25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1894'te doğup 1960 yılında ölen Nahid Sırrı Örik, öyküleri, romanları, oyunları, incelemeleri, makaleleri, gezi notları ve anılarıyla edebiyatımızda kalıcı izler bırakmış yazarlarımızdan biri. "Sultan Hamit Düşerken" adlı romanının 1975 yılında yapılan yeni başkısıyla yeniden gündeme gelmişti. Bu kez de "Kıskanmak" adlı romanı yeni başkısıyla önümüze geliyor. Kitabın yeni baskısına Enis Batur'un yazdığı "Önsöz"ü sunuy'oruz. tanbul'a ve yeni başkent Ankara'ya açtığı parantezlere karşın Zonguldak'ta odaklanmıştır. 45 yaşını geçmiş Halit Ue kendisinden 20 yaş küçük eşi Mükerrem, romanın merkezini kaplayan, Halit'in 40'ına dayanmış kızkurusu kardeşi Seniha'nın kurduğu ağın içine bu ortamda düşeceklerdir. Alain RobbeGrillet'nin "Kıskançlık" adlı romanında olduğu gibi bir kavramla değil birfiilleyüzleştirir okuru Nahid Sırn: Romanın altıncı bölü Nahid Sırrı Örik'in "Kıskanmak'ı 48 yıl sonra yeniden... Tutkunun negatif çehresi üzerine kanlı bir divertimento ENİS BATUR ahid Sırrı Örik'in ilk 1937'de tefrika edilerek Tan gazetesinde yayımlanan, ardından da, 1946'da 1 Hilmi Kitabevi tarafından kitaplaştırılan "Kıskançlık" başlıkJı romanını "yer"ine yerleştirmek çok güç görünmüyor başlangıçta. Konusu, konusunun işlenışi açısından XIX. yüzyıl sonu Fransız romanının etki alanına sokulabilir: Zola'nın maden işçileri dekorlu anlatılarıyla "Madame Bovary"nin ihtiras üçgenini çağnştıran bir romanesk model arasında gidip geliyor "Kıskançlık". Bu açıdan, Lukacs'ın gerçekçi romandan beklediklerine belli ölçülerde uyduğu bile söylenebilir.Türkedebiyatıbağlamında da kuraldışı bir yanı göze çarpmıyor "Kıskançlık"ın, ilk bakışta: Halit Ziya'nın "Aşkı Memnu"sundan uzanan bir maraz geleneğinden kolaylıkla konumlanabilmesini sağlayan kimi ana özellıkleri var. Gene de kuraldışı bir roman damarı saklanıyor "Kıskançlık"ta: Okudukça kendini eleveren, ılerledikçe çekirdeği güçlenen bir kötülük çiçeği bu: Nahia Sırrı'da bir modern örtünüyor. ğurmakla yetinmemiş, birer gövde olarak da kuşatmaktan geri durmamıştır. "Kıskanmak"ta marazi dokuya bunca canlılık katan, romancının ruh haliyle tensel kıvranışı olabildiğince çakıştırmış olmasıdır.Olabildiğince, diyorum, çünkü, herşeye karşın tensel tutkuyu kahramanlannın ruhsal taşkınlıklarıyla orantılı bir örgü içinde işlemeye girişememiştir yazar. Gerekçe olarak ortamın hazırlıksızlığı üzerinde durulabilir şüphesiz, ne ki has sanat yapıtı bu hazırlıksızhğa kafa tutan bir cüretle çiftleşir: Bataille, "Gözün Öyküsü"nü yazdığında, kitabı hazırlanmış bir ortama sunmuş değUdi. Ttikanaliz Özerlne Dördüncü Dapf Bu anlamda, "Kıskanmak"ta yazann hayati önemde bir boyutu hadım ettiğini söylemek isterim. Ruhsal yangını açısından bakıldığında, Seniha'nın portresinde biçimlenen şer tohumu, edebiyatımızda benzeri görülmemiş bir sapkı düzlemi doğurur: Mario Praz'ın Avrupa edebiyatında varlığını sorguladığı 'yazgıyla oynayan kadın' (femme fatale) imgesinin ayrıksı bir örneğidir Seniha: Güzel olduğu için değÜ, tam tersine çirkin olduğu için yakıp geçecektir. Seniha'nın karmaşık iç dünyasında çocukluğundan başlayarak karşı koyulmaz biçimde büyüdüğü aktarılan ur, onun ruhsal anatomisine mührünü vurmuştur. Bu nevropatın kişiliğini ören çetrefd muammayı Freud'un "Psikanaliz Üzerine Beş Ders"inden, özellilde de dördüncü dersin metninden izlemek eldedir. Kaldı ki, Nahid Sırrı, adım adım bu gelişme eğrisini izlememizi sağlayan ipuçları döker romanına: Seniha'nın "kız kadar güzel" ağabeyini kıskanmaya başlaması, kendisinden tiksindiğt annesinden uzaklaşması, özellikle de bekârhk dönenıindeki Halit'e bakış açısı şüpheye yer bırakmayacak bir kesinlikiçerir: "Halit'in yarı açık kalmış dudakltrının ancak birkaç saat evvel verdikleri ve aldıklan buseleri kinle, kıskançhkla, hicapla, nefretle hem de ihtirasla düşünürdü. Ve yüz erkeğin kollanndan geçmiş, erkeğin ve zevkin her çeşidini görmüş kadınlan belki çıldırtabilen bu erkek vücuduna karşı o kadınlann duydukları ihtiraslan ve bu erkek vücudundan aldıklan zevkleri düşüne düşüne, bunları düşünmek vaziyet ve mecburiyetinde kala kala, Seniha'nın tahteşşurunda belki çok karışık ve çok gizli buhranlar da olurdu. Ve belki ağabeyisine kininin en kuvvetli sebeplerinden biri, ihtimal ki unutmak istediği bu buhranlara istemeyerek dahi olsa düşmesine böyle sebebiyet verişiydi." Görüldüğü gibi, Nahid Sırrı neşteri C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI N Zortublrmıhsalhartta Cumhuriyet'in yarattığı ortama ilişkin ipuçları devşirmek de eldedir: Osmanlı'nın sahneden çekilmesiyle birlikte ışığı sönen bir toplumsal tabakanın kesiti, büyük kent ile taşra arasında yaşanan dramatik gerilim, eski umutlardan devrişilen yeni hüsran tohumları sayfadan sayfaya geçerken bir yanda birikecektir. Âma asıl düğüm iç dünyalarda, bir z.ncirin halkaları halinde yazgıları birbirilerine bağh roman kişilerinin toplam tragedyasında S AY F A 8 okunur: "Kıskançlık", kim ne derse desin, zorlu bir ruhsal harita çizer ve bunu yaparken de kuralı çiğner: Roman, baştan uca bir negatifşahıslar galerisidir. Seniha Hanım'ı çağıran bir ünlemle açuır roman; onun üzerine inen bir perdeyle kapanır. Tamıtamına kimdir bu anakişi, ne tür bir kimlik mayasından oluşur, bölümden bölüme koyulaşan bir sis bunu finale kadar kesinleştirmemizi olanaksız kılar." Kiralık Konak"ın Seniha'sının bir ikizi midirPEmma Bovary'nin Doğulu bir versiyonu, ete kemiğe bürünmüş bir dişi Othello mu? Nahid Sırn bizi ikide bir yanıta yaklaştırır, ama her seferinde, dokunmamıza ramak kala hedefi bir adım daha geriletir. Dönüşümlü bir anlatım dizgesine dayanan, hiçbir portreyi bütünlemeksizin yolunu sürdüren ve halka halka üç anakişinin dünyalarında yayılan, içiçe geçen roman, yolda çizdiği ve bünyesine kat mü şu satırlarla açığa çıkarır kronikleşmiş acının kaynağını: "Kıskanmak... Seniha'nın yüreğinde, ilk beliren, kendisinı ilk duyuran ve hemen her gün daha fazla gelişip büyüyen his bu olmuştu. Halit'le aralannda sekiz yaş vardı ve onu kıskanmadığı bir zamanı hiç bümiyordu." Seniha'da bu fiil, çocukluğundan başlayarak çalışmıştır: Kendi çirkinliğine karşı Halit'in güzelliği, onun önce annesinden ağabeyini, sonra ağabeyinden annesini kıskanmasına yol açmış, bunu koyu bir nevroz halinde taşımış veyazgısınıağabeyinin tercih edilmesi biçimleyincede kötülük çiçeği açmıştırruhunda: Artık o fiilin denetimindedir, romanda aynı fiilin uzandığı alanlara doğru ilerleyecektir. Nahid Sırn, özellikle Seniha'yı, ama bir o kadar da Halit'i, Mükerrem'i, Nüzhet'i ve annesini çizerken canalıcı bir yaklaşım getirmiştir: Onlatığı yann birer karakportreler ile zenginleşir: ls Nahid sırn Orik'ln romanı İlk defa I9î7'de yayımlanmı;. ter olarak yo Kötülük çiçefil 213 J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle