25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ETİENNE COPEAUX arih, tarih yazımı, tarih ögrctimi ve tarih bilinci üzerine araştırmalar, düşünceler vc yayınlar Türkiye'de öylesine çoöalmış (lıırumda ki, ülkeııin geçmiş hakkında kendisine bir yüzyıldır sunıılan görüşlerle tatmin olmasına artık olanak kalınadığı hissediliyor. Bu duru mun bir diğer nedeni de gerek Türkiye'de gerckse başka ycrlcrdc tarihe hiç nlmadığı kadar ihtiyaç duyulması: Tarih siyasi söylemin içine kolayca sızabiliyor vc tarihsel anlatı da idcolojiyle yüklcniyor, çünkü milliyctçiliğin kendini meşrulaş tırmak için tarihe başvurmaya ihtiyacı var. Ancak, rarihsel anlatının ideolojilcr ta rafından saptırılnıası girişimlerine koşut olarak, tiım Avrupa'da rarih konusunda benzersiz bir sorgulamaya da tanık cılunııyor: Otıızlu yılların nazi ve iaşist dalgası, Ikinci Dünya Savaşı'nın yaratrığı yı kımlar, AvrupaToplulugu'nun oluşuınu, SSCB'ııin dağılması ve yeni ulusdevlet lcrin kıırulması, milliyetçi, etnik grupçu ve/veya dini ideolojilcr gibi derin degi şimlerin de bu olguda payı var; ulus, etnisite, ırk, sınıf mücadelesi ya da din adı na insanlığa karşı suçlar işlemiş devlctlcrin ya da eski dcvletlerin halkları yakın ya da uzak geçmişlerine yeniden döniip bakıyorlar ve tarih gözden geçiriliyor: Sömürgecilik döneminin fetihlerinde ya da bağımsızlık savaşlarında yaşanan şiddct, laşizm, Yahudi soykırımı, Gulag adaları tartışmalara, televizyon pıogramlarına, kitaplara, ülmlerc konıı oluyor. 16. yüz yıldaki Protestan katliamı, Viehy rejimi ve Nazi Almanya'sıyla işbirliği, (lezayir sava şı ve ordunun yaptığı zulüm, hatta Birinci Dünya Savaşı'ndaki kıyımların ınqruluğu hakkında 1 ransa keıulini sorguluyor. Katolik Kilisesi bile Protestanlara ve Yahudilere karşı geçmişteki politikalarırıı gözden geçıriyor. Bıırada söz konusu oliin, insanı vicdan rahatsızlıgından zcvk alma noktasına götüren bir tiir ınazoşizm dcğil. Muzaller vatanpcrvcrlik günlcrinde ögrcrilen rarihsel anlatıya tepki gösteren nalklar, "tavanarasında bir cesct"le birlikte yaşamanın ınüınkün olmadığını hisscdiyorıar ve bir dcvler ya da bir cema at tarafından bir başka eemaate karşı işlenmiş suçların ya da haksızlıkların kabııl edilmcsi bir aşaöılanmadan çok bir kurtuluş, bir rahatlama olarak duyumsamyor. llhan Tekeli tarih üzerine araştırmalannı sürdürüyor T Tarih Bilinci ve Genplik tlhan Tckeli'nin "Tarih Bilinci vc Gcnçlik" adını taşıyan kitabı Avrupa'daki tarih bilinçlcrinin durumu hakkında gcrçek bir el kitabı ve tarih eğitimi veren ya da zamanında vermiş olan, veya bu konuyla uzaktan yakından ilgilcncn herkcsi hcyccanlandıracak boyutlaıda bir yapıt. Konuya ilgi duyanlar bu kitabı sorudan soruya, şaşkınlıktan şaşkınlığa yolculuk ederek okuyacaklar ve kafalarında birçok ycni soru doğduğunu görecekler. gerçekleşti rilmesi olanaksız gibi görünen ve arastırmacılardan olıışan uluslararası bir ekip t a r a 11 n d a n (1) ytUar s u ren bir çalışmayla gerçekleştirilmiş bir girişimin sonucudur. Araş tırmat'ilaı, tüm Avrupa'da (Türkiye, tsrail ve I'ilistin de dahil olmak iizere) 30.0()0'den fazla öğrenciye, 280 konuya ilişkin bir soru kitapçığı sımmuşlardır. (ıcrçekleştirme, analiz, yayın hızı ve etkinliği gerçekten etkileyici boyutlara ulaşan bir uluslararası işbirliği modeliyle karşı karşıya yız. Yazarlar bir tür Avrupa tarih bilinci "harirası" ger çekleştirmcyeçalışmışlardır ve tlhan Tekeli'nin kitabı da bu haritanın, özel olarak Türkiye'yc ayrılmış bir bö lümle tamamlanan, sunuşu ve tahlilidir. Soru yöneltilen kişinin şıklardan sadece birini seçebildiği dolayısıyla diğer sıkları dışlamak zorıında kaldığı çok yanıtlı soıuların tuzağıtıa düşmemek için, Körber Vakfı tara fından düzenlenen bu Youth and History (Cîençlik ve Tarih) anketinde, 26 ülkeden ergenlik yaşındaki öğrencilere her biri, birbirlerini dışlamayan 5 ila 10yanıt içererı 48 soru yöneltildi. Yanıtlar biribirini dışlamıyordıı, çünkü soru yöneltilen kişi her bir şık için "tamamen aynı fikirdeyim "den "hiç aynı fikirde değilim'e kadar uzanan beş olasılıktan birini işaretliyordu. I ler soruda teorik olarak 25 ilâ 50 yanıt olasılığı vardı. tutnıamalıdır. Aynı zamanda soıuların anlamımn ülkelere göre anlaşılma ilişkisi de sorgulanabilir. llhan Tekeli Türkçe'ye kötü çevrildiği için anlaından yoksun yanıtlar verilme sine neden olan bir soru örnegi vermektedir (Soru 27c); Soru 47e'deki "azınlıklar" sözcügü Türkiye'de na sıl anlaşılmıstır? Yazar Soru 47Fye (refan devleti kavra ınına iJişkin şık) Türkiye'dcn gelen yanıtın yorunılanmasının ofanaksız olduğunıı da kabııl etmektedir. "1 Jitler üstün yetenckli bir harip, ör gütleyici bir liderdi" onermesine (Soru 29d) verilen vanıtlan nasıl yorumlamak ^erekir? (Ofirenciler "olum lu'nun "iyi' ileeşanlamüolmadığının ve bu soruya olunlu yanıt vermenin dikrarörü onaylamak anlamma gelmediginin bilincinde ol mayabilirler. Daha genel anlamda anke tin, veniden tartışnıanm ye rinde olacağı birtakım ön kabullere dayandığını düşünüyorum. Örneğin anketi düzenleyenler bazı kavramlann ilgili tüm ülkelerde or tak bir anlamı olduğunu varsayınışlardır, oysa bu o kadar kesin dcğildir; "()rtaçag " bir tsrailli için ne anlama gelir? l:ilistin Ortaçağı mı (cger bıınun bir anlamı vaı sa) söz konusudur, yoksa lsrail'de şu andayaşayan nüfusun geldiği ülkelerin C)rtaçağı mı? Aynı kavram, büyük zamandi zinsel bölümlemeleri haklı olarak Batı'da geçerli görülenlerdcn çok farklı olan Türk gcnçleri için kesin bir anlam ilade etmckte midir? Bazı sorular bana daha da yü zcysel görünüyor: Anketi düzenleyenler çocuklardan gemileri ve tarihsel giysiler içnidcki kişileri gösteren resinıleri zamandizinsel bir sıraya sokmalarını istedilde rinde tarih üzerine bir vargı elde etmiyorlar; bazı tarihsel vckültürel kalıpların ta nınma kapasitesini ölçmüş oluyorlar. Ustelik bunlar, soruların yöncltildiği kişile rin kendileriyle aynı kalıplara sahip oldııöunu varsayan anket düzenleyieilerinin kalıplarıdır. Bu nedenle böyle bir tcste verilen yanıtların analizi temsil, uyguıjuk ve "paylaşdmış bilgi" kavramları hakkında derinlcştirilmiş bir düşüneeyi gerektirecektir. (2) Türkiye örneklemi konusunda da bazı saptamalar yapmak gerekmektedir. 1 ler şeyden önce 1 ürk çocuklarına verilen so ru kitapçığı Talim ve Terbiye Kurulu tarafından tam olarak kabul edilmemiştir. I langi soruların reddedildiğinin dökümünü yapmak ilginç olabilir; bu sorular ai diyet duygusunun bir unsuru olarak etnik gruba (Soru 31); son kırk yıl içinde ve ge lecek kırk yıl içinde Avrupa'da ya da Türkiye'de etnik ve toplumsal çatışmalara ve rifen önemin ve bunlardan duyulan korkununölçülmesine(Sortı 35, Soru36, Soru 37); ulusal bir grubun kendi devletini kurmak için zora başvtırmasının meşru iyetine yöneliktir. Devletin kendi halkı ' CUMHURİYET KİTAP SA YI 466 Bunlara aile rarihlerine ve verel tarihe karşı giderek artaıı ilgiyi de eklersek, gencl anlamda tarihe duyulan ilginin artarak süreceği sonucuna varabiliriz. Türkiyede bu süreçte yerini almakta ve Türki ye'deki tarih bilinei sorgulamaları katı bir biçjmde öğrerilen bir resmi tarihin varlı ğıyla ve Kemalist devrimin yakın geçmişten kopma isteğiyle beslenmektedir (Bu kopuş özelJikle bir Türk gencini kcndi 19. yüzyılından bir Fransızın 14. ya da 15.yüzyıldan uzak oldugu kadar uzaklaştıran alfabe deöişikliğiyle somutlanmı^tır). Tarih bir ideolojik kapışma alanı ha line gelmiştir; çağdaş döncmc yönelik bir tarih eğitiminin olmayışı, sanki 1938'den bu yana hiçbir şey yaşaıımamüj gibi, cumhuriyet tarihinin çok starik bir şekilde al gılanıstna yol açmaktadır. Bu koşullarda, Türk halkının tarih bilincini sorgulamak acil bir gerekliliktir; bu işin yöntemi henüz tanımlanmamıstır ve hepsi birbirini tamamlayıcı özellikte birçok yaklaşım geliştirmek mümkündür. Türk tarih bilinci ile başka yerlcrde Avrupa ve başka yerler geçerll tarih bilinci arasında bir karşılaştırma yanmak kuş kusıız çok aydınlatıcı ve yarartı olacaktır, çünkü tarih bilinci genel btlincin bir par çasıdır ve her bireyde ürettiöi çok sayıda zihinscl temsil yoluyla bir halkın ve onun yöneticilerinin yargılarını, kararlannı, tavırlarını etkileyebilir. llhan Tekeli taraiuıdan sunıılan çalışma SAYFA 12 Türkiya'deki tarih biHnci Anketin sonuçları Bu çalışmanın topluınsal bilimlereyö nelik çok istatistiki bir yaklaşıma denk düştüğü açıktır. Zaten anketin geıçekleştirildiği ölçeğin genişliğinc bakıldığında, başka türlüsünün de mümkün olnıadığı görülmektedir. Bunlar araştırmacıların rercihleridir ve ben, anlayış biçimlerini dahaderinlemesincdeğerlendirmeyeolanak veren başka yaklaşımları tercih etsem de, bunları tartışmıyorum: Dilbilim ve özelliklc de sövlem analizi, edimbilim, toplumsal temsilferin incelenmesi, birkaç düzine kişinin söyleşileriylc ya da yazılarıyla sınıriı bir malzemcye uygulandığın da, somut ve canlı sonuçlar vermekteclir; buna karşılık 30.000 bireydeki Renancı ya da 1 lerderci tarih anlayışının koordi natlara ayrılması (s. 131) çok iddialı ama riskli birgirişimdir. Anket konscptini ha zırlayan Norveçli Magne Angvik ve Alman Bodo von Borries, ankette geniş öl çeği öne çıkararak, isteyerek ya da istemeden bclli bir yüzeyselliği de seçmiş ol muşjardır. Az sayıda bireyle yapılmış derinlemesine anketin de sonuçların gcnelleştirilmesinde sorun yaratrığı doğrudur; ama bu sorun sonuçların başka kaynaklarla, o/.cllıklc liı ben/er başka anketlerle bir leştirilmesiyle çözülebilir. Cîeniş istatistiki anket bir başka yorum sorununu da beraberinde getirmektedir: Çıkarsama. Bclli bir tipyamrlabelli bir grupülke arasında bir korelasvon saptandıgında yanırların cografi da^ılımı nasıl açıklanacaktır? Kimi zaman açıklama kendiliğinden ortaya çıkmakta, ama kimi zaman da anketi yapanlar ve yorumcular "akla yatkınlık mantığı'na başvurmak zorunda kalmakta, başka bir deyişle anlamlı ama kanırlanması uzun bir araştırmagerektirecek bir yorum öncrmektedirler. Kuşkusuz, "Demokrasi Antik Yunan'dan kalan en degerli mirasrır" onermesine verilen yanıtlar gibi örneklerde, akla yatkın olanın kanıtlanması güç değikiir: Türk genç leıinin olunısuz ve Yunan gençlerinin olumlu görüşleri bir sürpriz oluşturmamaktadır (s. 137). Aynı coğrafi bölgeyeait ülkelerde (Akdeniz ülkeleri, lskandinav ülkcleri, Protestan ülkelcr, vb.) benzer yanıtlar orta ya çıktığında az çok jcopolitik ya da jcokültürel açıklamalar çıkarsanması eğili rni görülmektedir; ama bu noktada yorum sınırlarının aşılmadıgından nasıl emin t)lunacaktırrl Benzer yanıtlar veren ülkelcr arasında tarihlerindeki ortak noktalardan mı, giincel durumlarındaki or tak noktalardan mı, yoksa tarih eğitim sistemlerindeki ortak noktalardan mı yo la çıkan açıklamalar aranmalıdır? Ve cldecdilcn yanıtlardabu etkenlerin herbirinin payı nedir? Tüm bu soru işarctleri nedeniyle, bu çok genis anketin sonuçları bende sadece uzun bir sorgıılamanın başlangıç noktaları izlenimini bıraktı: Araştırınanın geniş ölçekte yürütülmesi, onu tamamlayıcı incelemelerden bagışık Benzer yamtlar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle