03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kıymet Giray, bir iıayal müzesi'nde gezdirivor bizi Dr. Kıymet Giray elimizdeki çalışmasında, sanat tarihini bilinen şematik kalıplarından çıkarıyor, birinci cl kaynaklara, belgelere 'geçmişin sesi'ni duyurabilmek için sözlü anlatılara, konuşmalara da yer vererek geliştiriyor sanat tarihi kavramını. Böylece Türk resim sanatı tarihi; coşku ve duyarlıkla kaleme alınmış bir oaşvuru' kitabı niteliğine bürünüyor ve bütün dönemlerin tablosu bir çizilmiş oluyor. ŞENER ÖZTOP T o h n Bergcr'in çok sevdiğim bir sözü ' vardır: "Geçmiş, hiçbir zaman olduğu : yerde durup yeniden keşfedilme*/t, aynıyla, olduğu gibi tanınmayı beklemez. Tarih her zaman belli bir şimdi'yle onun geçmişi arasındaki ilişkiyi kurar." (1) Berger, daha sonra şu önemli saptamayıyapar: "...Bugün biz geçmişin sanatını niç kimsenin görmedıği bir biçimde görüyoruz. Aslında bambaşka bir biçimde algılıyoruz." (2) Bir başka açıdan düşünürümüz Sabahattin Eyuboğlu da geçmiş bir zamanı şöyle betimlcr: "Bizim mazide yaşamamız değil, mazinin bizde yaşaması lâzımdır." (3) 'Yaşayan Geçmiş' başlıklı yazısında da bu konuda şunları söyler: 'Türk diişüncesinin Avrupalı olmasını istiyorsak, onu kendi geçmişimizle beslemeliyiz.' (4) Bununla birlikte, sanatçıya ya da sanatsevere de şöyle bir öğütlemede bulunur: '...eski, yeni bütün dünya sanat eserlerine yeni bir gözle, yeni anlayış ve değer ölçüleriylc Dakılmasını ister. Bu bağlamda Ahmet Cç/nal de 'Modern Sanatta Yaratıcılığın Özü...' başlıklı ilgi çekici yazısında şu tanımlamayı yapar: '...modern sanat, sanatın tarihinde görülmemiş bir özgürlüğü kendisine tanımış oldu. Bu özgürlüğü de, artık sanatta yaratıcılığın özü, sanatçının sanat eserinde kendine özgü görme biçimini dile getirmesidir' der. (5) Diğer taraftan Bates Lewry, 'Sanatı Görmek' adlı yapıtında şu önemli vurguyu yapar: 'Bir sanat eserinin yaratılışı, onu algılamak ve anlamak, insan ruhunun çok karmaşık iki eylemidir'. (6) Şu önemli yol göstericiliğini de ihmal etmez ve sanat eserinin 'üç görüş' noktasında değerlendirilmesini salık verir: "...ilkinde sanat eserine gözlemci yönünden, ikincisinde sanatçının davranışı açısından; üçiincüsünde de tenkitçi gözüyle" (7) balulmasını yeğler. Lowry dcvam cder: 'Sanat eserleri arasındaki benzerlik ve avrılıkları öğrendikçe kişisel bir eseri de, daha büyük bir bütünün parçası halinde görürüz.' (8) Sanatta yaratıcılığın özü ve gizi sanatçının bizahiti kcndi yapıtında örme biçimini meydana çıkarması kaar 'üslup'da en önemli öğedir. Daha doğrusu sanatçının sanat anlayışı kendi etkinlik alanında gerçekleştirmeyi tasarladığı inanış ve amaçlarının bütünüdür. îşte buraua Lowry araya girerek şu önemli saptamayı yapar: "Bu ortak özellikler zihnimizde bir sanat eseri örneği, kendimizce sanat eserinde üslup dediğimiz imgeyi yaratırız. Bu imge hâfızamıza daha iyi yerleştikçe karşılaştığımız yeni bir eseri de bu imgeyle ilgili olarak, yani üslup açısından görürüz." der. (9) Bedrettin Cömert, görsel sanatlarda 'imge nin yeri ve