Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K I TAP Önce aşağıda tanımları verilcn sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlanndaki saydara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktann. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara Ö D O L L O B U L M A C A İKBMUMCUOâJI Yeniden 'Vakit Yok Hüzünlenmeye' ve Ahmet Ada Uzak Şehir ler Ahmet Ada, aslında bir Adanalı. Kendini Kayseri'ye kapatmış. Orayı yurt bellemiş. Şiiri doğuran büyük kentlerden uzakta, Kayseri'yi şiirleştirmekle meşgul. METİN CENGİZ oğrusunu söylemek gerekirse aküma Ahmet Ada deyince uzak kentler, hani şu bir zamanlar yasadığımız sonra terk ettiğimiz, içimizde buruk bir acı gibi boyveren, hüzün denince damarlanmızda tatlı tatb gezinen duyularla o uzak şehirler geliyor. Hangi kitabıydı ilk bu duyguya kapüdığım, bilmiyorum. Ancak Vakit Yok Hüzünlenmeye'yi (1992), yeniden okuduğumda Ahmet Ada'nın bütün şiirleri, bana bu duygulan, hatta uzak bir geçmişi çağnştıran o kaybedilmiş duyguları anımsaayor diye belledim. Aynı duygulan Aşk Her Yerde (1990) ile duyurnsayamaz mı insan? Elbette. Ancak Vakit Yok Hüzünlenmeye bende daha çok yol açtı bu duygulara. Ahmet Ada denince lcuşkusuz bu tür duygulargeliyordurherkesin aklına. Durağan bir zaman. Zamanın, vaktin, kuşlarla, kuşlann gölgeleriyle, göçmen kuşlarla, camilerle, cami avlulanyla, serin taşhklarla, ikindi vakitleriyle, gönendiren, ama aynı zamanda hüzün de veren çarşılar, sulanmış konak avlulan ve buraaa insanlar arasında yaşanan aşk ve aşk için vüreği yakıp kavuran duygularla anlatüdiğı bir eski zaman şehri. tnsan Kayseri'yi görmek istiyor. Acaba Ahmet'in anlattığı gibi mi? Ama akla hemen acı veren duygular geliyor. Kayseri'de yaşanan geçmisin o şeytansı ellerinin bir hoyratlığın gövdesinae dirildiği gözlemi ürpertiyor insanı. Ve kuşku bulasıyor Ahmet Ada'nın içimizi burkan o şehir anlatısına. Ahmet Ada, aslında bir Adanalı. Kendini Kayseri'ye kapatmış. Orayı yurt bellemiş,. Şiiri doğuran büyük kentlerden uzakta, Kayseri yi şiirleştirmekle meşgul. Kuşkusuz Kayseri, şu Yahudilere taş çıkartan tüccanmsı kurnazhğı ve bu çerçevedeki fıkralanyla ünlü. Bence simdilerde Ahmet Ada ve orada yaşayan böyle bir iki edebiyatı çiçekle sulamaya çalışanlardan biri. insanın hemen aklına, uzak bir sehirde, siirin yeşermesinin güç olduğu bir şehirde Ahinet Ada'nın başansı geliyor. Şiirine gelince... Yukarıcla, en çok kullandığı sözcüklerden birazcık söz etmiştim. Bunlara su sözcükler eklenebilir. Yağmur, mahalle, sokak, cadde, kedi, telaş, ürperiş, gökyüzü, taş, taşın dili, esik keder, kış, güz, vb. Ahmet Ada siirini bilenler eğer son kitabını okumuşlarsa (Denize Atılan Çiçek), bu kitabındaki "Yağmur Yitiveraı Yoksul Mahallede" adb şiirinden seçtiğimizi anlar hemen sözcükleri. Bizce bu şiir Ahmet Ada'nın şiir dünyasını kullanaığı sözcükler bağlamında özetliyor gibi. Tematik olarak ise, Ahmet Ada şiirinin tipik bir örneği. Ancak Ahmet Ada şiirinin en güzel örneği demek yanlış olacaktır. Çünkü daha güçlü şiirleri var Ahmet Ada'nın. Biz yamızca, kullandığı sözcükler ve tema bağlamında altını çizdik bu şiirin. Şiir şöyle: "Yağmur yitiverdi yoksul mahallede/ Sokak kedilerinin telaşından belli/ Kuşlann oraya buraya uçuşundan/ Küçük bir çiçeğin ürperişinden" (...) "Gökyüzü ile eittim kuşlann yanına/ Tasın dili, aşkın nançerini öğrendim/ Kuşkuya yer yok D satırın başına sarktığını gösterir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımlann karşılığı olan sözcüklcrin ilk harfleri yukandan aşağıya doğru Seyhan Erözçelik'in bir şiir kitabırunadım oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından bir almtı ortaya çıkacaktır. Tanunlar ve sözcükleriniz: A.YahudiAlmanc««. 35 59 40 73 61 54 B. "... Ahmed" ("Atabctü'l Hakayık" adlı yapıtıyla tarunan XII. yy şairi). 5 18 2 65 * • J. "... Willis" (DemiMoore'laevliolanaktör). 62 3 66 70 16 K. Artma, çoğalma. 48 46 31 80 68 L. ABD Profesyonel Basketbol Ligi. 17 29 78 M. Sevimlt, cana yakın, hoş, güzel. 22 63 47 21 N. Pamukçuk. 43 42 38 C Soğuk, beğenilmeyen, scvîmsiz. 56 4 8 10 13 D. Himmler'in emri üzerinc, 193 l'de Reinhard Heydrich taraftndan kurulan, Nazi Partisi ve SS içindeki karşıcasusluk örgütü. 39 27 E. Kocası olan ya da kocasından boşanan kadırun yeniden evlenmesi ıçin beklemcsi gereken siire. 11 58 6 23 55 F. "Mektup Aş.klan"nı da yaratan yazar. 52 19 12 67 69 53 64 24 25 44 624. sayımn çözümü A. Erbain, B. Labada, C. Siyah Eşya, D. Ağzı Çiçeldi Adam, E. Tilmiz, F. Rifat, G. Irfan Yüdız, H. Osman, I. Lantan, J. Elgin, K. Tütün. Metin: "Çift dilde yazmak, çift eşli olmaya benzer, insanın hangisini aldatuğını bir türlü anlayamaz." G. "Akrcp" adlı oyunu da yazan tanınmış, hukukçumuz. 28 9 49 33 34 72 45 60 14 30 51 20 41 57 36 32 50 H. Terbiyumun süngesi. 79 15 I. Nazlı Eray'ın bir öykü kitabı. 76 7 1 37 77 74 26 71 75 624.tayıdan Mtap kazamntap: Adanadan: Sencer Şıkım, Ankara'dan: Abbas Balkız, Bülent Yılmaz, Antalya'dan: Ülkü Duruırmak Alçura, Aydın'dan: Akay Yılmaz, Suavi Vardar, Bodrum'dan. Nesrin Ender Akgün, Balıkesir'den: Oğuz Yılmaz, Bolu'dan: Rcyhan öztürk, Bursa'dan: M. Suat Övet, ÇoTum'dan: îbrarum Gösterir, Denizli'den: Ramazan Küçükaydın, Giresun'dan Mithat Kayaalp, Tarsus'tan; Yüccl Tokgönül, tstanbul'dan: Batuhan Karamartin, Necdet Durusel, Yusuf Ziya Boral, Oğuz Baykal, lzmir'den: Sevcan Güngör, Kırfehir'den: Mesut Anöz, Kırjehir'den: Mustafa Gözüaçık, Konya'dan: Bilal Yeşilöz, Sıvas'tan: Metin Güler, Rasime Akçay, Ufak'tan. Gülser Sapan. geç kaldım yine de/ Kışın eşiğine, avlunun yıkanmış sessizliğine'' (...) Sonra bir çavuşkuşuyla sınadım göğü/ Gök bomboş, dönebilir miyim/ Kederin anılanna/ Yağmurun yitiverdiği yoksul mahallede/ Bu kış yağmur yağmadı vağmurlarla geçirdim/ Uzaktan hoş gelen yağmurlann sesiyle/ Geç kaldım, dönebilir miyim/ Güneyin geçmişine, denizin önsözüne" (...) "Deniz ki yanı başımda derin uykuda/ Gök daha az mavi/ Yıllann nerde yitiverdiğini bilmiyorum/ Koca bir yüzyılın düşünde/ Birdenbire bir çocuk gülüşü" (...) "Dönebilir miyim toprağın şölenine/ YaşL denizin kalbine". Şiirde inceden inceye işleyen bir hüzün görülüyor. Yoksul mahallelere aıtık yağmur yağmadığını belirten şar, bunu içe işleyen birkaç gözlemle belirtir. Kediler, telaşlı, çiçekler ürpertili, kuşlar oradan oraya uçmakta. Taşın dilini öğrenir şair bu süre içinde, aşkın hançerini öğrenir, yakınlara yağan yağmurla teselli bulur, ancak geçkaidığının bilincindedir. Kış yağmursuz, kuraktır. Deniz bile uykudadır. Susuzluk her yanı sarmıştır. Yüzyılın düşünde bir çocuk gülüşü var, şair böylece gelecektekı umudu imler. Kuraklığın geçtiği, yasamın normalleştiği. Ama son ifci dızede Dunun olanaksızlığını söylemektedir. Görünen anlamlar bunlar. Ve elbette daha uzun anlanlabilir. Arka alandaysa, insanoğlunun günümüzdeki panoraması çizilmektedir. İnsanın kendi yarattığı uygarlığın kölesi haline geldiği derinden derine işleyen bir hüzünle duyumsatılmaktadır. Sömürünün mutlaklaştığı yerde hiçbir umudun kalmadığı hissedümektedir. Insani olmayan bir durumun çok insaniymiş gibi gösterildiğini ve yaşatıldığını imlemektedir. Umuda bile yer yoktur artık. Dönebilir miyim toprağın şölenine dizesindeki soru durumu ise DU umutsuzluğun mutlaklaştınlmasına şairin gönlünün razı olmadığını gösteriyor. Deride bir geçidin dibinde bir ışık var ama? tuzak da olabilir bu ışık? Ahmet Ada şiirine örnek aldığımız bu şiir, gerçekten de kuşlarla, avlularla, yağmurlarla tekrar edilen ve belki de bıktına bir dunım alan tekrarla şairimizin ne söylemek istediğinin de bir göstergesidir. Şair durmadan, tıpkı bir meczup gibi hep aynı şeyi tekrar ecuyorsa, bu göstermek istediğinin önemli olduğuna inandığının da bir işaretidir. Ustalaştığı yerde bize uzak bir şehrin hem havasını, yaşam biçimini havaya çizerken insanlığın içindeki duruma da ustalıkla parmak basması /basabilmesi, Ahmet Ada'nın bir zaferi olarak görülmelidir. Üstelik bir tür sürgün, bir tür münzevi bir yaşamdan kalanlarla Takip etmek gerekiyor şiirimizin Ada'sını. • Ahmet Ada'nın son şiir kltabının adı Denize Atılan Clcek'. SAYFA 23 CUMHURİYET KİTAP SAYI 526