Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler meslek, hem de sanat olarak uğraşıyor. Fotoğrafın iki şapkasım da kafasında taşıyor. Bu son kitabında, Çizgen sizlere 50'li yıllardan yaşadığımız günlere kadarki dönemin, bir devrin, fotoğrafça panoramasını veriyor. O günlerin Türkiye'sini îstanbul'unu, Anadolu'sunu anlatıyor. Ulkenin sosyoekonomik, fiziksel yapısı da Gültekin Çizgen'in gözlemleri arasında. Önemli fotoğraf olaylarından kesitler, fotoğrafımızın önde gelen kadroları üzerine ilginç bakışlarvarkitapta. Kişilere, yaşanmış anekdotlara, yer yer uslanmaz o hınzır hicivci yaklaşımıyla sokuluyor. Fotoğrafın meslek ve sanat anatomilerini çok yönlü bir şekilde aydınlatarak ele alıyor. Ülkemizde fotoğrafı, sanatı üzerine, çabalan, hayal kırıklıklarını ve hayallerini, kısacası 'yaşamı' anlatıyor. Çizgen'in 'Ilk Elli'de anlattığı yaşam öyküsü, yalnızca sanatçının özel yaşam öyküsü değil, bir devrin fotoğrafının da öyküsüdür. Onun satırları, fotoğraf sanatı ve mesleğimizin belleğinde, yarının sanat ve sosyal tarihçilerinin çalışmaları için de bir kaynak olacaktır. Çizgen, bir kültür adamı olarak, şimdi kamerasıyla değil, kalemiyle çağının bir fotoğrafını çekiyor. Cumhuriyet Olayı/ Emin Karaca/ Altın Kitaplar Yayınevi/ 286+18 f albüm. Emin Karaca, uzun bir araştırma dönemi Cumhuriy»f sonunda OLAYI ortaya çıkardığı elimizdeki kitapta "Cumnuriyet"in hikâyesini sıfırsaatinden 1943 ortalanna kadar kurucusu Yunus Nadi; Yunus Nadi'nin öldüğü yıl olan 1945'ten 1990'ınbaşlarına kadar da Nadir Nadi anlatıyor. Kendı dönemlerindeki zaman içinde, ileriye ve geriye doğru sıçramaIarla gidip gelirken; en başta kendilerinin gazetenin sayC U M H U R İ Y E T K İ T A P falarındaki imzalı yazıları olmak üzere, doğrudan ya da dolaylı pek çok belge, bilgi ve konuşmayı kendi ağızlarından dinleyecek kitabıokuyanlar. Benim OğlumBir Eroinman/ Evelyne Buchmann/ Çeviren: Günej And /Arton Yaymevi/ 239 s. tlgililerin, öncekilerin, doktorlann, danışman ların ve diğer sosyalmercilerde görevli insanların uyuşturucu manzaralarına bakış açıları yeterincebiliniyor. Bunakarşı çok azı uyuşturucu bağımlısı çocukların, ebeveynlerinin acısını biliyorlar; eroinmanların anneleri ve babaları, ekseriyetle yan figürler olarak suçlular ve sorumlular tarafına itiliyorlar, ön yargılarla, aşağılanmalarla ve anlayışsızlıklarla başbaşa bırakılıyorlar. Onbeş yıldan beri uyuşturucu bağımlısı olan bir oğlun annesi ve bağımlılığın getirdiği problemlerin doğrudan muhatabı olarak Evelyne Buchmann, biriken tecrübelerini, hayal kırıklıklarını ve aşağılanmalarını kendi kaderi olarak tamamladı. Benim Oğlum Bir Eroinman. Ortaya ç'ıkan kitap ebeveynlerin uyuşturucuya karşı mücadelelerinin ne kadar yıkıcı ve nankörolduğunu gösteren sarsıcı gerçelderin bir raporu adeta. Yazın Sesi/ özdemirînce/ Varltk Yaytnlan/ 79 s. "Yazın i"Özbesı Özdcmir ln« demirînYflZIN SESİ ce'nin on yedinci şiirkitabı. Şairin 19911993 yıllarında vazdığı ve hiçbir yerde yayınianmamış olan altmış iki şiirden oluşuyor. Elli şiirlik, dünyaya açılan bir "mevsim portresi" olan "Yazın Sesi" ve on iki şiirlik bir "mersiye", "Monemvasia'daki Mezar". Yepyeni bir sözcük dağarı, sınırları iyice genişlemiş bir imge alanı, şiire yeni alanlar açan çağrışımlar, şiirsel sözdizimin değişik çeşitlemeleri; bir dönüşüm, bir dönüm noktası elimizdeki kitap. Fotoğraf Terimleri Sözliiğü/ Güler Ertan/ A/a Yaytnlan/247 s. "Iletişim çağımızın en önemli buluş ve olgulann dan biri dekuşkusuz 'Fotoğraf Teknolojisi've 'Fotoğraf Snnati'dır. Fotoğraf ile ilgilenenler takdir ederler ki bu olgu günümüzde bilim, teknoloji ve kitle iletişimin vazgeçilmez unsurudur. Fotoğraf olayı kabul edilir ki diğer sanat dallarından daha çok beceri