27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Roman okumaktansa vazarının canına okumak Orhan Pamuk'un romanlarının Türkiye'de 100 binin üzerinde alıcısı var. Yaklaşık 20 yabancı dile çevriliyor romanları, bu yazarımızın. Birkaç yüz bin okuru da Türkiye dışında var demektir bu. Siz anlamazsanız, onlar anlar, anlayabilirler, neden kabullenemiyorsunuz bu gerçeği? Sorun, rol sapmasında. Gazeteci, siyaset bilimci, tıp profesörü kendiliginden, roman okuru olabileceğini, edebiyatın iç gelişmelerinden büsbütün habersiz kalmış olmakla birlikte eline alacağı her kitabı bir çırpıda okuyabileceğini sanıyor. ENİS BATUR siiremeyiz: Picasso'nun resmini "anlayamayan" milyonlarca insanla karşılaşabiliriz, Picasso'nun resmini "anlayan" milyonlarca insanla karşılaşmamızı cngellemez o durum. Siz anlayamıyorsanız.anlayanİara öfkelenme, ı>nları hor görme hakkını elde edeceksiniz diye bir şeyyoktur. Bubüyüklenmeyi bırakmak en iyisi olur. Roman okuru, cdebiyat okuru olmak bir ilgi, çaba, emek, yatırım gerektirir. Gazetede köşe sahibi olunması, bütün bunları hiçe sayabileceğiniz yazılar yazmaya doğal biçimde hak kazanmanız anlamına da gelmemelidir. Kışlalı, sözgelimi Tahsin Yücel'in Orhan Pamuk hakkındaki eleştirilerini de Son günlerin tuhaf tartışmasına bir bakış hesaba kattıfiını söyleyebilir, söylüyor da. Gelgelelim, hiç de aynı şey değildir oradaki: Tahsin Yücel, çok tyı okuJuğu bir kitap hakkında, çok iyi tanıdı^t bir alanın iç öl çütlerini kullanarak bir eleştirel okuma gerçekleştirmişti. Ben, Orhan Pamuk'un romanları eleşti rilemez, beğenilemez, yarıda bırakılamaz demiyorum. Onları, ciddi biçimde oku madan yargı geliştirmek yanlıştır, diyorum. Rol sapmaları, Türkiye'de, durmadan kurbanlar üretilmesine, "kötülük anlaşmalan"nın su yüzünc çıkmasına yol açıyor, rotbalans ayarı böylece hepten bozuluyor. Orhan Pamuk "olay' ında da durum ölçüsüzlükten, ölcüsüzleşmedcn kaynaklanıyor. "Roman"dan sözedeceksek, öncc okuyahm. Romanın yarattığı toplumsal ilgiye eğileceksck, önce olupbiteni analiz edclim. Yoksa, dünya çapında yankı doğuran yapıtların sahibinin kendi ülkesinde leketenmek istenmesi (elestirilmcsi değil), tek bir kelimeyle açıklanabilir: Çekememczlik. Bu olaylardaOrhan Pamuk'un payı hiç mi yok? Ben, olduğu kanısındayım! Geçen yıl Öküz dergisinde yayımladığı bir yazısının ardından, sıcağı sıcağına bir karşıyazı kaleme almış, "edebiyat popiiler olmazsa ben kendimi evimde nissetmiyorum" yargısına toptan karşı çıkmış tım kişisel gerekçelerle günışığına çıkarmadığım o denemeyi artık yayımlayabi lirim, diye düşünüyorum. Ama, öncc diyorum, kişileri hcdct alacağımıza ürünleri değerlendirmeyi öğ renelim. • T ürkiyc'nin rot balans nyarı her geçen giin biraz tlaha bozuluyor. Bu negatif gelişmenin sayısız nelirtisi görülüyor, dile getiriliyor ya, onlardan biri de, ülkemizdeki rol dağılımı sapmalarında açığa çıkıyor. Panoramadaıı ke sit vermekle yetinecek olursak: Bir piyanist ya da antropolog, dckolteli bir aktüalite figürü kimliğiyle karşımıza çıkabiliyor; siyasetçiler onur doktorası sahibi, akademisycnler politikacı, ajan provokatörler akademisyen oluyor; askeri darbe yöneticisi ressam, Anayasa Mahkemesi Başkanı şair, şairler sinema oyuncusu, gazete genel yayın yönetmeni Pop Müzik mütefekkiri, Türkiye güzeli TV spikeri, cinayet sanığı dizi fiîm oyuncusu, sinema yönetmeni Avrupa Topluluğu uzmanı, sinema oyuncusu ya da şarkıcı Belediye Başkan adayı, terörist fııtbol kuliibü başkanı, vaiz dinselsiyasal önder olarak önümüze geliyor. Artık şaşırmıyoruz. Çeyrek yüzyıl önce "imamın karısı" ile başlayan bir süreçte merdivenin dibine indık anlaşılan. Bu alandaki en yeni ömekler, kiiltür alanına yaklaşıldığını kanıtlıyor. 1 Iıncal Uluç, pcşpcşe iki yazısıyla, mimarisi ve koleksiyonuyla Bilbao Modern Sanat Müzesi ni hakladıklan sonra, Hmin Çölaşan ve Ahmet Taner Kişlalı, yeni roman ıyla gündeme ağırlığını koyan Orhan Pamuk'u bcrtantf ctmcyc karar vermişler besbclli: Kttabın satış miktarı konusunda yalan söylendiğinden "cmin" birisi; yazarın, öteden beri " Atatürk düşmanlığı" yaptığı konusunda kararlılar ikisi de. Daha ilginci: Bir ortak noktala rı daha var, "Benim Adım Kırmızı"yı okurnamışlar, okumaya niyetleri de yok sanırım, çünkü Orhan Pamuk'un bıından önceki ("Atatürk düşmanlığı" kanıtlannı da içeren) romanlarını da okuyamamışlar. Başlamışlar, ama bitiremcmişler. Yazarın ne anlattığı pek belli değilmiş, zaten tıp protcsörlcri aramış Kışlalı'yı, "biz anlayamıyoruz" dcmişler: "Biz anlamazsak, kim anlayacak ki?" Çölaşan'ın satıs, saptamasından başla yalım. tşim gereği yayın dünyasının iı,in deyim ben, bir "rakip yayınevi"nin yöneticisi olarak, somut bilgilerc dayanıyorum: "Benim Adım Kırmızı", şimdilik 120 bin nüsha satılmıştır. Çölaşan'ın, hiçbir dayanagıolmaksızın, okurlarını yanıltması, onun öbür konulardaki güvenilirliğini /edelcmiyor mu? Orhan l'amuk'un romanlarında "Atatürk dü^nuınlıgr' yapıldığını ilerisürmek için o romanları okumak gerekir. Yapılan alıntılar yazarın sözleri midir, bir kahramanına mı aittir, hangi bağlamda söylenmiştir söylcnenler? Bir onay mı söz konusudur, bir ironi mi? Atatürk'le mi alay edilmektedir, Atatürk'e tapanlarla mı, Atatürk'ü bir kalıbın içinde tutmaya çalışanlarla mı? Bu ve benzeri sorulara safilıkh yanıtlar getirmenin tek yolu yazılanı dikkatlc okumaktan geçer. Kaldı ki, bir romancının iyi yapıtlar vermesi Atatürk hayranlığıyla düz orantılı bir denklemc bağlı değildir. Rol sapnıası, burada bir ben merkezcilik tragedyası, bir despotik bakıs, açısı yaratıyor ister istemez:' Biz anlamazsak, kim anlayacak ki? " Neden, acaba, Kısjalı ya da söz konusu tıp profesörleri kendilerini dünyanın merkezindc görüyorlar? Bunca üstünlük kuruntusu nereden kaynaklanıyor? ()rhan Pamuk'un romanlarının Tür kiye'de 10ü binin üzerinde alıcısı var. Yaklasjik 20 yabancı dile çevriliyor ro manları, bu yazarımızın. Birkaç yüz bin okuru da Türkiye dışında var demektir bu. Siz anlamazsanız, onlar anlar, anlayabilirler, neden kabullenemiyorsunuz bu gerçeği? Sorun, rol sapmasında. Gazeteci, siyaset bilimci, tıp profesörü kendiligindcn, roman okuru olabileceğini, edebiyatın iç gelişmelerinden büsbütün habersiz kal mış olmakla birlikte eline alacağı her kitabı bir çırpıda okuyabileceğini sanıyor. Yanlış anlaştlmak istcmcm: Kimse roman okumak zorunda değildir, kimse her eline aldığı kitabı anlamak ya da beğenmek durumunda da değildir; ne ki, faturanın otomatik olarak yapıtın yaratıcısına çıkması gerektiğini düşünmenin de doğru bir perspektiften kaynaklandığını ileri Larry Niven Hugo ve Nebula ödüllü yapıtı 'Halka Dünya' ile ilk kez Türkçe'de Dcv bir ınctiilik siliıulir mua/./.anı hir hı/la ^iini'şc 'vaklasnıakladır. İnsanlı£ııı kaışıl;ıştıö| yal)ancı"hir • '. « >• * ııy^arlı^a ait ilk iiriiıı.!. I (.knolojık ıiHfci/.t'leriıı'vc urpay okolojiı'ıiıı düııvası... Ostünlük kuruntusu DUNYAI LARRY NIVEN "Halka Dünya, Aliın Çağ'da çok tutulan, bilıme bağlı ve klasik BK türünc donüş akımının en ıyısı. Nivcn'ın hayal güctı üç boyutlu; uslubıı açık ve çekicı." Frederik Poh\ "Larry Nivcn'ın yapıtının alanı o kadar cngin kı, uncak ustün yetencklı bir ya/ar, olgusal olanı onun kadar iyi gi/leyebilir." RAMA A.C,'CLARKEm. bütün biiviik hiJinıkur^u • • • . .(kliilleriııi. alan yapıtı ..RAMA;.. . \slnjaiivgun 4 Ciltlilv " baskısıvlaİİHAkİ:cU> Tom Clancy Bir radyo roportajında Arthur C. Clarke'a en | favori yazarı sorulduğunda cevabı tereddütMudür: Larry Niven 2061: ı:z.\v I:IS\M:Sİ3 ArllıtırC. Clarkc İİİTMKYKN SAVAŞ I ,/"«' lluUlcman ÜJ rhaki kitapçılarda CUMHURİYET KİTAP SAYI 470
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle