Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Selam Ateşleri'nde açan çişek Osman Şahin'in "Selam Ateşleri"nde topladığı bütün öykülerde mekân, Toros Dağları ve dağ köyleridir. Öykü kişileri buralarda yaşayan, doğayla üretim üişkisi içinde bulunan göçerler, köylüler arasından seçilmiş. Niçin sürekli Toroslar'ı, buralardaki yaşamı anlatır Osman Şahin? Yazarındoğup büyüdüğü, kişüiğine damgasını vuran, onun düş gücünü bin renkli çiçeklerle süsleyen, emzirip besleyen bitmez tükenmez derin bir kaynaktır bu dağlar. ALİ F. BİLİR sman Şahin, yeni kitabı 'Selam Ateşleri'nde ikisi uzun, birbiı ınden güzel yedi öyküsüne yer veriyor. Özellikle '92 yılı ()mer Seyfettin Öykü Ödülu'nu alan 'Selam Ateşleri' öyküsü, içerdiği çok yönlü nitelikleri ile öykücülüğümüzde bir ilk örnek sayılabilir... Âna izleği sevidir bu ürünün. Toroslar'da yaşayan güzel Simber ile Bercis'in hüzün dolu sevgileri anlatıh". Simber, bağlayıcı törelerle çevrili, göçer bir toplumun üyesidir. Evlidir. Oba beyinin gelinidir üstelik. Bercis ise, önünde kırık dökük örsüyle çekicinden başka malı mülkü olmayan, yeri yurdu belirsiz bir gezgin demirci ustası, nalbanttır. Iki insan ilk karşılaştıklan anda birbirlerine vurulur, sevinin o yakıcı ateşine düşerler. Çünkü onlara göre sevmek, "Töresellikten değil, gökten inen, insan yaratılışına sinen bir nimettir." Simber Kadın.yüreğinin yazgısına teslim olur sonunda; olunca da kıyamet kopar. Gelininin töreleri çiğneyerek soyu sopu belirsiz bir 'nalbant parçasıyla' kaçması göçer beyi Bedirhan Ağa'yı deliye döndürür. Ağa, atlanıp silahlanır, adamlarıyla birlikte ardına düşer kaçak aşıklann. Bercis'i yakalar öldürürler. Simberi de elleri kolları bağlı halde dev bir mağaranın ağztna götürürler. Ayaklarının altına kar yığarak asarlar. Karlar eridik'çe ayaldarı boşta kalacak olan Simber azar azar ölecektir. Sevi karşılığı, ölümden de öte, akıl almaz, korkunç bir zulümdur bu. Görüldüğü gibi, karmaşık olmayan bir olay örgüsü üstüne oturtulmuştur öykü. Aynı yalınlık, kurguya, anlatım biçimine de yansımış; yazar, Simber'le Bercis'in masalsı sevdalannı şiırsel bir anlatıya dönüştürmüştür. «"jHKT I I I I ^UF ğı bu duyguyu, bu istenci öteki insanlara iletme görevini üstlenmiştir çünkü. Çevrende en küçük umut ışığı görünmediği zamanlarda bile karanlığı aydınlatan, umudu yeşerten yepyeni bir dünya kurar sanatıyla. Ister şiirde olsun ister öyküde, bir sanatsal ürünün değeri o yapıtın düşsel dünyasına girilerek alımlanır. Öyle bir dünyadır ki bu, içinde yaşadığımız gerçek dünyadan daha yoğun, daha etkileyici gelir bize. Sanatsal yaratıdaki kurmaca dündeğer şeylerin devarolduğunu anlanz. Osman Şahin, "Bayan Ali" öyküsünde, küçük yaşta yetim kalan Ali'nin, bilisiz bir anne ile bilisiz bir toplumun yanlış yönlendirmeleri sonucu nasıl bir cinsel sapmaya uğradığını anlatır. Kendi erkekliği ile yapamadığını, güçlü boğaları aracılığıyla köylüler üzerinde dolaylı bir baskı yapmaya çalışır Bayan Ali... "Güvercin Artık Dönmeyecek"adlı uzun öyküde, bireyselvarlığının bilincinde olmayan toplumsal (!) bireyin, cinsel dürtülerini kontrol edemeaiğinde yönelebileceği cinsel sapkınlığı öğreniriz. Bostan bekçisi, savunmasız küçük köylükızıGüvercin'i, tecavüz ederken öldürür. Sonra kendisiylederinbir iççatışmayagirer... Kurban yalnızca Güvercin değildir artık. Osman Şahin'den doga ile iç içe yaşayan insanlann öyküleri Ölinn duygusu "Değişim" öyküsünde, devinen zamandır. Zaman, Hadımlı Yatır'ı yaratan, yaşatan, eskitince yok edip ortadan kaldıran bir toplum bilınci; toplumsal olguları, gerçekliği sürekli yenileyen eytişimsel bir süreç olarak algılatılır okuyucuya, "Gömücüler" öyküsünde, yazarın, ölüm ve yaşam konusundaki bilgece düşüncelerini, öykü kişisi Ejder'in ağzından dinleriz. İnsan, ölümle yaşam arasındaki o ince çizgide beklemedcdir sürekli. Ürpertici ölüm duygusuyla birlikte yaşamaktadır her anı. Bir kör kuyudur ölüm, güzeli yok eden karanlık bir imgedir. Ne varsa bu dünyadadır, yaşanılan hayatın içindedir güzel olan. Öteki dünya mı? Ölü gömücü Ejder, sevip saydığıKırışHacı'yıtoprağaverirken/'Görüp göreceğin son insan kucağı, son insan sıcağı, ben oldum böylece. Bundan sonrası ise kara topraktı; en eski, en uzun orada kalacaktı çünkü. Orada insanın gözlerine sabah güneşi doğmazdı. Oranın ayları, yılları, mevsimleri olmazdı..." diyerek dile getirir duygu ve düşüncelerini. "Kayalara Vurmuş Suretin" öyküsüyle, bugünün yıkıcı, dayanılmaz gerçeğinden kaçarak geçmişe, iki bin yıl önce kayaların yüzüne kazınmış, anasına benzeyen kadın suretine sığınmaya çalışan küçücük bir çocuğun evrensel ruh durumu yansıtılır. Derin kökleri vardır bu sığınma duygusunun, insan, en güçsüz anlarda bile düş kurarak, sevgi üreterek kurtulmayı sınar karabasanın elinden. Küçük, öksüz Cafer çocuk, iç benliğimizin görünmez bir anahtarı gibidir sanki. Bana göre, kitaptaki en ilginç öykü' CUMHURİYET KİTAP SAYI Sevbıbı ve umudun simgesl Eleştirel gözle şöyle bir baktığımızda da, içinde yaşadığımız dünyanın hiç SAYFA 10 de iç açıcı durumda olmadığını ayrımsarız.Giderekyololupgitmektedir güzel olan şeyler, insani değerler. Savaşlar, kıyım, kırım, sömürü sürmekte; insanoğlu yoksulluğun, umarsızlığın burgacında kıvranmaktadır. Bu acınası gidişin en yakın tanıdığıdır sanatçı. Bütün insanlar adına acı çeker o. Acı çekmekle kalmaz, duygu ve düşüncelerini şiirlerinde, öykülerinde, romanlarında somutlaştırır. Kara güce, yıkıma karşı kavga verir elindeki tek siîahı, sanatı aracılığıyla. Insanoğlunun Prometheus'tan, Sisyphos'tan beri tanıdı yanın büyülü gerçekliğiyle yepyeni anlamlar kazanır yaşantımız. Işte, Osman Şahin'in tüm öykülerinde okuyucuya umut ışığı, sevgi ışığı saçan o güzelim dünyayı buluruz. Toros Dağları'nın doruğunda patlayan "Selam Ateşleri" gibi... Prometheus'un ateşidir bu, sevinin ve umudun simgesi.. Homeros'un llyada'sında, Yaşar Kemal'in Ince Memed'inde yakılan gönül ateşlerini anımsatır bize. Bir şiir sıcaklığıyla, içimizdeki ince tele dokunarak yüreğimize akar yalımları. Böylece, çekilmez sandığımız dünyada yaşamaya J 217