptığı göndermeleri ve parodileriyle günümüz Ingiliz edebiyatının 'Hayalgücünün sınırlarını zorlayan' örneklerinden biri. Şehir ve Yıldızlar/ Arthur C. Clarke/ Çevıren. Ardan Tüzünwy/ Ithaki Yayınları/ 375 s. Diaspar şehri, bilgisayarlar ve sanal gerçeklik sayesinde insanlann yaşlanmalarının engellendiği, binlerce yıl yaşadıkları ve hayatın mükemmelleştirildiği kapalı devre bir kolonidir. Şehrin kendine yeten teknik, düşünsel ve artistik sürekliliği bir gün 'dışarıda ne olduğunu' merak eden biri tarafından tehdit edilir: Alvin varolanın dışında başka yaşamları arayan uyumsuz bir dehadır. Şehrin ötesindekini keşfetmek için başlayan yolculuk, insanlığın evrendeki yolculuğu ve gizeme, bilinmeyene yönclik ilgisiyle iç içe gcçer. Amaç yıldızlara ulaşmaktır. Medusa'yla Birleşmek/ Theodore Sturgeon/ Çeviren: Berat Çelık/ Ithaki Yayınları/ 205 s. Binlerce ışık yılı öteden, 'aşkın bilinç' niteliğine sahip bir spor (Medusa) dünyamıza düşer. Hem de bir 'kuru üzüm taneciği' formatında. Medusa'nın üzerine düştüğü tohumu oradan geçen bir at yer. Adeta bir tekerlemc gibi at da artık yaşlı ve işe yaramaz olduğu için mezbahaya düşer. Mezbahada kesilen at (aynı zamanda 'kuru üzüm taneciği' formatındaki Medusa'yla birlikte) birkaç ay boyunca buzhanede bekler. Sonrasında hamburger yapımında kullanılmak üzere kıyma yapılır. Ve son aşamada pis kokulu bir ayyaş olan kahramanımız Gurlick'in midesine hamburger olarak iner Medusa. Böylece Gurlick'le Medusa'nın birleşmesi gerçekleşir. Bundan sonra aşkın bilinç Medusa, içinde yaşadığı Gurlick'in zaaflarını kullanarak onu "insanlığın bilincini birleştirecek" bir "kovan zihin" haline getirmeye çaüşır. Bir süre sonra Gurlick; ortalıkta dolaşarak 'Nasıl yeniden bir araya gelebiliriz?' sorusunu sormaya başlar, tabii hayret dolu bakışlar ve ters yanıtlar alarak. Gezgin Orman/ Wol/gang Holbein/ Çeviren. llhan Yabantaş/ Ithaki Yayınları/ 462 s Gezgin Orman, çölün ortasında yeşermiş bir orman uygarlığının serüvenini anlatıyor. Kahramanlarımız Skar ve Del zorlu bir çöl yolculuğunun ardından tesadüf eseri bir ormana ulaşırlar ve kurtulma sevinçleriyle ormanın gizleri karşısındaki şaşkınlıklan birbirine karışır. Orman halkı, çölü aşmayı başarmış bu iki profesyonel savaşçıyı uzun süredir bekledikleri kurtarıcılar olarak görürler. Ne var ki, yörenin yöneticileri son gelişmeleri kurulu düzen için tehlikeli bulurlar. Skar ve Dcl'i yinc zorlu bir mücadcle ve sonunda kötü bir sürpriz beklemektedir. Gezgin Orman, hızlı kurgusu ve adım adım çözüme ulaşan gizemleriyle görsel yanı da oldukça güçlü bir roman. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 524 Yıldız Tozu/ Neıl Gaıman/ Çevıren: Berat Çelık/ Ithakı Yayınları/ 344 s Victoria ÇağVnın şafağını yaşayan îngiltere'nin sakin kırlığındaki Duvar Köyü'ndc, yaşam telaşsız bir seyirle akıp gitmektcdir. Köyc ısmini bitişiğindeki çayırla arasına giren büyük, kalın bir duvar vermektcdir. Bu duvardaki tek gedikte, meraklıları içcri girmekten alıkoymak için silahlı nöbetçiler beklemektedir. Sadece dokuz yılda bir, diğerlerine benzemeyen bir panayır çayırda kurulduğu zaman nöbet görevlerini esnekleştirirler. Burada, Duvar'da Genç Tristran Thorn gönlünü güzel Victoria Forester'a kaptırmıştır. Fakat Victoria soğuk ve uzaktır; doğrusu, onun ve Tristran'ın serin bir ekim akşamında gökyüzünden düştüğünü gördükleri yıldız kadar uzak. Victoria ile evlenmek gibi imrenilen bir ödül uğruna, Tristran düşmüş yıldızı bulup getireceğine ve sevdiği kıza sunacağına yemin eder. Aşk hasreti çeken âşığı eski duvarın ötesine gönderen ve onu hayalgücünü aşan tuhaflıktaki bir dünyanın içlerine iten bir yemindir bu. Ancak değerli göksel taşı arayan yalnız Tristran değildir. Onun, gençlik ve güzellik, bir krallığın anahtarı ve karanlık, uyku halindeki tılsımların zindelik kazanmasını vaat ettiği kişiler vardır. Üstelik aşkın hareket getirdiği genç, yıldızların pek çok kılıkta karşısına çıktıkları vc arayışların beklenmedik yönlere doğru çatallanma, hatta yer ve zaman içinde gerisingeri kendilerine karşı dönme eğilimi taşıdıklan sırlarla dolu bu yerde başarılı olmak ve hayatta kalmak için her an tetikte bulunmak zorunda kalacaktır. Neil Gaiman, son sayfası çevrildikten bir hayli sonraya değin yürekte ve belJekte parıldayacak olan Yıldız Tozu'nda eşsiz edebi sihrini yeni ve göz kamaştırıcı biçimlerde kullanıyor. Işık Tanrısı/ Roger Zelazny/ Çeviren: Dr. Sönmez Cüvcn/ îthakt Yayınları/'41'6 s. Dünyanın ölümünden çağlar sonra, insanoğlunun kolonize ettiği gezegenlerden birinde bir avuç insan teknolojik bilgileri ellerine geçirmiştir. Halktan esirgedikleri bu bilgiyi kendilerine tanrılara özgü güçler ve sürekli yeni bedenlerde enkarne olmak yoluyla ebedi yaşam sağlamak için kullanmaktadırlar. Isimlerini ve rollerini dünyadan hatırladıkları Hint panteonundan alırlar. Aralarında birer Brahma, Shiva, Yama, Kali, Agni ve daha birçok Hint tanrısı salınmakta ve egemenliklerini halkın cchaletiyle beslemektedirler. Ancak içlerinde bir de Buddha vardır ki, o da dünyanın şafağındaki benzeri gibi aydınlanma yolunu görmüş, sözdc tanrıların karşısında insanoğlunun saflarında yer almıştır. Birçok defa öldürürler Buddha olan Sam'ı sözde tanrılar, insanoğlu matbaayı, içten yanmalı motorları, daha rahat, daha kolay yaşamayı hatırlayamasın diye. Oysa Sam her seferinde bir yolunu bulup tekrar dirilir ve en beklenmedik şekilde çıkar düşmanlarının karşısına. Ta ki insanların zihinlerindeki karanlık aydınlanana ve Sam sonunda tanrılara karşı açtığı savaşta galebe çalana dek. Roger Zelazny'ye Hugo Odülü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle