20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"19. yy. ve20. yüzytlın ilk yirmi yılmda süregelen dts müdahaleler, harpler, siyasal göçler, siyasal ve ekonomik krizlerden sonra Türk toplumunun heryönü etküeşe etkileşe miİli mücadele ve Cumhuriyetin ilk yirmi yılında yapt değisikliği bakımından en büyük sıçramayı yaptı. Hukuk, siyasal yapt, eg'üint ve özellikle yasam tanı düzenlemeteri ile çok yönlü ve etkili bir yapı oluşturdu. Buna karsın yönelinen farklılasmış, uzmanlaşmıs, örgütlenmiş ve sonuçta'sanayileşmiş, şehirleşmiş' bir yapının açılması 1950'leri bulmustur. Çünkü kilit sorun basit teknolojili 'öküz ve saban', kendi içine kapalı köylerin ve aurapın, geleneklerine çok bağlı köylülüğün topraktan kopmaya baslamast gerekti. Bu süreç ancak 1950'lerde, önce binlere sonra yüz binlere varan sayıda traktör ve diğer aletlerin tartma girmesi ile gerçekleşmeye baslamtşttr. Şehirlesme, nüfusun ücretlileşmesi, işçilesmesi, yeni meslek ve is düzeninin ortaya çtkmast, aile düzeninin büyük değisikliğe uğraması geri dönülmez yaptsal değişmeyi başlatmıştır. Bu sürecin dalga dalga yayılmast toplumun dipten doruğa, eski yaptnın, ilişkiler, kurumlar, değerler, düşünceler yönünden büyük değisimini hızla oluşturmaya, diğer bir deyişle kendisini 'dipten doruğa' yenileyerek 'genel değişme süreçlerini yoğun olarak yasamaya başlamışttr. Benim gözlemlerim de tatn bu süreçlerin içinde yer aldı" diyor toplumsal değişmelerimizi saptayan Prof. Dr. MübeccelBelik Kıray. Bu hafta 'Kıray Hoca'yı tanıtmaya çahştık sizfere. Bol kitaplı günler!... FETHINACI Yılmaz Günev'le... Y ılmaz'ı son görüşümü hatırhyorum da ilk görüşümü natırlayamıyorum. Nerede tanıştık, nasıl tanıştık... Yaşar Kemal tanıştırmış olabilir mi?.. Yılmaz'ı Ben Öldükçe Yaşarım adlı filmin çekiminde görüyorum. Yönetmen, Duygu Sağıroğlu. Selma Güneri'yle birlikte prova yapıyorlar. îlk defa bir film çekimini seyrediyorum. Ikinci defa Yılmaz'ı gene bir çekimde görüyorum. Yılmaz hem oyuncu, nem yönetmen. Polonezköy'deyiz. Hep birlikte, bir gün önceden gidip yerleştik. O çalışmadan bende kalan tek görüntü var: Nihat Ziyalan, Ydmaz'ın yapmasını istediği bir hareketi bir türlü yapamıyor! Provalar, proyalar... Umut u çekmeye karar verdiği günlerde okullu küçük kız rolünü Deniz'e vermek istemişti. Deniz çok sevinmişti ama ortaokul bitirme sınavlan iyice yaklaşmıştı, bu yüzden "Ydmaz âbi"sinin filminde oynayamadı. Umut'un o alçakgönüllü ilk gösterimini hatırhyorum. Onat Kutlar telefon etmiş Sinematek'in yeni yerini tarif etmişti. "Kaçırma, film harika! demeyi de unutmamıştı. Balıkçı Nuri ile gitmiştik. Küçücük salon tıkhm tıkhmdı. Bir ara Nadir Nadi Bey'i de görmüstüm. FUm basladı ve orada olan herkes film bittiği zaman büyülenmiş gibiydi. Fihnden sonra içkıler sunuldu; Yılmaz'la ayaküstü konuşurken birden " Allah kahretsin!" dediğimi hatırhyorum. Yılmaz "Ne oluyor?" diye soran bir bakışla bakıyordu; doktorun ' rkiyi bir süre için yasaklaığını, farkında olmadan yasağı bozduğumu söyledim. Ve inanmayacaksınız ama elimdeki yarısı boşalmış kadehi bir masaya bıraktım. Yıhnaz'ın ilk başyapıtıdır Umut. Sonra Düşman (ZekiÖkten'le),Sürü(Zeki Ökten'le), Yol (Şerif Gören'le). O filmleri yapabÜmek, yıllar boyu durmadan, dinlenmeden çalışmayı gerektirmiştir. Yılmaz, Dugünkü duruma gelmeden, çıraklık ve kalfahk dönemini yaşamış, ne öğrenmişse çalışıp didınerek öğrenmiştir. Yılmaz'ın fiknlerinin az mı etkisi oldu Türk sinemasının varlığını dünyaya duyurmakta? Yılmaz'ın 1982'de Paris'te, bir sinema okulunda yaptığı konuşma, 1987'de Avrupa'da yayımlanan Sanat 87 dergisinin haziran sayısından alınarak 5 Mart 2000 tarihli Cumhuriyet'te yayımlandı. O konuşmada şöyle diyor Yılmaz: "Sanatçı kendi özyaşamından yola çıksa bile, onıı kendi gerçekliğinden koparmak, onu yaratım sürecinin duygularıyla beslemek ve yeniden yaratmak zorunSAYI 526 Î dadır. (...) Tesadüflerin yaratuğı sanat olmaz. Sanat, bilinçli müdahalenin, yeniden yaratmanın, tutkunun sonucu var olur. En etkin toplumsal ya da bireysel olaylan kendi gerçeldiği ve kendi bütünlüğü içinde aktarmak da, onun sanat eseri olması için yeterli değildir. Belgesel çalışma ile sanatsal çalışma iici aytı şeydir. (...) Tek başına siyasal doğrulan söylemek, toplumsal gerçeklikleri açıklamak da sanatçıhk değildir. (...) Sanatın ve sanatçının kaynağı yaşadığımız hayat ve onun eski ve yeni ürünleridir. Yani geçmişi, anı ve geleceği ile hayat. Ancak sanatçı, yalnız kendi yaşamı ile yaratıcılığmı sınırlayamaz. O, hayau bütün yönletiyle gözlemeye çahşmah, ona tanıklık etmehdir. Kitap, sinema, belge, gezi... insanlarla canlı ilişkiler kurmah ve dolayh bilgiler de edinmelidir. Toplumsal, siyasal hayatın çalkantılan, ahlakî sarsıntılar, gelenekler, yenieski çatışması, umutumutsuzluk, özlem, ha'al kınklıklan, direnişler, vb. onun için işenmesi gereken hammaddelerdir..." Aradan geçen yıllar, Yılmaz'ın ne kadar olgunlaştığını gösteriyor. Yılmaz'ın ilk romanı Boynu Biikük Oldü 3 TURHAN GÜNAY KİT21P Imtiyaz Sahlbl: çağ Pazarlama Gazete Dergi Kltap Basın ve Yayın A.s. Adına Berln Nadi Yayın Danışmani: Turhan Cünay o Sorumlu Müdür: Flkret ilklz Cörse! Yönetmen: Dilek llkorur Baski: çağdaş Matbaacılık Ltd. Sti. >ldare Merkezi: Türkocağı cad. NO. 5941 Cağaloğlu, 34 334 Istanbul Tel: (212)512 05 050 Reklam Medya C CUMHURİYET ler, başarıh bir roman. ilk romanlar, çoğu zaman, yaşanmışlıkla doludur. Gereksız ayrıntılan ayıklamayı bildiği için, Yılmaz'ın yaşanmışlığa dayanan romanı başan çizgisini tutturmuş. Yazar, anlattığı ınsanların iç dünyasmı, avnntılan çok iyi kullanarak, bir konuşmayfa, bir