Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vasıf Onnören 60 vasında rüşü ve esretik kavrayış odağında bir araya gelenler hep gençti: Enloğan Akduman, Mustafa Alabora, M. Sadtk Aslankara, I lcılil lirgün. En küçüklcri bendim, yirmisindeydim henüz. Ama ötekiler de yirmilerini sürüyordu zaten. Bütün koşullar hazırdı. 1968'lilik ruhuyla b l i^ y l l d k d toplumsal dokuda, bu rohumun çatlamaması olanaksizdı! Vasıf Öngören'in Berlıner Ensemb/c'dan esinlenerek olu^turdugu Ankara Btrlığı, 19(S9'da işte böyle kıırulmıış oldu... "Ankara Birligi", Vasıf Öngören'in oluştıırduğu yeni yapılanmanın adıydı. Bu "birlik" kcndini ilk öncc sahnede gösterecekti belki ama, öteki alanlara da el atacaktı. Sinemada, yazında daha pek çok alanda tabuları yıkacak; sanatsal etkinlik üretimi yapan tüm sanat ortamlarını, tek tek sanatçılan sarsıp silkeleye cekti... Ayjegül YükseFin deyişiyle "çok yönlü bir tiyatro adamı" olan Vasıf Öngö ren'e de bu yakışırdı herhalde. (1) Ankara Birliği, bunda kararlıydı. Ni tekim topluluk, Ankara Birlıg'ı Sahneu'nden sonra, sahipliğini ve sorumlıı müdürlügünü Halil Ergün'ün üstlendiği Ankara Birlığı Dergmnı yayımlayarak da bu kararlıhgını gösterecekti... Öte yandan yalnız bir topluluk kurul muyor; üç yüz koltuklu yeni bir tiyatro salonu da açılıyordu Ankara'da... Ancak yapım sürmekteydi.. Yüklediği ekonomık sıkıntılara karşın, bir fırsattı yine de bu. Çünkiı Ankara Birliği, o giiniin koşullannda, ayafia kalkmıs o coşkunun da etkisiylc çarçaouk kuruluvermiş gibiy di. Bu nedenle Ankara BirligTne katılanların, gerek dünya görüşü, gerekse es tetik kavrayış bakımından yeniden yapı IJnutulmaz "Asiye Nasıl Kurtulur?"u yaratmıştı "Vasıf Öngören, Türk Tiyatrosunun 1%0'larda gerçekleştirdiği atılım içinde, insanımızı tüm sıcaklığı vc canlılığı ile epik tiyatro yöntemini kullanarak yansıtmış nir tiyatro ustamızdır. Oyunlanndaki yalın dil, gülmcccyc yatkın üslup vc toplumsalpolitik doğru içerik, sahne ile scyirci arasında kolayca iletişim kurmayı sağlamış, tüm oyunları, scyircisini düşünmeye yöneltmede çok başarılı olmuştur." diyordu Prof. Ayşcgül Yüksel, Vasıf Öngören'in yapıtlarıyla ilgili olarak. landırılmaları gerekiyordu. Nitekinı Asiye Nasıl Kurtulurp'un yıldız oyuncusu Zeliba Berksoy, o günleri anımsadığında, bunu büyük bir içten likle dile gctiriyor: "Kavaklıdere'de bir apartmanın bod rumunda çalışıyorduk.... Oynayacağımız tiyatro henüz in şaat halindeydi. Bizlerse saatIerce Vasıf'ın çok önem verdiği yorum mesclesi, yaşamın diyalcktiği; insanlar arasındaki çıkar çatışmaları, insanların birbirlerinc yabancılaşması, insanın kendine yabancılaijnıası meselelerini tartışıp duruyorduk..." (2) Ankara Birliği, henüz perde açmamıştı ama, topluluğun ünü Ankara'yı aşıp tüm Türkiye'yi tııtmuştu doğrusu. Vasıf Öngören adı, Türk tiyatrosunun göndere çekilen yeni adıydı artık. Sonuçta An kara Birliği eylemi, kısa süre içinde doruğa tırmanmış, 1 ürk tiyatrosunda kendine yer açtırmıştı. Olağanüstü coşkularıyla gençler de yanıncîavdı tiyatronun. Yanında olmak ne? Ankara Birliği vc gençlik tam anlamıyla örtü^mü^, birbirini kucaklamıştı. Denebilır kı, 6X'lılik olgusunda, ortak paydada bir araya gelmişti "tiyatro" vc "gençlik" Asiye Nasıl Kurtulur?, yankılana yankılana büyüyordu Ankara'da... Tiyatronun Kavaklıdere Cîöreme Sokak'taki işliğinde, serigrafi ile basılan afişlcr, yaldızlı boyalarıyla ışıl ışıl vapmıstı Ankara'yı. Gencler, caddelertfe atişlere bakarak karşılıklı scslcniyorlardı birbirlerıne: "Asiye Nasıl Kurtuluuur?", "Düzeni değiştirmekleee!" Derken, Zeliha Berksoy'un deyişjyle, "karlı bir Ocak günü Asiye bir sevinç çığlığı gibi" patlayıverdi... "1970'lerin en vurucu Türk oyunu"ydu ortaya çı kan. (3) Asiye Nasıl KurtulurP'la birlikte Vasıf ()ngören de, Ankara Birliği Sah ncsi dedoğmuştu artık! Bu doğumu kutlayanların başında da Halk Övuncuları toplııluğıınun üyeleri geliyordu, o hep eksikliği çekilen incelikle. Ycni yıl armağanlarıyk, kıırııyemiş ve meyve torbalarıyla sıcacık bir buluşma, görülmeye değer bir kutlamaydı bu Toplumcu tiyatro yazarı M. SADIK ASLANKARA T am otıız yıl oldıı... 1968'di. Türk tiyatrosunun o günlerdeki en ciddi topluluklarından biri dc Halk Oyunruları'ydı. Topluluk, Aydın Engiri'm Devri Süleyman'ını, YaşarKemat'vn Teneke'sini sergiliyordu. Teneke'deki ağalardan Okçuoğlu'nuisebirgençtiyatrocuyansılıyordu: Vasıf Öngören. O da tam otuz yaşındaydı... Ama "başka bir tiyatro" süslüyordu düşlerini onun. Oyun çıkıslarında başında düsjleri, koltuğunda Asiye'si, cvinin yolunıı tutarken Vasıf, arada Ash gi rerdi bu görüntüye. Aslı'nın annesi Nuran. Ash Öngören'den kapkara bir göz kalmış bclleğimde yalnızca. Aslı'nın o bebek gözü... Bir dc süt; çok önemli bu. Asla savşaklanmamalı! Vasıf Öngören, işte böyle büyüttü tiyatro düşlcrini 1968'de, Ankara'da 1 talk Oyunculan'nda. Bir elinden Aslı çekiyordu onıı, öteki elinden düşleri... Oyle ya Asiye Nasıl Kurtulur?, nasıl kurtulurdu başka tiirlü? Eplk tiyatponun gereklerl Ne ki, Halk Oyuncııları, dagarına almıştı oyıınıı. Artık düşlerine bir son ver meliydı Vasıf. Oyıınu sahnelenccekti, kenuisi de bunu istemiyor muydu? Tunca Yönderm yönetmenliğindeki çalıs malar ilerlemiş, sahne provalarına gcçilmişti bilc. Ama Vasıf, çalışmalara ıızak duruyor, bir kıyıda derin bir kaygıyla provaları izliyordu. Kendi oyıınuna kar şı tam bir yabancılaşmaydı yaşadığı... Yanılmıyorsam Vasıf iştebuaşamada başlattı o süreei. Ycni bir odak oluşturulmalıydı Türk tiyatrosunda. livet, dalıa öncelerde Brecht sahnclcnmiş, epik tiyatronun varlığı duyurulmuştu belki ama Brccht; onıın kuramına yaslanan bir topluluk aracılıgıyla sunulabilirdi ancak tonlumumııza... Kııramdı ilkın önemli olan! Tam böyle değilse bile, bıına benzer bir söylcmle oluşturdu bu odağı Vasıf Öngören. Rvet.yenı bir topluluk kıırul mafı, bu topluluk epik tiyatronun gercklerini yerine getiıebilecek, Brecnt'i sahneleyebilccek bir dünya görüşüyle, bir estetik kavrayışla donatılmalıydı... Somutlaşıp kristalize olmuş biçimiyle, ilkin 1969'da dile getirildi belki bu çağrı, daha doğrusu bildirge ama, düşünce daha önce mayalanmıştı yine de... Bu çağrıya kulak verip bu dünya göSAYFA 10 Vasıf öngören ve All salt Özdamar, Blrilk sahnesi'nde Faşlzm İn Korku ve Sefaletr adlı oyunda... Vasıf, "197O'lcrTürkıyc'sinin,seyirci siyle en iyi iletişim kurabilmiş toplumcu tiyatro yazarı" olarak anılacaktı artık bundan böyle. (4) Ya sonrası? Önce 12 Mart, ardından 12 Eyliil... Bütün sıkmtılar içinde yine üretim, yine başarı... Herkesin bildiği o yaşamöyküsü yani Vasıf'ın... 14 Mayıs 1984'te, daha 46 yaşında Hollanda'nın Amsterdam kentinde yaşamı noktalan dığında, tanı belliydi; oyun bozanlık etmişler, onıı düşlerinden alıkoymuşlardı... Ama o, Türk tiyatrosundaki özgün yerini koruyacaktı kuşkıısuz... Ne ki, yüzüncü doğum yılında Bertolt Brecht (18981956) anılırken Türkiye'de, gözlerim Vasıf Öngören'i boşuna aradı Brecht'ten söz edilen bu yazılarda Vasıf Öngören (19381984), ölümünün üzerinden henüz on dört yıl geçtiği hal de, unutulmuştu sanki... Örnekse Papırm ve Yaşasın Edebtyat dergileri, Brecht için düzcnlcdikleri özel sayılarda hiç mi hiçsözaçmamışlardı Vasıftan. (5) Diyclim onlar yazın dergisiydi, bir ölçüde bağışlanabilirdi belki bu. Ama Tiyatro... Tiyatro... dergisi de unutmuştu onu. tlginçti doğrusu; Brecht anılmış, ama Türkiye'de, estetik düzlemde Brecht'in kavgasını veren, deyim ycrindeyse, insanımızın kitlesel yöneliş doğrultusunda Brecht'le tanışmasını sağlamıs olan Vasıf Öngören unutulmuştu. Oysa o, "Brecht tiyatrosundan öğrcndiği biçim scl özollikleri Türk itısanının toplumsalekonomikpolitık konumuyla buluştıır mayı başarnıış, epik tiyatro yöntemini, Türk insanını rüm sıcaklıgı vc cnnlılığıy la yansıtan bir yaklaşımla uygulamış bir tiyatro ustası" idi. (6) Gerçi Öıdemir Nutku, Vasıf Öngören ve arkadaşlarınra sahneye taşınan, Brecht'in Adam Adamdır adlı oyıınu için kaleme aldığı eleştiri yazısında, Ayşegül Yüksel'in bu kanısına karılmadığı nı göstermiş; "toplulu(ğun) bu alanda gerekcni verm(ediğini)" belirtmişti. Nutkıı, eleştirisini, şu satırlarla noktalamıştı: "...Ankara Birliği ilgi çekici biı topluluk; ve yetenekli genç elemanlara sanip. ()nlardan olumlıı çalışmalar gelcceğinc inanıyorum. Nc var ki, şu epik ti yatro konusunda, özellikle sahne ü/.erindcki estetik ve teknik alanlarında deney ler yapmak ve hazırlanmak şarl. Aksi takdirde, Türk scyircisi daha Brecht'i anlamadan ondan soğumaya başlayacak." (7) üysa Vasıf, Brecht'in anlaşılabilmesine, Brecht estetiğinin kavranabilmesine, ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 466 Zellha Berksov un deylslyle, "karlı bir Ocak günü Asiye bir sevlnc çıglıgı glbi" patlayıverdl... "1970'lerln en vurucu Türk oyunu'ydu ortaya cıkan.