gerektirdiği gibi, teknik ve bilimsel eğitimi de gerektirir. Böylece bir eğitimin sağlıklı olabilmesi için, bilimsel araştırma, çalışma ve bu alanda yayınlann olması gerekir. Sevinçle belirtelim ki ülkemizde fotoğrafa ve fotoğraf sanatına ilgi duyanların, gerek amatör, gerekse profesyonel olarak bu iş ile uğraşanların sayısı gittikçe artmaktadır. Amacım, yeni terimler, yakıştırma sözcükler bulmak, Türk Dil Kurumu'nun çalışma alanına giren yeni Türkçe karşılıklar bulmak ya da türetmek değil, günümüzde kullanılan "Fotoğraf Ortak Di]i"ni oluşturmak, fotoğraf araç ve gereçlerinin kullanımlarında ve işlevlerinde ortak tanımlamalara, ortak anlatımlara varabilmekti" diyor kitabını yazma amacım anlatırken Güler Ertan. Yoz Davar/ Talip Apaydm/ Başak Yaytnlan/ 264 s. Talip Apaydın'ın Ortaanadolu bozkırında geçen ve çobanların yaşamını konu edinen romanının yeni baskısı. 1950'liyıllarda ülkemize çok sayıda traktörün gir mesiyle azalan otlaklar. mera kavgaları, bunun çobanlara yansıyanyüzü. Çoban Musa'nın aldığı işi yüzakı ile tamamlayabilmek için gösterdiği olağanüstü çaba. Onun namus ve görev anlayışı. "Yoz Davar",toplumcugerçekçi romanımızın unutulmaz yapıtlardan biri. Define/ Talip Apaydm/ Ardıç Yaytnlan/493 s. Talip Apaydın' ınl972 yılında ilk basımı yapılan Define adlı romanının elden geçirilmiş yeni basımı. Anadolu toprağı geçmiş uygarhklarınbeşiği. Nereyi eşeleseniz eski uygarlıklardan kalıntılar çıkar. Bunların bazılan çok değerlidir. Anadolu insanı onun için define aramaya özel bir ilgi duyar. Ama çok kez bilisiz ve bilinçsiz define aranır. Bulunursa ne olur? Yurtdışına kaçrnlan "Karun Hazinesi" benzeri olaylar yaşanır. Apaydın bir polis romanı akıcılığı ile konuyu işliyor. Kadının EvrimiAnaerkil Klandan Ataerkil Aileye/ Evelyn Reed/ Çeviren: Şemsa Yeğtn/ Payel Yaytnlan/ 352 s. "Dünya' da yalnızcâ son altı bin yıldırataerkildüzen görülmekte dir. Daha önce tam bir milyon yıl, toplulukları kadınlar yönetmiş, hayvandan insana geçışte en önemli rolü kadınlar üstlenmişlerdir. Dünyamızdaki ilk çirtçiler, ilk doktor ve bilım adamları kadındır. Toplumsal güdülerin gelişmesine cinsel ilişkiler değil, anasal işlevler yol açmıştır. Dişi cins, erkekleri hayvanlıktan çıkarıp insanhğa yükseltmiş, ırkımızı uygarlığın eşiğine getirmiştir. Erkekler sürekli olarak avlanmakta ve savaşmaktaydılar. Bu nedenfe insanlığı hayvansı yaşantısından kurtanp insan özellilderiyle donatma işi, kadınlara kalmıştı. Kadınlar birarada çalışmaktaydılar. Bunun sonucu olarak, anaerkil toplum, insanların birbirlerine karsı kardeşçil duygular beslediği bir başka toplumsal dizgeyi yarattı. Asfına bakılırsa, kadınlar, erkeklere birbirleriyle ve diğer türdeşleriyle geçinmeyi öğretti." Dünya feminist hareketinin önde gelen teorisyenlerinden Evelyıı Reed, kitabında böyle anlatıyor kadınları ve kadının evrimini. Okumadıysanız mutlaka okuyun Reed'in kitabını. tstanbul'u Sarsan On yıl (19831993)/O^y Ekinci/ Anahtar Kitaplar/241 s. Bir zamanlar köyden kente göçünsimgesi olan, göçenlerin ağzından düşmeyen birdeyim vardı; "îstanbul'un taşı toprağı altın". Bu deyimin içeriğinde bir insan sıcaklığı, iş, aş ve umut vardı. Oysa bugün "Îstanbul'un taşı toprağı yağmalanmıştır". Bu saptamanın odağında ise mafya, kanunsuzluk, açgözlülük, yağma ve karamsarlık var. Ve de herşeye karşın bu korkunçgidişi durdurmaya, kalanları kurtarmaya çalışan bir avuç namuslu aydın, yurtsever insan ve kuruluşlar var. Yazdıkları, çizdikleri ve söyledikleriyle kentlilik bilincini geliştirmeye, insanlığın ortak mirasını korumaya çalışanlar var. Bunların öncülerinden birisi de Oktay Ekinci. Ekinci, özellikle son on yılda korkunç boyutlara ulaşan yağmayı sorguluyor kitabında. • S A Y I 2 13 S A Y F A 2 1