23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dilimizin tadını, hep, onlarda buluruz. Radyolar, televizyonlar, kimi Türk diline karşı duyarsız sözde yazarlar, Türk dili alanında toz dumana katarken ortalığı, Oktay Akbal'ın dili, şifa gibi geldi bana. Hem dilinin edebiyatsız akıcılığı, hem de vefalı bir edebiyatçı oluşu ile. Şu satırları okuyunca, şiirin geleceği adına da, kitapta adı geçen şairler adına da kıvanç duvdum. "Bakarsınız, bir zamanlar, dızeleri dillerde dolaşan bir şair zaman içinde unutulur, yıllar geçer adı bile anılmaz, seçkilerde bile rastJanmaz. Ama, gelecekte, bir gün, bir genç çıkar, bir yeni kuşak belirir, o unutulmuş şairi, yeniden keşfeder, önemiyle, büyüklüğüyle, gün ışığına çıkarır." Akbal'da, bu söylediğini yapıyor zaten. Tevfık Fikret öldüğünde Akbal, henüz doğmamıştır bile. Ama, daha on yaşından itibaren sevmiş, yakınlık duymuş Fikret'e. "Nasd olur da, bu şair ölür? Söyledikleri, dile getirdikleri, bugünlerde de canhysa, yeni kuşak lara güven vericiyse." Fikret, Akbal'a da bu güveni vermiş olacak ki, "Ne zaman şiirlerini okumaya kalksam, güç kazanınm" diyor. Kitabına aldığı Fikret'in "Bir gün yapacak fen şu siyah toprağı altın Her şey olacak kudreti irfanla, inandım." dizeler de gelecek hakkında umut ve ışık vermiyor mu. Özellikle, hâlâ, bilgiye, kültüre, eğitime karşı çıkmayı sürdüren görüşlerin var olduğu ülkemizde. Şahsen tanımak mutluluğuna erişemediğine hayıflanan Akbal, Nâzım Hikmet'i, önce, Taranta Babuya Mektuplar şiiriyle tanınmış, Onu da ilk etkileyen bu şiirin "Yaşamak ne güzel şey, Taranta Babu Yaşamak ne güzel şey" dizeleri olmuş. Bir başka üzüntüsü de şu Akbal'ın. Yıl 1950. Ankara'daMilli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'unda çalışmaktadır. Orhan Veli'nin getirdiği, af dilekçesini imzalar. Ama, sonradan, Iiste ilan edilince görür ki, her nedense, listede adı yok." O gün bugün üzülürüm " demesi bundan. Ben de, O yıllarda tstanbul'da Vatan gazetesinde çalışırken, arkadaşlarla bu imza kampanyasını birlikte yürütmüştük. Sonra da, kimi gruplar, aleyhimizde toplantılar düzenlemişler, af kampanyasında adı ve imzaları bulunan bizleri, teker teker yuhalamışlardır. Bursa Hapishanesi'nde iki kez, o zamanki patronum A. Emin Yalman'la ziyaret etmiştim. Vatan, Kurtuluş Savaşı Destanı'nı yayınlayacaktı. Nâzım Hikmet, verdiği izni geri almıştı. Oktay Akbal, yüz yüze tanıyamamış olmasını, şu sözlerle teselliye dönüştürüvor: Hem şairleri, yazarları tanımasak da, bir kez bile görmemiş olsak da, yanımızdadırlar, içimizdedirler. ölselerde...." CUMHURİYET KİTAP SAYI 213 Necip Fazıl'ı, edebiyatçılığının ilk yıllarında yakından tanımıştır. 1943 yılında Necip Fazıl, Büyük Doğu dergisini çıkarırken başlayan tanışıklığını şöyleözetliyor: "... Sabahlan önce tramvayda, sonra Kadıköv'den kalkan vapurda birlikte otururduk. Bana "Dünyadasanatve edebiyat başlıklı bir sütun ayırmıştı. O zamana göre önemli sayılan bir telif ücreti yirmi liraverirdi...öykülerimi de güzel resim lerle süsleyerek, yayımlardı... Sait Faik, Celal Sılay, Tarancı, Saba, Dağlarca bir iki şüriyle, sürekli özdemir Asafın, Akdora'nın şiirleri yer alırdı sayfalarında. Erol Başar, Fahri Erdinç ilk şiirlerini bu dergide yayımladılar. Necip Fazıl'ın ilk şiirlerini çok beğenen Akbal zaman la, onun Nakşibendi şeyhinin müridi olduktan sonra, şiirlerinin içerik ve üslup değiştirdiğine değiniyor. Akbal, onun "Verdim Cüceye onun olsun şairlikŞimdi gözüm büyük sanatkârlıkta", dizeleriyle, böylece şairlikten düşünürlüğeyöneldiğinin altını çizer. RıfaîUgaz Yarım yüzyıl önceden başlayan tanışıklığını, Rıfat Ilgaz hakkındaki ilk izlenimlerini şöyle dile getiriyor Akbal: Yakışıklı bir insan. Ama çok yakışıklı. Sarışın bir sinema sanatçısı sanki. Aklında kalan ilk dizeleri de: Kasnağından fırlayan kayışa,/ Kaptırdın mı kolunu kolunu Alişim./ Daha dün öğle paydosundan önce/ Zilelinin girti ayakları/ Yazıldı Onunda raporu: Ihmalden.Kitapta sonra sırayla, öteki on şair boy gösterir. Hepsiyle de dosttur, arkadaştır Akbal. Birliktelikleri vardır, şiir konuşmaları, rakı sohbetleri söyleşileri. Hepsinde, Akbal'ın kendine göre, ince, insancıl bir anlatım tadı vardır. Hem bu şairlerin iç dünyalarındaki özellikleri, hem de şiirlerinde duygu ve düşünce vurgusunu çıkarıyor ortaya Akbal. HasanlzzetDinamo, 1939yılındasi vil cezaevinden çıkarak lstanbul'a gelmiştir. Kız kardeşinden başka bir tek tanıdığı yoktur lstanbul'da. Evsiz, barksız ve işsizdir. Zaten on dört yaşına kadar öksüzler yurdunda yaşamıştır. Hapiste yatmasına sebep, hazırladığı, fatcat dağıtamadığı bir bildiri yüzündendir. Dört yıl yatmıştır bu yüzden H. lzzettin Dinamo, kendisini hapse götüren falakalara yatırıp dayak yediren bildiriyi dağıtamaz ama, o günlerin coşkusuyla şu şiiri yazar: "Insan kapısında, insan, kul olmaz. Bu güzel dünyada kul, yoksul olmaz.., Kul olmadım ama, köle süründüm." Akbal'ın Dinamo hakkındaki yargısışu: "Dinamo, Kutsal îsyan, Kutsal Banş gibi, belgesel romanları, ciltler dolusu şiirleriyle 40 Kuşağının, toplumcu gerçekçibiratılım döneminin öncüsüdür." Ziya Osman Saba'yla ilgili anılarına şöyle başlar Akbal: Hep, o Sultanahmet parkındaki, Gülhane parkındaki dolaşmalanmızı anımsıyorum. Öğle dinlencesidir. Ziya Osman ya Varlık yayınlanna kadar uzanıp yıllann dostu, Yaşar Nabi'yle söyleşecek, ya da tek başına, parklarda, alanlarda dolaşacaktır.... O şiirleri düşünecek.şiirlianlaryaşayacaktır. Şiirlerinde öliim sözünün çok geçtiği Saba'nın, şu dizeleri, sanki onun iç dünyasının şiireyansımadır: Rabbim nihayet sana itaat edeceğiz Artık ne kin ne haset, ne de yaşamak hırsı Belki bir sabah vakti, belki gece yarısı Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz Cıvıl cıvıl bir şair, hemen her şeye boşverir gibi görünen, kapının eşiğinde dikilip bir seyler anlatan, sonra da dolu dolu bir kahkaha atarak, konuşmasının etki ve tepkisine bakmadan çekip giden Celâl Sılay için şöyle diyor Akbal: "Bir şair vardı 1940'larda. Pe yami Safa'nın, Celâlettin Ezine'nin, Mustafa Şekip'in, Hilmi Ziya'nın VaNu'nun yazılarında övgüyle andıklan bir şairdi bu. '...Ben nasıl sokanm bu tembel vücudu/Allahın bahçesine' diyen Celâl Sılay." Behçet Necatigil, Akbal onunla ilk kez 1945 yılında, yani Zonguldak'tan yeni geldiği günlerde, Cennet Bahçesi'nde tanışmış. Son karşılaşması da Cerrahpaşa Hastanesi'nde. "Şiirine en yakışan şairlerin başında gelir Necatigil,.. Duyarlıdır, ama bunu göstermekten kaçınır. içinde fırtınalar kopar, ama bunu saklar. Tıpkı şu şiirindekigibı" Ölüsünü göstermeyen cins kediler gibi uzağında Hayalimde ufak bir yuva kuruyorum.. Ruhl 8u ve Ezgileri Ruhi Su, hâlâ, söylediği türkülerin sözleri ve ezgileri kulaklarımızda. O "herkese yeter dünya, Herkese yeter ekmek" demişti. "Türkü söylemek benim için bir aşktır/ En güzel aşklarımı türkü söylerken yaşadım " Akbal," Ru hi Su, sadece bir türkücü değil, şairdir de. Çünkü, O, türküleriyle, Türküleri için yazdığı şiirlerle şairliğini kanıtlamıştır" diyor. "Ne mutlu bize ki insan doğmuşuz/ İnsan sevgisini gerçek bilmişiz/ dizelerini şair olmayanlar yazabilir.söyleyebilirmi?" Sabahattin Kudret Aksal da kırk yıllık dostudur Akbal'ın. Yaşamının son günlerinde çok çekti, beyni çalıştı, dili ve bedeni çalışmadı. Hastanede kaldığı uzun sürede Aksal, dayanılmaz bir acıyla tamamladı ömrünü. Oysa, sağlığına özen gösterirdi. Yazın bile, yelekle dolaşır, açık pencereleri kapatırdı. Belki ölüm korkusuydu onu böyle yapan. Acaba, bunun için mi "Bütün söylediklerim yalan/ Yalan yaşamakta olduğum/ "demişti. Oktay, Aksal'ı şöyle tanımlıyor: Bir düşünür, bir şair, bir felsefeci. öğretmen, belediye müfettişi, konservatuvarmüdürü. Ya özdemir Asaf, bakalım ne demiş onun için: Bir sair gibi yaşadı. Fransa'nın 19. yüzyu sonu şairlerinin yaşamından bir parçayı yaşar gibi... Bana sorarsanız şair kimdir nasıl bir şeydir diye, sOlize Özdemir Asafı gösteririm. Orhon Arıburnu, esprili bir şairdi. ölümünden sonra olacaklara bakıp, yakınır." Bari trampetler çalmasa/însan gürültüye gitmese." Bütün anılannı, bütün özelliklerini, buraya aktarsam kitaptaki şairlerin, yeniden bir kitap yazmış olurum. Üstelik, benim yazdıklanm, Akbal'ın yazdıklarındaki tadı vermez. En iyisi, bu anılann, bu değerlendirmelerin, gözlemlerin bütününü okumak! • özgür Yayın Dagıtım /144s Şairlere Ölüm Yok / Oktay Akbal/ SAYFA 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle