Katalog

Vitrindekiler Sıcak Hayat/ Tahir Abact/ Kandil Kitaplar/ 80 s. " Sıcak Hayat" yazı, hikâye ve roman çalışmalarıyla da tanınan Tahir Abacı'nın üçüncü şiir kitabı. Kandil Kitaplar Yayırrlannın ilk kitabı olarak yayımlanan kitapta 19791992 yıllan^rasında yazılmış ve bir bölümü Somut, Türkiye Yazıları, Yazko Edebiyat, Sanat Olayı, Gösteri, Varlık, Adam Sanat gibi dergilerde yayımlanmış, bir bölümü ilk kez yayımlanan şiirler yer alıyor. Kitabın dağıtımı Bağlam Yayınları tarafından yapılıyor. Bir Gün Tek Başına/ Vedat Türkali/ Tümzamanlar Yayınalık/559 s. Vedat Türkali 1919'da Samsun' da doğdu. îstanbul Edebiyat Fakültesi'nde Türkoloji okumuş, bir süre edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra Babıali'de yayıncılıkla uğraşmış, daha sonra da uzun yıllar sinema dünyasında senarist, arasıra da yönetmen olarak çalışmıştır. Türk sinema tarihinde de adından söz edilecek birçok senaryonun yanı sıra "Karanlıkta Uyananlar" (1965), "KaraÇarşaflı Gelin" (1977), Antalya Film Festivali Senaryo Ödüllerini, "Bedrana" ve "Güneşli Bataklık" ise Carlovy Vary Film Festivali'nde Cidalc ve Işçi Sendikaları ödülü'nü kazandı. Yazarın ilk romanı olan "Bir Gün Tek Başına" Milliyet Yayınlannın 1974 roman yarışmasında Birincilik ödülü'nü ve " 1976 Orhan Kemal Roman Armağanı"nıkazanmıştır. Elimizdeki Türkali'nin bu önemli kitabının 12. Basımı. C U M H U R İ Y E T K İ T A P Aşk Sanatı/ Ovıdius/ Çeviren: îsmet Zeki Eyuboğlu/ PayelYaytnlan/118s. Ovidius'un bu küçük yapıtı, adından da anlaşıldığı üzere, sevgiyi, sevgide başarılı olmayı, toplum kurallarını sarsmadan, karşılıklı ilişkiler içinde birbiriyle bağdaşmayı öğütleyen, kendince birtakım ilkeler öneren bir kitapçıktır. Yapıtın konusu gibi dili, şiirin uyumu da sürükleyicidir, hangi dizesi okunsa bir insan sıcaklığı, yaşamak isteyen, sevmek için çırpınan, bu özlemlerin en derinini duyan bir yüreğin vuruşları duyulur, yeter ki onu insancıl bir gözle görme yeteneği bulunsun. Ovidius, bu şiirinde okuyucuya yalnız sevginin, aşkın ne olduğunu öğretmekle kalmıyor, ondan hangi koşullar altında yararlanılabileceğini de gösteriyor. Ancak bu öğreticilik de yaşamda uygulamaya bağlıdır, belleğe yüklenen soyut bir bilgi yığını değildir. Ovidius'un bu sevimli kitabının 3. baskısı. Üşüyen Sıcak Düşlerim/ AlıF.Bilir/EYayınlart/ 108 s. AliF.Bilir, do tılı doğa betimlemeleri, güçlü gözlemleri ve yalın, lirik anlatımıyla, ezilen, gözardı edilen insanlar için çarpan yüreğini ortaya koyuyor. "Üşüyen Sıcak Düşlerim", bir ilk kitap olmasına karşın, okurusıkmayan, öykülerden oluşuyor. Üç Kadın/ Sylvıa Platb/ Çeviren: GürkalAylan/ Oğlak Yayınlart/64 s "Üç kadın", bir doğumevinde karşımıza çıkan kadmlıkları, doğurganlıkları, acı ve mutluluk lanyla farklı hikâyeleri olan üç kadını konu ediniyor. Beklenmeyen hamileliğine rağmen çocuğunu kollarına aldığındaki mutluluğuyla "birinci ses", sürekli düşük yaparak hiç çocuk sahibi olamayan ama umudunu hiç yitirmeyen "ikinci ses" ve daha kimselere bağlanamadan çocuğunu doğurmak zorunda kalan kadın ve çocuğunu oraya bırakırkenki acısını yanında götüren "üçüncü ses". Plath'ın şiiri çok ilginizi çekecek. NefesDarhğı/NurN^kaj/ Oğlak Yayınları/ 64 s. "Şiirlerinin kimliğinden »clıçok daha önemli" olduğunu söyleyen Nur Nakkaş'a ın ilk şiir kitabı. Nur Nakkas, kendi özel şiir çizgisini bulmuş bir "şaire" olarak bu şiirleriyle, kendine özgü dünyasının kapılarını açıyor bizlere. matve Cumhuri yet dönemi şairlerinin çok sayıda şiiri arasından seçilmiş. Ayrıca ilk sayfalarda "Türk Edebiyatında Ölüm" konusunda herkesin faydalanabileceği bir inceleme yazısı yer alıyor. Doğranan Üniversite/ Dr. M Tahir Hatiboğlu/Selvi Yayınları/ 256 s. Üniversitenin özü gitti, sözü kaldı. Sözü kalan bu kurumda söz söylemekten korkan, sürekli yutkunan, duymaz, konuşmaz ve görmez insanlar çoğaldı. Bireyci, ufku dar, Doğramacılarla sarmaş dolaş bilimciler çığ gibi arttı. özgür ve özerk üniversite kimsenin umurunda değil. Elimizdeki kitap böyle bir üniversiteyi belgelemek için yazılmış. Elimizdeki "doğrama belgeleri" kuşkusuz yeterli değil. Ancak, ipucu vermesi yönünden yararlı olabilir. Ileride üniversite tarihini yazacaklar bu yapıta başvuracaklardır sanırız. Dinozorlann Sessiz Gecesi/ Hoimar Von Ditfurth/ Almanca'dan Çev: Veysel Ataymanl' Alan Yayınalık/ 272 s. Pu tarihin ürünü olan biz insanlar da dahil olmak üzere, bundan yaklaşık 750 milyon yıl önce bu gezegende bütün canlıların ortak atası olan bir canlı yaşadı. Bu gezegende, en gelişmiş ürünü olarak insan bilincini ortaya çıkartan hayat, yaklaşık 14 milyaryıldan bu yana süregelen, ama içinde ne mucizelere, ne doğaüstü, fiziküstü müdahalelere, ne de esrarengizliklere yer olan bir rastlantızorunluluk ilişkisinin sonucu olarak meydana geldi. Dinsel söylemin mitoslanna inatla akılsal destek arayanların, "ya din ya bilim" ikilemini bilerek ya da bilmeyerek sürdürenlerin, bilimin attığı her adımda biraz daha köşeye sıkışmak istemiyorlarsa, mucizeyi bilinemeyende değil de bilinende aramaları gerektiğini söyleyen bu kitap, yıllarca sürecek tartışmaları başlatmaya aday olan bir başyapıt olacak gibi görünüyor. Din ve İnsan/ Hüsen Portakal/ Yalçın Yayınları/206 s. içinde DİN VE İNSAN büyüdüHU5EN POÜTAKAL ğümüz kültürün önyargılarından kurtulmak ve önyargısız bir düşünceye varmak, sanıldığı kadar kolay değil. Hele söz konusu din gibi insanların duyarlı olduğu bir konu ise, sağlıklı yargıya varmak daha da zor. Yaratıcı Tanrı inancı ancak üç bin yıllık bir zaman dilimini kapsıyor. Evrenin tarihi beş milyar yıl... Tanrı insanı yaratmak ve ona dinsel bir duygu vermek için neden bu kadar bekledi? Ve bu duyguyu neden dünyanın sadece bir köşesinde yaşayanlara verdi? Ortadoğu'da peygamberli dinler başlarken, Afrika'da ya da Avustralya'da neden animist çağ sürüyordu? Büyü çağı ile lbrani dinleri arasındaki bağ nedir? Taptnaklara gidenler, neden yollarını değiştirip laboratuvarlara gitmeye başladı? Güneş sistemi açıklanınca, yalnızca dünya mı uzayın boşluğunda kaldı? Kutsal kitapların konumu ne oldu? Hüsen Portakal'ın "Din ve însan" adlı yapıtı bu ve benzeri sorulara yanıt arıyor. • S A Y F A 2 1 "l | yöresinin topraktan doğurupyarattığı ama içinde çeşitli güçlükler gizlenen yaşamlardan derinliğine işlenmiş sürükleyici konular ve tiplerle çıkıyor okurlannın karşısına. Kimi öykülerinde kaybettiği çocukluğunun izlerine inerek, ancak Sait Faik'te görülen küçük, sıradan insanlarla paylaşıyor kalemini. Yapay anlatım oyunIarına, uydurma simgelere, taslaklara kaçmadan, ayrınS A Y I 21 7 Türk Edebiyatında Olüm Şiirleri Antolojisi/ Abmet SezgınCengız Yalçtn/ Ünlem Yayınları/312 s. Elimizdeki antolojide Türk edebiyatının ölüm konusunda yazılmış şiirleri biraraya toplanmış. Şiirler Divan, Halk, Tasavvuf, Tanzi