Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
nın bu konularda neler düşündüğünü öğrenme merakını göstermemcsi gerçekten üzücii: Pandora nın kııtusu yine lcapalı kalmıştır. tkinci nokta bizi uygunluk kavramına götürmektedir: Bircok sonınun, sadece ve sadccc Türkiye'de çağdas, tarih öğretümediği için, hiçbır anlamı olmamaktadır. 20. yüzyılın İIK yarısı için, taıihten ol dukça farklı olan Atatürkçülük derslcri söz konusudur; ikinci yan için ise, her şey, zamandizinsel akış saati 1938'de, cn fazla 1945'te dıırmuş nibi olup bitmektedir. Dünya tarilıi öğrctilmemektedir (Ders kitaplanndaki derslerc bakarak Türk co cııklarının Hitlcr (3), Avrupa'nınkııruluşu ya da eskı Sovyct uzamındaki değişimler hakkında nasıl anlaınlı biı yargı verebileceklerini anlamak giiçtür). Türkiyc konusunda isc tarihsiz bir cumburiyet fik rini kabullenmek gerekmektedir, çünkii 1945'te çok partililiğe gcçiş, CHP'nin 1950'de yaşadığı bozgun, Mendercs'in on ydı.Kore Savaşı, bir başbakanın idam cdilmesi, üç askeri darbe, Kıbrıs sorıınıı, özetle oldufcça kalın bir ders kitabı hazırlamaya yctccek olaylar suskunlukla geçiştirilmektedir (Bkz. Soru 55g, h vc i). Tıirk öğrcncilerin Soru59'a vcrdikleri yanıtlar (s. 203) gençlerin çağdaş tarihc güçlü bir gercksinim duyduklarını buna karşılık Türk müfrcdatınıla bu konııda büyük bir boşluk bulunduğunu etkileyi ci bir biçimdc göstenııektedir. Bir karşılaştırma olarak Fransa'da ,ki Fransa da bu konuda hiç ku^kusuz örnek bir ülke değildir dalia ben çocııkkcn, cllili yıllarda, İkinci Dünya Savaşı tarihi öğretildiğini söyleyebilirim; 1982'dcn bcri fisesınıflarında tarihitmzin pck de şanlı olmayan saytalaıı, Vichy rejimi vc Nazilcrle işbirliği, Hindiçın (19451954) vc Cezayır (19541962) savaşları aynntısıylaoğrctilmcktedir. Dcrslcrdc 68 Mayıs'ı, De Ga ullc, Pompidou, Giscard, Mitterand birbirini izlcmekrcdir; öğretmenler bakanlık tarahndan güncele cn yakın olaylara kadarolabildiğince ilerlcmclcri konusunda teşvik cdilmcktcdir. tadır. Bu da anket yanıtlannın güvenilirliği gibi çok gcncl bir soruyu gündeme gctirtncktcdir: !ju ya da bu yanıttan tarih bilincinin gerçck olup olmadıAı ya da çocuğun tarih saycsinde sosyalleşip sosyalleşmediği sonııcu çıkarılabilir mi? Soru sorulan hcrkcsin tarih egitiminin hiçbir faydası nlmadı^ını söylcdiklcrini varsayalım: O zaman bunun doğru olduğu sonuctına varılabilir mi? 15 yaşında, crgenlik çağındaki bir çocuk eğitimin, dünya görüşü, sosyallcşmesi, mcslcki geleceği, vb. konularda yarannın ya da ctkilcrinin bilincinde olamaz. Kısacası, öğretmen biraz körlemesine, cl yordamıy la çalışmaktadır vc çalışmalarınm sonuçları hakkında soylcycbilcccgi: "Hiçbir ^cy bilmcdiğimi biliyorum "dan ibarcttır. llhan lckrlı'nm kıı.ıbı Avrupadaki tar ih bilinçlcrinin durumu hakkında gerçck bir cl kitabıdır vc tarih eğitimi vcrcn ya da zamanında vcrmi^ olan, veya bu konuyla uzaktan yakından ilgilcncn herkesi ncyccanlandıracak boyutlardadır; konuya ilgi duyanlar bu kitabı sorudan soruya, şaşkınlıktan !;as,kınlığa yolculuk cderck okuyacaklar vc kafalarında birçok ycni soru doğdıığunu görcccklcrdir. Belki onlar da benim gibi bu çok gcniş anketin yeni çalışmalara, ozclliklc dc Tür kiyc ilc konışularını farklılaştıran ya da yakınlaştıran noktaları değcrlcndirmcyc olanak vcrccck kar^ılaştınnalı çalışmalara yol açmasını dileyeceklcrdir.