önemini şöyle açıldar: "Doğal nesneleri göstermekten öte, özel bir anlam taşıyan ve anlamın bilinmesi için bazı kavramların bilinmesini de gerektiren motiflere; 'imge' diyoruz." (10) Cömert, imge bileşkelerine ise, 'hikâye' veya 'alegori' olarak tammladıktan sonra, '...bazı konularda bazı kavramlara sahip olmamızı gerekli kılar' der ve sonuçta 'Böyle bir çözümleme ise, ikonografik çözümleme adını alır.' (11) Lowry'de hemen hemen aynı görüşü paylaşarak şunları dile getirir: 'Bir sanat eserini, ondan edindiğimiz tecrübeye uygun şekilde değerlendirmek gerçekten kişisel ve objektif gayret ister.' (12) Böylece 'sanat tarihçisinin üslup konusunda bize verebileceği bilgilerle sanat eseri hakkındaki kişisel deneylerimize neler ilâve etmek gerektiğini öğreniriz. Pek çok sanat eserini yakından gördüğü, bunlara ait gözlemlerini birleştirip metodlu bir yoldan sonuç çıkardığı için sanat tarihçisi, bize üslubun daha kesin bir tarifıni verebilir. Böylelikle, sanat tarihçisi, daha ilk bakışta konusunu her yönden inceler, yapıldığı tarihi, eseri meydana getireni, o sanatçının karakterini olduğu kadar maksadını ve kullandığı malzemeyi hesaba katar. Bu faktörlerden eserin görünüşünde etken rol oynay abilen herbirini iyice tartar.' (...)(13) Lowry 'değer hükmü' üzerine de şu 'gerçeği' belleğimize nakşetmemizi ister: '...resmin değeri bizim için anlam derinliği insanlık macerasını anlayışımız, duyuşumuz ve kavrayışımızla resmin görselyanı arasında kurduğumuz bağlantının ifadesine dayanır.' (14) Lowry bizi bir türlü bırakmaz şöyle uyarır: '...eğer sorumlu bir tenkitçi olmak istiyorsak, bir sanatçının maksadı neden dolayı bize başkalarınkinden daha anlamlı görünüyor, bunu tayine çalışmalıyız.' (15) John Berger de görme biçimini bir seyirci olarak nasıl algılayabildiğimizi de şöyle açıklar: 'Bir resimde resmin tüm öğeleri aynı anda görülecek biçimde karşımızdadır. Seyirci (ya da okur) resmin her öğesini incelcmek için bir süre bakmak (görmek)isteyebilir; (sonuçta) tablo, bütün olarak her zaman karşımızdadır'der. (16) nün doğruluğunu düşünüyorsunuz. Bir düş ve biçimler dünyasında renklerin bir gökkuşağı gibi ruhunuzu, cismanî varlığınızı sarmaladığını, kuşattığını duyumsuyorsunuz. Daha açık bir deyişle, "yaratmanın" bir biçimi olarak sanatı "hayatın bütününü görmek ve üzerinde düşünmektir" diyen Tanpınar'ı anımsıyor ve çağrışımlarla baş başa oluyorsunuz. Özümseme, derinleşme isteğinde olduğumuz kültürel bir evrenin parçası olan resim dünyası sizi Vasily Kandinsky'nin filozofik sözüne kulak veriyorsunuz? 'Ruhun içsel bir gereksinimiyle ilgili her şey güzeldir. tçsel olarak güzel olan her şey güzeldir!' Sözünden esinlenerek Dr. Kıymet Giray'ın yıllarca üzerinde düşündüğü, hazırladığı ve gerçekJeştirdiği, 'Türkiye Iş Bankası Resim Koleksiyonu' adlı 653 sayfalık 23x31 boyutunda kitap (albüm) da Türk resim sanatına büyük katkıları olan nice yüzlerce sanatçılarımızın kendi dönemleri, ekolleri, üslupları içinde meydana getirdikleri yapıtların röprodüksiyon resimleri okurun, sanatseverin gözleri önüne seriliyor. Ayrıca şimdiye kadar çok ender rastladığımız '97' tablonun ikonografık ve ontolojik yönden incelenmiş oımasıdır. Dr. Kıymet Giray, bir sanat tarihçisidir. Türk sanatı ve sanat tarihi üzerine kafa yormuş, yapıdarıyla sanatımıza, kültürümüze 70 yıl hizmet etmiş, katkılarda bulunmuş, o ünlü ve bugün türünün ilk örneği varsayılan 'Türk Sanatı' (L'art Turc) ve 'Sanat Ansiklopedisi' (5 cilt) adlı yapıtların yazarı (iyı bir suluboya ressamı) Celâl Esad Ârseven, Prof. Dr. Suut Kemal Yetkin, Burhan Toprak, Sezer Jansuğ, Prof. Dr. Rüçhan Ârık, Kaya Özsezgin ve Bedrettin Cömert gibi tanınmış sanat tarihçilerimizin geleneğini sürdüren bir bilim kadınıdır. 'Mahmut Cuda', 'Sabancı Koleksiyonu', 'Hikmet Onat', 'Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği', 'Çallı ve Atölyesi', 'Nuri İyem', 'Manzara' gibi kitapların yazarı olan Kıymet Giray, verimli çalışmalarıyla 'temayüz' etmiştir. Yazarımız sanat tarihini bilinen şematik kalıplarından çıkararak birinci el kaynaklara, belgelere 'geçmişin sesi'ni duyurabilmek için sözlü anlatılara (konuşmalara) da yer vermiş. Bir bakıma Türıc resim sanatı tarihi; coşku ve duyarlıkla kaleme alınmış bir 'başvuru' kitabı niteliğinde ve bütün dönemlerin tablosu çizilmiş oluyor. Bir sanatçı duyarlığı ve sıcaklığında anlatım dili, Kesintisiz, kendi başına, kendine özgü dili var. Cemil Meriç, tbni Haldun'un 'Mukaddime'si için yazısının bir yerinde şu unutulmaz benzctmeyi yapar: 'Semasında tek yıldız'. tşte bu güzelim sözü 'Resim Koleksiyonu' için de söylemek isteriz. Doğal olarak bu bir birikimin daha doğrusu, yazarın 'arka planı'nın güçlü olmasından ileri geliyor '... Türkiye Iş Bankası'nın resim koleksiyonu yapmaya başlaması, 1940 yılında, Genel Müdur Yardımcısı Saim Âybar'ın desteği ile sanat eseri alımına başlanır. (...) 1940 yılında açılan 2. Devlet Resim ve Heykel Sergisi nden resim al Türkiye îş Bankası Resim Koleksiyonu'ndan "Manzara"lar Uslubun kesin blr tarltini Biçimler ve renkler dünyasmda bir gezintl Türkiye Iş Bankası Resim Koleksiyonu'nda yer alan '1402' adet birbirinden güzel 'tablolar' sanki bir 'sanat galerisi'nde ya da 'hayal müzesi'nde panoların üzerine özenle düzenlenmiş; seyircilerin gözüne, dııygu ve düşüncesine nitap ediyormuş gibi... Sanatçının hayal ve gerçek dünyasını belirleyen öğeleri araştırmaya, 'görmeye' çalışıyorsunuz. Suut Kemal'in söylediği gibi "Eserine gerçek hayatını değil, mümkün hayatını koyan sanatçıya büyük adını vermeliyiz" sözü â Satır aralarında önemli notlar maya başlaması bu nedenle büyük önem taşır. Iş Bankası Koleksiyonu'na bu yıllarda, Devlet sergileri kadar önemli olan başka sanatsal etkinliklerden de resimler alınmaya başlanır. Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği, 'd' Grubu gibi ressam kurufuşları ya da Halkevleri ve CHP Yurt Sergileri gibi büyük sanatsal organizasyonlann sergilerinin en gözde eserleri banka kolcksiyonuna katılır.' (s.19) Resimlerin uygun ortamlarda saklanmasını, kapalı kapılar ardında tutsak edilmesi anlamından çıkartan îş Bankası, bu değerli sanat eserlerinin topluma tanıtılması görevini programlar. Zaman zaman, yurtiçinde ve yurtdışında, resim koleksiyonunun bazı örneklerini kapsamına alan sergiler düzenlemiş ve kataloglar hazırlamıştır.' (s. 20) Ancak tüm koleksiyonu belgelevecek, önemini ve niteliğini gün ışığına kavuşturacak olan, büyük uğraş ve Dİrikim gerektiren bir çalışma ilk kez tarafımızdan gerçekleştirilir." (s. 20) 'Bir resim sanatı tarihi biçiminde ele alınan bilgiler ışığında sanatçının dönemine, o yıllann sanat anlayışına ve bu dönem içinde sanatçının ortaya kovduğu değere bilimsel bir titizlikle ulaşılmıştır.'(s.21) 'Bütün resimleri kendi içinde gruplara ayırarak toplayan bu kitap, çok özenli bir koleksiyonun, Iş Bankası Koleksiyonu'nun tüm aynntılarıyla tanıtılmasını amaçlayan bir çalışmadır! (...) (s. 23) '1976yılından 1987 yılına kadar geçen on bir yıl içinde banka koleksiyonu 795 resim kazanır.' (s. 31) 'Banka koleksiyonunun en zengin birikimi Meşrutivet dönemi ressamlarına ait olan kısımdır.' (s. 32) 'Koleksiyonda, Vecih BereketoğIu yetmiş beş resimle en fazla yer alan sanatçı olurken tbrahim Safi altmış beş resimle Bereketoğlu'nu izler. (s. 34) Önemlisi, koleksiyonda biriken resimleri Türk resminin tarihsel gelişimini izleyen bir sıralamanın içinue örneklemek olasıdır.' (s. 34) 'Gravürcüler, Batı edebiyatının gözde yapıtları olan seyahatnamelerin yazarlarıyla birlikte Osmanlı topraklarında dolaşmaktadır. Bu seyahatnameleri resimleyen ressamlar da yazarlarla birlikte dolaşmakta, kalemleri ve fırçalarıyla Osmanlı topraklarını belgelemektedirler.' (s.42) 'Askeri okullar Türk resim sanatının ilk ve önemli temsilcilerini yetiştirirler.' (s. 42) 'tlk heykelini yaptıran padişah Abdülaziz'dir. Heykel, C. F. Fuller tarafından yapılarak Beylerbeyi sarayına konur.' (s. 54) Türkiye'de ilk sanat dergisi 'Osmanlı Ressamlar Cemiyeti Mecmuası'dır. 1910 yılının ocak ayında yayına girer.' (s. 79) Abdülhamit döneminde sarayda yabancı ressamlardan olan Ermeni asıllı Rus ressam Ayyazovski'nin 'Türkiye'de sanatın gelişimi açısından önemini veyararını belirten yazılar kaleme alınır. Gerome, Acauarone adlı ressamlar Pera'da sergi açarlar.' (s. 80) Kıymet Giray, resim sanatı tarihine bir açıkuk getirir ve şu yorumların ardından hemen Çallı kuşağı sanatçılarına geçilir. Oysa Sanayii Nense Mektebi Alisi'nin açılışıolan 1883 yılından, Çallı kuşağının okuldan mezun olup Avrupa Konkurunu kazandıkları 1910 yılına kadar geçen süre içinde okul en az dört kez mezun vermiş olmalıdır.' (s. 81) 'Resim tarihimize Türk izlenimcileri olarak geçen 1914 kuşağı arasında en yaygın üne kavuşan Çallı tbrahim olur. Bu nedenle Meşrutiyet döneminin bu yetenekli sanatçı grubu 'Çallı kuşağı' olarak da anılır.' (s. 112) Bu satırların hemen arkasından Giray, en önemli bir noktayı belirtir: '...Çallı ve arkadaşları, öğretim sistemine yeni bir anlayış getirirler. Türk sanatçılarının Batı sanatının felsefesini kavrayarak, kendi kültürCUMHURİYET KİTAP SAYI 524 SAYFA 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle