Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gülseli Inal Kendinin ve siirin dogusunda "Gülseli înal'ın altı şiir kitabmdan birer şiir seçtim. Özlerini damıttım. Ve bileşiminden özdeki ruhuna varuım: Doğusu'na." diyor Şükran Kozalı, Înal'ın şiirini değerlendirirkcn. ŞÜKRAN KOZALI O nıı okurkcn birdcn şiirin matcnıatiğini bulduğumu düşündüm. Doğru diişünccnin yotlannı kanıtlamıyordu oysa. Bedenin somutluğıın dan kaçan rııhun alcvli dıırıışu şiirin karelerindeboyudaroluşturuyordu. Birfır tına sonrası dağılmışbilinç, sarının ölgünlüg"ü ve hayaldeki etkinliği arınmayı oluş tııran bir ve ilk kaynaktı. Daha önceki yaşanmış hayatın özlenişi esrikleşiyor içrek bir saflığa sunuluyordu. Şiirin önünckoydugu prizmadaiçhuzurbuharlaşıp zaman tüliinü çekti ve mh başka yaşayıija geçti Şiirleri özenle ve şifresini çözer gibi okudum. Gülseli şiirin cvrcninc ışığında ben hâlâ büyiilü bir çiçek imgesi gibi saatlerce renkler arasında seçiminıi yapmış değildim: Turkuaz, safir, yasemin mavisi, mcrcan, su rengi, yakut... mu olaydım... Kesişim kümesindeki ortak dizgelerden biriniseçiyorum.Çünküo bir sonuç: [Asla Tükenmeyecekti Hayatın Deli Ozü tenini Öldürcne Dek] bu iki dizenin dizimini şöylc kısahıyorum: Hayatın Özü vc Tcnin Ölümü Gülseli înal'ın beni sürükledigi yer burası: Tarihin eskilerini şiir sarayına hoş bir taşıyışı var. I ler kitabın takındığı ad müceynerleri, bunıı göstermiyor mu... Ölüm: Bir sözcük, hayat dedi^imiz evreni donatıyor. Her şeyin olümün inıgesel bosluğuna oturtulmasında oldukça özümsel oirestetik tavırlagidiyorşair. Penceresinin karşısmda eski bir evin yıkılışına gün lerce ve hüzün içinde bakıp tozlanyla dizeler yazdıgını biliyorum. Ve bir gecenin fırtınası içinden nasıl çıktıgını gözlerinden okuduğum dehşetle bu saydam insanı niçin böyle inceliklerin donattığını da anladım. Betonlaşmanın her lürlüsüne karşıydı ve korunuyordu. Înal'ın altı şiir kitabından birer şiir seç rim. Özlerini damıttım. Vc bileşiminden özdeki ruhuna vardım: Doğusu'na. Sulara Gömülü Çağrı: Çotukluk Beldesi (s. 22) Tanrı ölümdıir ve doğum pembe poleııli bir çocuk sepeü. Kendi yönünde tuhaf (yabansı) bir velkenli gül ırmaklarda süziiliiyor. Bu belki gümüş renkli öli'ımün alıp götürdüğü bir söylence olabilir: Sayıtız hcldc gördüm \ayi\iz düşümdc/ .../ Içimde ölmiiş kuşlartn saytstz çokluğjt Vega Kentleri'ne bağlanıyor, uizc bağıyla. Lâle Sesiydiler ve Yoktular: Vega Kcntlcri (s. 23) Gülün ılık kokusıı, eski bir yapı, bırakılmış dünyanın gizli hazırlığı, clünya oluşumu;gül olıışumu, safır=sarı ot (huzur bulduğu yer), ırmak mercan otu birgövde: Renkler ayini... Yıldızlar, bu ve buhur kokulanyla ölmek ve sonra ötesine geçmek. Bugdayın ihaneti (bereketin ihaneti) ve saçların isyan cdcn tütüşünde sayıklamalar, rüya günlükleri ve bilinçaltın dabirAraf... Vega Kentleri: Sarıda özlenen yer, yaşamak istenen yer, sıginak. Bin kez ölmüştüm bvn orada buhur kokulanyla (Olmenin hertürünü düşünmeliyim) Bu döıtgen aralık çerçeve her şiirin özü nü almaK, damlatmak için çizildiLetoon: Kan Gölii Kuzey Yönünde'ye (s. 76) bagianıyorum. Küflü bir ruhun ay ve incileri arasına giriyorum. Yamacın ka natlarıyla ağır kutsal yavaştan sepken bir bellekle perde çiziliyor bir daha. Olümün çürük vemişlcrı, cümbüş giilü ve kan giiliı (giilleraryası), kuzey ve iblisin yönü bu kez ırmaklarda gümüşlenmek için akıyor. Giiller çırpıyor taçlarmı, kendi gül fırtınasıyla. Vega Kentleri ve Kan Giilü Kuzey Yöııünue'ye kesiştiriyorum. Sonuç çarpıcı: ()///»/ Ciırıncc dcnişleyen Rublar cvrctıın biitün biçinderi lki şiirin özde birleşip damladıgı noktanın fonelik yapısı: Irrnak, yıldız, gül, ten, sarı, yakııt, av, içrek, magra, iskclet... Karmik yapıda taşınanla ruhsalın merkezine yolculuga çıkarak, içscl biliş, kadın bilgisiyleyakalanıyor. 'Ancak maviyegömülebilirim' dizesi bu oluşumun sunucıı yakalanabilirbirderinlik. Okıırun ruhsal bilisi acaba evrenin tözünde yeni çağrışınılar mı yaratıyor yoksa? 1 ler şiirin bir SAYFA 8 Inarm şMrlerinden seçmeler ruhıı nldıığıınıı düşünüyorum. Dans Natura'nın Ruasicyristal'ine çıkı yorıım. Gece rengi gül ne kadar korkuludur; asırlardır bu yüzü taşıyan ölüm. Hiçlik esintisi ruhun yükselişi bilinmez altın ee çitler içre, ışık sütunları, yürcgin alçalışı yükselişi, değişimin ulu anı ve yıldızlardaki alev ve mücevherli ceset, kömür ve esir gemiler ve bakır yüklü Selen ki burada yeni zamana hazırhk var Yitmiş rüyadan cla^ ha çok de|*il mavi yaseminin çizdiği sınır: / iücrelerın ağır bir sır phi onanlmav/nda şiirin özü damladı: Olümün çağrıldığı yer; ten, renk, yıldız, bilinç... ölümü... Topraöa iniş ve yıldıza eekiliş ruhun ge zegeninüe evrenin tenine giren bürünleş me, yani tanrıya ulaşma: Burada ü(,geninıin noktalarını buluum: 1 layat + Ruh + Evren. (Beden + Ölüm + Sezgi) Lotüste onarılmayı bcklemek umudu taşıyor. Siinsuzluga mrikiyor. Insanın ırasına yusyuvarlak oturan istek, umut, bitişin reddi, çirkinlik, kötülük ve düşüşlerden kurtulnnı duası. Çieeklerin bile bitiremeyecegi bir yaşama şarkısrnda biz de sesıimizi koymalıyız, ya! Bakkaris: \l\ Ceres (s. 39) "Büyüyorum sensizliğin içinde", "gün ağırlıksız", çok uzaklar, mağra, deniz yıldı/.ının dogüuğu yer, tuıkuaz zaman, yerle göğiin birleştiği an; Sodom'dan bu yana ruhsal aı,lık... öliimiin dönmeyen acısı, taç yapraklarıyla kubbede duran lıüyük baKiş, vıldız suretleri ruhun aüır ininde... Bu kauar çağırmalardan ince bir birleşim rcsimleniyor: Irmak koytı madensi tadla/dirilirtli göğün kıyılarından: Bu ruhsal bakış ya da düş iç içe geçmiş iki zaman... lştc bu noktada şiir, nefretten kaçış noktasını bavruluyor. Almaşık helezon çiçeklerin/terasında gittikçe azalan gövde ve asla tiikcnıncyccckti hayatın dcli özii, tcninı öldürcnc dck. Bu damlayan dizelerin birleştiği denize gelılim: "Doğu'nun mücevher saati çalar belirsiz" Hayat ruh, evpon Ölümün evrınsel ozünü yazarken kııllandığı dil, vaha ya da kuramsal zamana yığdığı delta yapı malzemesi: Irmak gül yasemin, yıldız, iskelet, magra sarı, turku az, yakut, ten çiirüme vc büyük bakış ve bunların türevleri... Birebir karşıladıgı simgeler müthiş bir akışla kayıyor şiir için oluşturduğu boşlukta. İnsan ruhunda bir atlı prens gibi dola şan Spinoza'yı hatırlıyorum: "İnsan ruhu Tanrının sonsuz zihninin bir narçasıdır." Ve Gülseli Inal, Ölümün Şairi... Dünyanın her parçalanışı adeta bir yas' Hayat "gül ınaskesi "nden soyunuyor ve tırnesnelerde. Sevgili yalnızlıga bu boyuthücreler çürüyor. Hiçlik durağı, boşluk larda girer. "Aiırlıksız sır" derken kurtave gül maskelerle ucubeleşen asırlar, yani rabilniği biricik şey 'scni scviyorum'dur. toplam hayat Cülscli'nin yakındığı dulmgeİer sistemi ölümün o kültü içinde rumlar. "Yoğunluklaryaşadıkbuzul uçlarruhu kum tanecikleriyle işlcmektedir: da kmk uçlarda" dizesinde kırgınlığın yaDuygulu ve içli bir yapıdan yola çıktığı nında tülün ardındaki bir düşlü^e kaçışın, için nedenin ayrışımı, dönüşümü apayrı sığınmanın erişilmez resimlerini de çizibir hüznebürünerek, hayatın naraleli.par or. F.l Ceres'in dörtgen içindeki dizesiyçalanmaları kesik çizgilerde bırakır. ö lie Ruasicyristal'in kesişimi o evrenin özürik ustası, simgeler titreşimini de belirsizne ulaşan (Büyük Bakış) turkuaz zaman liğe uzatır. Çook uzaklardan bir güzellik büyüyerek (ölümle) evrenin sonsuzluk çıkarır. doğasına gelişmiş bir ruh olarak katılıyor. Bir ırmağın eliyle içimin yontulup dıoığı"Gül dalıyla tııtturıılmuş giysi" nasıl nı duyuyorum. Cerenin böğürtlcn kokan olabilir: Düşündüm giinleree: Gül (idanı havasında lâl bir kayıkla ruh inimden çı bedenler mi bulmadım, dalın girebilecekıp (mağradan) safirin tuzaklarınagittigiği kumaşlardan elbiscler, hırkalar, şallar mi düşünmeden bir yıldız sureünde olmı dikmedim, yasemin mavisi bulutlar mı mayı çok isteyerek BIİN, sonlu varlık, aybiçmedim... ince incecik kenciitnle ve öykın fırtınamda dolaşıyorum. lekaldım... Dih' duyguların taa kuyularından sararak kristallesmeye bırakıyor. AnSif ve Gula: LaureKÇıpIak), (s. 39) goissc (fizikötcsi teJirginlik) ve archaist Büyüsel fencrin sedef gövdeyi buluşuybir şiir yapısı içinde yabancılıöının üstüne la yenilenişin sırlan çözulüyor: Ktyametin aynastnda smtz hölünü^ün/ sırrına varalım çıkarak uçmaktadır. Esin meleklerini lıisscder. biraz. Bedeni ölüm sonrası, bir odakta yakar. Sif ve Gula Laurel'in kokusuyla, madeÖlüm haritasının bozkır engebelerinde ni bir kıışun ağları parçaladıiı bir yerde masum ve saf görünse de: 'ilk yıl bövle olçınlak ve inişli çıkışlı bir savrıılmada, topdu, ayışıöının bol sarmalıyla beslendik' diraldı sarmaşıkla parçalama istegi yani ölüyebileceK kadareskiyegider: "Diri habermün arkasma geçiş var. Bir meleğin, şiirin cilerülkesinden Berenis'in". Kirlenmenin bilincine ilk girişi degil. (^nlencmez yalkaranlık gölüne düşmedcn Azrail'in gönnızlığın hızla yaygınlaştığı BEN'ine giren lünün aktığı yereuiaşabiliyormu... Oİsun kıyameti, buğulu gözbebeklerinden okuorada pırlanta rüzgârı hissediyor. I lücre nan, yiten biten insan, medyanın kurtlar siz ruhun laeivert yıkık kulesi dayanıksız solrasında aç ve susuz. Savaşların kaynatgüller gibi. tığı gül bedenleı ve gül maskelerin sırlan Sözün etkisini güçlendirmek için anlagittikçe kabuk bağlayan içsel huzııru binmın üzeıinde yoğımlaştığı sözcük ve sö/. dirip götürüyor kendimizin derin kuyulacük öbekleri oluşuyor (Tekrîr). Sürekli rına. Çok ilginçtir birçoklarımız o giden Çaörışımlarla duyum ötesindegezinen şainceliğini tanımadanyabanigüllerinitakıir kendini koyacak bir yer bulmaya çalışıveriyor. Metalik sesler tırmıklıyor; o gülii yor. Dans eden şiir, kadın imgesini berayoluyor. lşte bunların içindeGülseli bana berindetaşır. Kullandı^ı sözciiklerin içinolümün arkasındaki biryola çıkarak ufude kaybolureasına zaman dışına, bir sallıöunu göstermeyi başaraı. Insan evrcnscl öa girer. Veacıları biter: "Nanse'nin berebir şaka mı, diye düşündüm şiirleri.okurketli kollarından, ipek boynundan, vadiken ve burcudu şairin duyguları. Öziimlerinden yalnızlıkakıyordu..." (SifveCîu den bilincime katıldı; titreşimleri beynila, s. 70). Evet kaçış giizcl: Bir tapınak buınin ve yüreğimin kenarlannda yasemin lunuyor böylece. Irmak ve gökyüzü renkdalı çizcrck iklimler gezdi. Ben'in gelişili sunağını dokuy<ır. tlginçtir ki bu ritm, ı mi evrenin gelişimine denk düştii. ÖlümünŞairf l C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A YI 470