* Çocukluğun gezgini bir övkücüden Erol Hızarcı gerçekten dc çok yetenekli bir övkücü. Mctinlerinin büyülc bölümündc şiirsellik başat bir konumda. Diğer bir deyişle öyküleri yoğun bir şiirsel dokuya sahip. Ve çoğunlukla iç dünyadan yola çıktığından olsa gerek, alabildiğine hüzünlü. GUNAY GUNER Erol Hızarcı dan "Toprakaltı Saraylan" Herkesi heyecanlandracak kitap Tarih anlayrçıveeğfflml Burada bir yabancımn gözündcn ba kıldığında tarilı, tarih anlayışı ve tarih eğitiminin o derece özgül yanlan var ki, insan anıtsal çcvrcnin algtlanması vc öğren cilcrin ya^adıkları bölgelcrin kcndilcrinc özgii gcçmişlcri hakkında da başka sortılar sornıa istegi dııyuyor: Orncğin Van'daki oğrcncilcr bölgcnin lirmeni gcçmi^ini algdıyorlar mı.1 Kapadokya'daki öğrcncilcr bir sürü kiliscnin varlığını nas.ilduyumsuyorlar? IstanbullubirTürk 13. yüzyıla ait bir ttalyan kilisesi olan Arap Camii'nin 8. yüzyılda yapılmış bir caıni olduğunu bclirtcn yazıtı nasıl yorumlamaktadır' Kısacası gcrçcklcştirilccck tarihyazın sal rcrcihlcr sorununu ortaya koyan sürular söz konusudur: Türklcrin Asvalı gcçmişini mi yoksa yaşanılan dünya bölgc sinin Anadolu gcçmişini nıi öğrcnmck gcıekmcktcdir.' Cuiıüldüğü gibi, b()ylc bir kitabı yorumlamanın cn giiç tarafı insanın, özcllıklc dc bir tarih ögrctmcninin kafasında sayısız düşüncc uyandır masıdır. Medyanın, televi/ yon yayınlannın, çizgi filııılcrin, tarihscl roınanların kar şısında öğrctmcnin ağırlığı ncdir? Oğretilen şeylcr o anda ve da}ıa sonra ncyc dönüşnıcktcdir? ()ğrencinın aldığı eğitim hakkındaki yargısı nc olacaktır? ügrctenöğrcncn ilişkısinde scvginin payı o kadargüçlüdüı ki nıüfrcdatın ilginçliği, kitapların kalitcsi, yöntcmlcr, vb. onulan aynı denklcrnın içinc Ecdagojik olanak kalnıanıak nturtmaya CUMHURİYET KİTAP uskunlukla söylemek arası bir nok ta vardır insan icin. Anlatmaya ba^ ladığında sessizli^ini anlatır dcrinliginde anılarının. Yazıya dökülen iç sızılarıdır, bilinçaltıdır, çocukluğun en bulanık labirentleridir. Bircyi konu ctmck çoğu zaman oldukça gcni^ alanlar açar yazarın önüne. Ancakbireyin toplumsal ilişkilerine dc uzanılmazsa ycteneğin ula(*) \\tanbıd Yransız Anadolu Araştırmaları linslttihü'nde (IFEA) ara^tırrna sabilcceği öncmli bir alandan yoksun kalınabilir. görcvlısı; tarih vc tofcrcıfya öfcretnıenı (1) liirkıye'den. Orhan Stlıcr, Ay^c^ül Erol Hızarcı gerçekten de çok yeteYurdaçalii, Sczgın Tüzün, Bcktr öntır, nekli bir öykücü. Mctinlerinin büyük Büira linanlı, tpck Ctürkaynak, Salih Öz bölümündc şiirsellik ba^at bir konumda. baran, Sülcyman Çctiıı Ozoğlu, Mınc Tan, Diğer bir deyışlc öyküleri yoğun bir şiUgur K<K(iba$oğJu, Zafer Toprak irsel dokuya sahip. Ve çoğunlukla iç (2) Bn kavramlar hakkında Dan Sper dünyadan yola çıkrığından olsa gerck, ber'in ikı yapıtımn tenıel nnvmdi' olalabildiğine hü/iinlü. Çocuklar, hasta bir dugunu düjiiniiyoruw IM amtajijon dc\ çocuğun düslcri, ozlemleri, hiçbir şeyin ıdcrs Thc'onc naturalıstc de la culturc, engellcycmcycccği sonsu/. merakı; aşkın, Paris, Odılc Jacob, 1')%, vc La Pcrtıncn sevginin, eski bir evin, günbatımının gice Commtımctaıoıı ct cugnıttoıı, Parn, zemli hüznu: Minuıt, iyX')(liuıkınakı/apD Wıhon'la "Perdeler oynaşmasa, odamda boğuhırlıktc yaztlmı^tır) lacaktı avluya konan geceler." (s. 12) (3) Bu konuda bkz "Let mot\ dc la niort "Cjüncs. Ciünc^tc buluşan yedi rcnk dam les mamtcls d'hıstuire lurcs" başlıklı düsjerde kaldı. Güncş yalnızca düşlenemakalcm. Iws Ot/omatn ct la mort Pcrcck bundan sonra. Asılı kalacak fermamanencc\ ct mutatıons içindc, Leidennıyla, crtclcnccck günbatımlar. Bir yağNew YorkKüln, Brıll, r il)1124 mıır sonrası. Yedi renkli köprü kıırulnıakta, gökyüzü denizinc uçurunıun do Tarih Bilinci ve Gençlik/ tlhan Tckeli/ ruğundan bir kaydırak. Sılaya doncr uzakateşjer. Kızıl nulut kcrvanlarıyürür Tarih Vak/ı Yurt Yaymları/ htanbul, masallarda Göçtü ırmak yatağında uykular. Soldu güncş fcrmanıyla birliktc akşam gecikti. uçurum düşlüyor çocuklar. Kimsckalamaz piknikte." (s. 17) S Erol Hızarcı, astronomlnln o ucsuz bucaksız gizemiyle, edeblyatın geleceğe kapılar acan sezgl gucunu bir araya getiriyor , | h a n T e k e i r n | n k l t a b l Avrupadaki tarih blllnçlefinln durumu hakkında gercek bir el kitabı. SAYI 486 Dildckı bu yogun ışçılık oyküdcn çok şııre yaklaştırıyor nıctni. Hızarcı ülkemizdeki pek az yazarın aptığı bir şeyi yapıyor: Bilimsel bilgierden sanata olanaklar sağlıyor. Astronominin o uçsuz bucaksız gizemiyle, cdcbiyatın geleceğe kapılar açan sezgi gücünü bir araya getiriyor: "Geccleyin gökyüzünde gördüğümüz yıldızlar değil, ışıkları. Bugütı, ışığı hâlâ gelmekte olan yıldızların Kİmi artık yaşamıyor aslında. Yalnızca, milyonlarca yıl önce saçtığı ışıklar uzayda yol ahp bize gelmeye, gözlerimize akın ctmeye devam ediyor. Yılduından binbir sancıyla ayrılan ışık, bize gelesiye taşıyor bu sancıyı, sonra teslim oluyor karanlığa. Kimi yıldızların ıijiklarıysa, yoluna çıkan çekimlerden etkilenip saparak bize kadar geliyor. Yıldızların oldııkları yerden başka bir yerde gösteriyorlar." (s. 30) "(...) Yalnızca kendi ışığını saçan aydınlığımız, hep kendini dolanan yollarımız onlar. Uzak ölümlerimiz. Gün boyu sürüp gidcn egcmcnliğimiz çekildiğin(le hangi yıldıza sığınıyoruz:.. Karanlığa düşmeden göremediğimiz, bir tüılü Geleceğe açılan kapılar günışığıyla barıştı ramadığımız yitik sevgililerimiz on lar." (s. 31) Kitaba da adını veıen Toprakalrı Sarayları adlı öykü, yazarın, genel olarak bir öyküyü oluşturma sürecine, cvrclcrin ortaya çıkışına, yazarın nitcliğine ilişkin se rüvenini, aşka, sevgiye, doğaya dair izlc nimleriyle, arajannda koşutluklar kura rak aktarıyor. Oykiideki soz konusu ikiliyapı, ilgili paragrallar kendi içindebü tünlük taşıdığından, farklı okumalara da olanak sağlayabiliyor. Yeni öykücüleıi mizin birçoğunda gözlediğimiz uçlarda gczinme, biçimsel arayış çabaları \ lızar cı'ya da egcmcıı ()ykülcrin tıımü belli bir düzeyin üzc rinde olmakla birliktc, Uykusuzve Algın Bir Sessizliktc adlı öyküler ritnı vc dcn geli kurguyönündcn yapıtın en başarılı öyküleri. Oykülcrin anlatıcısı "bcn'in Uykusuz'da bir kcdi ailesiyle sevgi, acımak, dostluk; Algın Bir Sessizliktc dc isc yoksııl (öykünün öncmscmediği, okuyucunun sezdiği bir yoksulluk) biri çocukla gcne sevgi vc varoluş kaynaklı ilişkile ri akıcı, yaıın, şaşırtıcı tarzıyla yansıtılı yor. Anlar, anılar, bilinç içindc gczilcr "ben"i kendi kendinc sürckli bağımlı kılmasıyla, anlatı bunalım sınırının hcr an aşılanileccği sisli bir çizgide sürmek tedir. Hızarcı'nın, ilcrideki yapıtlarında gözlemlerini dış dünyaya, toplumsal ilis kilerc de yöneltmesi halinde başarısının daha da boyutlanacağı, yazınımıza lark lı güzcllikler katacağı kuşkusuz. • Toprakaltı Sarayları / Erol Hızarcı / Metı\ Yay., 1998/ 119 s SAYFA 13 Bunalım sınırı l