davranışla açığa vurmakta başarıhdır: HaÜl, askerliğini Dİtirip köye dönmüştür; yaşlı dostu Ali Osman'm köyden verdiği ilk haber Karabaş'ın ölümüdür. Kamber, Halü'in dönüsü şerefine oğlu Remzi'nin tek "oyuncağı" olan horozu keser. Çakal Omar, Selim'i öldürüp öcünü alınca, kansı Hahme, "Seni mapısa atarlarsa hiçbir şeyin de yok. Ne yün çorabın var, ne bir şeyin." der. Bunlar, ancak usta bir yazann yazabileceği cümlelerdir. Anlam zenginliği taşıyan cümleler. Yılmaz'ın çok iyi belittiği bir durum da köylülerdeki uyanışın, bilinçlenmenin belirli koşullar yüzünden gec ve güç oluşudur. Yılmaz, Türk toplumunaaki oluşumu çok iyi saptamış, çözümün kentlerde ve sanayileşmede olduğunu çok ustaca göstermistir. Boynu Bükük Öldüler 1972 Orhan Kemal Roman Ödülü'nü kazanmıştı. Ydmaz'ı son görüşüme gehnce... Telefon ederek gece bize geleceğini söylemisti. Taksim'de oturduğu zamanlar bir gece Dizi evine davet etmişti, evde buluşmuş, dışarıda içmiştik. Bize ilk gelişi olacaktı. Geldi. Daha doğrusu geldiler: Yılmaz, Fatoş Güney, Abdurrahman Keskiner, bir de tanımadığım bir delikanh. Ydmaz, sözü pek uzatmadan, asıl konuya girdi. Iki senaryo üstünde çalıştığını, çok yorulduğunu, senaryosunu tartışmak istediğini söyledi. Aradan nerdeyse bir çeyrek yuzyıl gççti, ayrıntılan anımsayamıyorum, ama Âbi, ben senaryoları anlatacağım, sen de eleştireceksin..." dediği zaman şaşınp kaldığımı çok iyi anımsıyorum. Yılmaz'a elinde bir metin olup olmadığını sordum, yokmu§. Yılmaz anlatmaya başladı. Iki senaryonun da konusunu hatırlamıyorum; ama benim senaryolara yönelik eleştirilerim daha çok ekonomik ve toplumsal açıdan oluyordu. O sorunlar üzerine epey tartıştığımızı hatırhyorum. Ayrılırken, döndüğü zaman, çevireceği fümler için gene görüşmek istediğini söylemisti; ben de bunun benim için keyifli bir çalışma olacağını söyfemiştim. O geceden kısa bir süre sonra Yumurtalık olayı oldu. Türkiye'de Roman ve Toplumsal Değişme adü kitabımı bitirmek üzereyken kitap göndereceklerimin listesini çıkarmıştım. Bunların arasmda Yılmaz da vardı. Kitabın 5. sayfasmdaki "ithaf "ın Yılmaz'ı nasıl duygulandıracağını biliyoraum. Olmadı. Kitap basıldığı zaman Ydmaz artık yurtdışındaydı. Yılmaz'ın .şinemasını, Boynu Bükük Öldüler adlı romanını incelemeden ileri geri konuşanlara ne demeli? O konuşanlann kaçı seyrettı acaba Ydmaz'm o usta işi filmlerini? Bizim gazetecilerimizin çoğunda garip bir tutum var: Bir "köşe sahibi olunca her konuda yazabileceklerini düşünüyorlar; "gazetecilik" yapmak yetmiyor onlara, kendilerini "omniscient" (her şeyi bilen) sanıyorlar. Içlerinde 700 sayfalık bir incelemeyi yarım sütun yazıyla yok edebileceklerinı sananlar bile var: Okumadan, ezbere. Ne denir? Allah ıslahetsin! • SAYFA 3 KİTAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle